ÇEVRE - 11 Şubat 2024 Pazar 08:51

Dr. Özgenç Akın: “Herhangi bir devletin savaş gemisi deprem oluşturamaz"

A
A
A
Dr. Özgenç Akın: “Herhangi bir devletin savaş gemisi deprem oluşturamaz"

KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, "Özellikle sosyal medyada yayılan ve HAARP ismi verilen, tamamen radyo dalgası sinyalleri gönderen antenlerin deprem ürettiği bir teori gibi yayılıyor. Tabii ki bunlar bilimsel değil. Bu şekilde depremler kesinlikle meydana gelmez. Herhangi bir devletin savaş gemisi bir deprem oluşturamaz. Lütfen bilimle kalalım böyle şeylere dikkat etmeyelim" dedi.


Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından bölgedeki 4 ilde jeofizik ölçüm yapan ekibin içerisinde yer alan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu söyledi. “Özellikle Şili, Meksika, Japonya gibi yerlerde daha derin bölgelerde depremler meydana gelirken, transform fayların olduğu bizim ülkemizde daha sığ depremler meydana gelmekte ve bu da zaman zaman yıkımları arttırmaktadır” diyen Akın, “Deprem dağılımlarının öbeklenmesi bir tesadüf değildir. Özellikle Türkiye’nin içerisinde olduğu deprem kuşağında oldukça fazla deprem yaşıyoruz. Depremlerin bu şekilde dağılım göstermesi bir tesadüf değil. Afrika ve Arap levhasının bize itmesiyle bu depremler meydana geliyor. Deprem meydana geldiğinde ve siz hissettiğiniz andan itibaren depremin gücünün giderek arttığını bilmemiz lazım. Depremin gücü giderek artacak azalmayacak dolayısıyla çöp kapan tutun prosedürünü uygulamanız için aslında çok kısıtlı bir zamanınız olacak. Buna göre kendi planınızı yapmak zorundasınız. Özellikle sosyal medyada yayılan ve HAARP ismini verilen, tamamen radyo dalgası sinyalleri gönderen antenlerin deprem ürettiği bir teori gibi yayılıyor. Tabi ki bunlar bilimsel değil. Bu şekilde depremler kesinlikle meydana gelmez. Herhangi bir devletin gemisi savaş gemisi bir deprem oluşturamaz. Lütfen bilimle kalalım böyle şeylere dikkat etmeyelim. Deprem büyüklüğü ve şiddeti birbirinden tamamen farklı kavramlardır bunları çok karıştırıyoruz. Depremin büyüklüğü aletsel bir büyüklüktür depremin büyüklüğü değişmez fakat şiddet ise uzaklıkla azalır. Bunu nasıl ayırt edebilirsiniz deprem büyüklüğü ondalık sayılarla gösterilir yani siz 5.6 büyüklüğünde diyebilirsiniz 5,6 şiddeti ifadesi yanlıştır. Lütfen bunlara artık dikkat edelim. Çünkü ülkemiz deprem ülkesi” şeklinde konuştu.



“Şu anda birinci dereceden deprem bölgesi ya da beşinci dereceden deprem bölgesi gibi bir kavram kalmamıştır”


Kahramanmaraş depreminin 600 kilometrelik bir alanda etkili olduğunu kaydeden Akın, “Türkiye’nin deprem bölgelerinden ayrıldığı bilgisi aslında yanlış olmamakla birlikte şu anda tamamen işlevini yitirmiştir. Şu anda birinci dereceden deprem bölgesi ya da beşinci dereceden deprem bölgesi gibi bir kavram kalmamıştır. Örnek veriyorum 5 dereceden biri deprem bölgesi önceden Karaman’da sanki hiç depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir bilgi uyandırıyordu. Fakat bu 2019’da yapılan çalışmayla değişti ve artık deprem bölgeleri haritası yerine parsel bazında deprem tehlikesine elde edebildiğimiz bu haritaları bilim insanları üretti” diye konuştu.



“Trabzon’da çok güven altında olduğumuzu söyleyemeyiz”


Depremin afet olmadığını vurgulayan Akın, “Uzaklık hasar ilişkisi yine çok önemli bir konu. Biz ilimizde fay yok veya çevre ildeki bir deprem bizi etkilemez diye düşünmeyin. Çünkü 1970 depreminde 135 kilometre uzaklıktaki bir TOFAŞ fabrikası yıkıldı. Maraş depreminde ise 300 kilometre ileride binalar yıkıldı. Trabzon ülkemizdeki en aktif faylardan bir tanesi olan Kuzey Anadolu hattına uzaklığı yaklaşık olarak 150 kilometre. Dolayısıyla sizin yapınızda ya da zemininizde meydana gelen bir problemden dolayı bizim yani Trabzon’da çok güven altında olduğumuzu söyleyemeyiz. Bu tamamen sizin zemininize ve yapınıza bağlı olarak değişmektedir. Deprem afet değildir. Bunu afete çeviren bizim bilgisizliğimiz, cehaletimizdir. Her ne kadar can kayıpları üzücü olsa da bu dünyamızın yaşadığına işaret eder. Eğer depremler olmasaydı biz mineral içeriği yüksek, verimli topraklara ulaşamazdık. Hidrokarbon rezervuarları oluşmazdı. Yeraltı sularına ve jeotermal enerjiye ulaşamazdık” ifadelerini kullandı.



“Ülke çapında acilen deprem seferberliği ilan edilmeli”


Yapısal dönüşümler yerine kentsel dönüşüm yapılması gerektiğinin altını çizen Akın, “Ülke çapında acilen deprem seferberliği ilan edilmeli. Resmi kurum ve kuruluşların denetim konusunda daha aktif rol amaları gerekiyor. Yapısal dönüşüm yerine kentsel dönüşüm yapılmalı. Biz bazen bir yapıyı yıkıyoruz ve o yapının yerine yenisini yapıyoruz. Halbuki bu kentsel dönüşüm değil yapısal dönüşüm oluyor. Afete dayanıklı, dirençli bir yapının olduğunu öğrenmemiz ve bunu kesinlikle bireysel olarak talep etmemiz gerekiyor. Biz bir ev alırken öncelikle afete dirençli mi değil mi özelliklerine bakmak yerine başka şeylere bakıyoruz. Bu alışkanlığımızı bırakmamız lazım” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Işıklandırılan Bitlis’te gece güzelliği Bitlis’te ışıklandırılan kale ile dere özellikle havanın kararmasıyla kentte görsel bir şölen oluşuyor. Binlerce yıllık geçmişiyle birçok medeniyetin izlerini barındıran Bitlis’te hayata geçirilen ‘Dere Üstü Islah Projesi’ çerçevesinde tarihi köprü, han ve hamam gibi eserler de restore edildi. Proje ile birçok tarihi yapı gün yüzüne çıkarılırken, çarşı merkezinden geçen 1400 metrelik dere ile kalede ışıklandırma çalışması yapıldı. Bütün bunların yanı sıra tarihi dokuya uygun olsun diye kale altında bulunan 35 iş yeri de Bitlis taşı ile kaplandı. Derenin çevresi ışıklandırılarak vatandaşların gezebileceği alanlar oluşturulurken, özellikle geceleri güzel bir görünüme kavuşan derede yapılan çalışma hakkında bilgi veren Bitlis Belediye Başkanı Nesrullah Tanğlay, 35 dükkanın cephelerinin Bitlis taşıyla yenilendiğini ve kale ile çarşının ışıklandırılarak bölgeye estetik bir atmosfer kazandırıldığını belirtti. Tanğlay, “Bitlis’te güzel bir değişim dönüşüm oluyor. Bununla beraber kale altı tarihi mekânların giydirmesini yaptık. Tarihe ve dokuya uygun güzel bir cephe uygulaması oldu. Işıklandırması ile aynı zamanda kale aydınlatması ile birlikte 35 dükkânın cephe uygulamasını bitirdik. Çok güzel bir manzara çıktı. Bu projemizin birinci etabıydı. Önümüzdeki yıllarda tarihi dokuya uygun projemizi sürdüreceğiz. Hem Bitlis deresi ile hem tarihi köprüleriyle hanları ve hamamları ile tarihi gün yüzüne çıkarıyoruz. Bitlislilere hayırlı olsun” dedi. Taş mantolama ve aydınlatma çalışmaları, çarşıya sadece estetik değil, aynı zamanda güvenli bir ortam da sağladı. Bölge halkı ve ziyaretçilerden büyük ilgi gören proje, Bitlis’in tarihi ve kültürel değerlerini ön plana çıkarırken, kente yeni bir çekim merkezi kazandırdı.
Aydın Başkan Yetişkin’in Çocuk Hakları Günü mesajı Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin, Dünya Çocuk Hakları Günü, dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Çocuk haklarının bir gün değil her gün ve her şartlarda savunulması gerektiğine vurgu yapan Başkan Yetişkin, “Bugün, Dünya Çocuk Hakları Günü’nde tekrar haykırıyorum: Çocukların haklarını savunmak sadece bir günün sorumluluğu değildir; her an, her gün, her şartlarda savunulmalıdır. Bir insan, bir baba, bir avukat ve Efeler Belediye Başkanı olarak, hiçbir çocuğun canına, bedenine, ruhuna kast edilmesini kabul etmiyorum. Çocuklarımızın yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır. Ne yazık ki, her gün yüzlerce çocuk, şiddet ya da istismara maruz kalıyor. Bu duruma sessiz kalmayacağız. Çocukların hakları, tartışılamaz, göz ardı edilemez, hiçbir mazeretle geçiştirilemez. Onlar, geleceğimizdir, onları korumak, savunmak, hakkını vermek, sadece hukuki değil, vicdani ve insani bir zorunluluktur” dedi. Efeler Belediyesi’nin çocuk haklarını savunmak için her türlü sorumluluğu üstleneceğinin altını çizen Başkan Yetişkin, “Efeler Belediyesi olarak, çocukların haklarını savunmak için her türlü sorumluluğu alacağız. Şiddet uygulayanı, istismar edeni ve bunu yapanlara göz yumanı affetmeyeceğiz. Çocuklarımıza yönelik her türlü kötülük ve ihlal, bizim için sadece bir suç değil, toplumun vicdanına ağır bir yaradır. Buna karşı durmak, herkesin sorumluluğudur. Bir baba olarak, çocuklarıma en küçük bir zarar gelmesini kabullenemeyeceğim gibi; bir avukat olarak da, çocukların haklarını çiğneyenlerin her zaman karşısında duracağım. Efeler Belediye Başkanı olarak, çocuklarımızın daha mutlu ve daha adil bir yaşam sürmeleri için durmadan çalışacağım. Bu kararlılığımın sözüdür. Bizim görevimiz, sadece onların hayatını savunmak değil, onlara güvenli, adil, mutlu ve huzurlu bir gelecek bırakmaktır” ifadelerini kullandı.