SAĞLIK - 13 Ocak 2025 Pazartesi 11:42

Görme kaybının yüzde 80’i önlenebilir hastalıklardan kaynaklanıyor

A
A
A
Görme kaybının yüzde 80’i önlenebilir hastalıklardan kaynaklanıyor

Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında kutlanan “Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası”nın kutlandığını ve körlüğe neden olan hastalıklara dikkat çekmenin amaçlandığını belirten Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Güreser, “Dünyada 19 milyon çocuğun görme bozukluğundan etkilendiği tahmin ediliyor. Bunlardan 12 milyonu retina bozukluklarından kaynaklanan sebeplerle görme kaybı yaşarken 1,4 milyonu kalıcı körlükle mücadele ediyor” dedi.


Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya genelinde yaklaşık 253 milyon görme engelli insan yaşıyor. Daha çarpıcı olan ise bu vakaların neredeyse yüzde 80’inin önlenebilir ya da tedavi edilebilir nedenlerden kaynaklanıyor olmasıdır. Göz sağlığı hayatımızın her alanını etkilerken, küçük ihmaller bile geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabiliyor. Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında “Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası” nın kutlandığını ve körlüğe neden olan hastalıklara dikkat çekmenin amaçlandığını belirten Medicana Sağlık Grubu Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Güreser görme kaybının en sık nedenlerini, risk altındaki grupları ve güncel tedavi yöntemlerini anlattı.


Ülkemizde ve dünya genelinde milyonlarca insan, tedavi edilebilir veya önlenebilir nedenlerle görme yetisini kaybediyor. Katarakt, glokom, diyabetik retinopati hastalıkları nedeniyle özellikle çocuk ve yaşlılarda görme kaybı oluştuğunu belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Güreser, bu hastalıklar ve güncel tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.


“Beyaz Baston” Görme Engelliler Haftası’nın sembolü


Her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’nın kutlandığını kaydeden Op. Dr. Güreser, görme engelli bireylerin dış dünyada karşılaştığı zorlukları anlamak, destek olmak ve erken teşhisin önemini vurgulamanın haftanın ana temasını oluşturduğunu söyledi. Beyaz bastonun hikayesinin, 1921 yılında İngiliz fotoğraf sanatçısı James Biggs’in bir trafik kazasında görme yetisini kaybetmesiyle başladığını hatırlatan Op. Dr. Güreser, “Biggs, bastonunu beyaza boyayarak yolda dikkat çekmek ve kendini korumak istedi. 1931 yılında beyaz baston ‘Görme Engelliler Haftası’ etkinliklerinin bir sembolü olarak kabul edildi. O tarihten bu yana beyaz baston, görme engelli bireylerin bağımsızlığını ve güvenliğini simgeliyor” ifadelerini kullandı.


“En sık görülen körlük nedenleri tedavi edilebilen hastalıklardır”


Görme kaybının, genellikle önlenebilir ya da tedavi edilebilir nedenlerden kaynaklandığının altını çizen Op. Dr. Serkan Güreser, bu duruma yol açan en yaygın nedenleri şu şekilde sıraladı:


“Dünyada körlük vakalarının en büyük nedenlerinden biri olan katarakt, genellikle yaşlanmayla ilişkilidir. Göz merceğinin bulanıklaşması sonucu görme bozukluğu oluşur. Ameliyat edilmeyen katarakt, yüzde 35 ile kalıcı görme kaybına yol açan en önemli etken olarak kabul ediliyor. Katarakt bilhassa orta ve düşük gelir grubundaki ülkelerde hala yaygın bir hastalık olarak biliniyor. Glokom (Göz Tansiyonu): Bu hastalık, göz içindeki basıncın artması sonucu görme sinirine zarar verir ve genellikle belirti vermeden ilerler. Tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilir. Özellikle ailesinde glokom geçmişi olan bireylerin düzenli kontrol yaptırması hayati önem taşır. Diyabet hastalarında sıklıkla görülen bu durum, kontrolsüz kan şekeri seviyelerinin retina damarlarına zarar vermesi sonucu oluşur. Tedavi edilmediğinde görme kaybına yol açabilir. 60 yaş üzeri bireylerde sık görülen bu hastalık, merkezi görmeyi etkiler. Kitap okuma, yüz tanıma gibi günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Göz Yüzeyi Bozuklukları (Korneal Opasiteler): Korneal opasiteler, gözün en dış tabakası olan korneada meydana gelen saydamlık kaybıdır. Korneanın saydamlığını yitirmesi, ışığın düzgün bir şekilde gözün arkasındaki retinaya ulaşmasını engeller ve görme bozukluklarına yol açar. Bu durum, hafif bir bulanıklıktan tamamen görme kaybına kadar değişebilir. Yaralanmalar, enfeksiyonlar veya genetik faktörlere bağlı olarak gelişen kornea hasarları körlüğe yol açabilir.”


50 yaş üstü ve 15 yaş altı kişilerde daha sık ortaya çıkıyor


Görme kaybı riski altında olan grupların özellikle yaşlılar ve çocuklar olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Serkan Güreser, “DSÖ verileri, körlük ve görme kayıplarından muzdarip kişilerin yüzde 81’inin 50 yaş ve üzeri olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla yaş, en önemli risk faktörü olarak öne çıkıyor. Dünya nüfusu giderek yaşlanırken, görme bozuklukları ve körlük riski altındaki nüfusun büyümesi kaçınılmazdır. Diğer bir risk grubunu da 15 yaş altı çocuklar oluşturuyor. Dünyada 19 milyon çocuğun görme bozukluğundan etkilendiği tahmin ediliyor. Bunlardan 12 milyonu retina bozukluklarından kaynaklanan sebeplerle görme kaybı yaşarken 1,4 milyonu kalıcı körlükle mücadele ediyor. Çocukluk çağı görme engelliliğin sebepleri, dünyanın değişik bölgeleri arasında önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Ülkemizde çocukluk çağı körlüklerinin temel sebepleri retina hastalıkları ve prematüre retinopatisi, katarakt ve optik atrofi olarak tespit edilmiştir. Ülkemizde çocukluk çağı körlük nedenleri gelişmiş ülkelerle benzer oranda gözün arka kısmındaki retinaya ait sebeplerle ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.


“Teknolojik gelişmeler, göz hastalıklarının tedavisini kolaylaştırdı”


Günümüzde tıbbi teknoloji alanında yaşanan ilerlemeler sayesinde birçok körlük nedeninin tedavi edilebildiğini kaydeden Op. Dr. Serkan Güreser, tedavi yöntemleri ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Körlüğün en sık sebebi arasında bulunan kataraktın göz içi lens değişimi ile görme yetisi büyük ölçüde geri kazandırılabiliyor. Bununla birlikte glokom ve diyabetik retinopati gibi durumlarda lazer tedavileri etkili sonuçlar sağlıyor. Makula dejenerasyonu için kullanılan özel ilaç enjeksiyonları sayesinde görme kayıpları yavaşlatılabiliyor. Ayrıca hasarlı korneaların yerine sağlıklı kornea dokusunun nakledilmesi ile görme yeniden sağlanabiliyor.”


Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serkan Güreser, düzenli göz muayenesinin önemine dikkat çekerek, göz sağlığının ihmal edilmemesinin ve şikayeti olsun ya da olmasın herkesin rutin göz kontrollerini yaptırması gerektiğinin altını çizdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa Bellek kent söyleşilerinin ilk konuğu Ezel Akay olacak Bursa’da çeşitli etkinlik ve projelerle geçmişten günümüze kaybolan kültürel mirası kayıt altına alma çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, “Bursa Bellek-Kent Söyleşileri” ile kente değer katan önemli sanatçıları da sürece dahil ediyor. Her ay düzenli olarak gerçekleşecek söyleşi serisinin ilk konuğu, ünlü yönetmen, senarist ve yapımcı Ezel Akay olacak. Bursa’nın tanıtımı için çok sayıda proje üreten, ayı zamanda kentin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, etkinliklerine bir yenisini daha ekliyor. Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı’na bağlı Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürlüğü tarafından her ay düzenlenecek “Bursa Bellek-Kent Söyleşileri” ile Bursa’da doğmuş, büyümüş veya hayatının bir kısmını Bursa’da geçirmiş sanatçıların kent hatıraları kayıt altına alınacak. Her ay farklı bir sanatçının konuk edileceği söyleşi serisinin ilk konuğu ünlü yönetmen, senarist ve yapımcı Ezel Akay olacak. 19 Ocak Pazar günü saat 16.00’da gerçekleşecek söyleşiye Merinos AKKM-Müze Galeri Alanı ev sahipliği yapacak. Söyleşide, Bursa Erkek Lisesi mezunu olan Ezel Akay’ın 1970’li yıllarda geçen ilk gençliği, Türk gölge oyununun temel taşlarından olan Hacivat ve Karagöz’ün hayatından yola çıkan ve çekimleri Bursa’da yapılan “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” filminin hikayesi ele alınacak.
Muş Muş’ta 2024 yılı tarım ve hayvancılık verileri açıklandı Muş Tarım ve Orman Müdürlüğü 2024 yılı değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda ilk olarak, 2024 yılında uygulanan tarım politikaları ve tarımsal üretimle ilgili yapılan çalışmaların sonuçları paylaşıldı. Kurum toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan Muş Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün, 2024 yılının hem kendileri açısından hem de üreticiler açısından bereketli ve başarılı geçtiğini söyledi. Muş’un hem hayvancılık hem de bitkisel kapasitesi yüksek illerden biri olduğunu dile getiren Müdür Gün, kentin 357 bin hektarlık tarıma elverişli arazi bulunduğunu söyledi. 357 bin hektarlık arazinin 162 bin hektarının sulanabilir durumda olduğunu dile getiren Gün, “Son sulama ihalesiyle kapalı tarımsal sulama ihalesiyle 78 bin hektarlık alan da sulanabilir hale gelecektir. Bunun yanında da 408 bin hektar üzerinde hem çayır hem de mera alanlarımız ve yayla alanlarımız bulunmaktadır. Bu da ilimizin yüzde 48 gibi bir kısmını oluşturmaktadır” dedi. Muş’taki hayvan varlığına da dikkat çeken Mehmet Gün, büyük ve küçükbaş hayvan varlığının yanı sıra arıcılık ve balıkçılığın da arttığını kaydetti. Gün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elimizdeki verilere göre şu an 235 bin büyükbaş, 1 milyon 50 bin küçükbaş mevcudumuz bulunmaktadır. Onun yanında özellikle de son zamanlarda öne çıkan arıcılık konusunda çok iyiyiz. Arıcılıkta da 64 bin kovana sahibiz. Gezicilerle beraber özellikle ilkbaharda bu mevcudumuz 2 kat artmaktadır. Bu da çayır ve meralarımızın florasının hem güçlü hem de kaliteli olmasından dolayıdır. Özellikle bizim kendimize ait hem Murat Nehri, hem Karasu, bunun yanında da Alparslan 1 ve Alparslan 2 barajlarımızın olması, doğal ve yapay göletlerimizin olmasından dolayı balıkçılık da gelişmeye başlıyor. Geçen sene biz 4 milyonun üzerinde yavru sazan balığını bu barajlarımıza ve göletlerimize bıraktık.” Gün, 2024 yılının hem kendileri açısından hem de üreticiler açısından çok bereketli ve başarılı geçtiğinin altını çizerek, “Bizler özellikle hem Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüzün tarım arazilerinin etkinleştirilmesi projesi kapsamında bize verdikleri projeler, DAP İdaresi’nin verdiği projeler, bunun yanında da il özel idaremizden aldığımız projeler, yüzde 50 ile yüzde 75 hibeli olarak çiftçilerimize bunlar kazandırıldı. Bu projelerimize baktığımızda da 2024 yılı bereketli ve başarılı bir şekilde geçti. Bu projelerimizin yüzde 100’ü bitti” ifadelerini kullandı. Yeni destekleme modelinde Muş’un iyi bir yerde olduğunu vurgulayan Müdür Gün, “Bizim açımızdan, bakanlığımız açısından çok önemli olan, planlı üretme ve yeni destekleme modeline geçtik. Bunlar da üreticilerimiz açısından çok değerli ve yeni yol haritamızı da belirleyen konulardır. Bundan sonra inşallah nicelikten çok niteliğine bakıyoruz. Verimin arttırılması, suyu merkeze alan bir politikayla bunu geliştireceğiz inşallah. Planlı üretim içerisinde Muş’umuz iyi bir yerdedir. Bu 13+1 ürün içerisinde Muş’umuz özellikle bütün ürünleri yer almaktadır. Bu planlı üretimde ise desteklemeler farklıdır. Bu desteklemelerimiz hem temel destek hem planlı üretim desteği, bunlar da ürünü geliştirme destekleridir. Muş ilimiz süt havzasında ilk 10 il içerisindedir. Bu hem süt havzası hem de besi havzasında olmamızdan dolayı çiftçilerimiz burada herhangi bir işletmenin yapılması ve bu konudaki destekleri bizim ilimize yüzde 100 sağlanacaktır. Şu anda hayvancılıkta bizim için de çok önemli olan kuzu, oğlak, buzağı, malaklara destek verilecek” diye konuştu. Gün, özellikle genç çiftçilerin ve kadınların rol alması için pozitif ayrımcılık olduğunu söyledi. Genç çiftçilere ve kadınlara sunulacak desteklerin daha yüksek olduğunu kaydeden Gün, “Desteklerimiz devam ediyor. 2024’e baktığımızda özellikle Muş için yüzde 100 bir şekilde geliştirdiğimiz projelerimiz bize ve çiftçilerimize yüzde 100 bir değer kazandırdı. Bu şevkle de 2025 için de az önce ifade ettiğim hem bakanlığımızın, hem de yerelde DAP İdaresi’nin hem de özellikle de il özel idaresiyle projelerimizi geliştireceğiz. Özellikle bu projelerimiz yerelde az önce ifade ettiğim gençlerimize ve kadınlarımıza yönelik projelerimiz olup inşallah bunlar da hem buradaki üreticilerimize, hem bitkisel hem de hayvansal konusunda üretim yapan üreticilerimize bir katkı sağlamış olacağız” ifadelerini kullandı.
Muğla Büyükşehir Halka Sordu: Sandıktan ‘düğün’ çıktı Muğla Büyükşehir Belediyesi, Menteşe ilçesindeki Düğerek Sosyal Tesisleri ve Spor Salonu’nda düğün yapılıp yapılmaması konusunu halka sordu. 2 gün boyunca yapılan referandumda bin 84 kişi oy kullandı ve 990 oy ile tesisin düğün organizasyonları için kullanılmasına “evet” denildi. Katılımcı belediyeciliğe önem veren Muğla Büyükşehir Belediyesi, Menteşe Kent Park için yapılan referandumdan sonra Düğerek Mahallesi’ndeki Büyükşehir Sosyal Tesisleri ve Spor Salonu’nda düğün yapılıp yapılmaması konusunu da halka sordu. Vatandaşlar, iki gün boyunca muhtarlık hizmet binasına konulan sandıklarda Düğerek Sosyal Tesisleri ve Spor Salonu’nda düğün yapılıp yapılmaması konusunu oyladı. Düğerek sakinlerinin yoğun katılım gösterdiği referandumda 990 ‘istiyorum’, 94 ‘istemiyorum’ oyu ile düğün yapılabilmesine karar verildi. “Referandum yapılması güzel bir şey” Mahalle sakinlerinden Kamil Orhan, “Vatandaşlar diğer düğün salonlarından 80-100 bin TL fiyat ile karşılaşıyorlar. Düğerek’te böyle bir yerimizin olması güzel bir şey. Bu tesis insanlar faydalansın diye yapıldı” dedi. Ali Aykut Tekcan, “Referandum yapılması güzel bir şey. Ekonomik şartlar vatandaşları zorluyor. Vatandaşımızın düğün yapma gücü yok, Sosyal tesisten başka yerde düğün yapma imkanı da yok” ifadelerini kullandı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Halkla İlişkiler Şube Müdürü Yeliz Küçük, Düğerek Sosyal Tesisleri’nde düğün yapılmasına ilişkin talepler ve şikayetler doğrultusunda mahalle sakinlerine başvurulduğunu belirtti. Küçük, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’ın direktifleri doğrultusunda, Muhtarımız Gülfer Hanım ile bir araya gelerek, bu önemli konuyu mahalle sakinlerimize sormaya karar verdik. İki gün süren referandumda toplam bin 84 oy kullanıldı. Oyların 990’ı ‘düğün salonu istiyorum,’ 94’ü ise ‘düğün salonu istemiyorum’ yönünde oldu. Referandum sonucunun mahalle sakinlerimize hayırlı olmasını diliyorum.” "Başkanımız Ahmet Aras’a teşekkür ederiz” Düğerek Mahalle Muhtarı Gülfer Etyemez, “2 gün boyunca mahallemizde gerçekleştirilen referandum sonuçları belli oldu. Mahalle sakinlerimizin oyları ile tesislerimizde düğün yapılabilmesi kararı alındı. Bizim önerimizi dinleyerek hayata geçiren bu imkanı bize sağlayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a teşekkür ederiz. Referanduma katılan halkımıza teşekkür ederim” diye konuştu. “Ortak akıl ve şeffaflıkla hareket ediyoruz” Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, demokratik karar alma süreçlerine verdiği önemi vurgulayan bir açıklama yaptı. Köksal, seçim döneminden bu yana şeffaflık ve ortak akıl anlayışıyla hareket edeceklerini ifade ettiklerini belirterek şu sözleri dile getirdi: “Seçim döneminin başından beri bu kenti ortak akıl ve şeffaflıkla yöneteceğimizi söyledik. Demokratik şartları sağlamak bizim öncelikli görevimizdir. ‘En doğru kararı mahalle sakinleri verir’ anlayışıyla vatandaşlarımıza sorduk. Buradan çıkacak sonuca herkesin saygı duyacağını biliyoruz. Bu süreçte destekleri için Ahmet Başkanıma teşekkür ediyorum.” “Katılımcı belediyecilikle mutlu bir Muğla için çalışıyoruz” Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Düğerek Mahallesi’nde sosyal tesislerin kullanımına ilişkin vatandaşların görüşlerini aldıklarını belirtti. Başkan Aras, katılımcı belediyecilik anlayışını vurguladığı açıklamasında şunları söyledi: “Daha önce Menteşe Kent Park örneğinde olduğu gibi, şimdi de Düğerek Mahallemiz’de sosyal tesisimizde düğün yapılıp yapılmamasını halkımıza sorduk. Vatandaşlarımız kendi istekleri doğrultusunda kararlarını verdi. Büyükşehir Sosyal Tesisleri ve Spor Salonu’nda düğün yapılmasına karar verildi. Biz de halkımızın iradesine uygun şekilde gerekli adımları atacağız. Bu kararın mahalle sakinlerimize hayırlı olmasını diliyorum.” Başkan Aras, yerel yönetimler olarak hizmetlerin halkın huzurunu, mutluluğunu ve sağlığını gözeterek hayata geçirildiğini belirterek, “Mutlu bir Muğla oluşturmak için katılımcı belediyeciliğe önem veriyoruz ve bu anlayışla çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Çorum Çorum Belediyesi’nin kursları ilgi odağı oldu Çorum Belediyesi tarafından 2024 yılında ilkokul, ortaokul, lise ve mezun öğrencilere yönelik açılan akademik kurslara 12 bin 348, sanat alanında açılan kurslara ise 2 bin 846 kursiyer katıldı. Çorum Belediyesi tarafından öğrencilerin eğitimlerine destek olmak amacıyla açılan kurslar yoğun ilgi gördü. Şehrin farklı noktalarında yer alan 8 farklı merkez, 2024 yılında da akademik ve sanatsal eğitimlerle gençlerin gelişimlerine destek oldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde bulunan Akkent, Bahçelievler, Buharaevler, İkbal, Melikgazi, Mimar Sinan, Necip Fazıl Kısakürek ve Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın Kültür Merkezleri gençlerin eğitim ve gelişimlerine destek oldu. 2024 yılında ilkokul, ortaokul, lise ve mezun öğrencilere yönelik akademik kurslara 12 bin 348, sanat alanında açılan kurslara ise 2 bin 846 kursiyer katıldı. Kurslar dışında Kadın ve Aile Müdürlüğü tarafından öğrenciler için bowling, kitap okuma programları, müze ziyaretleri, doğa yürüyüşleri, şehitlik ziyaretleri, Çorumlu obasız etkinlikleri, Çorum Müzesi, Çoruminia ve sahabe ziyaretleri, Veteriner İşleri Müdürlüğü ziyareti, piknik etkinliği, akıl oyunları turnuvası, tiyatro, film izleme, bilgi yarışması, şehir içi ve dışı geziler, mesleki tanıtım, dini ve milli günler, konferans, söyleşi ve seminer gibi birçok etkinlik düzenlendi. Çorum Belediyesi Evlendirme Memurluğu tarafından 2024 yılı içerisinde 1949 nikah kıyıldı. Çorum Belediyesi Kadın ve Aile Müdürlüğü bünyesinde yer alan Evlendirme Memurluğu 1 yılda bin 949 çiftin mutluluğuna ev sahipliği yaptı. Belediye Nikah Salonu’nda bin 244 nikah akdi gerçekleştirilirken 710 nikah akdi ise salon dışında gerçekleştirildi. Çorum Belediyesi Kadın ve Aile Müdürlüğü 2024 yılı içerisinde 7 bin 99 kişiye danışmanlık hizmeti verdi. Diyetisyen, psikolog, Pedagog ve Aile Danışmanlığı hizmetlerinde 1 yıl içerisinde 7 bin 99 kişi faydalandı. Diyetisyen hizmetinden 1 yıl içerisinde 6 bin 234 kişi faydalanırken, Psikolog desteğinden 127, Pedagog desteğinden ise 446 kişi faydalandı. Merkezlerde 292 kişiye de Aile Danışmanlığı Hizmeti verildi. Kadın ve Ailelere yönelik 2024 yılı içerisinde 188 kurs düzenlendi. Kurslara 6 bin 778 kursiyer katılırken bu sayı kurslara tekrar katılım sağlayanlarla birlikte 11 bin 98 kişi oldu. Kadın ve Aile Müdürlüğü tarafından gençlere yönelik 2024 yılı içerisinde bin 902 faaliyet gerçekleştirildi. Faaliyetlere 8 bin 809 kişi katılırken tekrar katılımlarla birlikte gençlere yönelik faaliyetlere katılım 28 bin 51 oldu.
Tokat TOGÜ kompost tesisi yıllık 60 tonluk üretimle sıfır atık projesine katkı sunuyor Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Kompost Üretim Tesisi yıllık 60 tonluk üretimle sıfır atık projesine katkı sağlıyor. TOGÜ bünyesindeki kompost üretim tesisi, 2017’de Cumhurbaşkanlığı himayesinde başlatılan sıfır atık projesine önemli katkılar sunuyor. Haftalık 3,5 ton kapasiteyle işlem yapan tesis, yıllık ortalama 60 ton kompost üretiyor. Ayrıca, tesis Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca düzenlenen Verimlilik Proje Ödülleri’nde “Eğitim Kategorisi”nde 2’ncilik ödülü kazandı. Kentteki aktif tek kompost üretim tesisi sıfır atık projelerine de önemli katkılar sağlıyor. Kompost üretim süreci, organik atıkların oksijenli veya oksijensiz ortamda ayrıştırılarak organik gübreye dönüştürülmesiyle gerçekleşiyor. Kentin yıllık atık kompozisyonunda organik atıklar, yüzde 64 ile en büyük hacmi oluşturuyor. Bu atıkların geri dönüşümü sayesinde atık miktarının azaltılması, katı atık depolama alanlarının ömrünün uzatılması ve ülke ekonomisine katkı sağlanması hedefleniyor. Sürdürülebilirlik için önemli bir adım Kompost üretim tesisinin hem kent hem de ülke ekonomisi açısından büyük faydalar sağladığını söyleyen TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, tesisin çevreye duyarlı üretim süreçleri ve eğitim alanındaki katkılarıyla üniversitenin sürdürülebilirlik alanındaki kararlı adımlarını güçlendirdiğini belirterek, “Bu tesisin hayırlı olmasını dilerim” dedi. Eğitim ve araştırma alanında katkılar sunuyor Tesis, TOGÜ’nün Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi (GUTAM) için değerli bir hammadde kaynağı oluşturuyor. Ayrıca, üniversite çevre birimi, sosyal tesis atıkları ve öğrenci yurtlarından elde edilen organik atıklar da tesiste kullanılıyor. Tesiste, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (TOGÜMTAL) öğrencilerine yönelik uygulamalı eğitimler ve çalışma alanları da sağlanıyor.