ÇEVRE - 12 Ağustos 2025 Salı 09:34

Doğu Karadeniz’in buzul göllerinde ’Kurşun’ alarmı

A
A
A
Doğu Karadeniz’in buzul göllerinde ’Kurşun’ alarmı

Doğal güzellikleriyle öne çıkan Doğu Karadeniz’in buzul gölleri, kontrolsüz insan faaliyetleri nedeniyle çevresel felaketin eşiğine geldi. Bölgedeki yüksek göllerde, silah kullanımına bağlı olarak ‘kurşun’ kirliliği alarm vermeye başladı.


Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yüksek kesimlerinde yer alan buzul gölleri, doğal güzellikleriyle her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlarken, kontrolsüz insan faaliyetleri nedeniyle ciddi bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya kalıyor. Çok sayıda buzul gölün bulunduğu bölgede yoğun çöp kirliliğinden sonra özellikle ‘kurşun’ kirliliği riski de hızla artarak alarm veriyor. Buzul göllerini tehdit eden en önemli çevresel sorunlardan biri haline gelen ve göl çevresinde eğlenme maksatlı gelişi güzel ateşlenen silahlardan çıkan kurşun atıkları, hem gürültü kirliliğine hem de toprak ve suya kurşun karışmasına neden oluyor. Yağışlarla birlikte toprağın alt katmanlarına sızan ve zamanla suya karışarak göl ekosistemini kirleten kurşun, suda çözünerek insan ve hayvan yaşamını tehdit ediyor. Ağır metal olarak tanımlanan ‘kurşun’ gölden aşağıya doğru beslenen derelere ve içme suyu kaynaklarına kadar ulaşabiliyor.


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Erüz, buzul göllerin doğal ekosistem açısından hayati önem taşıyan ve insan girişinin minimumda tutulması gereken koruma alanları olduğunu belirterek, sahada yeterli denetim yapılmadığı için söz konusu bölgelerde atık kirliliği ve silah kullanımına sıkça rastlandığı ifade etti.



"Uzun yıllar boyunca bu kirlilik çok ciddi sorunlar oluşturacak"


Trabzon’un Maçka ilçesindeki 2 bin 550 rakımlı Camiboğazı mevkiinde yer alan Çakırgöl’ün kurşun kirliliğine en çok maruz kalan yer olduğunu belirten Erüz, "Gümüşhane’de yaklaşık 43 tane, Trabzon’da da yaklaşık 10 civarında buzul gölümüz mevcut. Bu göller stratejik tatlı su kaynağı olmaları yanında nadir ve kırılgan ekosistemler olmaları dolayısı ile dokunulmaması, insanın yaklaştırılmaması, koruma altında olması gereken alanlardır. Ancak maalesef, bir kısmı koruma altında olan bu alanlar, korumadan daha çok piknik, günübirlik gezinti, turizm alanlarına dönüştürülerek, yoğun ve kontrolsüz insan hareketlerine maruz bırakılmış durumdadır. Ama bu koruma alanlarında başıboş turizm ve günübirlik etkinlik faaliyetleri engellenemiyor. Göllerin bir kısmında koruma var ancak kontrolümüz yok, insanların olduğu alanda silah atılmasının dahi önüne geçilemiyor. Kontrol olmayınca insanlar kafasına göre istediği her yere gidiyor. Yiyeceğini şehirden alıyor çantasına koyup yaylaya çıkıyor. Yedikten sonra artan malzeme ve poşeti onun için atık oluyor. Yemeden önce domatesin poşeti temiz yedikten sonra domatesin poşeti pis oluyor. Şuurlu ve duyarlı, insan, doğa etiğine saygılı birey olsa, o poşeti ve atıklarını getirirken yaptığın gibi koy çantana, aracına şehre getir. Ama yok temiz bir doğada keyif yapmak istiyoruz, ama bizden sonra o doğanın kirlenmiş olmasını umursamadan atıkları orada bırakıyoruz. Tüm akarsularımız ve doğal göllerimiz maalesef aşırı katı atık kirliliği ile yüz yüze. Bir başka büyük tehditte özellikle göl kenarlarında çok yoğun bir şekilde silah kurşun atılıyor. O gürültü yaban hayatını tedirgin edebilmekte, hamile hayvanların düşük yapmasına, kuşlar gibi hayvanların yuvalarını terk etmesi neden olabiliyor. Atılan kurşunlar göl içi ve çevresinde toprak ve suya karışarak çok tehlikeli, yıllara sari artan bir kirliliğe neden oluyor. Göl içinde ve toprakta çözünerek kurşun kirliliğine neden oluyor. Uzun yıllar boyunca artan ve biriken kurşuna bağlı bu kirlilik çok ciddi sorun oluşturma riski taşımaktadır. Bu su kaynaklarının büyük bir kısmı aslında bizim doğal akarsularımız, bir kısmı da içme suyu kaynaklarıdır. Çakırgöl en yoğun şekilde kurşun kirliliğine maruz yerlerden biri. O su Trabzon’un belli bölgeleri için içme suyudur. İlgili kamu otoriteleri ve vatandaş bunu dikkate alıp gerekli önlemleri almıyor. Korumuyoruz, kontrol altına almıyoruz. Sadece etrafında keyif yapıyor, suyu alıp içiyoruz. O suyun uzun vadede kurşun ve kirleticilerle nasıl kirlendiğini ve nasıl bir sorun oluşturacağını hesaplamıyoruz. Sorun üretirken çözüm üretmiyoruz" ifadelerini kullandı.



Doğu Karadeniz’in buzul göllerinde ’Kurşun’ alarmı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova’da kar kalınlığı 40 santimetreyi geçti: Araçlar ve tek katlı evler kara gömüldü Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde etkili olan yoğun kar yağışı hayatı olumsuz etkilerken, araçlar ve tek katlı evler ise adeta kara gömüldü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarılarının ardından ilçede akşam saatlerinde şiddetini artıran kar yağışı, her yeri beyaza bürüdü. Kar kalınlığının merkezde 40 santimetreyi, yüksek kesimlerde ise yarım metreyi geçtiği ilçede, park halindeki araçlar ve tek katlı evler tamamen kara gömüldü. Kar yağışı ve tipi, şehirler arası ulaşımı da olumsuz etkiledi. Yüksekova-Van ve Yüksekova-Şemdinli kara yollarında görüş mesafesinin düşmesi nedeniyle sürücüler ilerlemekte güçlük çekti. Yağışla birlikte çok sayıda köy yolu da ulaşım kapandı. Kapalı yolların açılması ve günlük yaşamın normale dönmesi için ekipler seferber oldu. Karayolları 17. Şube Şefliği, Yüksekova Belediyesi ve İl Özel İdaresi şantiye ekipleri, yollarda kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Ulaşımda yaşanan aksamalara rağmen kar yağışı çocuklar için eğlence kaynağı oldu. Dışarı çıkan çocuklar kartopu oynayıp kardan adam yaparak keyifli anlar yaşadı. Kar yağışına sevindiğini belirten Ahmet Kara, uzun süredir böyle bir yağış beklemediklerini dile getirerek, "İki gündür süren yağışla birlikte güzel manzaralar oluştu. Biz de bu anları fotoğraflayarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Antalya Çürümüş zeytin ağaçlarını sanat eserine dönüştürüyor Antalya’nın Alanya ilçesinde Hilmi Özen, marangozluk mesleğini ahşap sanatına dönüştürerek çürümeye yüz tutmuş zeytin ağaçlarını sanat eserine dönüştürüyor. Özen, bir evin altında kurduğu küçük atölyede zeytin ağaçlarını el emeği ürünler haline getiriyor. Uzun yıllardır marangozlukla uğraşan Hilmi Özen, zamanla klasik marangozluk işlerinden ziyade ahşap işçiliğinin kendisini daha mutlu ettiğini fark etti. Özellikle zeytin ağacının dokusu, dayanıklılığı ve kendine has desenlerinden etkilenen Özen, yaylalardan kendi imkanlarıyla getirdiği çürümüş ve kullanılmayan zeytin ağaçlarını atölyesinde işleyerek yeniden değerlendiriyor. Atölyesinde tamamen el emeğiyle üretim yapan Özen, zeytin ağaçlarından tabaklar, sehpaların üzerine konulan dekoratif süs eşyaları ve çeşitli ahşap ürünler ortaya çıkarıyor. Üretim sırasında geriye kalan küçük parçaları da değerlendiren Özen, ’hiçbir parça boşa gitmesin’ anlayışıyla kaşıklar yaparak ahşabın her parçasını kullanmaya özen gösteriyor. Ahşapla çalışmanın kendisi için bir tutku olduğunu dile getiren Hilmi Özen, "Askerden geldikten sonra iş ararken iş yeri satılacağını duydum. Bu iş yerini 2000 yılında açtım. O zamanlar ahşap ürünleri çok yaygındı. Çok iyi bir sektördü. Zamanla iş mobilya kısmına döndü. O zamanki aldığım makineleri muhafaza ettim. Belli bir zamana kadar mobilya sektörüne devam ettim. Şartlar zorlaşmaya başladı. Eleman çalıştırma ve eleman bulamama beni eski yaptığım ahşap işine döndürdü. Ahşap işi bende 2-3 yıl önce başlamıştı. Yaylada sadece ahşap üzerine bir dükkan açtım. Yaylaya gelen insanların ahşap ilgisini çekiyor. Sonra bu işi genişleteyim dedim. Hem sevdiğim için hem de kazanç olarak bir talep var. Ondan sonra tamamen bu işe yöneldim. Zeytin ağacı çok popüler, oyması çok güzel olduğu için zeytin ağaçlarını kullanıyorum" dedi. Kadınların ilgisi çok Kadınların ahşaba olan ilgisinin çok olduğunu vurgulayan Özen, "Bayan kardeşlerimiz ahşabı daha çok benimsiyor. Yayladaki dükkana geldiklerinde bütün ahşap ürünlerine bakıyorlar. Öneri sunuyorlar. Alanya’da dükkan neden yok diye talep ediyorlar. Ürünlerin hiçbirisini dışarıdan almıyorum. Yaşlı ağaçları ve yolgeçen yerlerdeki kesilen ağaçları bu şekilde topluyorum. Uygun bir şekilde alıyorum, uygun bir şekilde kurutup bu şekilde muhafaza ediyorum" şeklinde konuştu.
Ankara Bakan Yerlikaya: "Devam eden operasyonlarımızda 156 göçmen kaçakçılığı organizatörünü yakaladık" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "14 ilde son 2 haftadır jandarmamız tarafından devam eden operasyonlarımızda 156 göçmen kaçakçılığı organizatörünü yakaladık, 112’si tutuklandı" dedi. Bakan Yerlikaya, resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 156 göçmen kaçakçılığı organizatörünün yakalandığını duyurdu. Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından sürdürülen operasyonlarda 156 kişiden 112’sinin tutuklandığını açıkladı. Yerlikaya, operasyonlar sonucu 120 adet araç ve 13 adet botun ele geçirildiğini de bildirdi. Bakan Yerlikaya, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik Operasyonumuzda 112 tutuklama. 14 ilde son 2 haftadır jandarmamız tarafından devam eden operasyonlarımızda; 156 göçmen kaçakçılığı organizatörünü yakaladık, 112’si tutuklandı. 44’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Yürütülen koordineli çalışmalar sonucu, büyük şehirlerimizden sahil şeridinde bulunan illerimize uzanan göçmen kaçakçılığı ağı deşifre edildi. Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığımız koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep’te İnsansız Hava Araçları ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarımızca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarımızda; 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir. Emeği geçenleri tebrik ediyorum."