EKONOMİ - 01 Aralık 2025 Pazartesi 12:07

Keçiyi meraya, çobanı yaylaya döndürecek 13 öneri

A
A
A
Keçiyi meraya, çobanı yaylaya döndürecek 13 öneri

Antalya Tarım Konseyi, Antalya Ticaret Borsası, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğinde 19 Eylül’de düzenlenen Akdeniz Bölgesi Keçi Çalıştayı’nın sonuç raporu açıklandı.


Çok sayıda akademisyen, kamu ve sivil toplum temsilcileri, birlik yöneticileri ile yetiştirici ve çobanın katıldığı çalıştayın raporunda, yüzyıllardır Anadolu kültürünün ayrılmaz bir parçası olan keçi yetiştiriciliği ve çobanlık geleneğinin ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan önemine dikkat çekildi. Keçinin, orman ekosisteminin doğal bir unsuru olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanan çalıştay raporunda, mera sorunları, vahşi hayvan saldırıları, çobanlık mesleğinin geleceği, veteriner hizmetleri ve hastalıklar, pazarlama, örgütlenme, damızlık materyali, genç ve kadın girişimciliği gibi pek çok başlıkta sorunlar ve çözüm önerileri ortaya konuldu.



"Yapılaşma keçiler için tehdit"


Raporda, meraların yapılaşma, maden ve enerji yatırımları nedeniyle daraldığı, mevcut su kaynaklarına erişimin güçleştiğini, orman alanlarında otlatmaya yeterli izin verilmediği belirtilirken, yaylalarda yapılaşmanın önlenmesi, mera ıslah çalışmalarının artırılması, ormanlık alanların kontrollü otlatmaya açılması, göç yollarının düzenlenmesi gerektiği kaydedildi. Ağaçlandırmadan itibaren 10-15 yılı aşmış ormanlık alanların kontrollü olarak otlatmaya açılması ve orman alanlarında keçi otlatılmasının yangını önleme etkili olduğu vurgulanan raporda, "Mera vasfını kaybetmiş alan’ tanımı kamu tarafından kullanılmamalı, ‘mera vasfı kazandırılmış alanlar’ hayvancılığın hizmetine sunulmalıdır" ifadelerine yer verildi.


Köy ve mahalle merkezlerinde hayvanların su ihtiyacının şebeke suyundan karşılanması sebebi ile su tüketim miktarının çoğalması ve tonaj fiyatlarının yüksek olması maliyetleri artırdığı kaydedilen raporda, "Köy ve mahalle merkezlerinde hayvancılıkta kullanılan suyun fiyatlandırılmasında indirim uygulanmalıdır" denildi.



"Büyükşehir yasası hayvancılığı zorluyor"


Büyükşehir Yasası’nın doğrudan ve dolaylı olarak hayvansal üretimi olumsuz yönde etkilediği vurgulanan raporda, "Kırsal alan ile ilgili mevzuat değişikliği yapılmalı, mahalleye dönüştürülen köylerin üretimi etkileyen gerek kavramsal ve gerekse uygulamadaki kısıtları kaldırılmalı, tarımsal üretim yapanlara öncelik tanınmalıdır" denildi.



"Canavar" saldırıları artıyor


Halk arasında canavar diye tabir edilen kurt saldırısından kaynaklanan sürü kaybının yetiştiricilik açısından önemli bir sorun olduğu kaydedilen raporda, "Çobanların bir kısmı bu gerekçeyle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini terk ediyor" ifadeleri yer aldı. Domuz popülasyonundaki artışın keçiler için tehdit olduğu belirtilen raporda, yabani hayvan popülasyonunun tespit edilmesi, çoban ailelerinden oluşturulacak bölgesel kontrol mekanizmaları, başıboş köpeklerin kısırlaştırılması ve barınaklara alınması, TARSİM sigortasının yaygınlaştırılması ve devlet desteklerinin artırılması önerildi.



"Çobana çeyiz desteği verilsin"


Çobanlık mesleğine ve hayvancılık yapanlara karşı olumsuz algı olduğu, çobanların evlenmekte sıkıntı yaşadığı belirtilen raporda, çobanlık mesleğinin gençler ve kadınlar tarafından tercih edilmemesi, toplumsal algının olumsuz etkilenmesi en önemli sorunlardan biri olarak öne çıktı. Raporda, "Kadınlar çobanlarla evlenmek istemiyor, aileler de kızlarını hayvancılık yapanlarla evlendirmek istemiyorlar. Bu da çobanlık mesleğinin geleceğinin önündeki en büyük engellerden birisi" denildi. Çoban istihdam desteğinin artırılması, kadınların sosyal güvenlik primlerinin devletçe ödenmesi, çoban çiftlere düğün ve çeyiz desteği verilmesi, genç kadınların işletme sahibi olmasının teşvik edilmesi önerisi yer aldı.



"Şap sıkıntısı"


Son dönemde artan hayvan hastalıkları ve şap vakalarının pazarları olumsuz etkilediği, ilaç ve hizmet maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle yetiştiricilerin zorlandığı belirtilen raporda, koruyucu hekimliğin güçlendirilmesi, üniversitelerle ortak projeler geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.



"Keçi eti kokuyor önyargısı kırılmalı"


Keçi etinin koktuğuna dair bir olumsuz algının tüketimi azalttığı, restoranlarda keçi ve oğlak eti menülerinin bulunmadığı kaydedilen raporda, tadım etkinlikleri ile farkındalık oluşturulması, keçi etinin sağlık değerinin medyada anlatılması, agroturizm ve sosyal medya kampanyalarının artırılması, izlenebilirlik ve sertifikasyon sistemlerinin kurulması, "Toros Oğlağı" gibi bölgesel marka ürün geliştirilmesi önerildi. Keçi etinin sağlık değerinin yeterince anlatılamadığı kaydedilen raporda, "Görsel medyanın, özellikle sabah kuşağında, kadın ve sağlık içerikli programlarda oğlak etinin sağlık değerinin, popüler yapımcı ve hekimlerce konuşulması sağlanmalıdır" denildi.



"Keçi taşımalıya takılmasın"


Raporda, kırsalda yaşamın devamı için eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımın önemli olduğu vurgulanırken, taşımalı eğitimin yeniden uygulanması gerektiği kaydedildi. Raporda ayrıca küçükbaş hayvancılıkta melezlemenin kontrol altına alınması, damızlık havuzlarının kurulması, halk elinde koruma sürülerinin artırılması, kulak küpelerinin kalitesinin yükseltilmesi, sağım makinelerinin desteklenmesi, küçük aile işletmelerine özel destek modellerinin uygulanması, kurban döneminde elde kalan hayvanların Et ve Süt Kurumu tarafından satın alınması, çobanların sosyal hayata katılımının güçlendirilmesi gibi öneriler dile getirildi.



"Keçiyi yaşatacak 13 öneri"


Raporda, keçi varlığının korunması, artırılması, sofraya ve ekonomiye kazandırılması için 13 öneri şöyle sıralandı:


"Taşımalı Eğitim yeniden uygulanmalıdır. Küçükbaş hayvancılıkta kontrolsüz bir melezleme var. Bu konuda daha fazla yayım ve eğitim faaliyeti yapılmalıdır. İllerde damızlık havuzları oluşturulmalıdır. Halk elinde koruma sürülerinin sayısı arttırılmalıdır. Kadınların ve genç çiftçilerin işletme sahibi olması teşvik edilmelidir. Kulak küpeleri kaliteli üretilmelidir. Örgütlenme yeterli değildi. Örgütler; yetiştiricilerin, üreticilerin taleplerine odaklanmalıdır. Sağım makinelerinin kullanılması yaygınlaştırılmalı, bu konuda destek verilmelidir. Kırsalda Bereket projesine benzer bir sistemle hayvan sayısı az olan aile işletmelerinin hayvan sayısı ve ekonomik durumu desteklenmelidir. Uzun yıllar hayvancılık yapan işletmeler ile işe yeni başlayan işletmeler arasında destek ve teşvik sistemi açısından bir fark olması, uzun yıllar hayvancılık yapan işletmelere daha düşük faizlerle kredi verilmesi gereklidir. Bölgesel test istasyonları kurularak en iyi erkek materyalin seçilmesine yönelik rutine dönüştürülecek projeler yapılmalıdır. Kurban bayramlarında satılamayarak elde kalan hayvanlar kamu tarafından alınarak Et ve Süt kurumunca değerlendirilmelidir. Merkezi ve yerel yönetimlerce çobanların sosyal aktivitelere dahil edilmeleri sağlanmalı, bu konuda yetiştirici birlikleriyle ortak faaliyetler düzenlenmelidir."



Keçiyi meraya, çobanı yaylaya döndürecek 13 öneri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Rönesans’tan Mersin’e kültür ve sanat yolculuğu Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Mersin’e Değer Katanlar Kurulu (MEDEKA), kentin kültürel mirasına katkı sunan söyleşilerine bir yenisini daha ekledi. ’Kültürel Rönesans’ başlıklı söyleşide, Rönesans kültüründen Mersin tarihine uzanan geniş bir perspektifte değerlendirmeler yapıldı. Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda düzenlenen söyleşide, Mersinli Ressam Ahmet Yeşil ile Gazeteci-Yazar Mirza Turgut, kent belleği, kültürel dönüşüm ve sanat-toplum ilişkisi üzerine görüşlerini paylaştı. Etkinlik, sanat ve kültürle ilgilenen çok sayıda kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Söyleşide, ’yeniden doğuş’ anlamına gelen Rönesans kavramının dünya tarihindeki etkileri ele alınırken, kentlerin sanat toplumu olma sürecinde izleyebileceği yollar da değerlendirildi. Mersin’in tarihsel gelişimi, geçmişte yaşadığı altın çağlar ve kültürel birikimi, geleceğe ışık tutacak yönleriyle masaya yatırıldı. Ressam Ahmet Yeşil, sanatın toplumların dönüşümündeki rolüne dikkat çekerek, gelişmiş ülkelerin sanat politikaları üzerinden örnekler verdi. Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarının batıya ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Yeşil, Mersin gibi kültürel çeşitliliğe sahip kentlerin bu anlamda önemli bir potansiyel barındırdığını ifade etti. Gazeteci-Yazar Mirza Turgut ise Mersin’in tarihsel sürecini eğitim, siyaset ve toplumsal olaylar çerçevesinde değerlendirerek, kentin sahip olduğu potansiyele dikkat çekti. Turgut, son yıllarda Mersin’de yaşanan olumlu değişimlerde Mersin Büyükşehir Belediyesinin kapsayıcı ve birleştirici yerel yönetim anlayışının etkili olduğunu söyledi. "Bilgi paylaşımları kültür politikalarımıza katkı sunuyor" Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü ve Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger, söyleşilerin kent kültürü açısından büyük önem taşıdığını belirterek, "Bu tür buluşmalar, hem deneyim aktarımı sağlıyor hem de kültür politikalarımızın yol haritasına katkı sunuyor. Kentimizin değerleriyle bir araya gelmek bizim için çok kıymetli" dedi. "Kentin belleği olan isimlerle yapılan çalışmalar çok değerli" İçel Sanat Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Alkar ise etkinliğin son derece bilgilendirici olduğunu ifade ederek, "MEDEKA ve Mersin Büyükşehir Belediyesinin bu çalışmaları çok kıymetli. Kentin belleği olan isimlerle bu tür söyleşilerin yapılması, Mersin’in kültürel geleceği açısından büyük önem taşıyor" diye konuştu.
İstanbul Pendik’te kamyonet kontrolden çıktı: Faciayı ağaçlar önledi İstanbul Pendik’te bir kamyonet, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle kontrolden çıktı. Kamyonetin yol kenarındaki ağaçlara çarparak durmasıyla muhtemel bir facia son anda önlendi. Kaza, Pendik Ertuğrul Gazi Mahallesi Orman Yolu Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 41 D 6329 plakalı kamyonet, sürücüsü Durmuş Uygun’un direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Savrulan kamyonet, yol kenarında bulunan ağaçlara çarparak güçlükle durabildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve emniyet ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından ilk kontrolleri yapılan sürücü, tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı. Uygun’un sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Ağaçların aracı durdurmasıyla kamyonetin çevrede bulunan binaya çarpması engellenirken, olayda büyük bir felaketin eşiğinden dönüldü. "Eğer ağaçlar olmasaydı büyük ihtimalle evin üzerine gelecekti" Kazayla ilgili konuşan Hasan Çabuk, "Telefon geldi, arkadaşımızın kaza yaptığını söylediler. Sabah erkenden geldik. Aracın durumunu burada gördük. Kendisine bir şey olmadığını öğrendik, hastaneye kaldırmışlar. Nasıl olduğunu tam bilmiyoruz. Kendisi iyi olunca tekrar görüşeceğiz. Araç ağaçlara çarpıp durmuş. Eğer ağaçlar olmasaydı büyük ihtimalle evin üzerine gelecekti. Ağaçlar ve demirler bizi kurtardı, sıkıntılı bir durum olabilirdi" dedi. Polis ekipleri tarafından kazayla ilgili inceleme başlatıldı.
Eskişehir 400 personelle yapılan yılbaşı denetiminde 413 bin TL idari para cezası uygulandı Eskişehir’de yılbaşı tedbirleri kapsamında 350’si polis olmak üzere 400 personelle yapılan asayiş denetiminde toplamada 413 bin 133 TL idari para cezası uygulandı. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü yılbaşı tedbirleri kapsamında umuma açık işletmeler ve sabit noktalarda asayiş uygulaması yapıldı. Eskişehir il genelinde 350 polis, İl Tarım Orman Müdürlüğü, Eskişehir Defterdarlığı, Tepebaşı İlçe Sağlık Müdürlüğü, Tepebaşı Zabıta Müdürlüğü, İl Sosyal Güvenlik Kurumu ve İl Çevre Şehircilik Müdürlüğünden de personelin katılımı ile toplamda 400 personelle denetim yapıldı. Ekiplerce 21:00 - 23:00 saatleri arasında; Vural Sokak, İsmet İnönü Caddesi, Fabrikalar Caddesi ve 734 sokak üzerinde bulunan bir AVM içerisinde faaliyet gösteren işletmeler ve civarlarında, Haller Gençlik Merkezi, Ulus Anıtı, Savtekin Caddesi, Köprübaşı Civarı, Hat Boyu, Vural Sokak-Siloönü Sokak, Vural Sokak-Nayman Sokak, Vural Sokak-Vardar Sokak üzerinde yaya ve sabit olarak asayiş uygulaması yapıldı. Uygulama neticesinde; bin 328 şahsın yapılan GBT (Genel Bilgi Toplama) sorgulamasında 2 yoklama kaçağı tespit edilirken, bir şahıstan 11 adet yasaklı hap, 1 şahıstan ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Denetimlerde 85 umuma açık istirahat ve eğlence yeri denetlenirken; 4 farklı işletmede, adisyon düzenlenmediği gerekçesiyle İl Defterdarlığı görevlileri tarafından toplamda 58 bin 400 TL idari para cezası uygulandı. Denetimlerde 1 işletmeye canlı müzik izin belgesi bulunmadan müzik yayını yapılması gerekçesiyle İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü görevlileri tarafından 334 bin TL idari para cezası uygulanırken, 2 işletmenin ‘tarım işletme kayıt belgesi’ bulunmadığı tespit edilmiş işletmelere 7 gün süre verildi. Yapılan denetimlerde 1 işletmede mesul müdürün bulunmadığı, diğer bir işletmede ise canlı müzik izin belgesinin bulunmadığı tespit edilip, 2 işletmeye de tutanak tanzim edildi. Trafik denetimlerinde ise 95 araç kontrol edilip; 7 araca çeşitli trafik ihlallerinden toplamda 20 bin 733 TL idari para cezası uygulandı.
İstanbul Esenyurt’ta servis kazasında hayatını kaybedenlerin cenazeleri teslim alınıyor İstanbul Esenyurt’ta kontrolden çıkan servis minibüsünün şarampole yuvarlandığı kazada hayatını kaybedenlerin cenazeleri, yakınları tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan teslim alınıyor. Hayatını kaybeden minibüs şoförü Niyazi Çelik’in kuzeni Adli Tıp önünde yaptığı açıklamada, "Belediyede ücretsiz hizmet taşımacılığı yapıyordu. Yolcuları almaya gitmiş, gelirken fren boşalmasından dolayı kaza geçirmişler" dedi. Esenyurt’ta saat 17.10 sıralarında servis minibüsünün şarampole yuvarlandığı kazada 5 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin cenazeleri Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Cenazeler otopsi işlemlerinin ardından, cenaze yakınlarına teslim edilmeye başlandı. "Yolcuları almaya gitmiş, gelirken fren boşalmasından dolayı kaza geçirmişler" Kazada hayatını kaybeden minibüs şoförü Niyazi Çelik’in kuzeni Nizamettin Çelik Adli Tıp Kurumu önünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Nizamettin Çelik, "Belediyede ücretsiz hizmet taşımacılığı yapıyordu. Yolcuları almaya gitmiş, gelirken fren boşalmasından dolayı kaza geçirmişler. 3-4 sene önce Hacca da gitmişti. Üzgünüz. Ek iş olarak servis çekiyordu, hafta sonu da ücretsiz servis taşımacılığı yapıyordu. Vefat eden öbür arkadaşlardan kimseyi tanımıyoruz, kimseyi de görmedik. Hepimiz üzüntülüyüz. Eşi, ‘bir şoför hastalanmış gel’ diye işe çağrıldığını söyledi" şeklinde konuştu.