EKONOMİ - 28 Aralık 2025 Pazar 15:11

Zonguldak’ta anne ve kızları arıcılık mesleğiyle kestane balı üretiyor

A
A
A
Zonguldak’ta anne ve kızları arıcılık mesleğiyle kestane balı üretiyor

Zonguldak’ın yaşayan Meliha Akosman, dededen kalma arıcılık mesleğini kızları Esra Akosman ve Nagihan Akosman Durmaz ile birlikte sürdürüyor. Üç kuşaktır devam eden gelenekte kadın dayanışmasıyla üretilen kestane balı, ailenin geçim kaynağı oluyor.


Zonguldak’ta yaşayan Akosman ailesinin kadınları, zorlu doğa şartlarına rağmen arıcılık mesleğini omuz omuza vererek yaşatıyor. 65 yaşındaki anne Meliha Akosman’ın tecrübesiyle yol alan kızları Esra Akosman (36) ve Nagihan Akosman Durmaz (38), dedelerinden miras kalan arıcılığı profesyonel boyuta taşıdı. Kestane ormanlarındaki kovanlarının başında gün boyu çalışan kadınlar, hem aile ekonomisine katkı sağlıyor hem de Zonguldak kestane balını tanıtmaya çalışıyor.



"Çocuklarımı arılar sokmasın diye koruyarak büyüttüm"


Yıllarını arıcılığa verdiğini belirten 65 yaşındaki Meliha Akosman, çocuklarını bu meslek sayesinde büyüttüğünü ifade etti. Eşine destek olmak için başladığı meslekte kızlarının da yer almasından gurur duyduğunu belirten anne Akosman, "Çocuklarımı bu mesleğin üstünde büyüttüm, okuttum. Türkiye’nin her bir yerine gittik, yanımda oldular. O zamanlar küçüklerdi, arılar sokmasın diye onları korudum. Eşime yardım ettim. Şimdi çocuklarım büyüdü, artık onlar ev ekonomisine katkı sağlıyor" dedi.



Dededen toruna geçen bir miras


Zonguldak kestane balının bölge için büyük bir değer olduğunu vurgulayan 36 yaşındaki Esra Akosman ise ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olduklarını söyledi. Arıların içinde büyüdüklerini belirten Akosman, "Zonguldak kestane ormanlarında kadın üretici olarak kestane balı üretimi yapıyoruz. Dedem arıcılıkla uğraştı, amcamlar, babam ve sonra annem de arıcılıkla uğraştı. Biz de kardeşlerimizle hep beraber arıcılığa devam ediyoruz. Şu anda aktif olarak üretimdeyiz" diye konuştu.


Arılıktaki rutin işleri anne ve ablasıyla planlayarak yaptıklarını anlatan Esra Akosman, "Arılığa geldiğimizde o günkü işimizi planlıyoruz. Yazın kestane balına hazırlık döneminde kovan içi bakımlar, mumlama işlemleri ve ana arı kontrollerini yapıyoruz. Arıyı kestane balı dönemine en iyi şekilde nasıl hazırlarız, bunun çabasını veriyoruz" ifadelerini kullandı.



40 kovanla başladı, 150 kovana ulaştı


Annesinin tecrübelerinden faydalanarak işi büyüttüklerini belirten 38 yaşındaki Nagihan Akosman Durmaz da 2016 yılında profesyonel üretime geçtiğini kaydetti.


Kadın dayanışmasıyla üretimi artırdıklarını belirten Durmaz, şunları söyledi:


"Kestane balı üreticisiyim. Bu işe profesyonel olarak 2016 yılında 40 kovan ile başladım. Şu anda 150 kovan ile üretime devam etmekteyim. Annem ve kız kardeşimle beraber bu işin içindeyiz. Küçük yaştan beri arılığın içindeyim ancak annemin tecrübelerinden yararlanarak bu kadar arıya bakabiliyorum. Birbirimize her konuda destek oluyoruz, yardımlaşarak bal üretiyoruz."



Zonguldak’ta anne ve kızları arıcılık mesleğiyle kestane balı üretiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gaziosmanpaşa’da Karadeniz rüzgarı: Festivalde 10 ton hamsi ikram edildi Gaziosmanpaşa Belediyesi, bu yıl ilk kez düzenlediği hamsi festivalinde İstanbul’da Karadeniz kültürünü buluşturdu. İki gün süren ve 10 ton hamsinin ikram edildiği festivalde, birbirinden değerli sanatçılar sahne aldı. Vatandaşlar kemençe, tulum ve horon eşliğinde doyasıya eğlendi. Gaziosmanpaşa Belediyesi, bu yıl ilk kez düzenlediği hamsi festivalinde Karadeniz rüzgarı esti. Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı önünde düzenlenen etkinlikte, vatandaşlara 10 ton hamsi ikram edildi. Karadeniz yöresine ait tulum ve kemençelerin de çalındığı festivale, İstanbul Valisi Davut Gül, Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Öte yandan akşam saatlerinde ise festivalde, Karadeniz’in meşhur sanatçılarından Onay Şahin ve Resul Dindar sahne alacak. "Gaziosmanpaşa’nın bu şenliğine şahitlik etmek için geldik" Programda konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, bu tür etkinliklerin kültürel birlikteliği güçlendirdiğini belirterek, "Burada aslında hamsiyi bahane ederek bir araya gelmenin bu coşkuyu yaşamanın birliğimizi, kardeşliğimizi, muhabbetimizi güçlendirmenin bir fotoğrafını yaşıyoruz. Pazar günü herkes çocuğuyla, arkadaşlarıyla, eşiyle bu coşkuyu yaşamaya gelmiş. Şu sıradaki hemşehrilerimizi gördüğümüzde, bu kalabalığı gördüğümüzde, çok mutlu olduk. Biz de Gaziosmanpaşa’nın bu şenliğine şahitlik etmek için geldik. Ben tekrardan hepinize bu anlamda katkılarınızdan dolayı katılımınızdan dolayı teşekkür ediyorum" dedi. "Vatandaşımızla birlikte tam bir Karadeniz havası var" Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz ise festivalde 10 ton hamsi dağıtılacağını vurgulayarak, "Evet Gaziosmanpaşa’da hamsi festivalindeyiz. Dün başladık, iki gün sürüyor. Konserlerimiz var. 10 ton hamsi dağıtıyoruz. Vatandaşımızla birlikte tam bir Karadeniz havası var. Soğuk bir hava olmasına rağmen Gaziosmanpaşa’nın yoğun katılımı var. Ben hem Gaziosmanpaşalılara hem emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnşallah akşam da hem Onay Şahin hem Resul Dindar konserlerimiz olacak. Tüm Gaziosmanpaşalıları bu anlamda davet ediyoruz. Hamsimiz var, hava soğuk kalbimiz sıcak bekliyoruz" şeklinde konuştu. Etkinlikte coşkusunu paylaşan Erdal Şahin, "Başkanıma teşekkür ederim böyle bir güzelliği ortaya koyduğu için. Bütün herkes burada, var olsunlar. Başarılarının devamını dilerim" dedi. Etkinlik alanında bulunan Fatih Yeter de, "Gayet güzel bir etkinlik. Gaziosmanpaşa Belediyesini tebrik ediyoruz. Bu noktada kaymakamlık, valilik hepsine teşekkür ediyoruz. Bu kış gününde olmasına rağmen büyük bir ilgi var, halkımıza da teveccüh ediyoruz" dedi. Festivale gelen Melek Fidan ise, "Samsunluyuz biz Karadenizliyiz. Çok güzel şu an ve şu anda Karadeniz’de gibi hissediyorum kendimi. Hava soğuk ama her şey harika" dedi. Festival, akşam saatlerinde sanatçıların sahne performanslarının ardından sona erecek.
Diyarbakır 6 yaşındaki çocuktan ambulans duyarlılığı Diyarbakır’da 6 yaşındaki İbrahim Efe Irmak’ın evde oyuncak arabalarıyla oluşturduğu trafik sahnesi, kentteki yoğunluğu çocuk gözüyle gözler önüne serdi. İbrahim Efe’nin özellikle sıkışık trafikte ambulansa yol verilmesi için yaptığı çağrı ile oyuncaklarından oluşturduğu zincir simülasyonu duyarlılığını gözler önüne serdi. Diyarbakır’da yaşayan 6 yaşındaki İbrahim Efe Irmak, servisle okula gidiş ve dönüşlerde yaptığı gözlemlerde sıkışık trafikte sürücülerin ambulansa yol vermediğini fark etti. Bir süre sonra eve dönen küçük Efe, oyuncaklarıyla Diyarbakır trafiğini oluşturdu. Yoğunluk nedeniyle araçların ambulanslara yol vermediğini gözlemleyen İbrahim Efe, oyuncaklarından oluşturduğu simülasyon ile ambulansa nasıl yol verilmesi gerektiğini anlattı. Ambulansın geçişi sırasında araçların fermuar sistemine geçmesi gerektiğini anlatan kendisi küçük yüreği büyük Efe, büyüklerine örnek oldu. "Ambulansın sesi geliyordu ama kimse yol vermiyordu" Kayapınar ilçesi Hantepe Şehitleri İlkokulu 1’inci sınıf öğrencisi 6 yaşındaki İbrahim Efe Irmak yaptığı sahneye ilişkin şunları söyledi: ’’Okuldan servis ile gelince kavşaklarda trafik ışıkları oluyor, fakat ışıklar yeşil yanmasına rağmen trafik tıkanmıştı. Ben de eve geldim gördüğüm trafik tıkanıklığını evde bulunan arabalarımla ve ambulansla canlandırdım. Orada gördüğüm şekilde ambulansa yol vermeyi insanlar öğrenmesi gerekiyor. Işık da yanıyordu ve ambulansın sesi yükseliyordu ama kimse yol vermiyordu. Herkesi kurallara uymaya davet ediyorum." Küçük efe daha sonra sıkışan trafikte ambulansa ve polis aracına nasıl yol vereceğini fermuar sistemiyle gösterdi.