POLİTİKA - 14 Nisan 2025 Pazartesi 22:16

İçişleri Bakan Yardımcısı Turan: "Sokakların güvenliği esastır"

A
A
A
İçişleri Bakan Yardımcısı Turan: "Sokakların güvenliği esastır"

İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, "Sokağın güvenli olması tartışmasızdır. Evladımız okula rahat gidecek, yaşlımız camisine rahat gidecek, kadınımız pazara rahat, keyifle gidecek ama hiç kimsenin sokağa çıktığında acaba diye, hayvanlar beni ısırır mı diye, önüme çıkar mı diye korkmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu biz siyasi polemik, bir tartışma konusu olmaktan çıkarmak istiyoruz" dedi.


Zonguldak’ta sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili yürütülen çalışmalar, Vali Osman Hacıbektaşoğlu’nun ev sahipliğinde İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın da katıldığı toplantıda değerlendirildi. Toplantıda hem mevcut çalışmalar hem de yeni düzenlemeler ele alındı. Sofular köyünde geçici barınma merkezi inşaat çalışmalarını yerinde inceleyen Turan, Valilikteki toplantı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu.



"Zonguldak artık sadece kömürle değil, madenci cesaretiyle de anılıyor"


İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, 14-20 Nisan Şehitler Haftası olduğunu hatırlatarak, "Başta Zonguldak’taki şehit ailelerimiz olmak üzere tüm şehit ailelerimizi saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar bugün Zonguldak’tayız. Zonguldak sıradan bir kent değil, herhangi bir kent değil. Zonguldak limanıyla, kömürüyle ülke ekonomisine değer katan çok özel bir kent, güzel bir şehir. Bu şehir yıllar yılı kömür madeni ile anıldı, kömürüyle ifade edildi. Ancak 6 Şubat depremi sonrası Zonguldak insanının, madenci olan kardeşlerimizin başka hayatların hayatta kalması için ortaya koyduğu cesaretiyle, özverisiyle, becerisiyle, adeta kömürle değil, madencileriyle bilinir oldu. Zonguldak’ın cevherinin kömür değil, alın teri olduğunu gösterdi. Zonguldak’ın cevherinin kömür değil, madencileri olduğunu gösterdi. Böyle bir şehirde olmaktan, bizzat cevher olan bu kentte olmaktan büyük onur duyuyorum" dedi.



"Sokakların güvenliği tartışmasızdır"


Sokakların güvenli olması gerektiğini belirten Turan, "Bakın dün Urfa’mızda bir üniversiteli gencimiz, genç kızımız, yavrumuz maalesef hayatını kaybetti. Bu haberleri duymak istemiyoruz. Bu haberlerden üzgünüz, dertliyiz. Bunu aşmak için bu toplantıları yapıyoruz. Bakın değerli arkadaşlar, nasıl siber suçlara, sentetik uyuşturucuya karşı önlemleri arttırıyorsak, masaya yatırıyorsak aynı şekilde sokak hayvanları konusuna da mutlaka değer verip, sorun çözmek için ilgililerle toplantılar yapıyoruz. Dünya bunu nasıl yapmışsa biz öyle yapacağız. Avrupa’da sokakta sahibi olmayan hayvan yok. Dolayısıyla Türkiye’nin de en az o kadar sokaklarının güvenli olması, emin olması görevimiz var. Sokakların güvenliği esastır. Güvenlik tehdidini nereden gelirse gelsin çözmek görevimizdir. Terörden gelir, trafikten gelir, sokağa davetten gelir, hayvandan gelir, hiç önemli değil. Birini birine daha öncelikli veya sonralık hali yok. Hepsi önceliklidir, hepsi önemlidir. Sokağın güvenli olması tartışmasızdır. Evladımız okula rahat gidecek, yaşlımız camisine rahat gidecek, kadınımız pazara rahat, keyifle gidecek ama hiç kimsenin sokağa çıktığında acaba diye, hayvanlar beni ısırır mı diye, önüme çıkar mı diye korkmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu biz siyasi polemik, bir tartışma konusu olmaktan çıkarmak istiyoruz. Bu mesele ülkemizin meselesi. Bu mesele o kurumun bu kurumun meselesi, o partinin bu partinin meselesi değil. Bu bizim meselemiz, yüreklerimiz yandığı anlarda ortak yanıyor" diye konuştu.



"Biz kurda kuşa vakıf kuran bir milletin torunlarıyız"


Eski kanunda "yakala, kısırlaştır, sal" prensibinin uygulandığını ancak bu uygulamaların çözüm olmadığını hatırlatan Turan, "Şimdiki Meclisimizin çıkarmış olduğu kanunda 9 ay kadar önce yakala-rehabilite et-sahiplendir prensibini gördük. Ya barınakta, ya evde, iş yerinde olmak durumunda. Dolayısıyla sokakta hayvan olmasın prensibini ortaya koyduk. Bu kanun belediyelerimize çok önemli görevler veriyor. Binde 5 bütçe ayrımı gibi, varsa barınağın büyütülmesi gibi, yoksa yapılması gibi birtakım görevler söz konusu. Aksi halde de bir yaralanmada Allah korusun ölümde başta belediye başkanımız olmak üzere kimin ne kusuru varsa, ihmal eden bir konu varsa hem bakanlığımızın teftiş tarafı hem yargının kendi iç çalışması mutlaka gündem alacak diye düşünüyoruz. Kanun net. Bizim kültürümüzde, anlayışımızda canlıya eziyet haramdır, her şeyden önce günahtır. Biz bir canlıya zulmedemeyiz, işkence edemeyiz, etmemeliyiz. O yüzden dikkatli adım atma görevimiz var. Biz kurda kuşa vakıf kuran bir milletin torunlarıyız. Yaşasınlar diye çevreye buğday atan, karda kışta kalmasın diye yemek atan insanların evlatlarıyız. O yüzden ne yaptığımızı biliyoruz. Biz elbisesinin üzerine oturan kedi uyurken uyanmasın diye elbisesini kesip öyle ayrılan bir peygamberin ümmetiyiz. Zulüm falan bizim işimiz olamaz, olmamalıdır. Ancak sokağın güvenliği bir daha diyorum esastır" şeklinde konuştu.



"Hiçbir lokantamızda bir parça ekmeğin çöpe gitmesine rıza göstermeyiz"


Barınakta rehabilite edilecek hayvanların lokantalar, yurtlar, askeri gazinolar gibi yerlerde arta kalan yiyeceklerle doyurulabileceğinin altını çizen Turan, şöyle devam etti:


"Bu süreci valiliğimiz, belediyemiz, tüm ilgili birimlerimiz takip ederken bir de bu konuda çok hassas olan kurumlarımız, derneklerimiz var. Hepsine Zonguldak Valiliğinden çağrıda buluyorum. Sürece omuz versinler, destek olsunlar. Fikirleriyle, kanaatleriyle, imkanlarıyla destek olsunlar. Güzel işler yapılıyor. Bu işlerden keyif alsınlar. Devlet tüm meseleleri masaya yatırdığında sağduyuyla değerlendirir ve uzun soluklu bakar. Biz bu ülkenin belli dönem sonra bu sorunu aşacağını ve bir daha sokaklarımızda hiçbir insanımızın sahipsiz hayvandan kaynaklı yaralanmayacağına, ölmeyeceğine inanıyoruz. Sivil toplum örgütlerimizin, derneklerimizin de sürece katkı sağlayarak mutlaka destek olması lazım. Yine bizim kültürümüzde israf haramdır. Biz Zonguldak’ımızda hiçbir lokantamızda bir parça ekmeğin çöpe gitmesine rıza göstermeyiz. Bir tek pirincin çöpe gitmesine rıza göstermeyiz. İstirham ediyorum, tüm bu derneklerimiz bu sürece katkı sağlasınlar. Bütün lokantalarımızdan, yurtlarımızdan, askeri garnizonlarımızdan arta kalan tüm yiyecekleri toparlayıp, belediyemizin de, valimizin de yapacağı altyapı tesisleriyle yemek haline getirilip daha ucuz, daha ekonomik imkanlarla hayvanlarımızın hayatlarını sürdürmesine imkan sağlayalım."



"Zonguldak’ta 24 bin hayvanın yarısı sahipsiz"


Zonguldak’ta 24 bin hayvan olduğuna ve bunların yarısının sahipsiz olduğuna vurgu yapan Turan, kentte geçen yıl 32 ısırma vakası yaşandığını hatırlatarak açıklamalarını şöyle tamamladı:


"Zonguldak’ımızda 24 bin civarı hayvanımız var, köpeğimiz var. Aşağı yukarı bunların yarısı sahipli, tescilli, kimlikleri belli, yarısı sahipsiz. Bu yeni çalışmalarla tüm bu sahipsiz köpeklerin toplanmasını, barınaklarda barındırılmasını, sahipleninceye kadar orada kalmasını ve bir daha sokaklarımızda güvenlik tartışması olmamasını talep ediyoruz. Geçen sene yine Zonguldak’ta 32 ısırma vakası oldu. Bu bizim çocuklarımız olabilir, komşumuz olabilir. Ama hiçbir Zonguldaklı evladımızın ısırma ile karşılaşmasını ve daha ötesi risklerle karşılaşmasını istemeyiz. Az önce heyetimizle beraber gezdik, ziyaret ettik. Sofular köyü yakınlarında, 20 kilometre kadar mesafede 30 dönüm bir yeri birliğimiz, Özel İdaremiz öncülüğünde tahsis olarak aldı, çalışmaya başladı. Az masrafla, tel örgüyle çevirerek az betonla o bölgede doğal yaşama ortamında hayvanları toplamak için adımlar attı. 1-1,5 ay içerisinde orasının bittiğini, açıldığını ve sokakta gezen çok sayıda hayvanını da oraya toplanarak, orada yaşamının idame ettirildiğini göreceksiniz. Aynı şekilde Çaycuma Belediyemiz de 33 dönümlük alanda çalışmaya başladı. Kilimli Belediyemiz 30 dönüm bir yer tahsis ederek başladı. Onu da hep beraber takip edeceğiz. Karadeniz Ereğli Belediyemizin de 30 dönüm çalışması var. Zaten merkez belediyemizin yeri var, çalışıyor. Devrek Öelediyemizin yeri var, çalışıyor. Biz olanları iyileştirmek. sayıyı arttırıp, alanı arttırıp daha fazla potansiyelimizi değerlendirip tüm sokak hayvanlarımızın oralarda sağlıklı ve doğal ortamyf olmasını sağlayacağız."


Zonguldak’ta sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili çalışmaları geçen yıldan bu yana yürüttüklerini anlatan Vali Hacıbektaşoğlu ise, "Tabii bu arada hayvanları koruma kanundaki değişiklik ve uygulama yönetmeliğine göre biz bir gözden geçirdik ve yine kanunun uygulama yönetmeliğinin emrettiği şekilde tüm Zonguldak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Burada tabii Valilik, İl Özel İdaresi, tüm belediyelerimiz bu çalışmanın içinde ve burada huzurlarınızda ilgili kurumlar Orman Bölge Müdürlüğümüz, Tarım İl Müdürlüğümüz, Milli Parklar Müdürlüğümüz ve diğer tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz" dedi.



İçişleri Bakan Yardımcısı Turan: "Sokakların güvenliği esastır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MSKÜ’de kadavra böbrek nakline bakış bölgesel toplantısı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği (TONKKD) iş birliğiyle ‘A’dan Z’ye Kadavra Böbrek Nakline Bakış’ başlıklı bölgesel toplantıya ev sahipliği yaptı. MSKÜ Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda, MSKÜ Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Önder Özcan, ‘Yeni Bir Böbrek Nakli Programı Kurmak: Muğla Deneyimi’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Bu oturumun başkanlığını Prof. Dr. Okay Nazlı üstlendi. İlk panelde, ‘Kadavra Donörden Böbrek Temini’ konusu ele alındı. Hasan Taşçı ve Nazım Doğan’ın oturum başkanlığında gerçekleştirilen panelde, Çanakkale Devlet Hastanesinden Azem Ülkü, İzmir İl Sağlık Müdürlüğünden Hüseyin Bozdemir, Denizli Devlet Hastanesinden Necati Alper ve Sağlık Bakanlığı Doku, Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığından Erkan Ölçücüoğlu birer sunum yaptı. ‘Kadavra Donörünün Değerlendirilmesi’ başlığının münazara edildiği ikinci panelde; Kamil Yalçın Polat ve Durkaya Ören’in başkanlığında sunumlar gerçekleştirildi. MSKÜ’den Canan Gürsoy, İstanbul Üniversitesinden Atahan Çağatay, Atatürk Üniversitesinden Gürkan Öztürk ve Gazi Üniversitesinden Aydın Dalgıç konuya ilişkin deneyimlerini paylaştı. Üçüncü panel ise ‘Kadavrada İmmünolojinin Önemi’ konuşuldu. Mahmut Çarin ve Aydın Türkmen’in oturum başkanlığında yürütülen panelde; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinden İbrahim Pirim, İstinye Üniversitesinden Mahmut Çarin ve İstanbul Tıp Fakültesinden Fatma Savran Oğuz başlıkla ilişkili sunumlarını gerçekleştirdi. Ayhan Dinçkan ve Turhan Togan’ın başkanlığındaki ‘Kadavra Marjinal Donörler’ başlıklı dördüncü oturumda; Akdeniz Üniversitesinden Hüseyin Koçak, Güven Hastanesinden Yaşar Bayındır, Atatürk Üniversitesinden Elif Demirci ve MSKÜ’den Bülent Huddam bilgi ve deneyimlerini aktardı. Son panelde ‘Donör Havuzunun Genişletilmesine Yönelik Öneriler’ konusu gündeme geldi. Ekrem Kaya ve Gökhan Ertuğrul’un başkanlığında gerçekleşen panelde, Acıbadem Sağlık Grubu Bursa Organ Nakli Merkezi’nden Bülent Oktay, ASV Yaşam Hastanesi Antalya Organ Nakli Merkezi’nden Bülent Aydınlı ve Johns Hopkins Hastanesi’nden Ahmet Korkut Belli (çevrim içi katılım ile) sunumlarını gerçekleştirdi.