SPOR - 15 Ocak 2025 Çarşamba 15:13

Burak Yılmaz: "Bir gün Trabzonspor’a teknik direktör olmak isterim"

A
A
A
Burak Yılmaz: "Bir gün Trabzonspor’a teknik direktör olmak isterim"

Trabzonspor’un eski futbolcusu Burak Yılmaz, gelecekteki hedefleri arasında bordo-mavililerde teknik direktörlük yapmanın yer aldığını söyledi. Yılmaz ayrıca Trabzonspor’un kendisini yeniden Türk futboluna kazandırdığını belirtti.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ocak ayı kültür, sanat ve spor etkinlikleri kapsamında Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda, Trabzonspor’un eski futbolcusu Burak Yılmaz, gazeteci Hakan Yoloğlu’nun konuğu oldu. Etkinliğe Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve çok sayıda davetli ve taraftar katıldı.

"Babam kaleciydi, futbola meraklıydım"

Futbolculuk kariyerine nasıl başladığını anlatan Burak Yılmaz, "Babam eski bir kaleciydi. Her erkek çocuğu gibi futbola meraklıydım. 9 yaşında altyapıya oyuncu alıyorlardı, ama ben yaramazlıklarımla onları illallah ettirdim ve 7 yaşında Antalyaspor altyapısına girdim. Babadan gelen bir yetenek genlerimde vardı. Antalyaspor’da 7 yaşından 16 yaşına kadar oynadım. Top toplayıcılık yaptığım dönemde Antalyaspor küme düşmüştü ve o zaman çok ağlamıştım. Sonrasında beni 16 yaşında profesyonel yaptılar. 22 yıl boyunca profesyonel futbol oynadım ve 38 yaşında bıraktım. Futbol topu bana bu hayatı sağladı ve hala geleceğim futbolda" dedi.

Burak Yılmaz:

"Trabzonspor beni Türk futboluna yeniden armağan etti"

Fenerbahçe’den kadro dışı kaldığı dönemde Eskişehirspor’da oynarken Teknik Direktör Şenol Güneş’in kendisini aradığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:

"Şenol Güneş, Güney Kore’den yeni dönmüştü. Antrenmanını izliyordum, telefonum çaldı ve arayan oydu. Beni, kimden isteyeceğini sordu. O zaman, ’Beni herkes göndermiş, Trabzonspor’da oynama şansım az’ diyordum ama Allah Şenol Hoca’dan razı olsun. Trabzonspor, beni Türk futboluna yeniden armağan etti. En güzel çağlarımı burada yaşadım. Trabzon benim evim." Trabzonspor’un baskılı atmosferinin futbolcular için büyük bir sınav olduğunu ifade eden Burak Yılmaz, "Trabzonspor’da başarıya odaklanıp baskıya karşılık veren her oyuncu dünyanın her yerinde oynar. Avrupa’da böyle bir baskı yok" diye konuştu.

"Yenilmeyi kabul etmiyorum"

Kazanma hırsıyla ilgili olarak Yılmaz, "Ben yenilmeyi kabul etmiyorum. Çocuğumla oyun oynarken bile kazanmak istiyorum. Dışarıda çok sakin ve saygılı bir insanım, ama saha içinde bambaşka biriyim. Bugün beni buraya getiren bu kazanma isteğim ve yenilmeme arzum. Hep böyle olacağım. Hiçbir maçı kaybetmek istemiyorum. Kayserispor ile Trabzon’a geldiğimde Trabzonspor’u yenmek istedim. Beşiktaş ile Antalya’ya gittim, kazanmak istedim. Bağlı olduğum, ekmeğini yediğim camianın haklarını her zaman sonuna kadar savunurum. Ekmek yediğim yeri sahiplenmem gerekiyor. Belki bir gün Trabzonspor’da çalışacağım ya da başka bir yere gideceğim. Nerede olursam olayım, kazanmak için elimden geleni yapacağım" şeklinde konuştu.

"Karabükspor soyunma odasını unutamam"

2010-2011 sezonunun son haftasında oynanan Karabükspor maçının ardından yaşananların kariyerinde en unutulmaz anlar arasında yer aldığını ifade eden Burak Yılmaz, o günü şu sözlerle anlattı:

Burak Yılmaz:

"Şenol Hoca’yı baba yerine koymuştuk, dudakları titreye titreye bizle bir konuşma yaptı. Hayatımda, hiç o zamanki kadar uzun süre ağlayıp, üzülmemiştim. Karabük maçı soyunma odasını unutamam. Cezalıydım ve tabletten Fenerbahçe-Sivas maçını izliyordum. Maçlar bitti, soyunma odasına girdik. Şenol Hoca konuşma yaparken herkes gözyaşlarına boğulmuştu. Ben ağlıyorum, Umut ve Tolga ağlıyor. Şenol Hoca’nın gözleri dolmuştu. Serkan Balcı farklı bir haldeydi. Hayatımın en kötü anlarından biriydi. Allah bir daha böyle şeyler yaşatmasın."

"Bir gün Trabzonspor teknik direktörü olur muyum? Allah’ın izniyle, inşallah olurum"

Trabzonspor’da Şenol Güneş’in yardımcısı olarak görev alıp, almayacağı sorusuna yanıt veren genç teknik adam, "Trabzonspor’dan gelecek bir teklif benim için bir şereftir. Geçtiğimiz sezon Kayserispor’a gittim ve kümede kalmayı başardık. Bu çok zor bir başarıydı. Trabzonspor ile 2-2 berabere kaldığımız o maçı da unutamam. Kayseri’yi ve insanlarını çok sevdim. Kan değişikliği ihtiyacı olunca görevi bıraktım. Kümede kalmak zor bir işti ama bunu başardık. Artık teknik direktörüm ve bir ekibim var. Yanımda inandığım insanlar var. Bu nedenle tekrar yardımcılığa dönmem doğru olmaz. Kendimi artık bir teknik adam olarak görüyorum. Şenol Hoca’nın yeri başımızın üstündedir ama artık yardımcılık düşünmüyorum. Bir gün Trabzonspor teknik direktörü olur muyum? Allah’ın izniyle, inşallah olur diye düşünüyorum."

"Türk futbolu kötü durumda"

Türk futbolunun durumuna dair eleştirilerde bulunan Burak Yılmaz, "Türk futbolu kötü durumda ve daha da kötüye gidiyor. Büyük takımlar arasındaki savaşta Anadolu kulüpleri eziliyor. Bu durumun düzelmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Abdulkadir Ömür çok değerli bir kardeşimdir"

Burak Yılmaz, Abdulkadir Ömür ile uzun yıllar birlikte olduklarını belirterek, "Abdulkadir Ömür ile ikinci gelişimde hep birlikteydik. Benim evimde yaşadı. Çok değerli bir kardeşimdir. Dini bütün, insan olarak çok değerli biri. Ömür, Avrupa’nın önemli kulüplerinden transfer teklifli aldı. Benim oynadığım dönemde çok önemli kulüpler onu istedi. Takım kaptanı olarak, başkanımız Ahmet Ağaoğlu beni aradığında kesinlikle gitmesi gerektiğini söyledim. Manchester City, Monaco ve Sporting Lizbon’dan teklifler aldı. Bu takımlardan birine gitmesi gerekiyordu. Trabzonlu bir oyuncunun gitmediğinde geriye gidebileceğini biliyordum. Şampiyonluk yaşamasına rağmen burada eleştiriler karşısında çok duygusal olduğu için kırıldı. Kırılınca da gitmemesi gereken bir durumda Hull City’ye gitti. Şu an iyi görmüyorum. İnşallah tekrardan çıkış yakalar" ifadelerini kullandı.

Gökmen Şahin - Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Kızılay’ın ‘İyilikle Pişen Hayatlar’ projesiyle depremzede kadınlar aşçılık atölyesinde buluştu Türk Kızılay’ın ‘İyilikle Pişen Hayatlar’ projesi çerçevesinde ünlü şef Somer Sivrioğlu, Hatay’da 20 depremzede kadına eğitim verdi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok hasar gören illerden olan Hatay’da depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Türk Kızılay tarafından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde ‘İyilikle Pişen Hayatlar’ projesi, depremin yaralarını sarmaya katkı sağlıyor. Dünyaca ünlü şef Somer Sivrioğlu ve ekibi, 10’u gastronomi öğrencisi ve 10’u ev hanımı olan depremzede kadınlarla aşçılık atölyesinde buluştu. Depremzede kadınlar, Somer şefle birlikte Kayseri yöresine ait olan yağlama yemeğini yaptılar. Aşçılık atölyesinde depremzede kadınlarla bir araya gelen Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, ‘İyilikle Pişen Hayatlar’ projesiyle kadınlara istihdam fırsatı olan bir eğitim verdiklerini belirtti. Yılmaz, “Bu ‘İyilikle Pişen Hayatlar’ projesinin ikincisini yapıyoruz. İlkini Gaziantep’te yapmıştık. Bugün biraz daha gelişmiş halini destekleyerek tekrarlamış oluyoruz. Burada bugün 20 depremzede kadınlarımız var. Bir kısmı gastronomi öğrencisiyken diğer kısmı da ev hanımı. Evinde yemek yaparken katkı sağlayacak veya sağlamayacak kadınlarımız var. Burada yapılanların tadına baktığımızda inanılmaz bir yağlama yapılmış. Bugün biraz daha ileri tekniklerin kullanıldığı bir programdayız. ‘İyilikle Pişen Hayatlar’ projemizde deprem bölgesinde normalleşmeye çalışırken bu yönde ilerlemeyi hedefleyen kadınlarımız için istihdam fırsatı olan bir eğitim veriyoruz. Kadınları bu alanda çok rahat iş bulabilecekleri ve kendi işyerlerini açabilecekleri meslek edindirme programı şeklinde oluyor. Bu eğitimde en önemlisi sertifikalandırılmış ve yapılandırma olan bir eğitim olmasıdır” dedi. “Burada kadınlara eğitim verip, onlara istihdam sağlamaya özen gösteriyoruz” Depremzede kadınların kabiliyetlerini ticari kazanca dönüştürmeyi hedefleyen bir eğitim verdiklerini belirten Somer Sivrioğlu, “Bugün Kayseri yöresine ait olan yağlama yemeğini yapıyoruz. Tüm Türkiye’nin sevdiği bir yemekti. Kadınlarımız yemek yapmayı çok iyi biliyor. Bizim burada içlerinde çok iyi olan yemek yapan kadınlarımızın ticari mutfaklarda da bu başarılarını göstererek, kabiliyetlerini ticari kazanca dönüştürmek. İşletmelerde kendi yaptıklarını ticari olarak bunları nasıl yapabilirler konusunda iki gün eğitim veriyoruz. Burada yemek yapıyoruz ve yemeğin iyileştirici gücüne inanıyoruz. Burada kadınlara eğitim verip onların istihdam sağlamaya özen gösteriyoruz” şeklinde konuştu. “Benim normalde yaptığım tekniklerden farklı teknikler yaparak öğreniyoruz” Bu eğitimde farklı teknikleri öğrenerek yemek yaptıklarını söyleyen Rabia Kefçi, “Somer Şefle eğitim yapmak çok heyecan verici ve güzel bir durum oluyor. Bugün Kayseri yağlamasını yapmayı öğreniyoruz. Ben ilk defa yapıyorum. Benim normalde yaptığım tekniklerden farklı teknikler yaparak öğreniyoruz. Hamuru ilk defa açıyorum. Burada hem eğleniyoruz hem de öğreniyoruz. Bizim için çok güzel deneyim oluyor” ifadelerini kullandı.