KÜLTÜR SANAT - 18 Aralık 2024 Çarşamba 09:38

Kostaki Konağı’nda 7 yıldır süren restorasyon çalışmalarında sona gelindi

A
A
A
Kostaki Konağı’nda 7 yıldır süren restorasyon çalışmalarında sona gelindi

Trabzon’un en eski konaklarından olan Kostaki Konağı’nda 7 yıldır süren restorasyon çalışmalarında sona gelindi.


Önümüzdeki yılın ilk aylarında ziyarete açılması planlanan Ortahisar ilçesi Zeytinlik Caddesi’ndeki tarihi Kostaki Konağının restorasyon çalışmaları 7 yıldır tamamlanamıyordu. İnşa tarihi 1900’lü yılların başına kadar uzanan Türkiye’nin sayılı sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan konakta 2018 yılında restorasyon çalışmalarındaki yüklenici firmanın sözleşmedeki teknik şartları gerçekleştirememesi nedeniyle sözleşmesi feshedilmişti. Konağın restorasyon çalışmaları için 13 Eylül 2022 tarihinde tekrar ihale gerçekleştirilirken, restorasyonlar çalışmalarının büyük bölümü tamamlandı.


Konağın açılışı önümüzdeki yılın ilk aylarında Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy’un katılımıyla yapılacağı öğrenilirken, AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr.Sezgin Mumcu Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “Şehrimizin önemli yapılarından biri olan Tarihi Kostaki Konağı Müzemizin açılışını yeni yılın ilk aylarında gerçekleştirerek, Trabzonumuz ve hemşehrilerimiz ile buluşturacağız. Konağın tarihi dokusunu koruyarak çalışmalarını tamamlayan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi.



Konağın tarihçesi


Kostaki Konağı 1900’lü (1898-1913) yılları başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tarafından konut olarak yaptırıldı. Konağın mimarlarının İtalyan olduğu belirlenen yapıda kullanılan bir çok malzemenin İtalya’dan getirildiği biliniyor. Kostaki Teophylaktos 1917 yılında iflas edince, bu yapıyla birlikte bütün mal varlığına haciz konulurken, konak Nemlioğlu Ailesi tarafından satın alındı. 15-17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ilk ziyaretinde Mustafa Kemal Atatürk eşi Latife Hanım ve beraberindeki heyetle birlikte bu konakta misafir edilmişti.


Trabzon Valisi Ali Galip Bey zamanında 1927-1932 yıllarında 25 bin TL bedelle kamulaştırılarak, 1927-1931 yılları arasında Hükümet Konağı, 1931-1937 yılları arasında müfettişlik binası olarak kullanılan tarihi konağın bodrum kat hariç tüm kat duvarları tamamen kalem işi ile süslü. 1988-2001 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca restorasyonu tamamlanan konak, 22 Nisan 2001 tarihinde Trabzon Müzesi olarak ziyarete açılmıştı.



Kostaki Konağı’nda 7 yıldır süren restorasyon çalışmalarında sona gelindi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Çığ felaketinde hayatını kaybeden milli sporcu Emre Yazgan’a memleketi Trabzon’da son veda Erzurum Palandöken’de düşen çığın altında kalarak hayatını kaybeden milli judocu Emre Yazgan, memleketi Trabzon’da son yolculuğuna uğurlandı. Palandöken Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’ndeki Sultan Sekisi bölgesinde düşen çığın altında kalan Judo Genç Milli Takımı sporcularından 3’ü yaralı olarak kurtulurken, 18 yaşındaki Emre Yazgan kaldırıldığı Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Genç sporcunun cenazesi dün Kocaeli Gebze İlyasbey Camii’nde kılınan namazın ardından hava yolu ile memleketi Trabzon’a gönderildi. İkiz kardeşi tabutunun başından ayrılmadı Cenazesi Maçka ilçesindeki Yukarıköy Mahallesi’ne getirilen genç sporcu için öğleyin cenaze namazı kılındı. Baba Fatih Yazgan oğlunun tabutu başında taziyeleri kabul ederken, anne Gülcan Yazgan güçlükle ayakta durdu. Genç milli sporcunun kendisi gibi milli sporcu olan ve kazadan kurtulan ikizi Yunus Yazgan, Türk bayrağına sarılı tabutun başından bir an olsun ayrılmadı. Yukarıköy Mahallesi Camii’nde kılınan cenaze namazına Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Maçka Kaymakamı Şahin Demir, Trabzon Emniyet Müdürü Murat Esertürk, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bahittin Murat Yakın, Türkiye Judo Federasyonu Başkanı Sezer Huysuz, Gençlik ve Spor Bakanlığı Sporcu Yetiştirme Daire Başkanı Ali Sosanoğlu, ailesi, arkadaşları ve yakınları katıldı. Kılınan namazın ardından genç milli sporcu aynı yerde toprağa verildi.
Ankara Bakan Bolat: "Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsedi ve eylem planını yürürlüğe koydu" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsemiş ve bu hedef doğrultusunda yeşil mutabakat eylem planını yürürlüğe koymuştur" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, COP, Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat çerçevesinde çevreci politikaların ekonomik faydalarını ve ticaretin bu dönüşümdeki rolünün ele alındığı İklimsel Kalkınma Zirvesi’ne (İKAZ) katıldı. Program çerçevesinde Türkiye’nin Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yeşil dönüşümü, yenilenebilir enerji kaynaklarını ve yenilikçi teknolojileri merkeze alan bir büyüme stratejisi değerlendirildi. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bakan Bolat, İş dünyası ve STK temsilcilerinin yer aldığı programda zirvenin yeni dönemdeki politikalara önemli katkılar sağlayacağı vurgusu yaptı. Bakan Bolat, küresel ticaretin karbon ayak izini azaltmaya yönelik standartlar ve düzenlemelerle önemli bir dönüşüm geçirdiğini belirterek, bu dönüşüm ve düzenlemelerin hem ekonomiye hem de üretim süreçlerine için önemli fırsatlar barındırdığını söyledi. Bakan Bolat, mevcut sürecin ekonomideki rekabetçiliği arttırarak ihracatımızın sürdürülebilir büyümesine de katkılar sağlayacağını kaydetti. “Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsedi” Bolat, 2019 yılında Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakata Uyum Programı yol haritasını açıkladığını ifade ederek, Biz de Türkiye olarak hemen ardından 2021 yılında Paris anlaşmasını onayladık. Hükümetimiz 2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefini benimsemiş ve bu hedef doğrultusunda yeşil mutabakat eylem planını yürürlüğe koymuştur. Bu kapsamda tüm paydaş kurumlarla birlikte şirketlerimizin de enerji verimliliğini arttırmasını kaynakların daha etkin kullanılmasını ve dijital dönüşümünü gerçekleştirmesini teşvik ediyoruz ve hedefliyoruz. Bu desteklerle özellikle ihracatçılarımızın uluslararası standartlara uyum sağlamasını kolaylaştırmayı amaçlamaktayız” açıklamasında bulundu. “Enerji üretiminin yüzde 40’ı yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından elde ediliyor” Karbon nötr bir ekonomik yapıya geçiş için öncü teknolojilere yatırımlar yaptıklarına da dikkati çeken Bolat, “Elektrikli araçlar yenilenebilir enerji sistemleri, ve batarya teknolojileri gibi alanlarda atılan adımlar Türkiye’nin küresel rekabet gücüne de büyük katkılar sağlayacaktır. Enerji alanında kıymetli bakan yardımcımız konuşmasında ortaya koydular. Türkiye bundan 20 yıl önce hiç konuşulmayan rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi alanlarda yaptığı büyük ataklarla toplam enerji üretimimizin yüzde 16’sını bu üç kaynaktan hidroliği de kattığımızda yüzde 40’ın üzerinde bir enerji üretimini yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından sağlamayı başarmıştır” ifadelerine yer verdi. Bakan Bolat, yeşil dönüşümün sadece bir çevre politikası olmadığını aynı zamanda bir büyüme stratejisi olduğunu söyleyerek, düşük karbonlu sanayi modellerine geçiş yaparken fosil yakıtları olan bağımlılığın azaltıcı, enerji arz güvenliğini ise arttırıcı politikalar yürüttüklerini dile getirdi. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin hayati önemde olduğu bilincinde olduklarını dikkati çeken Bolat, Türkiye olarak hem milli hem de uluslararası düzeyde bu iklim değişikliğiyle mücadeledeki hedeflere ulaşmak için işbirliğine açık bir yaklaşım sergilediklerinin altını çizdi. “SDKM, Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapan ülkelerin karbon emisyonlarını azaltma süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirdi” Yeşil dönüşüm sürecinde alınan bazı tedbirlerin tek taraflı ticari tedbirler haline dönüşmemesi gerektiğini de vurgulayan Bolat, “Hepimizin malumu Avrupa Birliği küresel ölçekte yeşil dönüşüm sürecine önemli öncülük eden aktörlerden birisidir. AB’nin 2019 yılında ilan ettiği yeşil mutabakat ile yalnızca karbon emisyonlarını azaltmayı değil ticaret ortaklarını da bu sürecin bir parçası haline getirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, 2026 yılında tam olarak uygulanmaya başlanacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), küresel ticaret sisteminde önemli bir dönüm noktası olacaktır. Çünkü SDKM, karbon yoğun ürünlerin AB’ye ithalatında karbon vergisi uygulanmasını öngören bir mekanizmadır. İlk aşamada demir çelik, alüminyum, çimento, elektrik ve gübre gibi sektörleri ciddi bir şekilde etkileyecek bu düzenleme, Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapan ülkelerin karbon emisyonlarını azaltma ve üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirmiştir” diye konuştu. “‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ Türkiye’yi yeni maliyetlere ve raporlama gerekliliklerine mecbur bırakmakta” Türkiye açısından ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ düzenlemesinin çok hayati önemde olduğunu dile getiren Bolat, “Toplam ihracatımızın yüzde 41’ni Avrupa Birliği 27 üye ülkesine yapmaktayız. SKDM kapsamına giren bu bahsettiğim ürünler özelinde baktığımızda Avrupa Birliği’ne 2023 yılında yaptığımız ihracat miktarı 9 milyar 800 milyon dolardı. Dünyaya ise bu ürünlerde yaptığımız ihracat da 23 milyar 300 milyon dolar mertebesindedir. Bu kapsamda 2023 yılında söz konusu bu 5 sektördeki ürünlerde AB’ye yaptığımız ihracat dünyaya aldığımız ihracatın içinde yüzde 42’lik bir pay oluşturmaktadır. Bu durum Türkiye’nin karbon yoğun sektörlerdeki ihracatında yeni maliyetlere ve raporlama gerekliliklerine mecbur bırakmaktadır” şeklinde konuştu. “AB’nin uygulamaya koyduğu sınırda karbon düzenleme tedbirleri küresel ticaret sistemine göre tasarlanmalı” Avrupa Birliği’nin mevcut politikalarının yalnızca çevreyi koruma amacı taşımadığını aynı zamanda küresel ticaretin kurallarını da yeniden şekillendirdiğini işaret eden Bolat, “Burada bizim Türkiye olarak inandığımız ve Avrupa Birliği yetkililerine her fırsatta söylediğimiz söz şudur. Tek taraflı ve ayrımcı ticari tedbirler haline gelmemelidir bu düzenlemeler. Avrupa Birliği tarafından uygulamaya konulan sınırda karbon düzenleme tedbirler küresel ticaret sisteminin kurallarına tam uyumlu şekilde tasarlanmalıdır. Kendi ulusal üretimlerini koruyucu, ayrımcı bir nitelik taşımamalıdır” vurgusunu yaptı. Bakan Bolat, Türkiye’deki ticaret sektörlerinin yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi için ilgili sektör paydaşlarıyla yakın işbirliği içinde çalışmalarını sürdürdüklerini de aktardı. “Gümrük Birliği Yapısının Modernizasyonu görüşmeleri kapsamında çevreye duyarlı ticaret hedefleriyle stratejiler geliştiriyoruz” Uluslararası ticaret sisteminin adil ve kapsayıcı bir şekilde ilerlemesi hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik işbirliği açısından kritik önem içerdiğini söyleyen Bakan Bolat, “Gelişmiş ülkelerin karbon emisyonlarını tarihsel sorumluluklarını hatırlayarak gelişmekte olan ekonomilere, ülkelere adil finansman, teknoloji transferi ve teknik yardım gibi mekanizmaları sağlamaları gerektiğine Türkiye olarak inanıyoruz. Bu çerçevede Avrupa Birliği ile sahip olduğumuz gümrük birliği yapısının modernizasyonu görüşmeleri kapsamında çevreye duyarlı üretim ve ticaret hedefleriyle uyumlu stratejiler geliştiriyoruz. Avrupa Birliği ile yürütülen teknik ve siyasi düzeydeki işbirliği mekanizmaları bu dönüşüm sürecinde Türkiye’nin çıkarlarını koruyacak şekilde ilerlemektedir. “İhracatçıların SKDM uyum sağlamalarını kolaylaştırmak Responsible’ Sorumluluk Destek Programını hayata geçirdik” İhracatçıların SKDM uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için çeşitli destek mekanizmaları oluşturduklarını da kaydeden Bolat, şu ifadelere yer verdi: “Bu çerçevede üç temel aşamadan oluşan bir danışmanlık sistemi olan ‘Responsible’ Sorumluluk Destek Programını hayata geçirdik. Program kapsamında ihracatçılarımıza karbon ayak izlerini azaltmak, süreçlerini dijitalleştirmeleri ve enerji verimliliklerini arttırmaları için rehberlik ediyoruz. Burada alacakları eğitim ve danışmanlık hizmetleri kapsamında kendilerine yaptıkları giderler için 5 yıl boyunca yüzde 50 oranında ve toplamda 10 milyon Türk lirasına kadar hibe destekler Ticaret Bakanlığımızca verilmektedir. Böylece karbon raporlama standartlarına uyum sağlamak ve Avrupa Birliği’nin talep ettiği çevre standartlarını karşılama konusunda önemli kolaylık elde edeceklerdir.” Program, Bakan Bolat’ın konuşmasının ardından hediye takdimi ile son buldu.
Aydın Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi, münazara etkinliğine ev sahipliği yaptı Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi, 4.’ncüsünü düzenlediği Aydın İl Geneli Liseler Arası Münazara Turnuvası ile adını duyurdu. Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi, hayatta da başarılı olmayı amaç edinen öğrenciler yetiştirmeyi sürdürüyor. Bu amaçla okul içerisinde sayısız faaliyet gerçekleştirerek öğrencilerin ufkunu genişletmeyi hedefleyen okulda 4 yıl önce ilki düzenlenen Aydın İl Geneli Liseler Arası Münazara Turnuvası’nın bu hedeflere giden yolda önemli adım olarak görülmesi nedeniyle sürekliliği sağlandı. Bu yıl 4.’sü düzenlenen turnuvaya 48 takım katıldı. ‘Parlamenter Münazara’ Okul Müdürü Mehmet Öztaş öncülüğünde, Koordinatör Öğretmen Özlem Karabacak ve diğer görevli öğretmenlerin ev sahipliğinde 45 kişilik ekibin desteği ile düzenlenen Aydın İl Geneli Liseler Arası Münazara Turnuvası bir kez daha tüm dikkatleri üzerine çekti. ‘Parlamenter Münazara’ formatındaki turnuvada 12 tecrübeli jüri üyesi görev yaptı. Bu seneki münazara yarışmaları oldukça çekişmeli geçerken oturumlarda konuyu en iyi şekilde değerlendirerek sunum yapan ekip şampiyon oldu. Turnuvaya 96 öğrenci katıldı Parlamenter münazara formatında yapılan turnuva için il genelinden farklı okullardan gelen 96 yarışmacı, tecrübeli 12 jüri üyesi ve organizasyonda yer alan 45 kişilik ekip ile 2 gün boyunca hem eğlendi hem de öğrendi. Ev sahibi ve konuk öğrencilerden teşekkür Nazilli Sosyal Bilimler Lisesi olarak münazara turnuvasına ev sahipliği yapan 45 kişilik ekip ve turnuvaya katılan öğrenciler yaptıkları konuşmalarda emeği geçen herkese teşekkür etti. Jüri üyeleri de öğrencilerin eğitimlerinde ve özgüvenlerini kazanmalarında büyük katkı sağlayan bu tür faaliyetlerin akademik başarının yanı sıra sosyal hayatta da olumlu etki bıraktığını, üniversitelere girişte de etki yaptığını ifade etti.