EKONOMİ - 04 Kasım 2024 Pazartesi 11:16

Sivas ve Ankara iş dünyası ASO’da buluştu

A
A
A
Sivas ve Ankara iş dünyası ASO’da buluştu

Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO), Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) Ekim Ayı Meclis Toplantısı’na konuk oldu.


ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç ve Meclis Başkanı Celal Koloğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen STSO-ASO Müşterek Toplantısı’na STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, Meclis Başkanı Osman Yıldırım, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri katıldı. Ankara’da, Sivas Ticaret Odası ve Ankara Sanayi Odası tarafından ortak toplantı gerçekleştirildi.



“Sivas’ın sanayi potansiyelinin daha da artacağına inanıyorum”



Toplantının açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç, Sivas’ın sanayi potansiyelinin daha da artacağına inandığını söyleyerek, “Sivaslı kıymetli hemşehrilerimi odamızda ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullandı. ASO Başkanı Ardıç, Sivas’ın tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra sanayi alanındaki gelişmeleriyle de dikkat çektiğini, yatırım fırsatları ile önemli bir sanayi merkezi olma yolunda ilerlediğini söyledi. Demirağ Organize Sanayi Bölgesine yatırım yaptığını belirten ASO Başkanı Seyit Ardıç, “Sivas çeşitlenen sanayi branşları ve yatırım fırsatları ile gelecekte önemli bir sanayi merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Yerel yönetimlerin ve özel sektörün işbirliğiyle Sivas’ın sanayi potansiyelinin daha da artacağına inanıyorum. Bu da şehrin ekonomik kalkınmasına ve istihdam imkanlarının genişlemesine önemli katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.



“Üretim merkezleri İç Anadolu’ya taşınmalı”



Çok sayıda Sivaslı ve Ankaralı sanayici ve iş insanının katıldığı toplantıda ASO Meclisine hitap eden STSO Başkanı Zeki Özdemir, Sivas’taki yatırım imkânlarını anlatarak, Ankaralı sanayici ve iş insanlarını Demirağ Organize Sanayi Bölgesinde yatırım yapmaya davet etti. Sivas’taki tarihi yapılar ve mevcut yapısının şehir için büyük bir potansiyel oluşturduğunu anlatan Özdemir, yüksek hızlı trenin Sivas’a ulaşmasıyla Ankara ile bağların daha da kuvvetlendiğinin altını çizdi. Özdemir, Sivas’ta 5 organize sanayi bölgesi bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu, “Türkiye’de sanayi bölgelerimizin Marmara Denizi’nin etrafında, daha kıymetli ovalarımızda yer edinmiş olması bizi üzüyor. Çünkü asıl Anadolu’nun merkezi olan bu topraklarda, İç Anadolu’da, Ankara’da, Kayseri’de, Kırşehir’de, Sivas’ta, Nevşehir’de bu organize sanayilerimizin yer edinmesini, üretim merkezlerinin saydığım şehirlerde olmasını, devletimizin, hükümetimizin bunu bir sanayi politikası haline getirmesini vurgulamak istiyorum" diye konuştu.



ASO’daki iş dünyası buluşmasında Sivas Ticaret ve Sanayi Odası ve Ankara Sanayi Odası’nın Meclis Üyeleri ile Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu üyeleri müşterek istişare toplantısında bir araya gelerek iş birliğini geliştirmeye yönelik verimli toplantılar gerçekleştirdi.



Sivas Ticaret ve Sanayi Odası ve Ankara Sanayi Odası’nın yapmış olduğu müşterek toplantıların ardından TOBB İkiz Kuleler Kabul Salonu’nda gala yemeği düzenlendi.



Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun himayelerinde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan’ın teşrifleriyle gerçekleşen programa, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, Meclis Başkanı Osman Yıldırım, ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, ASO Meclis Başkanı Celal Koloğlu, Meclis Üyeleri, TOBB Sivas ve Ankara Kadın Girişimciler ve Genç Girişimciler Kurulları katıldı.




Sivas ve Ankara iş dünyası ASO’da buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de düzenlenen ’8. Uluslararası Satranç Turnuvası’ sona erdi Mersin Büyükşehir Belediyesinin Türkiye Satranç Federasyonu ile işbirliğinde bu yıl 8.’sini organize ettiği ’Uluslararası Satranç Turnuvası’ sona erdi. Turnuvada, 20 ülkeden 131’i yabancı toplam 536 sporcu mücadele etti. Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığının, Türkiye Satranç Federasyonu ile işbirliğinde organize ettiği ’8. Uluslararası Satranç Turnuvası’ sona erdi. Turnuvada dereceye girenlerin ödülleri düzenlenen törenle takdim edildi. Turnuvaya 20 ülkeden 46 farklı unvanlı sporcu katıldı. 131’i yabancı olmak üzere toplamda 536 sporcunun mücadele ettiği turnuvada bu yıl 3 norm çıkarıldı. Bu kapsamda; FM Herab Hamıdreza Ebrahımı IM normu, CM Demhat Zerey FM unvanı, WCM Ceren Tırpan WFM unvanı almayı hak etti. En iyiler ödülleri aldı A kategorisi sıralama ödüllerinde birinci Sergei Lobanoc, en iyi Türk sporcu Demhat Zerey, en iyi yerel sporcu Meylis Annaberdiyev, 50 yaş üstü en iyi sporcu Vyacheslav Ikonnikov, en iyi kadın sporcu Gülnar Mammadov oldu. B kategorisi sıralama ödüllerinin birincisi Mahammad Baghirov, en iyi yerel sporcu Yusuf Çağan Tekin, en iyi 50 yaş üstü sporcu Mahir Deniz, en iyi kadın sporcu ise Sarina Kosari oldu. C kategorisi sıralama ödülleri birincisi Muslım Shiraliyev, en iyi yerel sporcu Yücel Mert Öztürk, en iyi kadın sporcu ise Beray Karatiken olurken, D kategorisi sıralama ödülleri birincisi Yiğit Emre Suna, en iyi yerel sporcu Yiğit Emre Suna, en iyi kadın sporcu ise Defne Bozdemir oldu. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül töreninde dereceye giren sporculara ödüllerin takdim edildi. Stratejik düşünme becerisini geliştiren ve zeki hamlelerin öne çıktığı sporda başarılı sporculara; A kategorisinde 460 bin 500 TL, B kategorisinde 140 bin 500 TL, C kategorisinde 56 bin TL, D kategorisinde ise 27 bin 750 TL olmak üzere toplam 684 bin 750 TL ödül verildi. "Organizasyonlarımızı her yıl daha da geliştireceğiz" Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Serdal Gökayaz, bu yıl 8.’si tamamlanan turnuvaya 536 sporcu katıldığını belirterek, "Yıldan yıla gelişen organizasyonumuz, Türkiye ve dünya genelinde dikkat çeken bir organizasyona dönüştü" dedi. Gerçekleştirdikleri organizasyonlarda kaliteye önem verdiklerine işaret eden Gökayaz, "Yaptığımız çalışmalarda en çok üzerinde durduğumuz konulardan biri de kurumsallaşma. Bütün hizmetlerimizde kurumsal bir yapıya dönüşüp yıldan yıla kendisini tekrar eden ama gelişerek, dönüşerek ve artılarını da katarak ilerleyen bir bakış açısına sahibiz. Bu anlamda hizmetlerimizin hem kurumsallaşması, hem de gelişmesi bizim açımızdan büyük önem taşıyor. Organizasyonlarımızı her yıl daha da geliştireceğiz" diye konuştu. "Birçok ülkenin misafir edilmesi mutluluk verici" Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit de organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ederek, "Komşumuz Yunanistan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, Amerika’dan Kanada’ya kadar birçok ülkenin misafir edilmesi mutluluk verici. Satranç sporu gerçekten de çok kaliteli bir zeka sporu ve bunun zirvesine oturan 13 yaşında bir Türk çocuğun olması, bizim için ayrı bir gurur vesilesi" dedi. "Bu turnuvadan 3 norm çıktı" Türkiye Satranç Federasyonu Onursal Başkanı Gülkız Tulay ise turnuvaların her yıl daha iyi hale gelmesi için çaba sarf ettiklerini ifade etti. Bütün illerin kendisi için kıymetli olduğunu, ancak Mersin’in ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Tulay, " Çünkü ben Tarsus’ta yaşıyorum. Çok güzel bir turnuva oldu. Desteklerinden dolayı Başkanımız Vahap Seçer’e ayrıca teşekkür ediyorum. Kaliteli olan organizasyona destek veren Mersin il temsilcilerine ve hakemlere de teşekkür ediyorum. Bu turnuvadan 3 norm çıktı. Her turnuvada 1-2 tane norm çıkabilmesi için çok çaba sarf eden bizler 8. Uluslararası Mersin Açık Satranç Turnuvası’ndan 3 norm çıkarmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diye konuştu. Yarışmacılardan organizasyonuna tam not C kategorisinde 8. olan ve En İyi Kadın ödülüne de layık görülerek 2 ödülü birden alan Beren Karatiken, "Organizasyon başarılıydı ve çok güzel bir turnuvaydı" diyerek emek veren herkese teşekkür etti. 10 yıldır satranç sporu ile ilgilendiğini belirten Kadınlar B Kategorisinde 3.’sü Ecrin Tuana Engel de "Mersin etabına ikinci gelişim. Çok kaliteli bir organizasyon. Her sene katılmayı düşünüyorum" dedi. Kızlar C Kategorosinde 3. olan Lena Doygun ise "En çok dikkatimi çeken bayraklardı. Masalar çok güzeldi, satranç tahtaları da çok kaliteliydi" şeklinde konuştu.
İstanbul Yıldız Holding çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik vizyonunu COP29’da paylaştı Yıldız Holding Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşen BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP29) Yıldız Holding’in öncü sürdürülebilirlik vizyonunu ve yenilikçi uygulamalarını paylaştı. Eskil, “Özel sektör olarak değişime dayanıklı, sürdürülebilir refahı gözeten, kapsayıcı sistemlere geçişi hızlandırmak için tüm paydaşlar iş birliği içinde hareket etmeliyiz” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29), Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de “Yeşil Bir Dünya İçin Dayanışma İçinde” temasıyla ve üst düzey katılımla gerçekleşti. Yıldız Holding Strateji, İş Geliştirme ve M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Etki Yatırımı Danışma Kurulu’nun (EYDK) düzenlediği “İklim Değişikliği Bağlamında Yeşil Riskler ve Sosyal Riskler” panelinde Yıldız Holding’in “Bu Dünya Bizim” yaklaşımı ve “İsrafsız Şirket” iş modeliyle yürüttüğü sürdürülebilirlik çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. EYDK Yönetim Kurulu Üyesi Hale Özsoy’un moderatörlüğünde, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye ve Orta Asya Bölge Direktörü Wiebke Schloemer ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Yönetimi Müdürü Çağla Eker Altınkulp’un da konuşmacı olarak yer aldığı panelde, iklim değişikliği kaynaklı risklerin belirlenmesi, dayanıklılığın artırılması ve kamu- STK- özel sektör iş birliğiyle ortak stratejiler üretilmesi hedefi odağında farklı perspektifler ele alındı. Gıda ve perakende sektöründe geniş bir ekosisteme etki eden bir şirket olarak taşıdıkları sorumluluğun önemine değinen Fezal Okur Eskil şunları kaydetti: “İklim krizinin etkileri biyoçeşitliliği azaltırken, gıdanın sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor. 2050’de ulaşılacak nüfusu beslemek için üretimin yüzde 70 artırılması gerekiyor, ancak bu mümkün değil. Böylesine çarpıcı sonuçlar, mevcut sistemlerin eski anlayışlarla ‘sürdürülemez’ olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu sistemlerin onarılmasına ve dönüştürülmesine ihtiyacımız var. Bu dönüşüm sadece çevresel sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği de hedeflemeli. Bunun için de tüm paydaşların iş birliğiyle hareket ettiği, kolektif eforu ve ortak aklı içerecek kapsamlı bir eylem planı hazırlanması gerekiyor.” Yıldız Holding’de sürdürülebilirliği bütüncül bir sistem dönüşümü olarak ele aldıklarını ve “İsrafsız Şirket” iş modeliyle tüm süreçlerine entegre ettiklerini belirten Eskil, “Tedarik zincirlerimizi yeniden kurguluyor, 2030 yılına kadar stratejik tedarikçilerimizin tümünün “Yıldız Holding Sorumlu Satınalma Politikası”na uyumunu sağlamayı hedefliyoruz. Gıdanın sürdürülebilir geleceğinde önemli rolü bulunan onarıcı tarım uygulamalarına yatırım yapıyor, tarladan sofraya ulaşan gıda israfının önlenmesi ve sürdürülebilir tarım alanında kritik paydaşlarımız olan çiftçilerimizle birlikte çalışıyoruz” dedi. Gıda ve perakende sektörlerinin geleceğini inşa ederken, yenilikçi ürünlerden sürdürülebilir ambalaj uygulamalarına, su tasarrufundan tarımda teknolojik uygulamalara kadar birçok alanda Ar-Ge faaliyetlerine de devam ettiklerini belirten Eskil, 2030 yılına kadar sürdürülebilirlik odaklı inovasyon yatırımlarını iki katına çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. Eskil, “Gıdanın sürdürülebilirliğini sağlamak ve bunu yaparken de bütüncül bir yaklaşımla hiçbir paydaşımızı geride bırakmadan birlikte güçlenerek dönüşmek hedefiyle çalışmalarımızı var gücümüzle sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
İstanbul Dubai çikolatası tüketimi sağlık risklerini beraberinde getiriyor Son günlerde hem üretimi hem de tüketimi hızla yaygınlaşan Dubai çikolatası, sık tüketildiğinde birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Dubai çikolatasının zararlarını ve insan sağlığını tehdit eden yönlerini Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram açıkladı. Antep fıstığı, tahin ve kavrulmuş kadayıf ile üretilmeye başlayan Dubai çikolatası, sosyal medya platformlarındaki paylaşımların da etkisiyle adeta bir tüketim çılgınlığına dönüştü. Görüntüsü ve lezzetiyle tüketicileri cezbeden Dubai çikolatası göründüğü kadar masum değil. Kısa sürede tüketimi yaygınlaşan çikolata ile ilgili İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram yaptığı açıklamada “Hem Dubai hem de diğer çikolataların içerdiği şeker, yağ, kafein ve bazı bileşenler, sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu olumsuz özelliklerden bazıları mide asidini artırarak reflüye yol açması, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıyla yanma hissine neden olmasıdır. Ayrıca, içinde bulunan laktoz (sütlü çikolatalarda) ve şekerler, bazı bireylerde bağırsakta gaz oluşumuna yol açabilir. İçeriğinde bulunan yağ ve şeker, bağırsak hareketlerini etkileyebilir ve mide kramplarına neden olabilir. Özellikle hassas bağırsak sendromu (IBS) olan bireyler için bu durum daha belirgin olabilir” diyerek tüketicileri uyardı. Fıstık alerjisi olanlar dikkat Dubai çikolatası içerdiği bol miktarda Antep fıstığıyla dikkat çekiyor. Yaygın bir alerjen maddesi olan fıstığa alerjisi olanlar için bu durum risk oluşturabilir. Konu ile ilgili Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Fıstık alerjisi olan kişiler için fıstık kreması çok tehlikeli olabilir ve şiddetli alerjik reaksiyonlara (anafilaksi) yol açabilir. Tahin, susam tohumlarından yapılır ve susam alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyona yol açabilir. Susam alerjisi, bazı kişilerde cilt döküntüleri, mide bulantısı veya ciddi alerjik reaksiyonlarla sonuçlanabilir. Kadayıfın kendisi gluten içeren buğday unu ile yapılır, bu nedenle gluten alerjisi (çölyak hastalığı veya gluten intoleransı) olan kişiler için sorun oluşturabilir. Ayrıca kadayıf, kavrulmuş olması durumunda bazı kişilerin sindirimini zorlaştırabilir, ancak fıstık veya susam kadar yaygın bir alerjen değildir” açıklamasında bulundu. Kan şekerini hızla yükseltiyor Dubai çikolatasının muhtemel tüm zararlarına değinen Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Dubai çikolatası yüksek miktarda şeker içerir ve şeker tüketimi, kan şekerini hızla yükseltir. Bu durum, insülinin hızlıca salgılanmasını tetikler ve zamanla insülin direncine yol açabilir. İnsülin direnci gelişirse, vücut insüline karşı daha az duyarlı hale gelir ve bu durum uzun vadede tip 2 diyabet riskini artırabilir” açıklamasıyla tüketicileri tip 2 diyabet riskine karşı uyardı.