POLİTİKA - 05 Kasım 2024 Salı 11:27

MHP Lideri Bahçeli: "Ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan terörist başı, terörün bittiğini söyleyecekse haydi DEM grubuna gelsin söylesin, umut hakkından da istifade etsin. Teklifimde ısrarlıyım, sözümün arkasındayım."

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli: "Ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan terörist başı, terörün bittiğini söyleyecekse haydi DEM grubuna gelsin söylesin, umut hakkından da istifade etsin. Teklifimde ısrarlıyım, sözümün arkasındayım."

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörist başı hakkındaki sözlerimin arkasındayım, teklifimde ısrarlıyım” dedi.


MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörün kökünün kazınacağını ifade eden Bahçeli, “Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım. Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır. Anlaşmazlıkların çözümü milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçmektedir.


“Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır”


Türk milletinin esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddettiğini dile getiren Bahçeli, “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır; silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez.23 Ekim TUSAŞ saldırısı, Türk milletini hedef almıştır. Rahmet ve minnetle andığımız beş şehidimizin ve ikisi ağır 19 yaralı kardeşimizin acısı ve hüznü Hakkari’den Edirne’ye, Şırnak’tan Balıkesir’e, Mardin’den İzmir’e ülkemizin tamamına çökmüş ve herkesi sarsmıştır. Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa orası meşru hedeftir. Kürtler başka, terör örgütü başkadır” ifadelerini kullandı.


“Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor”


Terör örgütünün Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklası olduğunu söyleyen Bahçeli, “DEM Parti de kararını derhal netleştirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaşmalı, nerede durduğunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır.Kahramankazan’a kadar gelerek TUSAŞ’a sızan caniler, bu hainlerin destekçileri ve kiralık bölücü terör örgütü 85 milyon Türk vatandaşının iki cihan düşmanıdır.Hiç kimse karnından konuşmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciğerinin kaç okka olduğunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaştınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında anısızın av olacaklarını, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl can ciğer kuzu sarması halde bulunduklarını, işbirliği yaparak nasıl DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor” dedi.


“İmralı adası Türk toprağı değil midir”


TBMM’nin milli iradenin tecelligahı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiğnenmesinden bahseden aslan parçaları, 1965 yılından bugüne kadar; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeği daha nasıl açıklayalım? TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye bağlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır?Bir de şöyle sorayım; İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı” ifadelerini kullandı.


“Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler”


TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklık olduğunu ifade eden Bahçeli, “Teröristbaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı’da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir izan eksikliğidir? Teröristbaşının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini ve sonlandığını açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olmaz, olamaz. Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Diyorlar ki, yeni anayasa hazırlık süreci için tahkimat yapıyormuşuz. Diyorlar ki, Sayın Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuşuz” şeklinde konuştu.


Hedeflerinin yeni yüzyılda terör kamburundan kurtulmak olduğunu belirten Bahçeli, Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Recep Tayyip Erdoğan’ın tecrübesiyle ve birikimiyle kendilerine göre tek seçenek olduğunu söyledi.


Kürtlerin ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli dokusunun asıl ve temel unsurlarından olduğunun altını çizen Bahçeli, muhalefetin ve bölücü zihniyetin, bu eksende ürettiği laçkalaşmış ve marazileşmiş yuvarlak çözüm önerilerinin mahut bariz gerçeği asla değiştirmeyeceğini ifade etti.


“Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır”


Türkiye’de Kürt sorununun olmadığını vurgulayan Bahçeli, “Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır. Sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Küresel emperyalizmin hiç değişmeyen stratejisi, karşısındaki güçleri dıştan kuşatmak, sanal sorun alanlarını genişleterek içten çökertmektir. Türk milleti halklar koalisyonu, etnik kökenler mecmuu değildir. Türk milleti uçurum gibi derinleşen farklılıkların geçici ittifakıyla kurulmuş yığın veya gevşek topluluk asla olmamıştır. Sorun yaygarası koparanlar, en başta Kürt kardeşlerimizin canı ve varlığı üzerinde pazarlık yapan namertlerdir” şeklinde konuştu.


“Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler”


Kayyum atanan belediyeler hakkında konuşan Bahçeli, “Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atanan kayyımlar demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayıdır.T ürkiye’de hukukun üstünlüğü havi ve hâkimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı şüphesiz mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır. Ancak CHP’nin uzlaşmaz ve provakatif hamleleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır” dedi.


“Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür”


CHP’nin kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibi olduğunu dile getiren Bahçeli, “Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür.Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiği krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiştir.CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir” diye konuştu.


“Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır”


Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, iç barış ve huzur ortamının ihyası mucibince sivri akım ve tutumların örseleneceğini belirten Bahçeli, “Dış desteğe bağlanmış iç tehditler kıpırdayamaz hale gelecektir. Fitne enflasyonundan arındırılmış milli duruş mukavemetiyle önümüzdeki yüz yıla mühür vuracağız. Kendi kozamıza sıkışıp kalmayacağız. Buz tutmuş gönülleri sevgiyle ve dayanışmayla eriteceğiz. Yarattığı sorunları çözemediğini kanıtlayan bir medeniyet çökmekte olan bir medeniyettir. Biz böyle bir medeniyetin mirasçıları değiliz. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren şeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır” dedi.


“Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum”


Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir basın mensubunun Ekrem İmamoğlu’nun randevu talebine bir yanıtınız olacak mı? şeklindeki sorusuna “Ne maksatla randevu talebinde bulundular. Bilemiyorum. Ama Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum. Çünkü bu görüşmeden istismarla yanlış yorumlarla Türkiye’de bazı gelişmelerde MHP’yi de bulaştırmak isteyebilirler. Daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz” cevabını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Arin Gölü’nde su seviyesi her geçen gün biraz daha düşüyor Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde “kuş cenneti” olarak bilinen Arin Gölü’nde her geçen gün su seviyesinin düşmesine dikkat çekmek için aktivistler tarafından doğa yürüyüşü yapıldı. Dikkuyruk, uzunbacak, kızılbacak, Van Gölü martısı, karabaş martı, angıt, kılıçgaga, kaşıkgaga ve küçük batağan gibi onlarca kuş türünün yaşadığı ve ürediği Arin Gölü, son yıllarda tamamen kuruma tehlikesi ile yüz yüze kaldı. İklim krizi ve kuraklığın yanı sıra tarımsal sulama da çekilmeyi daha tehlikeli boyutlara ulaştırıyor. Her geçen gün alan kaybeden göle dikkat çekmek isteyen Van Gölü Aktivistleri Derneği üyeleri, kurumaya yüz tutan Arin Gölü için yürüdü. 26 aktivist, Adilcevaz ilçesindeki Arin köyünden başlayıp Aydınlar köyüne kadar 15 kilometre yürüdü. Burada pankartlar açan dernek üyeleri, acil tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti. Aktivistlerden Mustafa Şahin, göldeki kurumanın son yıllarda arttığını, çekilmenin 200 metreyi aştığını ifade etti. Şahin, “Son birkaç yıldır bu göle dikkat çekmeye çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl da gelmiştik. 15 kilometre boyunca yürüdük. Son yıllarda kuraklık hat safhada. 200 metreyi aşan bir çekilme var. Geçen yıl ile bu yıl arasındaki çekilme çok daha belli oluyor. Vahşi sulama, iklim krizi ve ağaçlandırmadaki eksiklikler bu çekilmeyi hızlandırıyor. Korkutucu ve vahim bir tablo var” dedi. Şahin, böyle devam etmesi durumunda gölün 5 yıl sonra tamamen kuruma tehlikesi taşıdığını ifade ederek, “Bu hızla devam ederse 5 yıl sonra göl yok olacak. Aynı zamanda birçok kuşun yaşam ve üreme alanı. Ekosistem için büyük önem taşıyan bir yer. Bu kuruma ile beraber canlı yaşamı için de tehdit taşıyor. Acil önlemlerin alınması lazım. Tarım politikaları değişmeli. Vahşi sulama bitirilmeli ve ağaçlandırılma çalışmalarının başlatılması lazım” ifadelerini kullandı. Aktivistlerden Muazzez Pirak ise daha önce keyif alarak geldikleri Arin Gölü’ndeki durumun şu sıralar içler acısı olduğunu ifade ederek, “Aktivistler olarak daha evvel keyif alarak geldiğimiz yerden acı duyarak döndük. Durum içler acısı. Aynı sorun Van Gölü için de söz konusu. Havzada 6 binin üzerinde su kuyusu var. Bu büyük bir su israfı anlamına geliyor. Van Gölü de tehlikede. Arin Gölü için tehlike büyük. Kuş cenneti olan bu yere dikkat çekmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bursa Yıldırım’da ’insanlık adına’ kültür sanat sezonu başladı Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 2024-2025 kültür sanat sezonu etkinliklerini, bugünlerde en çok ihtiyaç duyulan değerleri merkeze alarak ‘insanlık adına’ mottosuyla gerçekleştireceklerini söyledi. Yıldırım Belediyesi’nin 2024-2025 kültür sanat sezonu ‘insanlık adına’ mottosuyla başladı. Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen, kültür ve sanat atmosferinin Yıldırım’da bir kez daha hissedileceği yeni sezonun açılış programına Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, Yıldırım İlçe Kaymakamı Metin Esen, İlçe Başkanı İrfan Akkaya, parti yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sanatçılar ve Bursalı sanatseverler katıldı. Sanatçı Yücel Arzen’in konseriyle başlayan program, hayal gücünü kumla birleştiren kum sanatçısı Veysel Çelik Demir’in gösterisi ile devam etti. Sunucu Mehmet Zeyd Yıldız moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Gazeteci Mehmet Akif Ersoy ve Yazar Ayçin Kantoğlu ‘Ortadoğu ve Filistin’ üzerine konuştu. Fuaye alanında Fotoğraf Sanatçısı Engin Uzun, İstanbul’da başlattığı ‘365 Gün Öldük’ projesini Bursa’da da gerçekleştirerek Gazze’de öldürülen sivillere dikkat çekmek için katılımcıları kefiye ile fotoğrafladı. Hazırlanan dijital sergide yapay zekâ ile çizilmiş Filistin-Gazze soykırımı görüntülerle ledlere yansıtıldı ve ziyaretçiler sanal gözlükler ile Filistin topraklarına yolculuk etti. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, nitelikten ödün vermeyen, her kesime erişen, değer yargıları ve hassasiyetleri gözeten bir kültür-sanat anlayışıyla Yıldırım’ı ve Bursa’yı Türkiye’nin örnek gösterdiği bir yer hâline getirmek için çalıştıklarını belirtti. Barışın egemen olduğu, gözyaşının dindiği bir dünya hayaliyle yıl boyu etkinlikleri “insanlık adına” düzenleyeceklerini aktaran Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Filistin davasına dikkat çekmek, Filistin’deki soykırımı durdurmak bütün insanlığın vazifesidir. Misli ve misali görülmemiş bir zulmün maalesef şahidiyiz. Bu zalimliğin bitmesi temennisiyle Filistinli şehit kardeşlerimize tekrar Rabbimden rahmet diliyorum. Daha adil bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. İnsana dokunan,şehre değer katan çalışmalar Yıldırım Belediyesi olarak ‘insana dokunan, şehre değer katan’ kültür-sanat faaliyetleriyle Bursa’nın kültür merkezi olması için alın teri döktüklerini kaydeden Başkan Oktay Yılmaz, “Bursa’yı, Türkiye’nin parlayan yıldızı yapmak için çalışmalar yürütüyoruz. Geride bıraktığımız 5 yılda, hayata geçirdiğimiz kültür ve sanat projeleriyle bu kentin her bir değerine karşı aidiyet hissini artırmayı hedefledik. Kendimizi, kentimizi ve medeniyetimizi tanıtma hususunda, adeta bir kültürel seferberlik ilan ettik. Hedefimiz; bugünün huzurlu ve müreffeh, yarının daha da mükemmel olması için kültürlü insan yetişmesine vesile olmaktır. Bu gaye ile çocukların, gençlerin örgün eğitim hayatlarına destek ve katkı sağlamak amacıyla onların kültür-sanat alanındaki ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılamayı vazifemiz olarak görüyoruz. Bu noktada yaptığımız işin şuurunda olarak; “bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi ve bir ülke de bütün dünyayı kurtarır” düsturuyla hareket ediyoruz. Mehmet Âkif Ersoy’un ‘Âsım’ın Nesli’, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Büyük Doğu Nesli’, Nurettin Topçu’nun ‘Hareket Nesli’, Sezai Karakoç’un ‘Diriliş Nesli’ diyerek ömürlerini verdikleri nesil, şu an göklerde yükselen ve millî gururumuz olan teknolojileri geliştirdi. Bugün birçok alanda önemli hamlelere imza atan nesil, o önemli şahsiyetlerin eserleri ve fikirleriyle beslenerek çağın ruhunu yakaladılar. Biz de yarının dünyasına uyum sağlayacak ve dahi yön verecek nesillerin yetişmesi için gayret ediyoruz” dedi. İyiliği ve itirazı çoğaltalım Yıldırım Belediyesi 2024-2025 Kültür Sanat Sezonu Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür eden AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, kültür ve sanat ile ilgili alanlarda yapılacak her işin dünyaya bir mesaj ulaştırmak için en iyi yol olduğunu aktardı. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de yaşanan insanlık dramına değinen Efkan Ala, "Uluslararası kuruluşların mezarı oldu Gazze. İnsanlığın vicdanının mezarı haline getirildi Gazze ama oraya gömülecek olan siyonizmin kendisidir. İnsanlık tarihi zulümle abat olmuş bir devleti yazmaz ama zulüm yaptığı için tarihte toprağın altına gömülmüş çok medeniyeti, zamanında kendisine ’uygarlık’ denilen çok devleti anar, çok devleti bilir, çok anlayışı bilir. Bugün siyonizm ve İsrail’deki Netanyahu hükümetinin yaptığı soykırım dönüp dolaşıp kendilerini eninde sonunda vuracaktır.Biz ne yapıyoruz çabası içerisinde olmalıyız. Bütün insanlığın gözü önünde böyle bir zulmün işleniyor olmasına tanıklık etmek de gerçekten bizi inanılmaz derecede üzüyor. Kelimenin, çabanın gücüne inanmalıyız. Biz mücadelede sabredenlerden olmalıyız, seyredenlerden değil. Elimizden ne geliyorsa onu yapmalıyız ki iyiliği ve itirazı çoğaltalım ve bu zulüm eninde sonunda kendilerine dönsün ve orada vicdanı, insanlığı gömmek istedikleri yere kendi gelecekleri gömülsün" sözlerini kaydetti.
İzmir Türkiye-Çin iş birliği derinleşiyor Dünyanın en büyük ithalat fuarı ve Çin’in en prestijli fuarlarından biri olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE), 2024 yılında da önemli iş bağlantılarına sahne oldu. Türkiye Milli Katılım organizasyonu, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) liderliğinde gerçekleştirilirken, Türkiye’den 15 firma fuara katıldı. Bu firmaların 13’ü gıda sektöründe faaliyet gösterirken, diğer iki firma farklı sektörlerde Türkiye’yi temsil etti. Dünyanın en büyük ithalat fuarı ve Çin’in en prestijli fuarlarından biri olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE), 2024 yılında da önemli iş bağlantılarına sahne oldu. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, "Çin Uluslararası İthalat Fuarı, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından bizzat planlanan, önerilen ve teşvik edilen önemli bir etkinlik. Fuarın açılışı Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Qiang’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 129 ülkeden 3 bin 496 katılımcı fuarda yer aldı. Türkiye’den Çin’e yapılan ihracat 2024 yılının Ocak – Ekim döneminde yüzde 4,8 artışla 2 milyar 598 milyon dolara yükseldi. Çin’e ihracatımızı uzun vadede 12 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Yüksek Katma Değerli Tarım Ürünleri Ticaretinin Kolaylaştırılması konulu bir toplantıya da katıldık. Bu toplantı, Çin ile tarım ürünleri ticaretinde yeni fırsatların kapısını aralamak adına büyük önem taşıyor. Önümüzdeki yıl milli katılım ile fuara katılan firmalarımızın sayısının artması için devlet desteğinin artırılması, sektör özelinde tanıtımlar yapılması planlarımız var. Kozmetik sektörü bunlardan biri” dedi. Nanjing Belediye Başkanı ile Yiwu Belediye Başkanı ziyareti Fuarda standımızı Nanjing Belediye Başkanı ile Yiwu Belediye Başkan Yardımcısının ziyaret ettiğini ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “Daha önce İzmir’i ziyaret eden ve çok iyi izlenimlerle ayrıldığını belirten Nanjing Belediye Başkanı ile önümüzdeki aylarda İzmir ile kardeş şehir protokolünün imzalanması için bir ziyaret gerçekleştireceğimizi ilettik. Ayrıca Yiwu Belediye Başkan Yardımcısı, İzmir’i ve Ege Bölgesi’ni çok merak ettiklerini Yiwuli vatandaşlara buralara turistik seyahat düzenlemeleri için teşvik edeceğini belirtti” diye konuştu. Export Bahrain ile iş birliği protokolü Fuar sırasında bir çok kurumla görüşmeler gerçekleştirildiğini, Export Bahrain kurumu ile “Mutabakat Zaptı” imzalandığını açıklayan Başkan Ertan sözlerine şöyle devam etti: “Bahreyn Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı olarak 2018 yılında kurulmuş, Bahreynli işletmelerin ticaretini geliştirmeyi amaçlayan Export Bahrain kurumunun üyeleri ile EİB üyeleri arasında ticaret hacminin geliştirmesinin hedeflendiği “Mutabakat Zaptı” ile firmalarımızın Bahreyn’e olan ihracatının artırılmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Canlı yayınlar 1 milyon kişi tarafından takip edildi Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Fortune 500 listesinde yer alan 297 firmanın fuarda stantı vardı. CIIE 2024 katılımcıları tarafından, bir önceki yıla göre yüzde 2 artışla, toplamda 80,1 milyar dolar değerinde iş bağlantısı gerçekleştirildi. Fuar süresince sosyal medya hesabımızdan katılımcı firmalarımız ve fuar sırasında gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimiz ile ilgili paylaşımlar yaptık. 7 Kasım ve 8 Kasım’da yaptığımız canlı yayınlar 1 milyon kişi tarafından takip edildi. Yıl boyunca EIB sosyal medya hesaplarımız üzerinden firmalarımızın Çin pazarında tanıtımlarını yapmaya devam edeceğiz. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden, ekibimiz ve anlaşmalı influencerlarımız ile hazırlayacağımız içerikler sayesinde Türk markalarının değerini Çinli alıcılar ile buluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Fuarın destek tutarı artırılmalı Fuarda 77 ülkeden milli katılım organizasyonunun yer aldığını ifade eden Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu ise “Ülkemizden katılan firma sayısını artırıp, ülke pavyonumuzu daha görkemli bir hale getirmemiz gerekiyor. Diğer 76 ülke karşısında öne çıkmak istiyorsak mutlaka katılımı azami seviyeye çıkarmalıyız. Bunun yolu da firmalarımıza Ticaret Bakanlığınca sağlanan desteği artırmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.
Elazığ “Elazığ’ın Gelecek Tasavvuru Uluslararası Kongresi”nin sonuç bildirgesi paylaşıldı Elazığ’ın Gelecek Tasavvuru Uluslararası Kongresi’nin sonuç bildirgesi, kamuoyuyla paylaşıldı. Elazığ’ın Gelecek Tasavvuru Uluslararası Kongresi, Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde yoğun katılımla tamamlandı. 2 gün süren ve 6 farklı salonda gerçekleştirilen oturum ve panellerde, Elazığ’ın bölgesel, ulusal ve uluslararası geleceğine dair önemli konular ele alındı. Din, medeniyet, edebiyat, eğitim, insan hareketliliği ve göç, şehirleşme, mühendislik, deprem, mimari, estetik, iktisat ve ekonomi, hukuk, yoksulluk, şehir yönetimi, kamu yatırımları gibi birçok alanda sunumların ve panellerin gerçekleştirildiği kongrenin sonuç bildirgesi yayımlandı. Sonuç bildirgesinde, “Elazığ’ın tarihi ve kültürel zenginlikleri, ekonomik potansiyeli, doğal kaynakları ve stratejik konumu, ilin geleceğe dair umut vaat eden bir vizyon geliştirmesini mümkün kılmaktadır. Kongremizde düzenlenen panellerde ve oturumlarda ele alınan temalar ışığında, Elazığ’ın geleceğine dair aşağıdaki tespitler ve öneriler çıkarılmıştır. Ülke olarak etrafımızı kuşatan tehlikeler ve küresel yakıcı problemler varken, şehrimizin insanlarının kodlarında zaten var olan hoşgörü, sevgi, saygı, kardeşlik ve muhabbetin artırılarak daha güçlü ve dinamik bir toplumun inşa edilmesi için herkesin üzerine düşen görevi yapması gerekmektedir. Şehrin hemen hemen her alanda gelişimine yön verecek bilgi ve tecrübeye ihtiyacın olduğu bilinen bir gerçekliktir. Şehrimizde yetişen bilgi ve tecrübe sahibi insanların burada kalması, beyin göçünün engellenmesi için tüm kurumların ve şehir halkının gerekli tedbirleri alarak bu kişilere karşı daha kucaklayıcı olması gereklidir. Ayrıca dışarıda yaşayan başta hemşehrilerimiz olmak üzere nitelikli bilim insanlarının ve tecrübe sahibi çeşitli meslek erbabının şehre gelmesi için gerekli çalışmaların yapılması önemli olacaktır. Dinin, toplumun maneviyatı, ahlakı, hoşgörüyle barış içerisinde birlikte yaşama üzerindeki etkisinin olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Dini metinlerin yorumlanmasında sert, katı ve dışlayıcı üslup ve metotların kutuplaşmaları körüklediği ve toplumsal birlikteliği yok ettiği bilinmektedir. Bunun için bölgede İslam dininin temel kaynaklardan ve yüzlerce yıldır oluşan tecrübelerin mahsulleri olan usul ve motedolojilerle ifrat ve tefritten uzak bir şekilde öğretilmesi, hoşgörü, barış ve ahlaki yönlerinin ön plana çıkarılması gerekmektedir. Bu konuda uzmanların yetişmesi için her türlü çalışmalar güçlendirilmelidir” denildi. Açıklamanın devamında, “Eğitimin toplumun geleceğini inşa eden en önemli araçlardan birisi olduğu malumdur. Bunun için okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitim kurumlarının daha da güçlendirilmesi ve eğitimde artan niceliğin mutlaka nitelikle buluşturulması önemlidir. Öğrencilerin kimlik bilinciyle yetişmesi için şehrin kültürel ve tarihi mirasına önem verilmesi gerekmektedir. Şehirlerin geleceğinin inşa edilmesinde yükseköğretim kurumlarının önemi malumdur. Gelinen süreçte üniversitemizin ulusal ve uluslararası düzeyde ulaştığı başarıların artarak kalıcı hale getirilmesi ve ürettiği bilgilerin bölgenin, ülkenin ve tüm insanlığın yararına ürünler vermesi sağlanmalıdır. Deprem kuşağında yer alan Elazığ’da, depreme dayanıklı şehirleşme çalışmalarının devam etmesi ve tüm afetlere karşı dirençli şehir planlamasında her türlü tedbir alınmalıdır. Doğal kaynakların korunması ve yenilenebilir enerji kullanımının artırılması sağlanmalıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi kritik bir öncelik olarak ele alınmalıdır. Yeşil çevrenin korunması ve çoğaltılması noktasında gerekli önlemler alınmalıdır. Elazığ’ın doğal kaynaklarını katma değer üreten son ürün haline getirecek bir ekonomik yapı hedeflenmelidir. Kalkınma planlarındaki devlet politikaları takip edilmeli, yerel yönetimlerin ekonomideki koordinasyonuna dikkat edilerek, girişimcilik teşvik edilmeli ve il dışındaki yatırımcılar şehre davet edilmelidir. Elazığ’ın güçlü altyapısı ve iş gücü potansiyeli, stratejik yatırımlarla desteklenmelidir. İlin uluslararası pazarlara entegrasyonu için lojistik altyapı güçlendirilmelidir. Kamu ve özel sağlık sektöründeki yapının devamı sağlanarak daha da güçlendirilmelidir. Tek sağlık (insan, çevre ve hayvan sağlığı) kavramı altında, sadece tedavi edici hizmetler değil, koruyucu sağlık hizmetlerinin tüm topluma yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Sağlık okuryazarlığı artırılarak, sağlıklı yaşam alışkanlıkları için gerekli altyapıların kurulması gerekmektedir. Şehir kimliğinin korunması açısından Harput’un dini ve kültürel mirasının yeni nesillere tanıtılması sağlanmalıdır. Bu çerçevede Harput’un, sadece turistik bir destinasyon değil, aynı zamanda kültürel etkinliklerin merkezi konumunda yer alması için gerekli çalışmalar artırılmalıdır. Elazığ’ın gelecek tasavvurunun ülkenin gelecek tasavvurundan bağımsız olması düşünülemez. Elazığ, Türkiye’nin bir parçasıdır. Bu yüzden Elazığ’daki yerel yöneticilerimiz, akademisyenlerimiz, aydınlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızın ülke ve dünya gündemini takip ederek bölgesel ve evrensel gelişmeleri dikkate alarak hızlı tedbirler ve önleyici çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Şehrimizin geleceğinin planlanması için kurumların iş birliği ile ortaya çıkacak bilimsel çalışmaları yapması, verilerin ortaya çıkarılması ve bunların raporlara dökülerek herkesin kullanımına açılması hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla belli periyotlarda bu tür çalışmaların daha olgun, derinlikli ve tabana yayılarak devamının getirilmesi ilimizdeki tüm kurum ve kuruluşların en önemli ödevlerinden birisidir” ifadelerine yer verildi. Son olarak ise “Geçmişten gelen zenginliklerimizi, bugünün fırsatlarıyla birleştirerek geleceğe emin adımlarla ilerleyebiliriz. Bu doğrultuda kamu kurumları, üniversiteler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle güçlü ve bütüncül bir kalkınma yaklaşımı benimsenmelidir. Kongremizde ortaya çıkan fikirler, Elazığ’ın güçlü bir gelecek tasavvuru oluşturmasına katkı sağlayacaktır” denildi.