SAĞLIK - 29 Aralık 2025 Pazartesi 15:58

Rektör Aydın: "Madde bağımlılığına karşı en güçlü kale aile"

A
A
A
Rektör Aydın: "Madde bağımlılığına karşı en güçlü kale aile"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, özellikle gençler arasında yaygınlaşan madde bağımlılığına karşı en stratejik ve güçlü kalenin "aile" olduğunu söyledi.


Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, OMÜ ve Canik Belediyesi tarafından düzenlenen "Bağımlılıkla Mücadelede Aile ve Gençlik Sempozyumu", OMÜ Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Toplantı Salonu’nda yapıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyumda açılış konuşmasını yapan Sempozyum Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Alaattin Altın, bağımlılık hakkında bilgiler verdi. Altın’ın konuşmasının ardından protokol konuşmalarına geçildi.



"Madde bağımlılığına karşı en güçlü kale aile kurumudur"


Açılış konuşmasında madde bağımlılığının zararları ve korunma yöntemleri hakkında bilgi veren OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, "Günümüzde teknoloji, insanlığa maddi planda önemli kazanımlar sağlasa da ruh dünyasında dikkat çeken değişimlere yol açmıştır. Hiç kuşku yok ki yaşadığımız çağda nesillerimizin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri madde bağımlılığıdır. İstatistikler ve yürütülen saha araştırmaları, madde bağımlılığının özellikle gençlerimiz arasında giderek yaygınlaştığını ortaya koymaktadır. Bu ciddi tehdit karşısında sahip olduğumuz en stratejik ve en güçlü kale, hiç şüphesiz aile kurumudur. Zira bağımlılıkla mücadele, sadece bir güvenlik ya da sağlık meselesi değil; özünde bir eğitim, bir aidiyet ve değer aktarımı sürecidir. Sevgiyle, şefkatle ve farkındalıkla güçlendirilmiş aile yapısı, gençlerimiz için her türlü bağımlılığa karşı en sağlam ve en aşılmaz kalkandır. Milletimizin yarınlarını tehdit eden bağımlılık olgusu, şikâyet mevzuu olmaktan çıkarılıp üzerinde ciddiyet ve kararlılıkla durulması gereken toplumsal bir sorundur. Meseleyi yalnızca sonuçları üzerinden tartışmak bizleri nihai çözüme götürmeyecektir. Elbette hukuki ve güvenlik önlemleri önemlidir. Ancak nedenleri ortadan kaldıramadıkça alınacak tedbirler sınırlı bir çerçevenin dışına çıkamayacaktır. Bu nedenle gençlerimizi bağımlılık bataklığına sürükleyen bileşenlerin ortadan kaldırılması şarttır" dedi.


Toplum sorunu olarak görülen madde bağımlılığına çözüm üretebilmek adına sempozyumu düzenlediklerini ifade eden Rektör Aydın, "Bugün burada yalnızca akademik bir etkinlik vesilesiyle toplanmadık. Ortak hassasiyetlerimizi paylaşmak ve millet varlığımızı sinsice kemiren tehditlere birlikte çözüm üretebilme irademizi somutlaştırmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bağımlılık, bireyi aşan çok yönlü bir halk sağlığı sorunudur. Sorunun psikolojik, sosyolojik ve çevresel boyutları yanında ekonomi ve güvenlik gibi farklı alanlarda da yansımaları söz konusudur. Bu nedenle bağımlılıkla mücadelede bilimsel veriye dayalı yaklaşımların, güçlü kurumsal iş birlikleriyle desteklenmesi bir tercih değil, kaçınılmaz bir zorunluluk hâline gelmiştir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak, başta Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezimiz olmak üzere tüm birimlerimiz aracılığıyla bağımlılıkla mücadelede aktif olarak çaba göstermekteyiz. Bu süreci yalnızca bir tedavi faaliyeti olarak değil; aynı zamanda koruyucu, önleyici ve rehabilite edici boyutlarıyla bir bütün olarak ele alıyoruz. Üniversitemiz bünyesinde, değerli akademisyenlerimizin katkılarıyla pek çok saha araştırması yürütülmekte, elde edilen bilimsel veriler somut ve uygulanabilir çözüm önerilerine dönüştürülmektedir" diye konuştu.


Program, açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Tayfun Uzbay’ın "21. Yüzyılda Bağımlılık" konulu konferansıyla devam etti. Bilgi yarışmasının ardından verilen aradan sonra Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Doç. Dr. Kemal Özcan, polis memuru Bahtiyar Tüysüz, Uzman Psikolog Asena Begüm Zengin, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Hatice Öz ve psikolojik danışman Sinan Çakmak sunum gerçekleştirdi. İkinci panelde ise psikolojik danışman Emre Güneş, Samsun İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İrfan Yetik, başvaiz Kafiye Demircan, sosyolog Hülya Korkmaz Büklü ve klinik psikolog Elif Eren sunumlarıyla programa devam edildi.


Etkinliğin sonunda katılımcılara hediyeler takdim edildi. Etkinliğe ayrıca Samsun Vali Yardımcısı Mustafa Yıldız, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Eyüp Çakır, Canik Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Kemal Tural, davetliler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.



Rektör Aydın: "Madde bağımlılığına karşı en güçlü kale aile"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Denetimli serbestliğin 20 yıllık serüveni BŞEÜ’de masaya yatırıldı Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde (BŞEÜ) Denetimli Serbestlik Sisteminin 20’inci yılı masaya yatırıldı. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi koordinasyonunda, Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürlüğü iş birliğinde ‘20. Yılında Denetimli Serbestlik Sisteminin Tanınırlığı’ konulu program düzenlendi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programın moderatörlüğünü Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gül Karahan Çoban üstlendi. Programa Bilecik Cumhuriyet Başsavcısı Burak Olgun, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Programda, denetimli serbestlik sisteminin Türkiye’deki gelişim süreci, hukuki boyutu ve toplumsal katkıları farklı başlıklar altında ele alındı. Bilecik Cumhuriyet Başsavcısı Burak Olgun ‘Türk Ceza Adalet Sistemine Genel Bir Bakış’ başlıklı sunumunu gerçekleştirirken, Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürü Erkan Çolak ‘Türk Denetimli Serbestlik Sisteminin 20 Yıllık Serüvenini’ anlattı. Etkinlikte ayrıca Prof. Dr. Yusuf Genç ‘Denetimli Serbestlik Sisteminde Gönüllülük Hizmeti’, Denetimli Serbestlik Uzmanı Sosyolog Resül Yıldız ‘Denetimli Serbestlik Sisteminde Eğitim ve İyileştirme Uygulamaları’ ve Denetimli Serbestlik Uzmanı Sosyal Hizmet Uzmanı Gülçin Güvenç Cinoğlu ise ‘Denetimli Serbestlik Sisteminin Bilecik’e Sunduğu Sosyal Fayda’ başlıklı sunumlarıyla katılımcılara bilgi verdi. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, "Üniversite olarak toplumsal faydayı önceleyen her çalışmayı önemsiyoruz. Denetimli serbestlik sistemi, bireyin topluma yeniden kazandırılmasında kritik bir rol üstleniyor. Bu tür programlarla hem öğrencilerimizin hem de toplumun farkındalığının artmasına katkı sunmaktan memnuniyet duyuyoruz" dedi. Soru-cevap bölümünün ardından program sona erdi.
Ankara Dışişleri Bakanlığı: "Türkiye ve Ermenistan, diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri için vize sürecini kolaylaştırma kararı almıştır" Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcileri arasında sağlanan mutabakat sonucu iki ülkenin diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamillerinin vize sürecinin kolaylaştırılması kararının alındığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı, resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamayla Türkiye ile Ermenistan arasında iki ülkenin resmi pasaport hamilleri için vize sürecini kolaylaştırma kararı aldığını duyurdu. Bakanlık, iki ülkenin diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamillerinin 1 Ocak 2026 tarihi itibariyle ücretsiz olarak e-vize alabileceğini bildirdi. "Türkiye ve Ermenistan, diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri için vize sürecini kolaylaştırma kararı almıştır" Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye ile Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcileri arasında varılan mutabakat çerçevesinde, Türkiye ve Ermenistan, diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri için vize sürecini kolaylaştırma kararı almıştır. İki ülkenin diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri 1 Ocak 2026 tarihi itibariyle ücretsiz olarak e-vize alabileceklerdir. Bu vesileyle, Türkiye ve Ermenistan, iki ülke arasındaki normalleşme sürecini, tam normalleşme hedefiyle ön şartsız olarak sürdürmek konusundaki taahhütlerini bir kere daha teyit etmektedir."
Antalya Cinayet davasında ilk kez hakim karşısına çıkan sanık: "Masanın üzerindeki bardağı alıp başına vurdum" Antalya’da 45 yaşındaki Nida Nazlıer’in evinde öldürülmesine ilişkin davada, hakkında ’canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen tutuklu sanık Aref Elhussein ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, maktul ile ilişkiye girdiklerini ardından tartışma çıktığını öne sürerek, "Masanın üzerindeki bardağı alıp başına vurdum" dedi. Olay, 31 Temmuz günü saat 17.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Zerdalilik Mahallesi Cebesoy Caddesi üzerindeki 5 katlı binanın 1’nci katında meydana geldi. İşten çıkan Halil İ. (23), birlikte yaşadığı arkadaşı Nida Nazlıer’in evine geldi. Eve giren Halil İ., Nazlıer’i banyoda kanlar içerisinde buldu. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ve polis ekipleri, Nazlıer’in hayatını kaybettiğini belirledi. Nazlıer’i bulan Halil İ. ile maktul ile en son telefonda görüştüğü ve anahtar almak için eve geldiği belirlenen H.H. (39) gözaltına alındı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayın ardından 80’in üzerinde güvenlik kamerası görüntüsünü inceleyerek şüphelinin kimliğini tespit etti. Kepez ilçesi Güneş Mahallesi’nde oturduğu belirlenen Suriye uyruklu Aref Elhussein (28), düzenlenen operasyonla yakalandı. Şüphelinin kimliği parmak izi çalışmasıyla netlik kazandı. Elhussein ile birlikte Halil İ. ve H.H., ifadelerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edildi. Hastanedeki işlemler sırasında Elhussein’den kan örneği alındığı, sağ elinin bandajlı olduğu görüldü. İfadesinde suçunu kabul eden Elhussein, Nazlıer ile ilişki konusunda anlaştıklarını, aralarında çıkan tartışma sırasında aynanın kırıldığını, cam parçalarıyla kendisine saldırıldığını ve Nazlıer’i kanlar içinde görünce kaçtığını öne sürdü. Adliyeye sevk edilen Elhussein, ’kasten öldürme’ suçundan tutuklanırken, Halil İ. ile H.H. serbest bırakıldı. İddianamede ağırlaştırılmış müebbet talebi Hazırlanan iddianamede, sanık Aref Elhussein hakkında ’canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianamede savunmasına da yer verilen sanık, maktulün kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etti. Bu iddia üzerine Antalya 2’nci Sulh Ceza Hakimliği kararıyla sanık hakkında iç beden muayenesi yapıldı. Yapılan muayenede, cinsel saldırı iddiasını doğrulayacak herhangi bir bulguya rastlanmadığı, sanığın beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirildi. "Masanın üzerindeki bardağı alıp başına vurdum" İddianamenin Antalya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesiyle açılan davanın ilk duruşmasına taraf ve sanık avukatları katıldı. Savunma yapan sanık Aref Elhussein, maktul ile ilişkiye girdiklerini, ardından tartışma çıktığını öne sürerek, "Bana engel olmaya çalıştı. Masanın üzerindeki bardağı alıp başına vurdum. Aramızda arbede yaşandı. Sinirden kendimi kaybettim, saçından tutup aynalı dolaba vurdum. Ayna kırıldı. Cam parçasını sol ayağıma sapladı. O beni öldürmek istedi" dedi. "Kanlı elbiselerimi poşete koydum" Nazlıer’in ölüp ölmediğini fark etmediğini söyleyen Elhussein, "Üzerindeki altınları aldım. Telefonunu da aldım, parçalayıp çöpe attım. Üzerimde kan olduğu için evden kıyafet bulup giydim. Yüzüm tırnak izleriyle çizilmişti, içeriden bir gömlek alıp yüzüme sardım. Taksi çağırıp iş yerine geldim. Kanlı elbiselerimi poşete koydum" diye konuştu. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.