SAĞLIK - 18 Aralık 2024 Çarşamba 09:17

Uzmanlardan hamilelikte mide bulantısına iyi gelen öneriler

A
A
A
Uzmanlardan hamilelikte mide bulantısına iyi gelen öneriler

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Duygu Doğdu Topaloğlu, hamilelikteki mide bulantısının anne adaylarının vücutlarındaki hormon değişimlerine bağlı ortaya çıktığını belirterek, “Hamilelikte mide bulantısı gebeliğin 6’ncı haftasında başlayıp, 10’ncu haftada pik yapar, sonra azalarak 17-20’nci haftalar arasında biter. Anne adayları bulantılarını hafifletmek için kendilerini rahatsız eden kokulardan uzak durmalı. Az az sık sık beslenilmeli” dedi.


Medical Park Karadeniz Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Duygu Doğdu Topaloğlu, gebelikte bulantı ve kusma hakkında açıklamalarda bulundu. Halk arasında sabah bulantısı şeklinde de bilinen hamilelikteki mide bulantısının anne adaylarının vücutlarındaki hormon değişimlerine bağlı ortaya çıktığını söyleyen Op. Dr. Topaloğlu, “Bulantılar gebeliğin 6’ncı haftasında başlayıp, 10’ncu haftada pik yapar ve sonrasında azalarak 17-20’nci haftalar arasında biter. Sabahları daha sık görülme riski bulunan mide bulantısı, günün herhangi bir zaman diliminde de ortaya çıkabilir. Hamilelikte mide bulantısı ve kusma şikayeti yaşamayan kadınlar için bu durum kimi zaman endişe verici olabilir ancak mide bulantısı ve kusma meydana gelmemesini herhangi bir sorunun işareti olarak düşünmeyin. Hamilelik sürecini sağlıklı geçiren bazı kadınlarda mide bulantısı semptomu görülmeyebilir” diye konuştu.



“Metabolizmada yaşanan değişimler neden olabilir”


Op. Dr. Topaloğlu, hamilelikte mide bulantısının nedenlerini şu şekilde sıraladı:


“Kandaki HCG hormonunun artması, östrojen yüksekliği, metabolizmada yaşanan değişimler, koku hassasiyeti, stres ve kaygı, gastrit ve reflü gibi bazı mide problemleri, kan şekeri düşüklüğü, yorgunluk.”


Gebelikte bulantı ve kusmayı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi olmadığını anlatan Op. Dr. Topaloğlu, “Ancak bazı araştırmalar, gebeliğin başından beri düzenli olarak multivitamin takviyeleri alan gebelerde şiddetli bulantı, kusma vakalarının daha az görüldüğünü göstermiştir” dedi.


Alınabilecek önlemlerden bahseden Op. Dr. Topaloğlu, “Bazı önlemlerle bulantıları hafifletmeniz ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlamanız mümkündür. Sizi rahatsız eden kokulardan uzak durun. Günde üç öğün ağır yemek yerine öğün sayınızı artırabilirsiniz. Az az sık sık beslenmeli. Tuzlu kraker türü atıştırmalıklar midenizi rahatlatacaktır. Yağlı ve baharatlı gıdalardan uzak durun. İstirahat iyi gelecektir. Etkinliği araştırmalarla kanıtlanmış olan bir gıda takviyesi de zencefildir. Doktor tavsiyesiyle haplar kullanılabileceği gibi, çiğ olarak salata, çorba ve çay tüketmek de işe yarayabilir” dedi.



“Şiddetli bulantı göz ardı edilmemeli”


Hangi durumlarda uzman hekime danışılması gerekildiğine değinen Op. Dr. Topaloğlu, “Her ne kadar bulantı ve kusma gebeliğe bağlı olsa da özellikle şiddetli seyreden durumlarda doktorunuz altta yatan başka bir sebep olup olmadığını araştırabilir. Örneğin, çoğul gebelik, üzüm gebeliği, tiroit hastalıkları ve idrar yolu enfeksiyonları gibi ancak kusma şiddetli olup, ağızdan beslenme mümkün değilse, günde 3-4’ten fazla kusma oluyorsa, gebede kilo kaybı yüzde 5’i aşmışsa ve kan tablosunda bozulma mevcutsa hastanede yatış gerektirir” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Bolat: "Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsedi ve eylem planını yürürlüğe koydu" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsemiş ve bu hedef doğrultusunda yeşil mutabakat eylem planını yürürlüğe koymuştur" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, COP, Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat çerçevesinde çevreci politikaların ekonomik faydalarını ve ticaretin bu dönüşümdeki rolünün ele alındığı İklimsel Kalkınma Zirvesi’ne (İKAZ) katıldı. Program çerçevesinde Türkiye’nin Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yeşil dönüşümü, yenilenebilir enerji kaynaklarını ve yenilikçi teknolojileri merkeze alan bir büyüme stratejisi değerlendirildi. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bakan Bolat, İş dünyası ve STK temsilcilerinin yer aldığı programda zirvenin yeni dönemdeki politikalara önemli katkılar sağlayacağı vurgusu yaptı. Bakan Bolat, küresel ticaretin karbon ayak izini azaltmaya yönelik standartlar ve düzenlemelerle önemli bir dönüşüm geçirdiğini belirterek, bu dönüşüm ve düzenlemelerin hem ekonomiye hem de üretim süreçlerine için önemli fırsatlar barındırdığını söyledi. Bakan Bolat, mevcut sürecin ekonomideki rekabetçiliği arttırarak ihracatımızın sürdürülebilir büyümesine de katkılar sağlayacağını kaydetti. “Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsedi” Bolat, 2019 yılında Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakata Uyum Programı yol haritasını açıkladığını ifade ederek, Biz de Türkiye olarak hemen ardından 2021 yılında Paris anlaşmasını onayladık. Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsemiş ve bu hedef doğrultusunda yeşil mutabakat eylem planını yürürlüğe koymuştur. Bu kapsamda tüm paydaş kurumlarla birlikte şirketlerimizin de enerji verimliliğini arttırmasını kaynakların daha etkin kullanılmasını ve dijital dönüşümünü gerçekleştirmesini teşvik ediyoruz ve hedefliyoruz. Bu desteklerle özellikle ihracatçılarımızın uluslararası standartlara uyum sağlamasını kolaylaştırmayı amaçlamaktayız” açıklamasında bulundu. “Enerji üretiminin yüzde 40’ı yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından elde ediliyor” Karbon nötr bir ekonomik yapıya geçiş için öncü teknolojilere yatırımlar yaptıklarına da dikkati çeken Bolat, “Elektrikli araçlar yenilenebilir enerji sistemleri, ve batarya teknolojileri gibi alanlarda atılan adımlar Türkiye’nin küresel rekabet gücüne de büyük katkılar sağlayacaktır. Enerji alanında kıymetli bakan yardımcımız konuşmasında ortaya koydular. Türkiye bundan 20 yıl önce hiç konuşulmayan rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi alanlarda yaptığı büyük ataklarla toplam enerji üretimimizin yüzde 16’sını bu üç kaynaktan hidroliği de kattığımızda yüzde 40’ın üzerinde bir enerji üretimini yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından sağlamayı başarmıştır” ifadelerine yer verdi. Bakan Bolat, yeşil dönüşümün sadece bir çevre politikası olmadığını aynı zamanda bir büyüme stratejisi olduğunu söyleyerek, düşük karbonlu sanayi modellerine geçiş yaparken fosil yakıtları olan bağımlılığın azaltıcı, enerji arz güvenliğini ise arttırıcı politikalar yürüttüklerini dile getirdi. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin hayati önemde olduğu bilincinde olduklarını dikkati çeken Bolat, Türkiye olarak hem milli hem de uluslararası düzeyde bu iklim değişikliğiyle mücadeledeki hedeflere ulaşmak için işbirliğine açık bir yaklaşım sergilediklerinin altını çizdi. “SDKM, Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapan ülkelerin karbon emisyonlarını azaltma süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirdi” Yeşil dönüşüm sürecinde alınan bazı tedbirlerin tek taraflı ticari tedbirler haline dönüşmemesi gerektiğini de vurgulayan Bolat, “Hepimizin malumu Avrupa Birliği küresel ölçekte yeşil dönüşüm sürecine önemli öncülük eden aktörlerden birisidir. AB’nin 2019 yılında ilan ettiği yeşil mutabakat ile yalnızca karbon emisyonlarını azaltmayı değil ticaret ortaklarını da bu sürecin bir parçası haline getirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, 2026 yılında tam olarak uygulanmaya başlanacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), küresel ticaret sisteminde önemli bir dönüm noktası olacaktır. Çünkü SDKM, karbon yoğun ürünlerin AB’ye ithalatında karbon vergisi uygulanmasını öngören bir mekanizmadır. İlk aşamada demir çelik, alüminyum, çimento, elektrik ve gübre gibi sektörleri ciddi bir şekilde etkileyecek bu düzenleme, Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapan ülkelerin karbon emisyonlarını azaltma ve üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirmiştir” diye konuştu. “‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ Türkiye’yi yeni maliyetlere ve raporlama gerekliliklerine mecbur bırakmakta” Türkiye açısından ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ düzenlemesinin çok hayati önemde olduğunu dile getiren Bolat, “Toplam ihracatımızın yüzde 41’ni Avrupa Birliği 27 üye ülkesine yapmaktayız. SKDM kapsamına giren bu bahsettiğim ürünler özelinde baktığımızda Avrupa Birliği’ne 2023 yılında yaptığımız ihracat miktarı 9 milyar 800 milyon dolardı. Dünyaya ise bu ürünlerde yaptığımız ihracat da 23 milyar 300 milyon dolar mertebesindedir. Bu kapsamda 2023 yılında söz konusu bu 5 sektördeki ürünlerde AB’ye yaptığımız ihracat dünyaya aldığımız ihracatın içinde yüzde 42’lik bir pay oluşturmaktadır. Bu durum Türkiye’nin karbon yoğun sektörlerdeki ihracatında yeni maliyetlere ve raporlama gerekliliklerine mecbur bırakmaktadır” şeklinde konuştu. “AB’nin uygulamaya koyduğu sınırda karbon düzenleme tedbirleri küresel ticaret sistemine göre tasarlanmalı” Avrupa Birliği’nin mevcut politikalarının yalnızca çevreyi koruma amacı taşımadığını aynı zamanda küresel ticaretin kurallarını da yeniden şekillendirdiğini işaret eden Bolat, “Burada bizim Türkiye olarak inandığımız ve Avrupa Birliği yetkililerine her fırsatta söylediğimiz söz şudur. Tek taraflı ve ayrımcı ticari tedbirler haline gelmemelidir bu düzenlemeler. Avrupa Birliği tarafından uygulamaya konulan sınırda karbon düzenleme tedbirler küresel ticaret sisteminin kurallarına tam uyumlu şekilde tasarlanmalıdır. Kendi ulusal üretimlerini koruyucu, ayrımcı bir nitelik taşımamalıdır” vurgusunu yaptı. Bakan Bolat, Türkiye’deki ticaret sektörlerinin yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi için ilgili sektör paydaşlarıyla yakın işbirliği içinde çalışmalarını sürdürdüklerini de aktardı. “Gümrük Birliği Yapısının Modernizasyonu görüşmeleri kapsamında çevreye duyarlı ticaret hedefleriyle stratejiler geliştiriyoruz” Uluslararası ticaret sisteminin adil ve kapsayıcı bir şekilde ilerlemesi hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik işbirliği açısından kritik önem içerdiğini söyleyen Bakan Bolat, “Gelişmiş ülkelerin karbon emisyonlarını tarihsel sorumluluklarını hatırlayarak gelişmekte olan ekonomilere, ülkelere adil finansman, teknoloji transferi ve teknik yardım gibi mekanizmaları sağlamaları gerektiğine Türkiye olarak inanıyoruz. Bu çerçevede Avrupa Birliği ile sahip olduğumuz gümrük birliği yapısının modernizasyonu görüşmeleri kapsamında çevreye duyarlı üretim ve ticaret hedefleriyle uyumlu stratejiler geliştiriyoruz. Avrupa Birliği ile yürütülen teknik ve siyasi düzeydeki işbirliği mekanizmaları bu dönüşüm sürecinde Türkiye’nin çıkarlarını koruyacak şekilde ilerlemektedir. “İhracatçıların SKDM uyum sağlamalarını kolaylaştırmak Responsible’ Sorumluluk Destek Programını hayata geçirdik” İhracatçıların SKDM uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için çeşitli destek mekanizmaları oluşturduklarını da kaydeden Bolat, şu ifadelere yer verdi: “Bu çerçevede üç temel aşamadan oluşan bir danışmanlık sistemi olan ‘Responsible’ Sorumluluk Destek Programını hayata geçirdik. Program kapsamında ihracatçılarımıza karbon ayak izlerini azaltmak, süreçlerini dijitalleştirmeleri ve enerji verimliliklerini arttırmaları için rehberlik ediyoruz. Burada alacakları eğitim ve danışmanlık hizmetleri kapsamında kendilerine yaptıkları giderler için 5 yıl boyunca yüzde 50 oranında ve toplamda 10 milyon Türk lirasına kadar hibe destekler Ticaret Bakanlığımızca verilmektedir. Böylece karbon raporlama standartlarına uyum sağlamak ve Avrupa Birliği’nin talep ettiği çevre standartlarını karşılama konusunda önemli kolaylık elde edeceklerdir.” Program, Bakan Bolat’ın konuşmasının ardından hediye takdimi ile son buldu.
Aydın Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi, münazara etkinliğine ev sahipliği yaptı Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi, 4.’ncüsünü düzenlediği Aydın İl Geneli Liseler Arası Münazara Turnuvası ile adını duyurdu. Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi, hayatta da başarılı olmayı amaç edinen öğrenciler yetiştirmeyi sürdürüyor. Bu amaçla okul içerisinde sayısız faaliyet gerçekleştirerek öğrencilerin ufkunu genişletmeyi hedefleyen okulda 4 yıl önce ilki düzenlenen Aydın İl Geneli Liseler Arası Münazara Turnuvası’nın bu hedeflere giden yolda önemli adım olarak görülmesi nedeniyle sürekliliği sağlandı. Bu yıl 4.’sü düzenlenen turnuvaya 48 takım katıldı. ‘Parlamenter Münazara’ Okul Müdürü Mehmet Öztaş öncülüğünde, Koordinatör Öğretmen Özlem Karabacak ve diğer görevli öğretmenlerin ev sahipliğinde 45 kişilik ekibin desteği ile düzenlenen Aydın İl Geneli Liseler Arası Münazara Turnuvası bir kez daha tüm dikkatleri üzerine çekti. ‘Parlamenter Münazara’ formatındaki turnuvada 12 tecrübeli jüri üyesi görev yaptı. Bu seneki münazara yarışmaları oldukça çekişmeli geçerken oturumlarda konuyu en iyi şekilde değerlendirerek sunum yapan ekip şampiyon oldu. Turnuvaya 96 öğrenci katıldı Parlamenter münazara formatında yapılan turnuva için il genelinden farklı okullardan gelen 96 yarışmacı, tecrübeli 12 jüri üyesi ve organizasyonda yer alan 45 kişilik ekip ile 2 gün boyunca hem eğlendi hem de öğrendi. Ev sahibi ve konuk öğrencilerden teşekkür Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi olarak münazara turnuvasına ev sahipliği yapan 45 kişilik ekip ve turnuvaya katılan öğrenciler yaptıkları konuşmalarda emeği geçen herkese teşekkür etti. Jüri üyeleri de öğrencilerin eğitimlerinde ve özgüvenlerini kazanmalarında büyük katkı sağlayan bu tür faaliyetlerin akademik başarının yanı sıra sosyal hayatta da olumlu etki bıraktığını, üniversitelere girişte de etki yaptığını ifade etti.
Zonguldak Zonguldak’ta jandarma ve polisin denetimleri sürüyor Zonguldak’ta jandarma ve polis ekiplerince yapılan denetimlerde aranan şahıslar, ruhsatsız işletilen maden ocakları, ele geçirilen silahlar ve denetimlere ilişkin veriler kamuoyu ile paylaşıldı. Zonguldak Valiliği, İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü’nün 16-22 Aralık 2024 tarihleri arasındaki denetimlerine ilişkin verileni kamuoyu ile paylaştı. Aranan şahıslara yönelik denetimlerde 5 yıla kadar hapis cezası ile aranan 15 şüpheli, 5 ila 10 yıla kadar hapis cezası ile aranan 2 şüphelinin yanı sıra ifade için aranan 62 kişi yakalandı. Ruhsatsız işletilen 4 maden ocağının ihbarının ardından yapılan denetimlerde 3 ocak imha edildi. 2,5 ton kömür, 1 adet vagon ve 1 adet vinç ele geçirildi. Uyuşturucu madde ticaretine yönelik yapılan 10 operasyonda 11 şüpheli gözaltına alındı. 5 şüpheli tutuklanırken 6 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Operasyonlarda 93 gram bonzai, 10 gram metamfetamin, 15,20 gram sentetik kannabinoid, 55,35 gram esrar, 2 adet uyuşturucu kullanma aparatı, 1 adet esrar öğütme aparatı ile 1 adet payp aparatı ele geçirildi. 231 okulda çevresinde yapılan denetimlerde 814 kişi sorgulandı. 58 metruk bina ile 164 umuma açık yer denetlendi. 622 servis aracı denetlendi. Trafik ekiplerince 687 denetim gerçekleştirildi. Bu denetimlerde 13 bin 204 araç denetlenirken 7 bin 832 kişi de denetlenmiş oldu. Uygulamalarda 1 adet tabanca, 2 adet kurusıkı tabanca ile 1 adet yivli-yivsiz tüfek ele geçirildi. 5 düzensiz göç denetiminde 358 kişi sorgulandı. 3 düzensiz göçmen yakalandı.
İstanbul Yeni yılın ilk gününde Galata Köprüsü’nde Gazze için toplanma çağrısı İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci yaptıkları basın açıklamasında, 1 Ocak 2025 tarihinde Galata Köprüsü’nde “Dünyayı Uyandırıyoruz”, “Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa” ve “Bir Güneş Doğuyor” sloganlarıyla düzenlenecek olan yürüyüş için vatandaşlara toplanma çağrısında bulundu. Milli İrade Platformu çatısında yer alan 308 sivil toplum kuruluşu, geçen yıl 1 Ocak’ta olduğu gibi bu yıl da 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde, “Dünyayı Uyandırıyoruz”, “Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa” ve “Bir Güneş Doğuyor” sloganlarıyla düzenlenecek buluşmaya katılım çağrısı yaptı. Türkiye’deki 308 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Milli İrade Platformu çatısı altında yer alan vakıf ve dernekler İstanbul, Eyüpsultan’daki Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genel Merkezi’nde bir araya geldi. "1 Ocak sabah itibariyle sabah namazlarımız kılıp hep birlikte Galata Köprüsü’nde olacağız" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuşması için 2024 yılında nasıl 1 Ocak Galata Köprüsünde yapmış olduğumuz etkinlikten itibaren çeşitli çalışmaların yapılmasını organize ettiysek desteklediysek daha çok yükselmesine vesile olmaya çalıştıysak inşallah 2025 yılı boyunca da 1 Ocak sabah itibariyle sabah namazlarımız kılıp hep birlikte Galata Köprüsü’nde toplanıp, 2025 yılı boyunca da bu soykırım ne kadar sürerse sürsün biz de pes etmeden sesimizi yükseltmeye zalimin zulmü haykırmaya, mazlumun hakkını savunmaya, devam edeceğiz. Bu kararlılıkta olduğumuzu unutturulmaya çalıştırılsa da gündem de tutmaya devam edeceğiz. Bu etkinliği yaparak dünyaya örnek oluyoruz. Gündeme etki etmeye çalışıyoruz. 2025 yılında da soykırım devam ettiği müddetçe bu insanların çığlıkları duyulsun. Türkiye’ye 2 yıl üst üste yaptığımız için dünyanın başka yerlerinde kabul görür ve yapılırsa insanlığın uyanışı için etkili olacaktır” dedi. Suriye’deki olayların ardından insanlarda özgürlük için yeniden bir ümit meydana geldiğini belirten Erdoğan, "Gazze’deki kardeşlerimiz için de bir ümit olmuştur. Rabbim hem bütün Suriye halkının barış içinde müreffeh bir şekilde yaşadığı günleri hem de Filistinli kardeşlerimizin barış içinde yaşadığı günleri bize göstersin" dedi. "Çok önemli bir başkaldırının çağrısı için toplandık" Milli İrade Platformu adına basın açıklaması yapan TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, “Sivil Toplum Kuruluşlarımızla Milli İrade Platformu olarak; çok önemli bir başkaldırının çağrısı için toplandık. Öyle anlar vardır ki; tarihin akışında tüm bunlar yaşanırken ’siz neden bir şey yapmadınız?’ sorusunun cevabı olur. İşte bu nedenle bizlerin bir araya gelmesi, İnsanlık İttifakı’nın oluşması; şarttır-zaruridir-elzemdir. Bizler; vicdanların sınandığı büyük bir sınavın ortasındayız. Gazze Şeridi’ndeki katliam 15 aydır devam ediyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk bilfiil yok ediliyor. Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre Gazze’de hastanelere ulaşabilen şehitlerimizin sayısı 45 bini aşmış durumda. Gazze’de su yok, elektrik yok, gıda yok, ilaç yok. Yaşayan her canlı kanla susturuluyor. Bu katliamı anlatabilecek ne bir rakam ne bir görüntü ne de bir kelime kaldı. Günler geçiyor, zaman akıyor ama acılarımız hiç dinmiyor. Her gün annesinin kuzusu, babasının biricik yavrusu, dedesinin torunu olan canlar, hayatını kaybetmeye devam ediyor. İsrail’in askeri operasyonları, Uluslararası Adalet Divanı kararlarını tanımaksızın devam ederken; Filistin’de katliamı durduracak güce sahip uluslararası kurumlar, masum bir halkın öldürülmesini seyrediyor. Ve artık görüyoruz ki; İsrail tarafından 56 yıl boyunca sistematik bir şekilde yapılmakta olan zulüm, 57’inci yılında soykırıma dönüşmüş durumdadır. Ortada çok açık bir işgal girişimi, çok net bir soykırım vardır” şeklinde konuştu.