POLİTİKA - 15 Kasım 2025 Cumartesi 18:31

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman’da düzenlenen 350 bininci deprem konutu anahtar teslimi töreninde yaptığı konuşmada, "11 ilimizde toplam 350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz" dedi.

350 bininci konutun anahtar teslim töreni için Adıyaman’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili Adıyamanlılar, her karışı tarih her adımı sabırla dolu Adıyaman’ı selamlıyorum. Adıyaman’ın her bir köşesindeki kardeşlerime muhabbetimi gönderiyorum. Bizleri takip eden vatandaşlarıma sevgilerimi gönderiyorum. Bugün sizlerle bir aradayız. Adıyaman’a geldiğimiz andan itibaren bizleri bağrınıza bastığınız için teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi daim eylesin. Sizin bir kardeşiniz olmaktan şeref duydum. Bugüne kadar bizde sizin bu teveccühünüze halel getirmedik. Size mahcup olmadık. Gençler bizim millete ülkeye ve Adıyaman’a hizmet etmekten başka bir gayemiz yok. Şunu tüm samimiyetimle biz yaraları sarmanın derdindeyiz biz ülkeye ve millete eser kazandırmanın peşindeyiz. Bugün Adıyaman’da devletimizin gücüyle milletimizin dayanışmasının nasıl tek yürek haline geldiğine tanıklık ediyoruz. 11 ilimizde yapımını tamamladığımız 350 bininci yuvamızın tesliminin gururunu yaşıyoruz. Adıyaman bu coğrafyanın hem iradesi hem de direncidir. Adıyaman kardeşliğin, vefanın ve dirilişin şehirleşmiş halidir. 6 Şubat’ta Adıyaman çok büyük bir acı ve yıkım yaşadı. Adıyaman’la birlikte 11 ilimiz zarar gördü. Deprem şehitlerine Allahtan rahmet diliyorum. Dünyada çok az milletin taşıyabileceği yükün altından kalktık" dedi.

"Sandıklar kapandı, seçim bitti bunlarında deprem bölgesiyle işi bitti"

"Bu süreçte herkes iyi bir sınav veremedi. Millet burada can derdindeyken siyasi rant hesabı yapan vicdansızlar çıktı" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devletimiz tüm imkanlarını seferber etmişken yüreği yaralı depremzedelerimiz devletimize karşı kışkırtanlar oldu. Oy tercihi dolayısıyla depremzedelerimizin kapı dışarı atıldığı, aşağılandığı horlandığı sahnelere şahitlik ettik. Seçimlerden önce bol bol fotoğraf çektirip bir daha yolları buralara hiç düşmeyen deprem turistlerini gördük. Bedava ev sözü verip daha sonra kulaklarının üzerinde yatan yalancılarla karşılaştık. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanların, medyada ve sosyal medyada hükümet düşmanlığı yapanları, meydanlardan bol keseden atanları şimdi ne gören var ne duyan var. Sandıklar kapandı, seçim bitti bunların da deprem bölgesiyle işi bitti. Biz ise, deprem bölgesi ve depremzedeleri bir an olsun yalnız bırakmadık. Buradaki çalışmalardan elimizi çekmedik. Sizlerin talep ve beklentilerinize kulaklarımızı hiçbir zaman tıkamadık" şeklinde konuştu.

"Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece enkazları kaldırmadık çok daha önemlisi Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk. Bir yandan kardeşlerimizi yeni evlerine kavuşturuyor. Diğer yandan depremden etkilenen tüm şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. Eylül ayında Malatya’da 304 bininci konutumuzun anahtarlarını teslim etmiştik. Bugün de söz verdiğimiz gibi konutlarımızın yüzde 78’ini tamamladığımız 350 bininci yuvamızın anahtarını Adıyaman’ımızda teslim ediyoruz. Depremin üzerinden geçen 2 yılda sadece Adıyaman’da 38 bin 157 konut ve işyerini teslim ettik. Türkiye’nin en büyük 2. şantiye alanını Adıyaman’ımızda kurduk. İndere’de 5 milyon metrekarelik devasa alanda 16 bin yuvamızı tamamlayarak 100 bine yakın vatandaşımızı içinde güvenle huzurla yaşayacakları konutlarıyla inşallah buluşturacağız. Bugün Adıyaman ile birlikte Malatya’mızda 21 bin 760, Hatay’ımızda 11 bin 320, Kahramanmaraş’ımızda 6 bin 523, Gaziantep’imizde 3 bin 834, Şanlıurfa’mızda 644, Elazığ’mızda 354, Osmaniye’mizde 214, Tuncel’imizde 97, Sivas’ımızda 79, Bingöl’ümüzde 62, Diyarbakır’ımızda 50, Kayseri’mizde 15, Adana’mızda 14 olmak üzere toplam 45 bin 342 yuvamızı daha teslim ediyoruz. Böylece toplam 350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz. Bugün deprem konutları ve iş yerleri ile birlikte ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 10 projesini, İçişleri Bakanlığımızın 11 projesini, Milli Eğitim Bakanlığımızın 99 okul yatırımını resmen hizmete veriyoruz. Yılsonunda Adıyaman’ımızda 40 bin 993 konut ve 2 bin 580 işyeri olmak üzere toplam 43 bin 573 konut ve işyerini deprem bölgemizin tamamında ise 453 bin bağımsız bölümü teslim etmeyi hedefliyoruz. Depremde hasar gören 235 kilometre uzunluğundaki Malatya, gölbaşı, narlı, Nurdağı demiryolu hattını 15 Eylülde yeniden kullanıma açtık. 93 kilometre uzunluğundaki gölbaşı Adıyaman-Kahta hızlı demiryolunun proje çalışmaları sona erdi. Bu önemli proje hayata geçtiğinde Adıyaman’ımız inşallah hızlı trenin sürat ve konforuyla buluşmuş olacak" dedi.

"Yalan makinası mı, ana muhalefetin Genel başkanı mı ayıra bilene helal olsun"

"Biz eserlerimiz ve hizmetlerimizle konuşuyoruz. Bizim boş işlerle boş tartışmalarla kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Millete ve memlekete hiçbir hayrı dokunmayan sahte ve sanal gündemler bizim umurumuzda bile değil" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ana muhalefetin başındaki zat günlerdir hem çok çirkin ifadelerle bizi yargı mensuplarımızı ve yolsuzluk iddialarının üzerine giden herkesi hedef alıyor. Muhalif kimliğiyle öne çıkan gazetecileri sırf hoşlarına giden cümle kurmadılar diye milletin kesesinden besledikleri trol ordularına linç ettiriyor. Son seçimde beraber kapı kapı gezdikleri kazanırsak Türkiye’yi uyum içinde yöneteceğiz dedikleri eski ittifak ortakları bile bunların öfkesinden kurtulamıyor. Öyle bir faşizm ki, aykırı tek bir söze, fikre, görüşe tahammülü yok. Sözlerine bakıyorsunuz ne nezaket ne derinlik nede tutarlılık var. Hallerine bakıyorsunuz oturduğu koltuğa yakışmayan bir duruş var. Her gün bir yalanı ortaya çıkıyor, her gün çark ediyor. Sürekli geri vitese takıyor. Yalan makinası mı, ana muhalefetin genel başkanı mı ayırabilene helal olsun. Bunu söyleyince beyefendiler hemen rahatsız oluyor. Bir partinin genel başkanına o üslup o dil o hakaretler hiç yakışıyor mu? Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı sokak ağzıyla siyaset yapar mı? Sizler de mecburen bu rezil üsluba maruz kalıyorsunuz. Oradan oraya sürüklediği CHP’li vatandaşlarımıza her gün konuşuyor. Elinden mikrofon eksik olmuyor. Ne dediğini anlayabilen var mı? Ne demek istediğini çözebilen var mı? Yolsuzlukları savunmak dışında yaptığı bir iş var mı? Şimdiye kadar milletin ve memleketin faydasına kurduğu bir cümle var mı? Suç örgütü yakayı ele verdiğinden bu yana çıkıyor her gün yargı mensuplarına hakaret ediyor. Sabah akşam birilerini tehdit ediyor. Allah aşkına yargıyı siyasallaştırmanın hukuki davaları güncel siyasete meze etmenin milletin kesesinden zenginleşenler haricinde kime ne faydası olacak. CHP Genel Başkanının dürüstlükten ve siyasi olgunluktan uzak bu üslubu en fazla CHP’li vatandaşlarımızı rencide ediyor. Gazi Mustafa Kemal’in partisinin düşürüldüğü bu kötü durumdan bizim kadar onlar da rahatsız. Anlaşılan onlar bu zatın işbilmezliğinden yılmışlar bıkmışlar, usanmışlar. Nereden baksanız hayal kırıklığı oluşturan zavallı zayıf bir karekterle karşı karşıyayız. Sınırlarımızın ötesinde bu kadar karışıklık varken, milletimiz bizden çözüm beklerken, biz bu zatın söyledikleriyle ilgilenmiyoruz. Bu zatın milletin milyarlarca lirasını hiç eden talan eden başında bulundukları belediyeleri arpalığa çeviren şebekeyi aklama çabalarıyla ilgilenmiyoruz. Bu şahsın artık iyice gençlerin eğlencesi haline dönüşen garip komik ve zavallı halleriyle ilgilenmiyoruz."

"Dakikada 3, saatte 23, günde 550 yeni konut yapıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sadece işimize bakıyoruz. Biz lafla değil, eserle konuşan bir anlayışın sahibiyiz. Ana muhalefetle aramızdaki zihniyet farkını görmek için şu rakamlar bile yeterlidir. Bugün deprem bölgemizdeki 11 ilimizde 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimiz 7 gün 24 saat esasıyla çalışıyor. Dakikada 3 saatte 23 günde 550 yeni konut yapıyoruz. İnsanımızın hayatına dokunan şehirlerimizin çehresini değiştiren projelerle yol alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde 500 bin sosyal konut projemizi ilan ettik. 10 Kasım’da da başvurular başladı. Milletimiz projeye çok yoğun ilgi gösteriyor. Kampanyamız kapsamında Adıyaman’ımıza da 5 bin sosyal konut yapacağız. Merkezde, Besni’de Çelikhan’da Gerger’de Gölbaşı’nda Kahta’da Samsat’ta Tut’ta yerlerimizi belirledik. Başvurular bittikten sonra temelleri atacak evlerimizi hızla teslim edeceğiz. Evlerinin anahtarlarını almaya hak kazanan vatandaşlarımızı tebrik ediyorum. Bu eserlerimizin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Önümüzdeki ay evine kavuşmayan tek bir depremzede kalmayacak"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da, "Devletimiz ilk andan itibaren afetzedeler için seferber oldu. Şehirlerimizi hep beraber ayağa kaldırdık. Bugün 350 bin huzura dönüştü. Durmayacağız, önümüzdeki ay evine kavuşmayan tek bir depremzede kalmayacak. Dünyada hiçbir ülke bu büyüklükte afette bu kadar kısa sürede bunları yapamazdı. 453 bin yuvamızı kardeşlerimize teslim edeceğiz. Bu eserler cumhurbaşkanımızın vizyonudur, kararlılığıdır. Bir yandan deprem konutları inşa ederken diğer yandan 500 bin dar gelirli vatandaşlarımıza yeni yuvalar inşa ediyoruz. ‘Devlet nerede’ diyorlar. Bizde diyoruz ki, ‘işte devlet burada’ devletimiz 350 bin konutu bitirdi. Biz bunun gururunu yaşıyoruz. Asil milletimiz depremzede kardeşimiz için bir an bile durmayacağız. 11 ilimizi ayağa kaldıracağız" diye konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tam 300 milyar dolarlık ulaşım yatırımı yaptıklarını belirtti.

Cihan Kizir - Fatma Altınbaş - Eray Özbudak - Uğur Dönek

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a desteklerinden dolayı plaket Türkiye Yardım Sevenler Derneği Aliağa Şubesi, öğrenci, aile ve ihtiyaç sahiplerine destek olmak amacıyla geleneksel yardım sergisi bu yıl da gerçekleştirdi. Dayanışma ve paylaşma ruhunun ön plana çıktığı sergin açılışında, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a bugüne kadar derneğe sağladığı katkılar dolayısıyla özel bir şilt takdim edildi. 1991 yılında kurulan ve 35 yıldır Aliağa’da sosyal yardımlaşma alanında önemli çalışmalar yürüten Türkiye Yardım Sevenler Derneği Aliağa Şubesi; başta eğitim olmak üzere pek çok alanda ihtiyaç sahiplerine umut olmaya devam ediyor. Dernek, Atatürk bursu aracılığıyla öğrencilere eğitim desteği sağlarken, hastalara yardım, Ramazan ayında erzak dağıtımı, çocuklara bayram harçlığı verilmesi, okullara katkılar ve kamu kurumlarına yapılan bağışlarla da dikkat çekiyor. Dernek yetkilileri, "Geleni çevirmiyoruz, her türlü bağışa açığız" sözleriyle çalışmalarını özetliyor. El emeği ürünler ihtiyaç sahipleri için satışta Her yıl Aralık ayında düzenlenen geleneksel yardım sergisi kapsamında; dernek üyeleri ve gönüllülerin el emeğiyle hazırladığı birçok ürün vatandaşların beğenisine sunuluyor. Bebekler için örme kıyafetler, bilezikler, çantalar, mutfak ürünleri, kışlık örgüler ve yılbaşı temalı ürünlerin yanı sıra çevre esnaftan bağışlanan çeşitli eşyalar da sergide yer alıyor. Sergide elde edilen gelirler ise öğrencilere burs, ailelere destek ve farklı ihtiyaç alanlarında kullanılmak üzere değerlendiriliyor. Serginin açılış gününde derneği ziyaret eden Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tüm vatandaşları sergiye davet etti. Türkiye Yardım Sevenler Derneği Aliağa Şubesi tarafından Başkan Serkan Acar’a bugüne kadar verdiği desteklerden ötürü özel bir şilt takdim edilirken, Türkiye Yardım Sevenler Derneği Genel Başkanı Dilek Bayazıt tarafından da teşekkür belgesi gönderildi. "Aliağalıların desteğiyle ayakta duruyoruz" Türkiye Yardım Sevenler Derneği Aliağa Şubesi Başkanı Dilek Gülboy, şilt takdiminin ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Aliağa Belediye Başkanımız Sayın Serkan Acar, derneğimize maddi ve manevi her konuda önemli destekler sağlıyor. Kendisine şilt vermekte geç bile kaldık. Genel Başkanımız Sayın Dilek Bayazıt da ayrıca bir teşekkür belgesi gönderdi. Başkanımızla telefon görüşmesi de gerçekleştirildi ve derneğimizi yalnız bırakmadığı için kendisine teşekkür edildi. Aliağa halkının destekleri bizim için çok kıymetli. Bizler Aliağalıların desteğiyle ayakta duruyoruz. Her ay en az bir etkinlik düzenleyerek yardımlarımızı aksatmadan sürdürüyoruz. Sergimiz yarın da açık, tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz." Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar: "Bu plaketi hak eden sizlersiniz" Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, dernek üyelerine özverili çalışmaları için teşekkür ederek, "Bu plaketi aslında hak eden sizlersiniz. Büyük bir fedakârlıkla çalışıyor, Aliağa’ya değer katmak için elinizden geleni yapıyorsunuz" dedi.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kültür ve sanat dünyamızın kıymetli mensupları, saygıdeğer misafirler, hanımefendiler, sizlere en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini tevdi edeceğimiz bu anlamlı törende sizlerle bir arada olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, Milletin Evine, bu gazi Mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, töreni yurt içi ve yurt dışından takip edenlere de selam göndererek, "Sizlerin vasıtasıyla ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinde bizleri takip eden kardeşlerimize buradan selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Az sonra ödüllerini takdim edeceğimiz ilim, kültür ve sanat erbabımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Biraz evvel ödül sahiplerimizle ilgili hazırlanan biyografi filmini hep beraber izledik. Zihinlerinde oluşan nüveleri kalplerinin süzgecinden geçirerek ülkemize ve dünyaya çok kıymetli eserler kazandıran ödül sahiplerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül sürecinde görev alan seçici kurul üyelerine de teşekkür ederek, "Aynı şekilde çok titiz ve hassas bir değerlendirme süreci sonunda ödüle layık görülen isimleri tespit eden seçici kurul üyelerimizi de kutluyorum. Sözlerimin hemen başında kısa süre önce ebediyete uğurladığımız kültür sanat ödülleri sahibi iki ismi burada özellikle anmak istiyorum. 28 Eylül’de vefat eden şair Yavuz Bülent Bakiler ile Neyzenlerin Kutbu Niyazi Sayın’ı hürmetle yad ediyor, Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ülke ve millet olarak gerçekten de kendilerine çok şey borçlu olduğumuz bu iki değerimizi unutmayacak her zaman şükranla hatırlayacağız. Kayıplarımız sebebiyle bir yanımız yaprak döküyor olsa da diğer yanımız hamdolsun çiçek açmaya, şıvga vermeye, boy atmaya devam ediyor. İşte bu yılki bilim ve kültür ödülümüzü Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün’e takdim ediyoruz. Süleyman Seyfi Öğün Hocamız kütüphanesiyle dışarıda gürül gürül akan dünya arasındaki irtibatı kesmeyen nadir akademisyenlerimizden biridir. Hocamızın siyaset, ekonomi, felsefe, toplum ve kültürde meydana gelen değişimlere farklı açılardan mercek tutan çalışmaları hem kapsamlı hem de derinlikli bir yapı arz ediyor. Onun eserlerine baktığımızda düşünce geleneğimizin bugüne kadarki seren camını da görebiliyoruz. Hocamızı tebrik ediyor, daha nice çalışmayla ilim ve fikir müktesebatımıza önemli katkılar yapmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl resim ödülünün ressam Yalçın Gökçebağ’a verildiğini belirterek, yarım asrı aşan sanat yolculuğunda Anadolu’yu resme, resmi de Anadolu’ya taşıyan Gökçebağ’ın Türk resminde müstesna bir yere sahip olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Bu seneki resim ödülümüzün sahibi kıymetli ressam Yalçın Gökçebağ Beyefendidir. Yarım asırlık sanat yolculuğunda Anadolu’yu resme, resmi de Anadolu’ya taşıyan Yalçın Gökçebağ Cumhuriyetimizin ilk kuşak ressamlarından devraldığı hazineyi yeni bir seziş ve bakış açısıyla tuvale döküyor" dedi. Gökçebağ’ın, Cumhuriyet’in ilk kuşak ressamlarından devraldığı mirası yeni bir seziş ve bakış açısıyla tuvale aktardığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Renkleri adeta şiire dönüştürdüğü tablolarında bu toprakların sesi duyuluyor. Çizgilerinde insanın ve tabiatın güzellikleri okunuyor. Özgün, canlı ve masalları andıran eserleriyle Türk resminde önemli bir yer tutan Yalçın Gökçebağ’ı tüm kalbimle kutluyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzik ödülünün ise Prof. Dr. Yalçın Tura’ya tevcih edildiğini belirterek, Tura’nın Türk müziğinin yaşayan duayenlerinden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, hafızalara kazınan çok sayıda film ve dizinin müziklerine imza atan Tura’nın, hem müzik bilimine hem de Türk müzik teorisine önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yalçın Tura’nın, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü’nü kurarak ülkeye seçkin bir eğitim yuvası kazandırdığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem akademik çalışmaları hem de gönüllerimizde taht kuran beste ve güfteleriyle Türk müziğine hediye ettiği tüm değerler için kendisine teşekkür ediyorum" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, arkeoloji ödülünün Prof. Dr. Fahri Işık’a takdim edildiğini belirterek, Işık’ın Türkiye ve dünya arkeolojisine önemli katkılar sunduğunu vurguladı. Malatya’nın yetiştirdiği seçkin bir bilim insanı olan Prof. Dr. Fahri Işık’ın, kazı biliminde uzun yıllar doğru kabul edilen pek çok yanlışı ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, "Kitapları, makaleleri ve araştırmalarıyla Anadolu’nun binlerce yıllık zengin tarihine ışık tutmuştur" dedi. Prof. Dr. Işık’ın, kazı bölgelerinde kimi zaman çadırlarda kimi zaman köy evlerinde kalarak büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Erdoğan, Patara başta olmak üzere birçok antik kentte nadide eserlerin gün yüzüne çıkarılmasına öncülük ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk arkeolojisine sağladığı katkılar dolayısıyla Prof. Dr. Fahri Işık’ı tebrik ederek, "Kazı biliminde paradigma değiştiren çalışmaları dolayısıyla kendisini gönülden kutluyorum" diye konuştu. "İsrail’in acımasızca öldürdüğü gazetecilerin kahramanca mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum" Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın fotoğraf ödülünün Filistinli gazeteci ve fotoğrafçı Ali Jadallah’a verildiğini kaydetti. Ali Jadallah’ın, iki yılı aşkın süredir devam eden saldırıları fotoğraf kareleriyle tüm dünyaya belgelediğini belirten Erdoğan, Jadallah’ın objektifinin, "gerçekleri medeni denilen dünyanın yüzüne çarptığını" ifade etti. Erdoğan, Filistinli foto muhabirinin aynı zamanda Anadolu Ajansı adına sahada görev yaptığını da hatırlattı. Erdoğan, "Canını hiçe sayıp hakikatin deklanşörüne basarak Gazze’deki zulmü fotoğraflarla belgeleyen Ali Jadallah kardeşimi şahsım milletim ve tüm mazlumlar adına tebrik ediyorum. Çektiği fotoğraflar uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Güney Afrika’nın İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davada bu fotoğraflar kanıt olarak sunuldu" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de yaşananları dünyaya duyurdukları için hedef alınan basın mensuplarını da anarak, "Sırf Gazze’deki vahşeti görüntüledikleri için İsrail tarafından katledilen, 37’si kadın olmak üzere 283 basın mensubunu burada rahmetle anıyorum" dedi. İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden gazetecilerin onurlu mücadelesini saygıyla selamladığını ifade eden Erdoğan, "İsrail’in acımasızca öldürdüğü gazetecilerin kahramanca mücadelesini bugün bir kez daha saygıyla selamlıyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in baskı ve engelleme çabalarına rağmen gerçeğin gizlenemeyeceğini vurgulayarak,"Burada şunu da ifade etmek istiyorum, İsrail hükümeti ne kadar susturmaya ve engellemeye çalışırsa çalışsın, vicdanlı yürekler ve hakikatin peşinde koşan gerçek gazeteciler, canları pahasına Filistin’de olan bütün bu olup bitenleri gözler önüne sermeye devam ediyor" değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakkı haykırmayı şiar edinmiş bir ülke ve yönetim olarak Filistin halkının yanında durmaya devam ettiklerini vurgulayarak, "Biz de Filistin halkının yanında eğilmeden, bükülmeden dimdik duruyoruz" dedi. Gazze’de yaşananlara karşı Türk basınının sergilediği duruşa da dikkat çeken Erdoğan, "Gazze soykırımında TRT ve Anadolu Ajansımız başta olmak üzere Türk basın kuruluşları gerçekten yürekli bir duruş sergilemiştir" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de canice katledilen basın mensuplarının fedakârlıklarının kayıt altına alınması amacıyla önemli bir çalışma yapıldığını belirterek, "Bu kapsamda, geçtiğimiz hafta ‘Gerçeğin Katli: İsrail’in Gazeteciliğe Karşı Savaşı’ isimli bir kitap yayımlanmıştır" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze’de yaşananların unutulmaması ve adaletin yerini bulması için bundan sonra da her cephede mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi. "Bugün mirasçısı olduğumuz kültür ve medeniyet iklimi, büyük sanatçıların inşa ve ibda ettiği müşterek zenginliğimizdir" Konuşmasının devamında kültür ve sanatın insanlık tarihindeki yerine değinen Erdoğan, insanın başlı başına bir sanat eseri olduğunu vurgulayarak, "İnsan, eski zamanlardan itibaren yeryüzünde karşılaştığı her nesneyi, her durumu, her ses ve rengi sanatın malzemesi olarak görmüştür" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın kendi içinden çıkardığı dehalar ve sanatçı ruhlar sayesinde büyük bir sanat birikimi oluşturduğunu belirterek, "Bugün mirasçısı olduğumuz kültür ve medeniyet iklimi, büyük sanatçıların inşa ve ibda ettiği müşterek zenginliğimizdir" diye konuştu. Bu zenginliğin aynı zamanda bir devamlılık düşüncesinin sonucu olduğuna dikkat çeken Erdoğan, kültür ve sanatın, insanlığın acılarının, sevinçlerinin ve var olma mücadelesinin dünya hayatındaki en güçlü kanıtlarından biri olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan var oldukça sanatın da var olacağını vurgulayarak, sanatın kendini yenileyen ve sürekli üreten bir alan olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "İnsan yaşadıkça sanat da yaşayacak, kendisini yenileyecek, yeni ufuklar keşfedecek ve kendini yeniden üretmeye devam edecektir" dedi. Türkçenin güçlü şairlerinden merhum Arif Nihat Asya’ya da atıfta bulunan Erdoğan, Asya’nın sanat anlayışını yansıtan dizelerini hatırlatarak, sanatın dönüştürücü gücünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu şiirin adeta bir sanat manifestosu niteliği taşıdığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mimariden musikiye, şiirden resme kadar tüm sanat dallarının özünde insanı, dünyayı ve insanın ötesini anlama çabasının bulunduğunu belirterek, "Sanat, dünyayı daha anlamlı kıldığı için sanattır. Sanat, insana değer kattığı, insanı tekemmül ettirdiği için sanattır. Sanat, bize başka hiçbir şeyin veremeyeceği bir coşkuyu ve duyguyu verdiği için sanattır" diye konuştu. Sanatın ayrıştıran değil birleştiren bir güç olduğunun altını çizen Erdoğan, Türkiye’nin yetiştirdiği büyük sanatçıların ortak bir değer olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Türkiye’nin her büyük şairi, her büyük yazarı bizim medarı iftiharımızdır. Dil, kültür, sanat, düşünce ve mimari alanında eser veren münevverlerimizin tamamı bizim için birer kutup yıldızıdır" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kültür ve medeniyet birikiminin büyük isimlerle şekillendiğini vurgulayarak, "Nasıl ki Selimiye’siz bir Edirne’yi, Süleymaniye’siz bir İstanbul’u tahayyül edemiyorsak, Mimar Sinan’sız bir Türkiye’yi de düşünemeyiz" dedi. Türk musikisinin de asırlara yayılan büyük ustalarla varlık kazandığını ifade eden Erdoğan, "Itrî, Dede Efendi, Şevki Bey, Saadettin Kaynak, Neşet Ertaş ve daha nice dev isim olmadan Türk müziğini tasavvur edemeyiz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk şiirinin milli kimliğin temel unsurlarından biri olduğuna dikkat çekerek, "Yunus Emre’den Karacaoğlan’a, Fuzuli’den Mehmet Akif’e, Nedim’den Yahya Kemal’e, Nef‘i’den Nazım Hikmet’e, Şeyh Galip’ten Sezai Karakoç’a uzanan büyük bir şiir mirasına sahibiz. Türk şiiri, sadece lisanımızın değil, aynı zamanda millî hissiyatımızın da tapu senedidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilim, kültür ve sanatta sahip olunan köklü mirasın gelecek kuşaklar için taşıdığı öneme dikkat çekerek, "İlim, kültür ve sanatta sahip olduğumuz bu köklü miras, inşallah asırlar boyunca kültür ve sanat birikimimizi beslemeye devam edecektir" dedi. Küreselleşme süreciyle birlikte kültürel tek tipleşmenin tüm dünyayı etkisi altına aldığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Erdoğan, her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden ve insanı edilgen hâle getiren bu anlayışa karşı uyarılarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu kültürel kuşatmadan çıkış yolunun köklere sahip çıkmaktan geçtiğini vurgulayarak, "Her alanda sınırsız tüketimi teşvik eden, insanı edilgen hale getiren bu cendereden ancak köklerimize tutunarak kurtulabiliriz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi miras ve birikiminden beslenen sanatın, kültürel tek tipleşmeye karşı güçlü bir direnç unsuru olacağını vurgulayarak, "Kendi mirasımızdan ve birikimimizden beslenen sanat, bu tek tipleşme dalgasına karşı tabiri caizse bir dalga kıran işlevi görecektir" dedi. Bu değerlendirmeyi özellikle vurguladığını belirten Erdoğan, günümüzde popüler hale gelen birçok film, dizi ve müzik eserinin geniş coğrafyalarda oluşturduğu etkiye dikkat çekti. Erdoğan, "Bugün popüler olan pek çok filmin, dizinin ve müzik eserinin coğrafyamızdaki etkisine ve nüfuzuna baktığımızda, sanatın dönüştürücü gücünün nelere kadir olduğunu hepimiz görebiliyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ölçekte yaygınlaşan tek tipleşmenin sanat alanında da ciddi riskler barındırdığına vurgu yaptı. Tüketim alışkanlıkları, yaşam tarzları, yemek kültürü ve giyim kuşamda görülen yeknesaklaşmanın sanat beğenilerini de etkilediğini belirten Erdoğan, bu durumun özgün ve yetkin olanı törpülediğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel tüketim düzeninin insanın biricikliğini aşındırdığına işaret ederek, "Yeryüzünde önüne çıkan her şeyi öğüten, herkesi birbirine benzeten küresel tüketim çarkı, insanın biricikliğini yok etmenin yanı sıra bireyin yeteneklerini de aynı tornadan geçirmektedir" değerlendirmesinde bulundu. Neoliberal kültür anlayışıyla ‘trend’ adı altında sürekli değişen yeni kutsalların, insana dair pek çok değeri tahrip ettiğini belirten Erdoğan, yapay zeka ürünlerinin sanat alanındaki etkilerine de dikkat çekti. Erdoğan, "Yapay zeka mahsulü şiirlerin, kitapların, şarkıların, resimlerin ve sinema filmlerinin yüz milyonlara ulaştığı, gerçekle sanal arasındaki farkın büyük ölçüde kaybolduğu bir dönemde, bizi yarın neyin beklediğini tam olarak bilemiyoruz; hiçbirimiz kestiremiyoruz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli kimliği, kültürü ve değerleri dışlayan anlayışların kalıcı olamayacağını vurgulayarak, bu tür eğilimlerin yüzeyselliğe mahkum olduğunu ifade etti. Milli kimliği, milli kültürü, değerleri, idealleri, erdemi ve ahlakı dışlayan her trendin derinlikten yoksun kalacağını belirten Erdoğan, "Hiçbir özgünlüğü ve derinliği olmayan, günlük üretilip günlük tüketilen işler ile bu küresel fırtınanın önünde durmamız mümkün değildir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel kültür savaşlarında güçlü bir duruş için yerli ve milli kültür değerlerinin evrensel bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine dikkat çekerek, "Yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel bir perspektifle harmanlamalı, yeniden üretmeli ve yeniden inşa etmeliyiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve milli kültür değerlerinin yeniden inşasının kolay bir süreç olmadığını vurgulayarak, bunun ciddi emek ve gayret gerektirdiğini ifade etti. Bir siyasetçi olarak bu sürecin zorluklarının farkında olduğunu belirten Erdoğan, "Bunun asla kolay olmadığını elbette biliyorum. Ancak bunu yapacak imkâna, birikime ve kapasiteye ziyadesiyle sahibiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun her yaş ve kesimini etkileyen bu kuşatmadan çıkış yolunun yine kültür ve sanat öncülerinden geçeceğine inandığını dile getirerek, "Her yaş ve her kesimden insanımızı etkileyen bu cendereden çıkış yolunu, tarih boyunca olduğu gibi topluma mihmandarlık eden sanatçılarımızın, mütefekkirlerimizin, münevverlerimizin ve kültür-sanat erbabımızın göstereceğine inanıyorum" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kültür ve sanat camiasına açık bir çağrıda bulunarak, bu konuda kendilerinden özel bir istirhamı olduğunu dile getirdi. Bilim, sanat, edebiyat, düşünce ve kültür alanlarında emek veren herkesin ortak bir değer olduğunun altını çizen Erdoğan, "Açıkçası bunu sizlerden istirham ediyorum. Bilim adına, sanat adına, edebiyat adına, düşünce adına, kültür adına taş üstüne taş koyan herkesin, hangi görüşten olursa olsun, her bir insanımızın başımızın üstünde yeri olduğunu burada bir kez daha ifade etmek istiyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, evrensel değerlerle buluşurken yerli ve millî duruşunu muhafaza edebilen bir anlayışın önemine vurgu yaparak, kültür, sanat ve bilim insanlarının desteğiyle bu mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti. Erdoğan, "Evrensele yelken açarken yerli kalabilen, memleketi ve milleti için hayal kurabilen, en sert eleştirileri yaparken dahi yıkmayan kültür, sanat ve bilim insanlarımızın desteğiyle inşallah bu mücadeleyi yürüteceğiz. Rabbim yardımcımız olsun" dedi. Konuşmasının sonunda ödül sahiplerini bir kez daha tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birazdan kendilerine Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini tevdi edeceğimiz kıymetli sanatçılarımızı ve bilim insanlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Törenimizi teşrif eden siz değerli misafirlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, müzik ödülüne layık görülen Prof. Dr. Yalçın Tura’ya ödülünü takdim ederken "92 yaşında böyle bir ödülü almak herkese nasip olmaz diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu. Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Ali Jadallah’ın ödülünü eşi ve çocuklarına takdim eden Erdoğan’a, Jadallah’ın eşi Dua İsavi, Gazze’den çıkışın son derece zor olduğunu belirterek, yalnızca kendisi ve çocuklarına izin verildiğini, eşinin Gazze’de kaldığını söyledi. Anadolu Ajansı’nın süreç boyunca kendilerine büyük destek verdiğini ifade eden Dua İsavi Ali, "Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk halkına teşekkür ederek, "Her zaman yanımızda oldular. Sizlerden bir dileğim var, eşimin de burada olmasını temenni ediyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Biz her türlü yola başvuracağız. İnşallah Ali’yi sana da bize de kavuşturacağız" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri programı öncesi, ödül alan AA Foto Muhabiri Ali Jadallah’ın ailesini kabul etti.