POLİTİKA - 02 Kasım 2024 Cumartesi 15:35

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kudüs’ün işgalden kurtulması için müslümanların birlik, beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım”

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kudüs’ün işgalden kurtulması için müslümanların birlik, beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kudüs’teki işgalin bir an önce bitmesi için sadece lisani dua yetmiyor fiili duaya da ihtiyaç var. Bunun için de müslümanların birlik, beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım” dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam Alimleri Vakfı tarafından “Kendi Gök Kubbemiz” başlığıyla Edirne’de düzenlenen “Balkan Alimleri Buluşması”na katıldı. Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’ndeki programın açılışında konuşan Başkan Erbaş, Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethettikten sonra barışın yurdu haline getirdiğini ve bunun 1099 yılına kadar böyle devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:


“1099 tarihinde imha medeniyetinin mensupları, işgalciler, haçlılar Kudüs’ü yeniden barış yurdu olmaktan çıkardılar, zulmün, işgalin, soykırımın, katliamın yapıldığı bir yer haline getirdiler. Müslüman ordularının başında Selahattin Eyyübi ve Müslümanlar Kudüs’ü 1187’de tekrar işgalden kurtardılar, yani 88 sene. Şimdi Kudüs 76 senedir işgal altında. İnşallah 1099’daki işgal nasıl 88 sene sonra bittiyse şimdi de fazla sürmez, öyle dua edelim. Kudüs’teki işgalin bir an önce bitmesi için sadece lisani dua değil fiili duaya da ihtiyaç var. Bunun için de Müslümanların birlik, beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım.”


“Müslümanların tedbir alması lazım”


Başkan Erbaş, tarih boyunca Müslümanların sayesinde ve onların bulunduğu yerlerde farklı inanç, renk ve kültürlerden insanların hep barış içerisinde yaşadığına dikkati çekerek, “Haçlılar Kurtuba’da sadece bin camiyi imha etmiş bir cami bırakmıştır. İşte ‘tek dişi kalmış canavar’ diyor ya Mehmet Akif Ersoy Onların kıymetinde Romalılar döneminden itibaren bu imha var, bugün de var, dün de vardı, yarın da olacak. Buna göre Müslümanların tedbir alması lazım” dedi.


“Bugün Batı, ilmi işgal ve imhada kullanıyor”


Günümüzde Batı’nın ilmi sadece insanlığın faydasına değil zararına da kullandığına işaret eden Başkan Erbaş, “Bugün Batı, alimlerimizin bir yerlere kadar getirdiği ilmi almış ama ilmi işgal ve imhada daha çok kullanmış. Çanakkale’de 250 bin şehidimizi neyle şehit ettiler? Japonya’da 2 şehri neyle yerle bir ettiler, binlerce kişiyi öldürdüler? İlimle ürettikleri o bombalarla. Bugün Gazze’de bunu yapıyor, dün Japonya’da, Irak’ta yaptı, başka yerlerde yaptı” diye konuştu.


“Matematiği, fiziği, kimyayı insanları yaşatmak için öğretiyoruz imha etmek için değil”


Başkan Erbaş, ilmin insanlığın ihyası için kullanılması gerektiğini dile getirerek, “İlkokuldan liseye, üniversiteye kadar bütün okullarımızda çocuklarımıza teorik olarak öğrettiğimiz bütün bilimin branşlarının önce amacını öğretmemiz lazım. Matematiği, fiziği, kimyayı insanları yaşatmak, ihya etmek için öğretiyoruz imha etmek için değil” ifadelerini kullandı.


Programa, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mehmet Nazif Yılmaz, Edirne Valisi Yunus Sezer, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, İslam Alimler Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, Edirne İl Müftüsü Ercan Aksu, Balkan ülkelerinin Diyanet İşleri Başkanları ile İslam alimleri katıldı.



Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kudüs’ün işgalden kurtulması için müslümanların birlik, beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.