ÇEVRE - 16 Ocak 2025 Perşembe 08:25

Van’da yoğun kar yağışı: Uçak seferleri rötar yaptı

A
A
A

Van’da sabah saatleri itibarıyla etkisini artıran yoğun kar yağışı ve sis hayatı olumsuz etkiledi.

Hava sıcaklığının sıfırın altında 10 ila 15 dereceye kadar düştüğü kentte, yoğun kar yağışı çevreyi beyaz örtüyle kapladı. Gece saatlerinden itibaren etkili olmaya başlayan kar yağışı, sabah saatlerinde etkisini artırarak devam etti. Kent merkezinde vatandaşlara ve sürücülere zor anlar yaşatan kar, günlük yaşamı olumsuz etkiledi.

Meteoroloji 14. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, bölge genelinde havanın çok bulutlu, akşam saatlerine kadar Muş, Bitlis ve Van çevrelerinde aralıklı hafif kar yağışlı olmasının beklendiği belirtildi. Sabah ve gece saatlerinde yer yer sis ve pus hadisesinin de tahmin edildiği ifade edilen açıklamada, buzlanma ve don olaylarının yanı sıra yer yer sis hadisesi görülebileceği belirtilerek, olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı.

Van’da kar yağışı uçak seferlerini de olumsuz etkiledi. İstanbul’a planlanan uçak seferleri olumsuz hava şartları nedeniyle rötarlı gerçekleşti.

Vatandaşlar ise kar yağışının bu sene bereketli geçtiğini belirterek, yağışın tarım ve içme suyu açısından önemli olduğunu kaydetti.

Yılmaz Sönmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Zihinsel engelli kardeşler milyonda bir görülen hastalığa yakalandı, aile çare arıyor İzmir’de yaşayan Şehri Biçici’nin engelli iki çocuğu, milyonda bir görülen genetik hastalığa yakalandı. Hastalık sebebiyle zaman içerisinde beyin ve omuriliği küçülen çocukları için çare arayışına giren anne Biçici, tek isteğinin sesini duyurmak ve çocuklarının sağlığına kavuşması olduğunu söyledi. İzmir’in Gaziemir ilçesinde engelli 2 çocuğuyla yaşayan Şehri Biçici (42), hem çocuklarına çare arıyor hem de hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Biçici’nin 19 yaşındaki kızı Aleyna Biçici, henüz 5 buçuk aylıkken ateşsiz nöbet geçirdi. Ardından bir süre tedavi alan genç kıza teşhis konulamadı. İlerleyen süreçte farklı hastanelere gözüken Aleyna, çeşitli ameliyatlar geçirdi. Anne Biçici, kızını son olarak 2023 yılında Ankara’da bir hastaneye götürdü. Orada yapılan tetkikler sonucu 4 yıldır nöbetler geçiren talihsiz kıza, milyonda bir görülen ve ölümcül olduğu söylenen ‘Spinoserebellar Ataksi’ (SCA) tanısı konuldu. Doktorlar, hastalık sebebiyle ‘beyin ile omuriliğin zaman içerisinde küçüldüğünü, işlevini kaybetmesine sebep olduğunu, zamanla öğrenilen her şeyin unutulduğunu ve hastalığın ilerlemesiyle konuşamaz hale gelinebileceğini’ belirtti. İki çocuğu da aynı hastalıkla mücadele ediyor Anne Biçici’nin 10 yaşındaki oğlu Yiğit Hakan Biçici’ye de yapılan tetkikler sonucu aynı hastalığa yakalandığı tanısı konuldu. İki çocuğuna sürekli bakmak zorunda olduğu için çalışamayan anne Biçici ise sesinin duyulup çocuklarının bir an önce sağlığına kavuşmasını istiyor. “Çocuklarım gün geçtikçe gözümün önünde eriyor” Çocuklarının hastalık süreçleriyle ilgili bilgiler aktaran anne Şehri Biçici, “Çocuklarım sağlıklı bir şekilde doğdu. 5 buçuk aylıkken ateşsiz nöbet havale geçirdiler. Sonra kısa bir süre tedavisi sürdü. Ama bir teşhis konmamıştı. Aleyna şu anda 19 yaşında. 16 yaşına kadar hiç nöbet geçirmemişti. Okul çağında öğretmenleri gerilik olduğunu söyledi. Özel bir çocuk oldu. Engelli okuluna gidiyordu. 16 yaşında da nöbetleri başladı. 4 yıldır nöbet geçiriyor. Nöbetleri hiçbir şekilde durmuyor. Gitmediğim doktor, hastane kalmadı. En son Gazi Üniversitesine gittik ve orada teşhis konuldu. Beyin ve omuriliğin gün geçtikçe eriyeceği, bütün işlevini kaybedeceği söylendi. Ölümcül bir hastalık olduğunu, dünyada tedavisi olmadığını söylediler. Milyonda bir görülen ve genetik bir hastalıkmış. Ben de bir çaresizliğe kapıldım ve arayış içine girdim. Oğlumda da aynı şeylerin olduğunu söylediler. Onda da sonuç aynı çıktı. Bütün gidişatı aynı şekilde bekliyoruz. Nöbet şeklinde başlayacak. Beyin ile omurilik küçülmeye başlayacak. Aleyna’nın da zaten küçülmeye başladı. 30 kiloya kadar düştü. Mamayla besleniyor, bez bağlandı. Çocuklarım gün geçtikçe gözümün önünde eriyor. Bir anne olarak arayış içine girdim. Sesimi duyurmak istiyorum” diye konuştu. Çocukları için bitkisel ilaçlara da yöneldiğini ifade eden Biçici, boşlukta ve çaresiz olduğu için ‘kim ne derse’ ona inandığını ve kendisinin de psikolojik olarak etkilendiğini anlattı. “Devletimizin verdiği bakım parasıyla geçiniyorum” Doktorların, çocukları için ‘nöbetlerini durduramayız’ dediğini vurgulayan Biçici, şunları kaydetti: “Devletimizin verdiği bakım parasıyla geçiniyorum. Fakat nereye kadar geçineceğim? İlaç ve tedavi masraflarımız çok. Çocuklarımı en iyi şekilde nasıl yaşatabilirim diye uğraşıyorum. Çocuklarımın gözümün önünde nöbet geçirmesi beni parçalıyor. Dayanamıyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor.” “Düşüp vücudunu çarpıyor” Kızı Aleyna’nın aniden nöbet geçirdiğini belirten Biçici, “Birden düşüp bir yerlere vücudunu çarptığı oluyor. Sürekli elinden tutuyorum. Tuvalete bile beraber giriyoruz. Ne zaman nöbet geçireceği belli olmuyor. Bazen 7 bazen 9 kez nöbet geçirdiği günler oluyor” şeklinde konuştu. Anne Biçici, önceliğinin ise çocuklarının sağlıklı olması olduğunun altını çizdi. Anne Biçici, bu hastalığın teşhis konulamadığı için bilinemediğini ve hastalığa çare arayan birçok insanın ‘çocuğuna teşhis konulamadığı gerekçesiyle’ kendisine ulaşmaya çalıştığını ifade etti.
Denizli DSO Başkanı Kasapoğlu: “Sanayicilerin umudu üretim ve ihracatta” DENİZLİ (İHA) – Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, sanayicilerin umudunun üretim ve ihracatta olduğunu belirterek; “Bizler daha fazla üretim ve ihracat yapmak istiyoruz. Bu umudumuz üretimimiz ve ihracatımız güçlü tutuyor” dedi. Dünyanın en büyük ev tekstili fuarı olan Heimtextil, her yıl Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenleniyor ve yüzlerce firma ile alıcıyı bir araya getiriyor. Bu yıl 14-17 Ocak tarihleri arasından düzenlenen fuara, Denizli’den 66 firma katılım sağladı. Denizlili firmalar açtıkları stantta, ev tekstili sektöründeki en son ürünlerini sergiliyor. Denizli ev tekstili ürünlerinin dünyaya tanıtılacağı fuarda, Denizlili firmaları yalnız bırakmayan Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu ve beraberindeki Denizli heyeti, stant açan Denizlili firmalara başarılar diledi. Heyette; Denizli Milletvekilleri Şahin Tin ve Şeref Arpacı, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Uğurlu ve BASİAD Başkanı Doğan Değirmenci de yer aldı. Firmaları tek tek ziyaret eden heyet, fuar hakkında görüş alışverişinde bulundu. “Denizli ev tekstili sektöründe bir dünya markası” DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, Heimtextil’in, Denizli ev tekstilinin düzenli olarak katıldığı ve önemli ürünlerin sergilendiği bir organizasyon olduğunu vurguladı. Denizli’nin ev tekstili sektöründe bir dünya markası olduğuna işaret eden DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, "Tekstil sektörümüzün ev tekstili kolunda katılan firmalarımız 2025 yılı için siparişler alıyor, üretim hatlarını belirliyorlar ve fiyatlamaları yapıyorlar. Bu fuar, firmalarımız için çok önemli fırsatlar sunuyor. Denizli ev tekstili sektörünün her yıl düzenli olarak katıldığı, ürettiği ürünlerini sergilediği ve yeni siparişler ile ilgili güçlü bağlantılar kurduğu Heimtextil Fuarı’nda Denizlili firmalarımızı bu yıl da yalnız bırakmadık. Geçen seneye göre katılımcı sayımızda bir azalma olsa da Denizli firmaları yine güçlü bir şekilde şehrimizi temsil ediyor. Denizli tekstil ve konfeksiyon sektörünün Ocak-Aralık 2024 döneminde gerçekleştirdiği toplam ihracatı 1 milyar 396 milyon 107 bin 697 dolar. Yine tekstil ve konfeksiyon sektöründe sadece Aralık 2024’te 104 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Sektörün nabzının attığı bu fuarı önemsiyoruz. Denizli ev tekstili ürünlerine kayda değer bir ilgi var. Denizli; sürdürülebilir ve yenilikçi üretim anlayışıyla, öne çıkıyor. Firmalarımız, 2025 yılı trendlerini yakından takip ederek, koleksiyonlarını yenilikçi ve çevre dostu ürünlerle şekillendiriyor. Firmalarımız Avrupa pazarındaki konumunu güçlendirmek adına burada yeni iş birlikleri oluşturuyor. Bu yıl Denizli’den fuara katılan 66 firmamız var. Firmalarımızın azmini ve heyecanını gördük. Fuara katılan tüm firmalarımıza başarılar diliyorum” diye konuştu. “Sanayici için yeni destek ve teşviklere ihtiyaç var” Tekstil sektörünün ve sanayicinin zor bir süreçten geçtiğini belirten Başkan Kasapoğlu, sanayicilerin üretim ve ihracatla ilgili beklentilerini aktardı. Kasapoğlu, “Geride bıraktığımız dönemde uygulanan kur ve faiz politikasından sanayicimiz olumsuz etkilendi. 2025 yılı beklentilerimiz ise, ilk 6 aylık dönemin yine sıkıntılı olabileceği yönünde. Ama ikinci 6 aydan sonra bir rahatlama bekliyoruz. Öte yandan Avrupa genelindeki ekonomik ve siyasi iklim, Almanya’daki ekonomik belirsizlikler ve gerginlikler, firmalarımızın alacakları siparişleri doğrudan etkiliyor. Avrupa pazarı, ev tekstili sektörü için önemli bir hedef pazar olmaya devam etmekle beraber; özellikle Almanya gibi büyük pazarlarda ekonomik dalgalanmalar, Avrupa’da rekabetin artması, firmalarının sipariş alma süreçlerini de zorlaştırabiliyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen firmalarımızın yine de umutsuz olmadığını görüyoruz. Bu umudumuzu üretimimiz ve ihracatımız güçlü tutuyor. Bizler, daha fazla üretim ve ihracat yapmak istiyoruz. Ancak bu konuda sanayicilere destek verilmesi gerektiğini de sık sık dile getiriyoruz. Sanayicimizi, üretimi ve istihdamı ayakta tutmak için yeni desteklere ve teşviklere ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Ankara TDV: “İddialar, Amerika’da yaşayan eski bir Vakıf çalışanının hezeyanlarından ibarettir” Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Vakfın gereksiz harcamalar yaptığı iddialarına ilişkin, “Söz konusu iddialar, Amerika’da yaşayan eski bir Vakıf çalışanının hezeyanlarından ibarettir. Bu tür asılsız iddialar kamuoyunu yanıltma, Vakfımızı ve yöneticilerini itibarsızlaştırma amacı taşımaktadır” açıklamasını yaptı. Türkiye Diyanet Vakfı’nın eski çalışanı olduğunu belirten bir kişi, sosyal medyada kurumun gereksiz harcamalar yaptığını iddia etti. Bazı basın yayın organlarında söz konusu iddialara dayındırılan haberler yer aldı. Türkiye Diyanet Vakfı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında Vakfımızın eski bir çalışanının asılsız iddialarına dayanılarak yapılan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Tamamen Vakfımızı yıpratma amaçlı olarak ortaya atılan iddialarda yer alan ve 2023 yılında yaşanan olaylarla ilgili gerekli denetim ve teftiş süreçleri titizlikle tamamlanmış, iş ve işleyişle ilgili herhangi bir usulsüzlük tespit edilmemiştir. Türkiye Diyanet Vakfı, tüm harcamalarını şeffaf bir şekilde gerçekleştirmekte ve ilgili resmi kurumlar tarafından düzenli olarak denetlenmektedir. Faaliyet raporları, bütçe ve harcama kalemlerini de kapsayacak şekilde düzenli olarak Vakfımızın internet sitesinde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Söz konusu iddialar, Amerika’da yaşayan eski bir Vakıf çalışanının hezeyanlarından ibarettir. Bu tür asılsız iddialar kamuoyunu yanıltma, Vakfımızı ve yöneticilerini itibarsızlaştırma amacı taşımaktadır. Mesnetsiz iddiaların sahibi hakkında hukuki süreç başlatılmıştır. İddiaları yayan sosyal medya kullanıcıları ile basın yayın organları hakkında da her türlü hukuki hak kullanılacaktır” ifadelerine yer verildi.
Kahramanmaraş Sular Akademi Hastanesi’nden uyuz hastalığı uyarısı: "Kişisel hijyene dikkat" Sular Akademi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Alataş, kış aylarında artış gösteren dermatolojik rahatsızlıklar ve özellikle uyuz hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Alataş, Kahramanmaraş’ın deprem bölgesi olması nedeniyle uyuz vakalarının önceki yıllara oranla ciddi bir artış gösterdiğini belirterek, kişisel hijyenin önemine vurgu yaptı: "Uyuz vakalarını daha önce de görüyorduk, ancak son dönemde bu hastalığın sıklığında ciddi bir artış var. Hastalarımıza özellikle kişisel hijyenlerine dikkat etmelerini öneriyorum." dedi. Dr. Alataş, uyuz hastalığının belirtileri ve ne zaman doktora başvurulması gerektiği konusunda şu bilgileri verdi: "Gece kaşıntısı en belirgin şikayetlerden biri. Özellikle parmak aralarında ve özel bölgelerde kaşıntılı yaralar çıkıyorsa, hastalar mutlaka bir hekime başvurmalı. Hastalar genellikle ’Gece yatağa yatınca uyuyamıyorum’ diyerek şikayetlerini dile getiriyor." Hastalığın teşhisinde uyuzun spesifik bulgularını aradıklarını belirten Dr. Alataş, teşhis konulduğunda hastalara uygun tedaviler uygulandığını ifade etti. Dr. Alataş, uyuz tedavisinde kullanılan yöntemlere dair şu bilgileri paylaştı: "Tedavide elimizde şu anda çok etkili bir ilaç olan Ivermektin adlı oral tedavi bulunuyor. Ancak bebekler ve hamileler için sürme şeklinde topikal ilaçlar da kullanılabiliyor." Uyuz hastalığının temas yoluyla bulaştığını belirten Dr. Alataş, özellikle kalabalık yaşam alanlarında alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı: "Konteyner kentler, kreşler ve okullar gibi ortak yaşam alanlarında uzun süreli temastan kaçınılmalı. Kişisel hijyen kurallarına uymak, hastalığın yayılmasını önlemek açısından büyük önem taşıyor." Dr. Alataş, uyuz hastalığının kontrol altına alınabilmesi için erken teşhis ve tedavinin yanı sıra kişisel hijyenin önemine dikkat çekerek, toplumu duyarlı olmaya davet etti.
Isparta Eğirdir Gölü’nde 1 haftada kaçak avlanan bin kerevit ele geçirildi Isparta Eğirdir Gölü’nde 1 haftada kaçak avlanan bin adet kerevit ele geçirildi. Eğirdir Gölü’nde 15 Kasım’da kerevit av yasağı başladı. Bu kapsamda Eğirdir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Su Ürünleri Kontrol ekipleri, göldeki doğal yaşamı korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı desteklemek için gece gündüz denetimlerini sürdürüyor. Su Ürünleri Mühendisi Bayram Korkmaz, 1 haftada göl çevresinde yapılan denetimlerde şüpheli yerlerde bin adet kerevit pinterinin yakalandığını bildirdi. 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu gereği sepetlere el konulduğunu ve bu sepetlerin, gerekli işlemler sonrası Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüklerine bağışlandığını belirtti. Kaçak avcılıkla mücadele Korkmaz, Eğirdir Gölü’nde 15 Kasım itibarıyla kerevit av yasağının başladığını ancak bazı kaçak avcıların yasa dışı avcılığa devam ettiğini vurguladı. Kerevitlerin üremesinin, balıklar gibi değil, her bireyin yaklaşık 200 yumurta bıraktığı bir süreç olduğunu, bu nedenle yumurtalı bireylerin bu dönemde avlanmasının sürdürülebilirlik açısından zarar verici olduğunu söyleyen Korkmaz, göldeki kerevitin, balıkçılar için ana geçim kaynağı olduğunu ve ülkeye döviz girdisi sağladığını ifade etti. "Bu değerli kaynağı korumak için mücadelemiz devam ediyor" diyen Korkmaz, balıkçılara, herhangi bir kaçak avcılık faaliyetiyle karşılaştıklarında Eğirdir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Isparta İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ya da Eğirdir Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı’na ihbarda bulunmalarını tavsiye etti.
İstanbul Yakup Aydilek, Eşarj Genel Müdürü olarak atandı Enerjisa Enerji’nin yüzde 100 iştiraki olan Eşarj’ın Genel Müdürlüğü pozisyonunu 1 Şubat 2025’ten itibaren, Enerji İnsan ve Kültür Bölüm Başkanı görevine ek olarak Yakup Aydilek üstlenecek. Yakup Aydilek, yeni görevinde şirketin stratejik büyüme hedeflerine ulaşması ve sektördeki önemli konumunu pekiştirmesi yolculuğuna liderlik edecek. Enerjisa Enerji’deki 15 yıllık kariyeri boyunca farklı fonksiyonlarda görevler üstlenen Yakup Aydilek, 2021 yılından bu yana İnsan ve Kültür Bölüm Başkanı olarak, insanı odağa alan yenilikçi ve etkili stratejileri ile işin geleceğine uyum vizyonunun hayata geçmesine öncülük ediyor. Aydilek 01 Şubat 2025 tarihi itibariyle mevcut görevlerine ek olarak, Enerjisa Enerji’nin yüzde 100 iştiraki olan Eşarj’ın Genel Müdürü pozisyonuna atandı. Yapılan açıklamaya göre, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2005 yılında mezun olan Aydilek, yüksek lisans eğitimini, Pantheon-Sorbonne Üniversitesi’nde tamamladı. Profesyonel kariyer yolculuğuna Deloitte’da başlayan, çeşitli finansal ve denetim pozisyonlarında görev alan Aydilek, 2010 yılında Enerjisa Enerji ailesine katıldı. Şirketteki kariyeri boyunca, özelleştirme süreçleri, elektrik dağıtım bölgelerinin devralınması ve sistem geçişleri gibi kritik projelerde etkin bir rol üstlenerek, perakende iş birimi kapsamında birçok ekip ve fonksiyona liderlik etti. Yakup Aydilek, aynı zamanda iş dünyasındaki sosyal sorumluluk projelerine de aktif katkı sunuyor. GYİAD (Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Çalışma Grubu Eş Başkanı olarak dijital dönüşüm projelerine liderlik ediyor. Ayrıca, Yeniden Biz Derneği Teknoloji Komitesi Başkanı olarak, iş hayatına ara vermiş kadınların yeniden istihdama kazandırılması için projeler geliştiriyor. Aydilek, bugüne kadarki görevlerinde altını çizdiği yenilikçi çözümleri ve sürdürülebilirlik vizyonuyla, elektrikli araç şarj istasyonu operatörü Eşarj’ın sektöründeki konumunu daha da ileriye taşıyacak. Türkiye’nin e-mobilite hedeflerine uyumlu olarak elektrikli araç şarj altyapısının geliştirilmesinde stratejik adımlar atarak hem teknoloji yatırımlarına hem de müşteri odaklı çözümlere öncülük etmesi bekleniyor.