POLİTİKA - 18 Aralık 2025 Perşembe 21:02

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir perspektifle harmanlamalı, yeniden üretmeli ve yeniden inşa etmeliyiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir perspektifle harmanlamalı, yeniden üretmeli ve yeniden inşa etmeliyiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " Hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz." dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Kültür ve sanat dünyamızın kıymetli mensupları, saygıdeğer misafirler, hanımefendiler, sizlere en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini tevdi edeceğimiz bu anlamlı törende sizlerle bir arada olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, Milletin Evine, bu gazi Mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz" dedi.


Erdoğan, konuşmasında töreni yurt içi ve yurt dışından takip edenlere de selam göndererek," Sizlerin vasıtasıyla ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinde bizleri takip eden kardeşlerimize buradan selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Az sonra ödüllerini takdim edeceğimiz ilim, kültür ve sanat erbabımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Biraz evvel ödül sahiplerimizle ilgili hazırlanan biyografi filmini hep beraber izledik. Zihinlerinde oluşan nüveleri kalplerinin süzgecinden geçirerek ülkemize ve dünyaya çok kıymetli eserler kazandıran ödül sahiplerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül sürecinde görev alan seçici kurul üyelerine de teşekkür ederek, " Aynı şekilde çok titiz ve hassas bir değerlendirme süreci sonunda ödüle layık görülen isimleri tespit eden seçici kurul üyelerimizi de kutluyorum. Sözlerimin hemen başında kısa süre önce ebediyete uğurladığımız kültür sanat ödülleri sahibi iki ismi burada özellikle anmak istiyorum. 28 Eylül’de vefat eden şair Yavuz Bülent Bakiler ile Neyzenlerin Kutbu Niyazi Sayın’ı hürmetle iade ediyor. Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ülke ve millet olarak gerçekten de kendilerine çok şey borçlu olduğumuz bu iki değerimizi unutmayacak her zaman şükranla hatırlayacağız" diye konuştu.



Konuşmasının başında kısa süre önce vefat eden iki önemli kültür ve sanat insanını anan Erdoğan, "Kayıplarımız sebebiyle bir yanımız yaprak döküyor olsa da diğer yanımız hamdolsun çiçek açmaya, şıvga vermeye, boy atmaya devam ediyor. İşte bu yılki bilim ve kültür ödülümüzü Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün’e takdim ediyoruz. Süleyman Seyfi Öğün Hocamız kütüphanesiyle dışarıda gürül gürül akan dünya arasındaki irtibatı kesmeyen nadir akademisyenlerimizden biridir. Hocamızın siyaset, ekonomi, felsefe, toplum ve kültürde meydana gelen değişimlere farklı açılardan mercek tutan çalışmaları hem kapsamlı hem de derinlikli bir yapı arz ediyor. Onun eserlerine baktığımızda düşünce geleneğimizin bugüne kadarki seren camını da görebiliyoruz. Hocamızı tebrik ediyor, daha nice çalışmayla ilim ve fikir müktesebatımıza önemli katkılar yapmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl resim ödülünün ressam Yalçın Gökçebağ’a verildiğini belirterek, yarım asrı aşan sanat yolculuğunda Anadolu’yu resme, resmi de Anadolu’ya taşıyan Gökçebağ’ın Türk resminde müstesna bir yere sahip olduğunu vurguladı.


Bu seneki resim ödülümüzün sahibi kıymetli ressam Yalçın Gökçebağ Beyefendidir. Yarım asırlık sanat yolculuğunda Anadolu’yu resme, resmi de Anadolu’ya taşıyan Yalçın Gökçebağ Cumhuriyetimizin ilk kuşak ressamlarından devraldığı hazineyi yeni bir seziş ve bakış açısıyla tuvale döküyor" dedi.


Gökçebağ’ın, Cumhuriyet’in ilk kuşak ressamlarından devraldığı mirası yeni bir seziş ve bakış açısıyla tuvale aktardığını ifade eden Erdoğan Renkleri adeta şiire dönüştürdüğü tablolarında bu toprakların sesi duyuluyor. Çizgilerinde insanın ve tabiatın güzellikleri okunuyor. Özgün, canlı ve masalları andıran eserleriyle Türk resminde önemli bir yer tutan Yalçın Gökçebağ’ı tüm kalbimle kutluyorum" ifadelerini kullandı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzik ödülünün ise Prof. Dr. Yalçın Tura’ya tevcih edildiğini belirterek, Tura’nın Türk müziğinin yaşayan duayenlerinden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, hafızalara kazınan çok sayıda film ve dizinin müziklerine imza atan Tura’nın, hem müzik bilimine hem de Türk müzik teorisine önemli katkılar sunduğunu ifade etti.


Prof. Dr. Yalçın Tura’nın, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü’nü kurarak ülkeye seçkin bir eğitim yuvası kazandırdığını hatırlatan Erdoğan, "Hem akademik çalışmaları hem de gönüllerimizde taht kuran beste ve güfteleriyle Türk müziğine hediye ettiği tüm değerler için kendisine teşekkür ediyorum" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, arkeoloji ödülünün Prof. Dr. Fahri Işık’a takdim edildiğini belirterek, Işık’ın Türkiye ve dünya arkeolojisine önemli katkılar sunduğunu vurguladı.


Malatya’nın yetiştirdiği seçkin bir bilim insanı olan Prof. Dr. Fahri Işık’ın, kazı biliminde uzun yıllar doğru kabul edilen pek çok yanlışı ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, "Kitapları, makaleleri ve araştırmalarıyla Anadolu’nun binlerce yıllık zengin tarihine ışık tutmuştur" dedi.



Prof. Dr. Işık’ın, kazı bölgelerinde kimi zaman çadırlarda kimi zaman köy evlerinde kalarak büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Erdoğan, Patara başta olmak üzere birçok antik kentte nadide eserlerin gün yüzüne çıkarılmasına öncülük ettiğini söyledi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk arkeolojisine sağladığı katkılar dolayısıyla Prof. Dr. Fahri Işık’ı tebrik ederek, "Kazı biliminde paradigma değiştiren çalışmaları dolayısıyla kendisini gönülden kutluyorum" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın fotoğraf ödülünün Filistinli gazeteci ve fotoğrafçı Ali Jadallah’a verildiğini kaydetti.



Ali Jadallah’ın, iki yılı aşkın süredir devam eden saldırıları fotoğraf kareleriyle tüm dünyaya belgelediğini belirten Erdoğan, Jadallah’ın objektifinin, "gerçekleri medeni denilen dünyanın yüzüne çarptığını" ifade etti. Erdoğan, Filistinli foto muhabirinin aynı zamanda Anadolu Ajansı adına sahada görev yaptığını da hatırlattı.


Erdoğan,"Canını hiçe sayıp hakikatin deklanşörüne basarak Gazze’deki zulmü fotoğraflarla belgeleyen Ali Jadallah kardeşimi şahsım milletim ve tüm mazlumlar adına tebrik ediyorum. Çektiği fotoğraflar uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Güney Afrika’nın İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davada bu fotoğraflar kanıt olarak sunuldu." dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de yaşananları dünyaya duyurdukları için hedef alınan basın mensuplarını da anarak, "Sırf Gazze’deki vahşeti görüntüledikleri için İsrail tarafından katledilen, 37’si kadın olmak üzere 283 basın mensubunu burada rahmetle anıyorum" dedi.



İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden gazetecilerin onurlu mücadelesini saygıyla selamladığını ifade eden Erdoğan, "İsrail’in acımasızca öldürdüğü gazetecilerin kahramanca mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in baskı ve engelleme çabalarına rağmen gerçeğin gizlenemeyeceğini vurgulayarak,"Burada şunu da ifade etmek istiyorum, İsrail hükümeti ne kadar susturmaya ve engellemeye çalışırsa çalışsın, vicdanlı yürekler ve hakikatin peşinde koşan gerçek gazeteciler, canları pahasına Filistin’de olan bütün bu olup bitenleri gözler önüne sermeye devam ediyor" değerlendirmesini yaptı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak Filistin halkının yanında durmaya devam ettiklerini vurgulayarak, "Biz de Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz" dedi.


Gazze’de yaşananlara karşı Türk basınının sergilediği duruşa da dikkat çeken Erdoğan, "Gazze soykırımında TRT ve Anadolu Ajansımız başta olmak üzere Türk basın kuruluşları gerçekten yürekli bir duruş sergilemiştir" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de canice katledilen basın mensuplarının fedakârlıklarının kayıt altına alınması amacıyla önemli bir çalışma yapıldığını belirterek, "Bu kapsamda, geçtiğimiz hafta ‘Gerçeğin Katli: İsrail’in Gazeteciliğe Karşı Savaşı’ isimli bir kitap yayımlanmıştır" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de yaşananların unutulmaması ve adaletin tecellisi için mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini belirterek, "Gazze’de yaşananların unutulmaması ve adaletin yerini bulması için bundan sonra da her cephede mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.



Konuşmasının devamında kültür ve sanatın insanlık tarihindeki yerine değinen Erdoğan, insanın başlı başına bir sanat eseri olduğunu vurguladı. Erdoğan, "İnsan, eski zamanlardan itibaren yeryüzünde karşılaştığı her nesneyi, her durumu, her ses ve rengi sanatın malzemesi olarak görmüştür" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın kendi içinden çıkardığı dehalar ve sanatçı ruhlar sayesinde büyük bir sanat birikimi oluşturduğunu belirterek, "Bugün mirasçısı olduğumuz kültür ve medeniyet iklimi, büyük sanatçıların inşa ve ibda ettiği müşterek zenginliğimizdir" diye konuştu.



Bu zenginliğin aynı zamanda bir devamlılık düşüncesinin sonucu olduğuna dikkat çeken Erdoğan, kültür ve sanatın, insanlığın acılarının, sevinçlerinin ve var olma mücadelesinin dünya hayatındaki en güçlü kanıtlarından biri olduğunu ifade etti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan var oldukça sanatın da var olacağını vurgulayarak, sanatın kendini yenileyen ve sürekli üreten bir alan olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "İnsan yaşadıkça sanat da yaşayacak, kendisini yenileyecek, yeni ufuklar keşfedecek ve kendini yeniden üretmeye devam edecektir" dedi.


Türkçenin güçlü şairlerinden merhum Arif Nihat Asya’ya da atıfta bulunan Erdoğan, Asya’nın sanat anlayışını yansıtan dizelerini hatırlatarak, sanatın dönüştürücü gücünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu şiirin adeta bir sanat manifestosu niteliği taşıdığını ifade etti.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, mimariden musikiye, şiirden resme kadar tüm sanat dallarının özünde insanı, dünyayı ve insanın ötesini anlama çabasının bulunduğunu belirterek, "Sanat, dünyayı daha anlamlı kıldığı için sanattır. Sanat, insana değer kattığı, insanı tekemmül ettirdiği için sanattır. Sanat, bize başka hiçbir şeyin veremeyeceği bir coşkuyu ve duyguyu verdiği için sanattır" diye konuştu.


Sanatın ayrıştıran değil birleştiren bir güç olduğunun altını çizen Erdoğan, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük sanatçıların ortak bir değer olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Türkiye’nin her büyük şairi, her büyük yazarı bizim medarı iftiharımızdır. Dil, kültür, sanat, düşünce ve mimari alanında eser veren münevverlerimizin tamamı bizim için birer kutup yıldızıdır" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kültür ve medeniyet birikiminin büyük isimlerle şekillendiğini vurgulayarak, "Nasıl ki Selimiye’siz bir Edirne’yi, Süleymaniye’siz bir İstanbul’u tahayyül edemiyorsak, Mimar Sinan’sız bir Türkiye’yi de düşünemeyiz" dedi.



Türk musikisinin de asırlara yayılan büyük ustalarla varlık kazandığını ifade eden Erdoğan, "Itrî, Dede Efendi, Şevki Bey, Saadettin Kaynak, Neşet Ertaş ve daha nice dev isim olmadan Türk müziğini tasavvur edemeyiz" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk şiirinin milli kimliğin temel unsurlarından biri olduğuna dikkat çekerek, "Yunus Emre’den Karacaoğlan’a, Fuzuli’den Mehmet Akif’e, Nedim’den Yahya Kemal’e, Nef‘i’den Nazım Hikmet’e, Şeyh Galip’ten Sezai Karakoç’a uzanan büyük bir şiir mirasına sahibiz. Türk şiiri, sadece lisanımızın değil, aynı zamanda millî hissiyatımızın da tapu senedidir" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilim, kültür ve sanatta sahip olunan köklü mirasın gelecek kuşaklar için taşıdığı öneme dikkat çekerek, "İlim, kültür ve sanatta sahip olduğumuz bu köklü miras, inşallah asırlar boyunca kültür ve sanat birikimimizi beslemeye devam edecektir" dedi.



Küreselleşme süreciyle birlikte kültürel tek tipleşmenin tüm dünyayı etkisi altına aldığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Erdoğan, her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden ve insanı edilgen hâle getiren bu anlayışa karşı uyarılarda bulundu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu kültürel kuşatmadan çıkış yolunun köklere sahip çıkmaktan geçtiğini vurgulayarak, "Her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden, insanı edilgen hale getiren bu cendereden ancak köklerimize tutunarak kurtulabiliriz" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi miras ve birikiminden beslenen sanatın, kültürel tek tipleşmeye karşı güçlü bir direnç unsuru olacağını vurgulayarak, "Kendi mirasımızdan ve birikimimizden beslenen sanat, bu tek tipleşme dalgasına karşı tabiri caizse bir dalga kıran işlevi görecektir" dedi.


Bu değerlendirmeyi özellikle vurguladığını belirten Erdoğan, günümüzde popüler hâle gelen birçok film, dizi ve müzik eserinin geniş coğrafyalarda oluşturduğu etkiye dikkat çekti. Erdoğan, "Bugün popüler olan pek çok filmin, dizinin ve müzik eserinin coğrafyamızdaki etkisine ve nüfuzuna baktığımızda, sanatın dönüştürücü gücünün nelere kadir olduğunu hepimiz görebiliyoruz" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ölçekte yaygınlaşan tek tipleşmenin sanat alanında da ciddi riskler barındırdığına vurgu yaptı. Tüketim alışkanlıkları, yaşam tarzları, yemek kültürü ve giyim kuşamda görülen yeknesaklaşmanın sanat beğenilerini de etkilediğini belirten Erdoğan, bu durumun özgün ve yetkin olanı törpülediğini ifade etti.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel tüketim düzeninin insanın biricikliğini aşındırdığına işaret ederek, "Yeryüzünde önüne çıkan her şeyi öğüten, herkesi birbirine benzeten küresel tüketim çarkı, insanın biricikliğini yok etmenin yanı sıra bireyin yeteneklerini de aynı tornadan geçirmektedir" değerlendirmesinde bulundu.


Neoliberal kültür anlayışıyla ‘trend’ adı altında sürekli değişen yeni kutsalların, insana dair pek çok değeri tahrip ettiğini belirten Erdoğan, yapay zeka ürünlerinin sanat alanındaki etkilerine de dikkat çekti. Erdoğan, "Yapay zeka mahsulü şiirlerin, kitapların, şarkıların, resimlerin ve sinema filmlerinin yüz milyonlara ulaştığı, gerçekle sanal arasındaki farkın büyük ölçüde kaybolduğu bir dönemde, bizi yarın neyin beklediğini tam olarak bilemiyoruz; hiçbirimiz kestiremiyoruz" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli kimliği, kültürü ve değerleri dışlayan anlayışların kalıcı olamayacağını vurgulayarak, bu tür eğilimlerin yüzeyselliğe mahkum olduğunu ifade etti.



Milli kimliği, milli kültürü, değerleri, idealleri, erdemi ve ahlakı dışlayan her trendin derinlikten yoksun kalacağını belirten Erdoğan, "Hiçbir özgünlüğü ve derinliği olmayan, günlük üretilip günlük tüketilen işler ile bu küresel fırtınanın önünde durmamız mümkün değildir" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel kültür savaşlarında güçlü bir duruş için yerli ve millî kültür değerlerinin evrensel bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine dikkat çekerek, "Yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir perspektifle harmanlamalı, yeniden üretmeli ve yeniden inşa etmeliyiz" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve milli kültür değerlerinin yeniden inşasının kolay bir süreç olmadığını vurgulayarak, bunun ciddi emek ve gayret gerektirdiğini ifade etti.



Bir siyasetçi olarak bu sürecin zorluklarının farkında olduğunu belirten Erdoğan, "Bunun asla kolay olmadığını elbette biliyorum. Ancak bunu yapacak imkâna, birikime ve kapasiteye ziyadesiyle sahibiz" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun her yaş ve kesimini etkileyen bu kuşatmadan çıkış yolunun yine kültür ve sanat öncülerinden geçeceğine inandığını dile getirerek, "Her yaş ve her kesimden insanımızı etkileyen bu cendereden çıkış yolunu, tarih boyunca olduğu gibi topluma mihmandarlık eden sanatçılarımızın, mütefekkirlerimizin, münevverlerimizin ve kültür-sanat erbabımızın göstereceğine inanıyorum" diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kültür ve sanat camiasına açık bir çağrıda bulunarak, bu konuda kendilerinden özel bir istirhamı olduğunu dile getirdi.


Bilim, sanat, edebiyat, düşünce ve kültür alanlarında emek veren herkesin ortak bir değer olduğunun altını çizen Erdoğan, "Açıkçası bunu sizlerden istirham ediyorum. Bilim adına, sanat adına, edebiyat adına, düşünce adına, kültür adına taş üstüne taş koyan herkesin, hangi görüşten olursa olsun, her bir insanımızın başımızın üstünde yeri olduğunu burada bir kez daha ifade etmek istiyorum" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, evrensel değerlerle buluşurken yerli ve millî duruşunu muhafaza edebilen bir anlayışın önemine vurgu yaparak, kültür, sanat ve bilim insanlarının desteğiyle bu mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti.


Erdoğan, "Evrensele yelken açarken yerli kalabilen, memleketi ve milleti için hayal kurabilen, en sert eleştirileri yaparken dahi yıkmayan kültür, sanat ve bilim insanlarımızın desteğiyle inşallah bu mücadeleyi yürüteceğiz. Rabbim yardımcımız olsun" dedi.



Konuşmasının sonunda ödül sahiplerini bir kez daha tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birazdan kendilerine Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini tevdi edeceğimiz kıymetli sanatçılarımızı ve bilim insanlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Törenimizi teşrif eden siz değerli misafirlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, müzik ödülüne layık görülen Prof. Dr. Yalçın Tura’ya ödülünü takdim ederken "92 yaşında böyle bir ödülü almak herkese nasip olmaz diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.


Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Ali Jadallah’ın ödülünü eşi ve çocuklarına takdim eden Erdoğan, a Jadallah’ın eşi Dua İsavi, Gazze’den çıkışın son derece zor olduğunu belirterek, yalnızca kendisi ve çocuklarına izin verildiğini, eşinin Gazze’de kaldığını söyledi. Anadolu Ajansı’nın süreç boyunca kendilerine büyük destek verdiğini ifade eden Dua İsavi Ali, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk halkına teşekkür ederek, "Her zaman yanımızda oldular. Sizlerden bir dileğim var, eşimin de burada olmasını temenni ediyorum" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan ise," Biz her türlü yola başvuracağız. İnşallah Ali’yi sana da bize de kavuşturacağız" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri programı öncesi, ödül alan AA Foto Muhabiri Ali Jadallah’ın ailesini kabul etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Aranan 10 kişi jandarma tarafından yakalandı DÜZCE(İHA) – Düzce İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler tarafından aranan şahısların yakalanmasına yönelik yapılan çalışma kapsamında 10 kişi yakalanarak cezaevine konuldu. Düzce’de güvenlik güçleri aranan şahısların yakalanması için yoğun bir çalışma yürütüyor. Aranan şahısların yakalanması için 1-19 Aralık tarihleri arasında Düzce İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler 4 yıl ve üzeri cezası bulanan 10 kişiyi yakaladı. Bu kapsamda Merkez İlçede kullanmak İçin uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan 5 yıl 1 ay hapis cezası ile aranan 1 kişi, bina içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık suçundan 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile aranan 1 şahıs, kasten yaralama suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası ile aranan 1 kişi, birden fazla kişi ile birlikte konutta geceleyin yağma suçundan 16 yıl 9 ay 20 gün hapis cezası ile aranan 1 şahıs, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 5 yıl 4 ay hapis cezası ile aranan 1 kişi, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile aranan 1 şahıs, hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile aranan 1 kişi, Çilimli ilçesinde büyük ve küçükbaş hayvan hakkında hırsızlık, bina içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu ve mala zarar verme suçlarından 18 yıl 4 ay hapis cezası ile aranan 1 kişi, Otoyolda bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası ile aranan 1 şahıs, Gölyaka ilçesinde dolandırıcılık suçundan 5 yıl hapis cezası ile aranan 1 kişi yakalandı. Yakalanan kişiler işlemlerinin ardından cezaevine gönderildi.
Ankara ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’ sokaklarda renkli görüntüler oluşturdu Sincan Kaymakamlığı ile Sincan Belediyesi himayesinde ve Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün katkılarıyla düzenlenen ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenlendi. Sincan Belediyesi, ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenledi. Düzenlenen festival kapsamında 2 bini aşkın 7-17 yaş aralığındaki Roman Kahramanları Korteji’nin bando takımı öğrencileri ilk olarak kurgu kitaplarından bazı kahramanların kılığına bürünerek esnafı ziyaret etti. Kitapların afişlerinin pankartı eşliğinde, kitapta yer alan kahramanların cümlelerini söyledi . Öğrenciler çeşitli kitapları esnafa hediye ederek, bu kitapların okunması için esnaftan söz istedi. Düzenlenen etkinlikle beraber edebiyat ve kitabın sokağa taşınması amaçlandı. İnsanlara kitaplar hatırlatarak, okuma kültürünün yaygınlaşmasına dikkat çekildi. "Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile örnek bir Sincan oluşturacağız" Okumanın önemine dikkat çeken ve Sincanlıları okumaya teşvik eden Sincan Kaymakamı Levent Kılıç, "Sabah bana verilen bilgiye göre bu festival dünya rekoruymuş. Milli Eğitimi Müdürlüğümüz ile gurur duyuyorum. Kolay bir süreç değil bu. Trafiği tıkadık, yolları kapadık. Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile de örnek bir Sincan oluşturacağız. Kitap okuyarak uyanık ve Türk gençliğine layık olacağız" diye konuştu. "Okuma alışkanlığını büyüklere de aşılamamız gerekiyor" Sincan’da okuma alışkanlığını küçüklerden ziyade büyüklere de tavsiye ettiklerini vurgulayan Kılıç, "Sincan’da 100 bin üzerinde öğrencimiz var. Okuma alışkanlığının sadece küçüklere değil büyüklere de aşılamamız gerekiyor. Çocukların sosyalleşmesi adına yaptığımız etkinliğe katılımınız için teşekkür ederim" şeklinde konuştu. "Daha güzel etkinlikler yapacağız" Sincan’da daha kapsamlı ve daha farklı etkinlikler de düzenleyeceklerini ifade eden Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Alican Kılıç ise, "Yaklaşık 1 saattir bir aradayız. Öğrenciler soğuk havaya rağmen kostümüyle bizlere farklı an yaşatıyorlar. Çocukluğumuza götüren kahraman rollerine büründüler. Kurum üst yöneticilerini ziyaret ettiler. Daha güzel etkinlikler yapacağız. Sabah makamımızda bulunan bu çocuklar belki de devlet büyüğü ile ilk kez yan yana gelme heyecanını bir daha yaşamayacak" ifadelerine yer verdi. Festival Direktörü Feray Koçak’tan edinilen bilgiye göre 45 okuldan 2 bin 230 öğrenci ve veliler ile birlikte toplamda 3 bin kişi Sincan sokaklarında renkli görüntüler oluşturdu. Festivalde konuk olarak Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Üstün , Başkent Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Aslı Aytaç ve Doç. Dr. Emine Tuğcu , Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Çağ , Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yöneticileri yer aldı.
Elazığ Elazığ’da gençlik merkezleri ile gelecek inşa ediliyor Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren gençlik merkezleri, merkezin yanı sıra ilçe ve beldelerde yürüttüğü yaygın eğitim, kültür, sanat, spor ve teknoloji odaklı çalışmalarla Türkiye’ye örnek bir gençlik modeli ortaya koyuyor. Elazığ’da haftanın her günü ve yılın 365 günü kesintisiz hizmet veren gençlik merkezleri, özellikle yarıyıl ve yaz tatilleri başta olmak üzere tüm tatil dönemlerinde çocukların ve gençlerin zamanlarını verimli, güvenli ve nitelikli şekilde değerlendirmeleri için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kent genelinde binlerce gence doğrudan dokunan bu yapı, gençlerin yeteneklerini keşfetmelerine, sosyal hayata aktif katılım sağlamalarına ve geleceğe donanımlı bireyler olarak hazırlanmalarına imkan sunuyor. Elazığ merkezde faaliyet gösteren Şehit Muammer Faruk Salgar Gençlik Merkezi, gençlerin yoğun ilgisiyle şehrin sosyal ve kültürel cazibe merkezlerinden biri haline gelirken; Palu, Kovancılar ve Arıcak Gençlik Merkezleri ilçelerde gençliğin buluşma noktası oluyor. Akçakiraz ve Yazıkonak Gençlik Merkezleri ise beldelerde gençlik hizmetlerinin en ücra noktalara kadar ulaştığını gözler önüne seriyor. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, "Gençlik merkezlerimiz, yalnızca kurs verilen alanlar değil; gençlerimizin kendini güvende hissettiği, yeteneklerini keşfettiği, sosyalleştiği ve hayallerine yön verdiği yaşam merkezleridir. Merkezlerimiz haftanın her günü ve yıl boyunca kesintisiz şekilde hizmet vererek, özellikle tatil dönemlerinde çocuklarımızın ve gençlerimizin zamanlarını verimli değerlendirmelerine imkan sunmaktadır. Elazığ’da merkezden beldelere kadar uzanan güçlü bir gençlik altyapısı oluşturduk. Amacımız; milli ve manevi değerlerine bağlı, çağın gereklerine hakim, üretken ve özgüvenli bir gençlik yetiştirmektir" denildi.
Konya Konya Günleri’nde Meram rüzgarı Konya’nın kültürel mirası, yöresel lezzetleri ve ekonomik potansiyeli, 18-21 Aralık 2025 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen 9. Konya İl Tanıtım Günleri ile İstanbullularla buluştu. Tanıtım günlerinde Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından hazırlanan, ilçenin doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerlerinin tanıtıldığı ve hizmetlerinin anlatıldığı Meram standı, yoğun ilgi gördü. İstanbul’da yaşayan Konyalıları ve Konya sevdalılarını bir araya getiren Konya İl Tanıtım Günlerinin açılışına İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Valisi Davut Gül, Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, AK Parti Konya İl Başkanı Fatih Özgökçen, KONSİAD Başkanı Kemal Çevik katıldı. Meram standı ziyaretçilerden tam not aldı İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi Fuar Alanı’nda gerçekleştirilen organizasyon, siyaset, bürokrasi ve iş dünyasından birçok önemli ismi de ağırladı. İlçenin doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerlerinin tanıtıldığı ve hizmetlerinin anlatıldığı Meram standı, yoğun ilgi gördü. Meram’ın eşsiz doğası, kültürel ve tarihi zenginliklerinin anlatıldığı stantta ziyaretçilere Meram Belediyesi’nin projeleri, hizmetleri ve vizyonu aktarıldı. Meram’a özgü yöresel ikramlar, özellikle de havuç suyu ziyaretçilerden büyük beğeni topladı. Başkan Altay: "Hemşehrilik çoğrafyadan öte bir gönül meselesidir" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 9. Konya Tanıtım Günleri’nde hemşehrilerle bir araya gelmenin büyük mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Bakanların katılımının Konya’ya verilen değerin açık bir göstergesi olduğunu dile getiren Altay, bu organizasyonda Selçuklu’nun hikmetiyle Osmanlı’nın kudretinin aynı gönül sofrasında buluştuğunu belirtti. İstanbul ile Konya’nın bu milletin iki büyük yol arkadaşı olduğunu vurgulayan Başkan Altay, Konya’nın yüzyıllardır vicdanı, ahlakı ve merhameti mayalayan şehir olduğunu söyledi ve hemşehriliğin coğrafyadan öte bir gönül meselesi olduğunun altını çizdi. Başkan Kavuş: "Bu organizasyonları Meram için bir fırsat olarak görüyoruz" Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Konya Tanıtım Günleri vesilesiyle İstanbul’da yaşayan hemşehrileriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Organizasyonun hemşehrilerin kaynaşması hem de Meram’ın tanıtımı adına büyük önem taşıdığını belirten Başkan Kavuş, "İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimizle hasret gidermek, Meram’ı tanıtmak ve yeni Meram dostları kazanmak bizim için çok kıymetli. Hazırladığımız broşürler, sinevizyonlar ve ikramlarla hem ilçemizi hem de belediyemizin çalışmalarını anlattık. Bu tür organizasyonlar sayesinde İstanbul’daki hemşehrilerimizle de Konya’daki gibi gönül bağımızı pekiştiriyoruz. Bu sebeple Konya Günleri’ni Meram için önemli bir fırsat olarak görüyor ve en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz" dedi. İstanbul’da yaşayan Konyalılarla bir araya gelerek hasret giderdiklerini ifade eden Başkan Kavuş, Konyalı bakanlar, belediye başkanları, iş insanları, sivil toplum kuruluşları ve esnafla güçlü bir birliktelik sergilendiğini vurguladı. Konya Günleri’ne tüm hemşehrilerini davet eden Kavuş, etkinliğin kardeşlik ve dayanışmayı pekiştirdiğini söyledi.
Kars Karslı dağcılardan Kars’a Spor Tırmanış hakemliği Türkiye Dağcılık Federasyonu tarafından Kars’a Spor Tırmanışı Hakemliği verildi. Kars Dağcılık İl Temsilciliği bünyesinde faaliyet gösteren sporcular Alpay Korkmaz, Harun Çalkın ve Doğu Yılmaz Türkiye Dağcılık Federasyonu tarafından düzenlenen Spor Tırmanışı Hakemliği eğitim ve sınavlarını başarıyla tamamlayarak Kars’a Spor Tırmanış Hakemliği unvanını kazandırdı. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yalnızca Kars ilinde 3 spor tırmanışı hakemi bulunurken, söz konusu hakemler Türkiye genelinde düzenlenecek yarışmalarda görev alacak. Kars Dağcılık İl Temsilcisi, Yüksek İrtifa Dağcısı, Spor Tırmanış Hakemi ve Dağcılık Antrenörü Alpay Korkmaz, "Bu önemli süreçte bizlere destek olan herkese teşekkür ediyorum. Artık Olimpiyatlarda Kars ve bölgemizden sporcular yer alacak ve onların başarıları konuşulacak. Dağcılığın alt disiplinlerinde antrenör, hakem ve eğitimli sporcu sayısını artırmak için yılmadan çalışmaya devam edeceğiz. Güçlü ve uyumlu bir ekibimiz var. Eksikleri birlikte tespit edip çözüm üretiyoruz. Eminim ki bizden sonraki sporculara kalıcı ve değerli başarılar bırakacağız" dedi. Kars Dağcılık İl Temsilcisi Yardımcısı, Yüksek İrtifa Dağcısı ve Spor Tırmanış Hakemi Harun Çalkın, Kars’ın bölgedeki konumuna dikkat çekti. Çalkın, "Kars, Doğu Anadolu Bölgesi’nde dağcılık alanında lider ve söz sahibi bir konuma gelmiştir. Bu başarı da bunun bir göstergesidir. Yüksek irtifa dağcıları olarak işin mutfağında yer almak bizim için son derece anlamlı. Kars, sporcularımız sayesinde ülke gündeminde yer almakta; tanıtımı yapılmayan neredeyse hiçbir doğal alanımız kalmamaktadır. Biz bile bu yer de mi Kars’taymış? diyerek şaşırıyoruz. Kars daha iyisini hak ediyor ve biz ekip olarak çalışmaya devam ediyoruz. Kars için emek veren herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. TFF Klasman Hakemi , Yüksek İrtifa Dağcısı ve Spor Tırmanış Hakemi Doğu Yılmaz ise duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Bu, hayatımda elde ettiğim çok güzel bir başarı oldu. Daha nitelikli sporcular yetiştirmek adına önemli bir aşama. Bölgemiz için ‘Biz de varız’ demenin gururunu yaşıyoruz. Destek olan herkese teşekkür ediyorum." Öte yandan Karslı 3 hakem, önümüzdeki süreçte Kars ilini temsilen Türkiye genelindeki yarışmalarda görev alacak ve Türkiye Dağcılık Federasyonu’na bağlı olarak çalışmalarını sürdürecek.