POLİTİKA - 10 Aralık 2025 Çarşamba 15:52

CHP’den istifa eden Çakır: "Yörük çocuğu Hasan Ufuk Çakır, suçlanan adamların önüne gelip ifade vermez, önce kendileri aklanıp gelecek"

A
A
A

CHP’de dün kesin ihraç talebiyle Parti Meclisi’ne (PM) sevk edilmesinin ardından partiden istifa eden Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, "Yüksek Disiplin Kurulu’nda kimin önüne gideceğim? İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesinde 30 yerde ismi geçen Turan Taşkın Özer’in önüne gideceğim öyle mi? Yörük çocuğu Hasan Ufuk Çakır, suçlanan adamların önüne gelip ifade vermez, önce kendileri aklanıp gelecek" dedi.

CHP’den istifa eden Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Çakır, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın kendisi hakkında ’Sabıkalı’ dediği görüntüyü izleterek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu sözler nedeniyle partisinin Antalya’daki kapalı grup toplantısında özür dilediğini söyledi.

Çakır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sürerken bir televizyon kanalında kendisi hakkında ’Sabıkalı’ olduğu yönündeki haberleri gördüğünü ve buna tepki gösterdiğini hatırlattı. Bazı yayın organlarının kendisiyle görüşme tekliflerini kabul etmeden önce CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in kendisini aradığını ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisiyle görüşeceğini söylemesi üzerine teklifleri kabul etmediğini belirten Çakır, görüşme gerçekleşmeyince yayınlara çıkmaya başladığını ifade etti. Çakır, ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmesine ilişkin, "Yüksek Disiplin Kurulu’nda kimin önüne gideceğim? İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesinde 30 yerde ismi geçen Turan Taşkın Özer’in önüne gideceğim öyle mi? Yörük çocuğu Hasan Ufuk Çakır, suçlanan adamların önüne gelip ifade vermez, önce kendileri aklanıp gelecek. Ben söylemiyorum, soruyor savcı, ’Karı-koca 30 milyon liralık araban var, sen 90 bin liralık maaş alıyorsun. Peki Sarıyer’deki 5 milyon dolarlık villanı nasıl açıklayacaksın’ diyor. Adam ifadesinde, ’100 bin dolar Ekrem İmamoğlu’ndan alıyordum’ diyor. Şimdi CHP demek ki bir yere tapusunu vermiş, buralara da şube müdürü atamışlar. Sen bugün genel başkan oldun, senin Marmaris’te, Çankaya’da dairelerin oldu. Türkiye’nin tümünde gayrimenkul zengini oldun. Peki sizin derdiniz ne? Bu devleti siz nasıl yönetmeyi düşünüyorsunuz? Şaibeye karışmış insanlarla bu devleti yönetemeyeceğini görecek herkes. Benim adım şanım belli, ben çok büyük bir ailenin evladıyım. Öyle bir yere tosladılar ki onlar bunun hesabına veremeyecek. Hepsini mahkemeye verdim, RTÜK’e şikayet ettim ve bütün gücümle mücadele edeceğim" ifadelerini kullandı. Çakır, şu anda herhangi bir partiye geçmeyeceğini de sözlerine ekledi.

Ahmet Umur Öztürk - İbrahim Berat Yılmaz 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantepli tescilli ’Yüzüklerin Efendisi’ ABD ile davalık oldu Türk Patent Kurumu ve ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun onayı ile "Yüzüklerin Efendisi" isminin 35 ticari daldaki haklarını kullanma hakkını almayı başaran Gaziantepli gümüş yüzük ustası Mehmet Çakmak, davalık oldu. Gümüş yüzük ustası Mehmet Çakmak, "Yüzüklerin Efendisi" ismi ile Türk Patent Kurumu’ndan aldığı isim nedeniyle "Yüzüklerin Efendisi" ve "Hobbit" isimli eserlerin sinema filmi ve sahne uyarlamaları gibi haklarının sahibi Middle-Earth Enterprises LLC ile karşı karşıya geldi. Kendileri adına tescilli olan markanın izinsiz kullanıldığı iddiasıyla gümüş yüzük ustası Çakmak’a dava açan Middle-Earth Enterprises LLC, Çakmak’ın "Yüzüklerin Efendisi" markasını izinsiz bir şekilde tescil ettirdiği ve ticari kar elde ettiğini öne sürerek, markanın hükümsüzlüğüne karar verilerek sicilden silinmesini talep etti. 6 yıl önce patentini aldığı isim nedeniyle mahkemelik oldu ABD’deki Uluslarası Ticaret Komisyonu tarafından onaylanan "Yüzüklerin Efendisi" isminin patentini 2019 yılında Türk Patent Kurumu’ndan alan gümüş yüzük ustası Mehmet Çakmak, filmle dünyada değer kazanan ismin ABD’de koruma altına alınması nedeniyle zorlu bir mücadele döneminin 6 yıldır patentini aldığı isim nedeniyle mahkemelik oldu. Middle-Earth Enterprises LLC şirketinde markanın izinsiz kullanıldığı iddiasıyla dava Gaziantep’te "Yüzüklerin Efendisi" ismi ile faaliyet gösteren Çakmak, ismi filmden çok daha öncesinde Türkiye’de kullanmaya başladığını ve bu isimle ticari faaliyet yürüttüğünü kanıtlamasına rağmen söz konusu ismi izinsiz kullandığı ve tescil ettirdiği gerekçesiyle kendisi hakkında dava açıldı. Yüzük ustası Çakmak’a, sinema filmi, sahne uyarlamaları, video oyunu ve ticari ürünlerinin dünya çapındaki hak sahibi Middle-Earth Enterprises LLC şirketi tarafından markanın izinsiz kullanıldığı iddiasıyla dava açtı. Yapım şirketi ihtarname göndererek marka başvurularından feragat etmesini ve tüm kullanımların durdurulmasını talep etti Çakmak’a noter aracılığıyla ihtarname göndererek marka başvurularından feragat etmesini ve tüm kullanımların durdurulmasını talep eden yapım şirketinin talebine Çakmak itiraz etti. Talebe olumsuz yanıt veren ve markayı kullanmayı sürdüren Çakmak’a yapım şirketi, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Söz konusu markanın Türkçe ve İngilizce isimlerinin birebir kopyalanarak kötü niyetle kullanıldığı belirtilen dilekçede yapım şirketi, Çakmak’ın "Yüzüklerin Efendisi" markasını izinsiz şekilde tescil ettirip ticari kazanç elde ettiğini öne sürerek, bu tescilin iptal ettirilmesini istedi. "Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda uluslararası bir hukuki süreç başladı" Firması hakkında açılan davaya itiraz eden Çakmak, Yüzüklerin Efendisi isminin sadece ticaret dalında patentini aldıklarını söyledi. Türk Patent Kurumu’na yaptığı başvurudan sonra ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun onayı ile "Yüzüklerin Efendisi" isminin 35 ticari daldaki haklarını kullanma hakkını almasına rağmen açılan davaya tepki gösteren Çakmak, "Yüzüklerin Efendisi ismini biz 2019 yılında resmi bir Türk patent kararıyla tescilledik. Yüzüklerin Efendisi aslında Amerika Birleşik Devletleri’ne ne kadar bir film şirketi olsa da biz kendi ülkemizde, kendi sektörümüzde patentini alıp ve limitet şirketi olarak hizmet etmeye devam ediyoruz. 2022 yılında bizlere noter aracılığıyla gönderilen evraklarda şunlar belirtildi. Bu ismin hak talep edildiğini, bu ismi kullanmamam gerektiğiyle alakalı, izinsiz kullandığımla alakalı birçok suçlamalarda bulundu. Biz resmi bir kararla, kendi patentimiz olduğu için ve isim hakkına sahip olduğumuz için bunları kulak ardı edip hiçbir şekilde ilgilenmedik. Şu anki süreçte de Amerika Birleşik Devletleri’nde bir film şirketinin yapımcısı bize dava açtılar. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda uluslararası bir hukuki süreç başladı. Biz kazanacağımıza inanıyoruz. Şirketimizle alakalı gerek patent avukatlarımız, gerek firma avukatlarımızın tamamı bütün savunmalarımızı, dilekçelerimizi ve bizim bu işi filmle alakalı değil ya da filmden bir kazanç elde edemiyoruz. Hizmet etmek için ya da markayı kötülemek için değil. Tam tersine kendi işimizde, kendi birimimizde, Türk Patent Kurumu’nun bizlere sunmuş olduğu sınıflar içerisinde kendi hizmetimizi vermeye devam ediyoruz. Bu hukuki süreçten sonra Amerika Birleşik Devletleri bu davayı kazanır mı derseniz, biz devletimize inanıyoruz. Mahkeme uluslararası. Nasip olursa kazanacağımıza inanıp ve ismimizle yine halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi. "İsmi vermeyi planlamıyoruz" Son dönemde sosyal medyada popüler olmalarıyla birlikte ismi tekrar talep ettiklerini söyleyen Çakmak, "Dava edilme gerekçemiz son dönemdeki Yüzüklerin Efendisi takı firmasının sosyal medya ve Türkiye’deki popülerlikten dolayı filmdeki kişilerle bizim birbirimize karıştırılma sebebimizdi. Ama bununla alakalı bir karıştırılma sebebi imkansız düzeyde. Çünkü onlar bir film şirketi ve animasyon filmi çekiyorlar. Ben kendim gümüş yüzük ustasıyım. Türkiye’de ve sosyal medya mecralarında satış yapıyoruz. Bununla alakalı zaten yaklaşık 5 yıldır da biz şirket halinde hizmet veren bir firmayız. Bizim son dönemdeki sosyal medyadaki profesyonel, popülerliğimizin dikkatini çekmesi sebebiyle ismi tekrardan bizden talep ettiler. Ama ismi vermeyi planlamıyoruz. Allah nasip ederse de bu işte muvaffak çıkacağız" ifadelerini kullandı. "Yüzüklerin Efendisi şahsıma ait, resmi bir kararla verilmiş isim patentidir" İsim hakkının izinsiz kullanımı dolayısıyla tüm sitelerine erişim engeli getirildiğini söyleyen Çakmak, kararının kaldırılmasıyla alakalı bütün evrakları mahkemeye sunduklarını ifade etti. Çakmak, "Şu anda İstanbul Sınai Mahkemesi’nden dava açıldı. Bizim firmamıza ait Yüzüklerin Efendisi sosyal medya hesaplarına bir erişim engeli getirildi. Bu erişim engeli tedbir kararıyla getirildi. Biz tedbir kararının kaldırılmasıyla alakalı bütün evraklarımızı İstanbul Sınai Mahkemesi’ne sunduk. Bütün belgeler teslim edildi. Şu anda Sınai Mahkemesi’nin vereceği karara inanıyoruz. Tedbir kalktıktan sonra biz kullanımlarımıza devam edeceğiz. Çünkü herkesin unuttuğu bir şey var. Yüzüklerin Efendisi şahsıma ait, resmi bir kararla verilmiş isim patentidir. Bu şekilde de ilerliyoruz. İlerleyen süreçlerde de nasibini göreceğiz. Şu anda tedbir kararı kalkıp ve ismin bize ait olduğu ile alakalı ve onların talep ettiği bütün grupları bu şekilde sınıflandırıp savunmalar yapılacak. Burada aslında bize karşı bir hırsızlık suçlaması, aslında izinsiz kullanımla alakalı, alakalı bir suçlama var. Tam tersine biz bu ismin patent sahibiyiz. Gaziantep’te hizmet veren bir esnafız. Faaliyet gösteren bir şirketiz. Tam tersine bunların söylediği ile alakalı hiçbir şey çalışmıyor maalesef" şeklinde konuştu. "Yüzüklerin Efendisi Gaziantep’indir, böyle kalmaya da devam edecektir" Açılan davanın Gaziantep’in üstünde devleti ilgilendiren bir dava olduğunu söyleyen Çakmak, "Türk Patent Kurumu’ndan faaliyet belgelerimizin talebi yapıldı. Türk Patent Kurumu’ndan bizim 5 yıllık süre içerisinde vermiş olduğumuz hizmetlerin tamamının evrakları delilli belgeli bir şekilde dosyalara eklenip savunma olarak mahkemeye sunuldu. Şu anda uluslararası mahkemeden gelecek kararları bekliyoruz, savunmalar yapılıyor. Türk Patent Kurumu’ndaki faaliyet belgeleri, evrakların tamamı alınıp teslim edildi. Bundan sonrası artık hukuki süreçte ve yine söylüyoruz biz de kimsenin hakkını çalmadık ya da birilerine benzemek için iş yapmadık. Biz Gaziantepli bir esnaf olarak, Gaziantep’ten uzanan bir başarı hikayesi diyebilirim ben buna. Bir şirket avukatlarımız, patent avukatlarımızın tamamı bu konuyla alakalı ilgileniyor. Şu ana kadar durum çok güzel gidiyor. Gaziantep’in en büyük gümüş mağazasına sahibiz. Hizmet verdiğimiz bir süre var ki burası bir limitet şirketi. Devletimiz bunların hiçbirini göz ardı etmeyecektir. Onlar bizden talep ettiği bu ismin faaliyetini, Gaziantep’te vermiyorlar ya da Türkiye’de vermiyorlar. Ama biz Yüzüklerin Efendisi’nin ismiyle Türkiye’de son 5 yıldır durmadan hizmet veren ve faaliyet gösteren bir firmayız. Yüzüklerin Efendisi Gaziantep’indir. 5 yıldır da böyledir, böyle kalmaya da devam edecektir" dedi. "Biz bir film çevirmiyoruz, yüzük yapıyoruz" Film çevirmediklerini, yüzük yaptıklarını belirten Çakmak, "Biz bir film çevirmiyoruz ya da biz bir dizi, bir film, bir dergi yapmıyoruz. Bizler insanların ömür boyunca parmağında taşıyabileceği, Osmanlı’dan kalan bütün eserleri gümüşten işleyip, sizlere böyle hizmet ederekten bunların mücadelesini verip, filmden ziyade, biz yüzük yapıyoruz. Bizim işimiz yüzük ve bu yüzden de bizler Yüzüklerin Efendisi’yiz" diye konuştu.
Antalya Başkan Kocagöz’den evi yanan vatandaşa destek sözü Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Şafak Mahallesi’nde geçtiğimiz gün evi yanan 45 yaşındaki G.K.’yi ve aynı binada yaşayan diğer konut sakinlerini ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. "Kepez Belediyesi olarak gereken neyse, elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bu zor günleri hep beraber birlik ve dayanışma içinde atlatacağız" dedi. Antalya’nın Kepez ilçesi Şafak Mahallesi’nde geçtiğimiz akşam meydana gelen yangında, 4262 Sokak’taki Yabaneri Apartmanı’nın birinci katında bulunan daire tamamen kullanılamaz hale geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında can kaybı yaşanmazken, 45 yaşındaki G.K.’nin kiracı olarak oturduğu evdeki eşyalar tamamen yandı. Yangının ardından bölgeye itfaiye ve polis ekipleri sevk edilirken, alevler kısa sürede kontrol altına alındı. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz de, evi yanan G.K.’yi ve aynı binada yaşayan diğer konut sakinlerini ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Kapıları tek tek çalarak bina sakinlerinin istek ve taleplerini dinledi. Bürokratlarıyla birlikte yanan dairede incelemelerde bulunan Başkan Kocagöz, yaşanan olaydan büyük üzüntü duyduklarını dile getirdi. Evi yanarak oturulamaz hale gelen G.K’ye de şu sözlerle geçmiş olsun dileğinde bulundu. "Çok üzüldük. En büyük tesellimiz kimseye zarar gelmemiş olması. Elbette bizlerin üzüntüsü sizler için bir çare değil. Allah’ın izniyle bu zor günleri atlatmanız için yanınızdayız. Kepez Belediyesi olarak gereken neyse, elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bu zor günleri hep beraber birlik ve dayanışma içinde atlatacağız" dedi. Evi yanan G.K. ise Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’e teşekkür ederek, "Yanımızda olduğunuz için teşekkür ederim. Allah kimseye yaşatmasın. Çok zor bir durum" diye konuştu.
Şırnak Elektrik yok, makine yok: Şırnak’ta asırlık değirmenden dünyaya coğrafi işaretli tahin Şırnak merkeze bağlı Kumçatı beldesinde 1850’li yıllara uzanan tarihi bir değirmenin küllerinden doğan coğrafi işaretli tahin üretimi, KOSGEB’in makine ve girişimcilik destekleriyle yeniden hayat buldu. Şırnak merkeze bağlı Kumçatı beldesinde 1850-1860 yılları arasında kurulan su değirmeni KOSGEB desteği ile restore edilerek, doğal yöntemler ile coğrafi işaretli tahin üretimi yapılmaya başlandı. Geleneksel su gücüyle çalışan taş öğütme sisteminde, katkı maddesiz yüzde yüz doğal tahin üreten işletmede, Türkiye’nin 81 ilinden ve Avrupa’dan taleplere yetişmek için ara vermeden tahin üretimi gerçekleştiriliyor. KOSGEB’in stratejik desteğinin bu geleneksel mirası modern bir başarı hikayesine dönüştürdüğünü belirten KOSGEB Şırnak İl Müdürü Ömer Güngör, "Bize, burayı daha restore etmeden önceki halini gösterdi. Bu işletmeyi, tekrar aktif hale getirmek istediğini söyledi. 1850-1860’lı yıllardan kalma bir değirmen. KOSGEB’den bu konuda bize bir destek çıkar mı diye sohbet ettik. Biz de KOSGEB desteklerini anlattık. KOSGEB’in makine demirbaş anlamında bir desteğin olduğunu, girişimcilik destek programımız, iş geliştirme desteğimizin buna uygun bir model olduğunu, eğer böyle bir işletmeyi faal hale getirecekseniz destek sunabileceğimizi ilettik. Onlar da kolları sıvadılar ve başladılar. Çok şükür şu an neticelenmiş hali ile buradayız" dedi. "Bu üretim geleneksel değil tamamen doğal" Güngör, bölgenin coğrafi işaretli susam ve tahin mirasına dikkat çekerek, "Bulunduğumuz yerde susam coğrafi tescilli bir ürün ve burada üretimi gerçekleştirilen tahin de coğrafi tescilli. Ayrıca Kumçatı tahini ile bilinen bir yer Kumçatı beldesi. Doğal olarak böyle bir ürünü ülke içinde ve yurt dışında insanlar talep edecektir. Talep edildikçe de üretim konusunda onlara gerekli hizmeti sunacağız. Yurt dışına satışlar oluyor, yurt içinde çok çok fazla talep gördüğünü görüyoruz. Çünkü el değmemiş, dışarıdan herhangi bir katkı maddesi bulunmayan bir üründen bahsediyoruz. Eski bir üretim yönetimidir. Suyun çarklarını çevirdiği bir değirmen. Eski bir kavurma modeli, eski bir öğütme modeli ile yüzde yüz doğal bir tahinden bahsediyoruz. Özellikle belirtmek istiyorum, geleneksel bir üretim değil, tamamı ile doğal bir üretim" diye konuştu. İşletmeci Selahattin Demir, restorasyon öncesi zorluk çektiklerini kaydederek, "Biz ne yaptık burada, kültürümüze sahip çıktık, kültürümüzü yaşattık ve markalaştırdık, restorasyonumuzu yaptık. Türkiye’nin 81 iline gönderiyoruz. Taleplerimiz var. Avrupa’dan da talepler var. Biz insanların bunu tatmasını istiyoruz" şeklinde konuştu. Bölgenin sulak arazilerinde ekimi yapılan susamlar ile tahin üretimi yapılıyor Demir, üretim sürecini şöyle anlattı: "Susamlarımız, kendi sulak arazilerimizde ektiğimiz susamlarımız. Hasadı yapıldıktan sonra buraya getiriyoruz. Temizleme işleminden sonra taşta döverek soyuyoruz, taşta kavurduktan sonra yine taşta öğütüyoruz. Bütün aşamalar geleneksel ve o kültüre bağlı olarak yapılıyor. Tamamen su ile çalışıyor değirmenlerimiz. Elektrik yok, makine yok. KOSGEB bize destek oldu. KOSGEB’in makine desteği vardı bize. Paketlememizin tamamını KOSGEB destekledi. Zaten coğrafi işaretli bir ürün yapıyoruz. Türkiye’de yöntemi ile, mahreç alan tek ürün. Bazı yerler susamı ile alıyor. Ama biz geleneksel, doğal yöntem ile coğrafi işaret almış bir ürün yapıyoruz." İşletmede, elektrik ve makineye sıfır bağımlılıkla, sadece su gücü ve taş teknolojisiyle üretim yapılarak çevre dostu bir model sunuluyor.
Yozgat İstanbul’dan memleketi Yozgat’a döndü, binlerce hayvan üreterek geçimini sağlıyor İstanbul’dan memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğiyle hem kendi geçimini sağlıyor hem de vatandaşlara uygun fiyatlı ürün sunuyor. Küçük bir başlangıçla çıktığı yolda bugün binlerce hayvan üretimine ulaşan Şahan, özellikle hindi üretimiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 10 yıl önce İstanbul’daki hayatını bırakarak Yozgat’ın Şefaatli ilçesine yerleştiğini belirten Hasan Şahan, kanatlı hayvanlara olan sevgisi nedeniyle bu alana yöneldiğini söyledi. İlk olarak 10-15 hayvanla işe başladığını ifade eden Şahan, bugün işletmesinde bine yakın hayvan bulunduğunu, bugüne kadar ise 10 ila 15 bin arasında hayvan üretip satışını gerçekleştirdiğini dile getirdi. "Kendi işimi severek yapıyorum" Köyde kendi işini yapmanın hem maddi hem manevi olarak daha kazançlı olduğunu vurgulayan Şahan, "İstanbul’da ya da Ankara’da asgari ücretle çalışmak yerine burada kendi işimi yapıyorum. Severek çalışıyorum ve güzel ekmek yiyebiliyoruz. İnsanların da bu işi yapmasını istiyorum, teşvik ediyorum" dedi. Şahan, Şefaatli Belediye Başkanı Zeki Bozkurt’un kendisine önemli destekler sağladığını belirterek, "Maddi anlamda zorlandığım dönemlerde başkanımızın çok desteği oldu. Barınma alanları, iş imkânları konusunda yanımda oldu. Kendisine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Herkes yiyebilsin diye 2 bin liradan satıyorum" Bu yılı ‘hindi yılı’ ilan ettiklerini söyleyen Şahan, yaklaşık 3 bin 500 hindi yetiştirdiğini belirterek, piyasada 3 bin ile 3 bin 500 lira arasında satılan hindileri vatandaşların uygun fiyata tüketebilmesi için 2 bin liradan satışa sunduklarını kaydetti. Şahan, "Vatandaşlarımız ucuz hindi yesin istedik. Hindilerimiz 6-8 kiloya kadar çıkıyor. İsteyenler gelip canlı olarak görebilir, isterlerse temizlenmiş şekilde de alabilir" diye konuştu. İşletmesinde hindi dışında ördek, tavuk, kaz gibi birçok hayvan türünün bulunduğunu aktaran Şahan, müşteri taleplerine göre üretim çeşitliliğini artırabildiklerini ifade etti. Yerli kazların 2 bin liradan başladığını belirten Şahan, Çorum kazı, Alman mas kazı ve mamut kaz gibi farklı türlerin de bulunduğunu, fiyatların türüne göre değişiklik gösterdiğini söyledi. Gelecek yıl için de yeni planlarının olduğunu dile getiren Şahan, "Bu sene hindiye girdik, seneye de inşallah kaz sezonu olacak. Şu anda kaz ve tavuk satışlarımız devam ediyor" dedi.