POLİTİKA - 30 Ekim 2024 Çarşamba 18:33

CHP Genel Başkanı Özel: "Bahçeli’nin ’Öcalan kürsüden konuşsun’ dediği süreçte Ahmet hoca bundan suçlanıyor"

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özel: "Bahçeli’nin ’Öcalan kürsüden konuşsun’ dediği süreçte Ahmet hoca bundan suçlanıyor"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına ilişkin, “Neymiş efendim, Öcalan’la çözüm sürecine yönelik bilim adamlarından oluşturulan bir heyetle ilgili kendisiyle görüşme yapılmış. Devlet Bahçeli’nin ‘Çıkaralım, Öcalan gelsin, bu kürsüden konuşsun’ dediği süreçte Ahmet hoca bundan suçlanıyor” dedi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti genel merkezinde düzenlenen "Sendikalar ve Emek Örgütleri Buluşması"nda konuştu. PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in evinde gözaltına alınmasını değerlendiren Özel, “Belediyenin gün ışırken kapısı kırılarak girildi. Bu kişi, değerli başkanım, her sabah zaten 08.30’da belediyeye gidiyor. Bir telefon etsen gelir, belediyenin kapısında beklesen, söylesen olur. Kamu binasına devlet, bekçinin anahtarını istemek yerine kapıyı kırarak giriyor. Neden? Bir algı oluşturacaklar. Narin cinayeti, yenidoğan çetesi gibi toplumun merak ettiği konularda savcı, senin bir görevin de toplumu bilgilendirmek. Yenidoğan çetesinde çıldırırsın açıklama yapmazlar. Zaten 6 ay susmuşlar, toplum infiale kavuşunca biri hariç hastaneleri yeni kapattılar. Sabahleyin bir açıklama metni düşüyor; ‘PKK, Öcalan, 10 yıldır takibimizde, terör örgütü üyesi olabir’ diyor. Bir dur, kime neyi yetiştiriyorsun. Avukatı ile görüşememiş adam hakkında dezenformasyon bülteni gibi yayınlamış. Bunu kim yapıyor? Savcı. Savcı neden yapıyor? Yapamaz, izni kim verecek? Başsavcı. Başsavcı demeden olmaz, kural öyle. Başsavcı kim? İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek, düne kadar bakan yardımcısı. Erdoğan ilk atadığında, ‘Bakan yardımcıları örgütümüz ile devletin bağını kuracak’ dedi. Ben Akın Gürlek’e ‘seyyar giyotin’ diyordum, öyle elverişli bir giyotindir ki o adalet giyotini. Mahkeme mahkeme taşırlar ve kimin başı vurulacaksa Akın Gürlek oradadır. Neymiş efendim, Öcalan’la çözüm sürecine yönelik bilim adamlarından oluşturulan bir heyetle ilgili kendisiyle görüşme yapılmış. Devlet Bahçeli’nin ‘Çıkaralım, Öcalan gelsin, bu kürsüden konuşsun’ dediği süreçte Ahmet hoca bundan suçlanıyor” açıklamasında bulundu.



“Ahmet Özer’in temiz kağıdında aynı adliyenin kaşesi ve amblemi var”


31 Mart yerel seçimlerinden önce Esenyurt Belediye Başkan adayı olabilmesi için Ahmet Özer’e verilen temiz kağıdını gösteren Özel, “Bu kağıtta ‘Yukarıda kimlik bilgileri bulunan kişinin adli sicil kaydı yoktur. Yukarıda kimlik bilgileri bulunan şahsın adli sicil arşiv kağıdı yoktur’ diyor. Sistem şu; Esenyurtlu, ‘belediye başkanını kimler içinden seçebilirim, mahsurlu olan birisi varsa seçmeyeyim’ diyor. Sen 6 ay önce o millete ‘bir mahsuru yok, seçebilirsin’ demişsin. Bugün yapılan basın bülteninde ‘10 yıldır takibimizdeydi’ diyor. ‘Teröristlerle iş birliği içerisinde olabilir’ diyor. Bu kağıtta aynı adliyenin kaşesi var, aynı adliyenin amblemi var” dedi.



“O piyonu, seyyar giyotini oradan alın”


“Akın Gürlek’in Ankara’da bakan yardımcısıyken kötü planlanmış bir satranç tahtasında demokrasiyi tehdit eden bir yere çekilmiş bir piyon olduğundan hiçbir şüphem yok” diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti:


“Tehdit ettiği bu milletin birliği, beraberliği, demokrasi ve insanları seçme özgürlüğüdür. O piyonu çekildiği yerden kaldırın. O piyonu, o seyyar giyotini oradan alın. Bu konuda biz süreci çok yakından takip ediyoruz. Kurulan kirli oyunun ne parçası oluruz ne de o oyuna teslim oluruz.”



“Erdoğan’ın pozisyonu, Bahçeli ile aynı pozisyondur”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantında konuşsun” sözlerini değerlendirdiğini ve bunu sahiplendiğini kaydeden Özel, “Erdoğan’dan bir şeyler duymak isterdik gibi yaklaşımlar oluyor. Erdoğan’dan daha ne duyacaksınız. Bahçeli’nin tutumunu överken her sözünün altına imza atmıştır. Erdoğan’ın pozisyonu, Bahçeli ile aynı pozisyondur. Bana da teşekkür etmiş. ‘Beni bir kişi anladı, o da yanlış anladı’ derler. Erdoğan, milyonlar anladı, sen anlayamamışsın. Teşekkür kıymetli, ben de teşekkür etmek isterim ama bir kişinin meselesini, o kişinin özgürlüğü ile ilişkilendirip, getirip de Mecliste konuşturup bir meseleyi kökünden halledeceğini düşündüren önerme eksik bir önermedir ve felaket üretecek bir önermedir. Sorunu görmeyen ve çözmeyen bir önermedir” ifadelerini kullandı.


Özel, TBMM’nin merkezde olduğu, şeffaf, adil ve toplumsal mutabakata dayalı bir çözümün tarafı olduklarını da sözlerine ekledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.