EKONOMİ - 21 Aralık 2024 Cumartesi 11:07

3 kişi ile çıktıkları yolda dünyaya oyuncu koltukları satıyorlar

A
A
A

Ofis ve oyuncu koltukları üreten xDrive firması, yaklaşık 200 kişinin istihdam sağlayacağı ve 10 milyon dolarlık yatırım yapacağı fabrikasının temelini Sakarya’nın Hendek ilçesinde attı.

1983 yılında İstanbul’da 3 kişiyle başladıkları ofis masası ve koltukları üretim sektöründe her geçen gün büyüyen xDrive firması, oyuncu koltukları ile dünyaya adını duyurdu. 20’e yakın ülkeye ihracat yapan firma, ürün kapasitesi ve ürün portföyünü artırmak amacı ile büyük bir hamle gerçekleştirdi. xDrive firması, Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde ‘xDrive Mobilya’ fabrikasının temelini attı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan temel atma programı, kurban kesilmesi ve dualar ile son buldu. Showroom, idari bina ile üretim alanlarından oluşan ve 10 dönüm arazi üzerine kurulacak olan fabrika, ülke ekonomisine katkı sağlamının yanı sıra çevre dostu, yenilikçi bir üretim anlayışını hayata geçirmeyi hedefliyor.

3 kişi ile çıktıkları yolda dünyaya oyuncu koltukları satıyorlar

“Bizim için bu bir hayaldi, gerçek oldu”

Temelini attıkları fabrika ile sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjiyi kullanarak daha rekabetçi ürünler ortaya çıkarmayı hedeflediklerini belirten xDrive firma ortağı ve Genel Müdürü Fatih Yalçın, “İstanbul büyük bir metropol. Artık büyük sanayiciler için yer sıkıntısı oluşturuyor. Onun için alternatif arayışı içerisindeydik. 3 ana yolun kesiştiği nokta Sakarya 2. OSB bizim için çok cazip fırsatlar sunuyordu ve o sebeple lokasyon olarak bu bölgeyi tercih ettik. xDrive; oyuncu koltukları, mobilya hem çalışma koltukları hem ofis koltukları üretmekte. 1983’te kurulan bir firmayız. Kurulduğu günden bu yana uzmanlık alanımız, çalışma hayatına yönelik ürünler geliştirmek ve ergonomik ürünler üretmek. Bu fabrikamızda amacımız sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjiyi kullanarak daha rekabetçi ürünler ve yüksek teknolojiyle birlikte kaliteye odak ürünler geliştirmek. Fabrikamız iki bölümden oluşuyor ana bölüm olarak idari ve üretim kısmı. Üretim kısmımızda hem koltuk üretim alanlarımız olacak hem de mobilya üretim alanlarımız olacak. İki ana noktada ana dalımız ofis mobilyaları üretimi. Fabrikamızın aşağı yukarı bin 900 metrekare civarında showroom ve idari yönetim kısmından oluşuyor. İhracat yoğun olarak gittiği için departmanlarımız daha geniş alanlara ihtiyaç duyuyor. Yurt dışından gelen misafirlerimizi ağırlamak için onlara özel alanlar da oluşturuldu. Üretim kısmımızın yaklaşık 5 bin metrekare civarındaki alanı koltuk üretimi, diğer 5 binlik alanı da mobilya grubunun üretimi için ayrıldı. Bizim için bu bir hayaldi, gerçek oldu. Baba mesleğini icra ediyorum, kendimi bildim bileli üretimin içerisinde yer alıyorum. Çok kısıtlı dar alanlarda imalat ve üretim yaptık. Ancak hep hayal ettik bugünleri ve Cenab-ı Allah nasip etti, o yüzden çok mutluyuz bugün” dedi.

“10 milyon dolar civarında bir yatırım gerçekleştirmeyi planlıyoruz”

Fabrikanın ortaklarından Orhan Özmen, “Yaklaşık olarak 10 milyon dolar civarında bir yatırım gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Biz ofis koltukları üretimiyle başladık. 2016 yılında da Türkiye’de biraz daha fonksiyonel ve ergonomik ürünlerin eksikliğini gördük. Daha çok oyuncu arkadaşlardan biz talep alarak bu yola çıktık. Geldiğimiz noktada ürettiğimiz ürünler oyuncu olan arkadaşların veya ergonomik fonksiyon ürünü kullanılması gereken arkadaşlara çözüm üretiyoruz. Oturma rahatlığı, bel destekleri, ayak uzatmaları, başlık hareketleri, kol fonksiyonları bunlar bir insanın otururken daha rahat etmesi, daha fonksiyonlu bir şekilde çalışmasını, vücut ergonomisini ön planda tutarak çalıştığımız fizyoterapist arkadaşlarla sağlıklı ürün nasıl olur, insanların oturduğu zaman bel omurgasını rahatsız etmeyecek ürünler geliştirme çabamız oldu. Bunları piyasaya arz ettik. Gördük ki gerçekten piyasada böyle bir açık var. Bu büyük bir ilgiyle karşılandı. Biz de bu doğrultuda ürünlerimizi daha çok geliştirerek müşteri talepleri doğrultusunda da yenilemeye devam ediyoruz” diye konuştu.

3 kişi ile çıktıkları yolda dünyaya oyuncu koltukları satıyorlar

“Her şey insanımızın sağlığı için”

Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yaptıklarını aktaran Özmen, “İhracat konusuna gelirsek Türkiye’de bu sektörü kuran firma xDrive. Allah’a şükürler olsun yurt içi ve yurt dışı fevkalade fuarlara, etkinliklere katılıyoruz. Yaklaşık 20 ülkeye ihracatımız var. Tabi buradaki amacımız bizim fabrikayı daha işlevsel hale getirmek. Ürün kapasitemizi, ürün portföyümüzü ve ihracatımızı artırmak. Ana hedefimiz bunlar. Artık eski ofis mobilya ve koltuklarından daha ziyade insanlar bilgisayar başında çok fazla vakit geçirdiği için artık masalarımız bile fonksiyonel. İnsanlar eskiden olduğu sabit masalarda oturmuyor artık. Biz de masaları daha hareketli hale getirdik. Her şey insanımızın sağlığı için. Bunu önemsiyoruz ve bu yolda da inşallah ilerlemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Çin’in karşısında rekabetçi bir durumda olabilmek, çabamız bu”

Yeni kurulacak olan fabrikayla birlikte toplam 200 kişiye istihdam sağlayacaklarını belirten Özmen, “xDrive firması, Yıldız Çelik büro mobilyaları olarak 1983 yılında kurulmuş bir firma. Biz 3 kişi olarak başladığımız bu serüvende şu anda 75 kişiyiz. Temelini attığımız fabrikada ise 200’e yakın çalışanı istihdam etmeyi öngörüyoruz. Buradaki üretim kapasitemizi daha yukarılara çıkarmak ve ana hedefimiz ihracatımızı çok daha yoğun hale getirmek. Bunun karşısında da dünyada bu sektörde etkin bir Çin var. Çin’in karşısında rekabetçi bir durumda olabilmek, çabamız bu. Eğer doğru parametreleri kullanırsanız yapamayacağınız bir şey yok. Çin’e de bir rakip oluruz. İhracatımız da gayet güzel artırırız” ifadelerini kullandı.

“3 kişi ile kurduğumuz atö

3 kişi ile çıktıkları yolda dünyaya oyuncu koltukları satıyorlarlyenin bugünlere gelmesi mutluluk veriyor”

Fatih Yalçın’ın babası ve firmanın kurucusu Muhammet Yalçın ise, “1983’te Yıldız Çelik olarak kurmuştuk biz firmayı. Yaklaşık 10 senedir xDrive adı altında devam ediyor. Biz o zaman 2-3 kişiyle kurduğumuz atölyenin, bugün 70-80 kişi ile çalışacak kapasitede olacağını pek hayal edemedik. Ama şu anda temeli atılan fabrikanın tamamlanması ile birlikte 200 kişinin çalışması hedefleniyor. Orhan ve Fatih beyin bizden çok daha güzel bir şekilde firmayı ilerlettiklerini görmek doğrusu kurucusu olarak bana son derece haz ve mutluluk veriyor. Sevinmemek mümkün değil, yaptıkları iş hayırlara vesile olsun inşallah” dedi.

Burak Can Tokyürek - Orkun Kaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta yoğun sis etkili oldu görüş mesafesi 10 metreye kadar düştü Bayburt’ta sabahın erken saatlerinde sis etkili oldu, kentin üzerini yoğun sis bulutu kapladı. Göz gözünün görmediği sisli havada ise görüş mesafesi 10 metreye kadar düştü. Bayburt güne yoğun sisle uyandı. Şehir merkezinde sabahın ilk ışıklarıyla birlikte etkili olan sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 10 metreye kadar düştü, vatandaşlar ilerlemekte güçlük çekti. Yoğun sis sürücülere zor anlar yaşatırken, sürücüler trafikte kısa ve sis farları açık şekilde ilerleyebildi. Okula gitmek için yola çıkan öğrencilere velileri eşlik ederek karanlık ve puslu havada çocuklarını okula bıraktılar. İş yerlerine gitmek için yola koyulan Bayburtlular, olabildiğince dikkatli bir şekilde etraflarını kontrol ederek yürüdüler. Havanın ağarmasıyla erken saatte okula giden Zehra Oruç isimli öğrenci, "Okula gitmeye çalışıyorum, yoğun bir sis var, göz gözü görmüyor" dedi. Sisin kartpostallık manzaralar oluşturduğunu belirten Murat Köse isimli vatandaş ise, "Sabah bir uyandık her yer sis, göz gözü görmüyor. Bir yandan güzel bir manzara oluyor, bir yandan da korkutucu oluyor. Araçlar birbirlerini görmediği için çarpma riski oluşabiliyor. Sisli havada kurtlar şehir merkezine iner mi onu da bilmiyoruz ama manzara çok güzel oluyor" ifadelerini kullandı. Kentin üzerini kaplayan yoğun sis, ilerleyen saatlerde dağıldı, yerini aydınlık ve güneşli havaya bıraktı.
Aydın EKODOSD Başkanı Sürücü: “Yunusların yaşatılması için havuz projesi önerimiz var” Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, karaya vuran yunusların yaşatılması amacıyla Adagöl mevkiinde portatif havuz kurulması için bir proje önerisini Kuşadası Belediyesi’ne sunacaklarını ifade etti. Dün gece saatlerinde EKODOSD’a Pamucak oteller bölgesinde kıyıya vuran bir yunus ihbarı geldi.Vatandaşlar tarafından iyi niyetle ancak yanlış bir davranışla yunusun defalarca denize doğru çekildiği ancak tekrar kıyıya geldiği söylendi. Bölgeye gidilerek yapılan incelemedeyunusun Stenella coeruleoalba türü erişkin bir Çizgili Yunus olduğu tespit edildi. Yunus üzerinde yapılan incelemelerde herhangi bir yara ve kesi izine rastlanmadı. “Kuşadası Belediyesi’ne bir öneri götüreceğiz” Konu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Dalgalı bir deniz ve yağmurlu bir havada kıyıya vuran yunusun daha önceki deneyimlerimizden gördüğümüz gibi bu yunusun da bir süre sonra öldüğünü gördük. Halk arasında balık olarak bilinen aslında bir deniz memelisi olan 2.07 m. boyundaki yunustan aldığımız doku örneklerini TÜDAV (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı)’a göndereceğiz. Yunus vakalarındaki en büyük sıkıntının Türkiye’de bir rehabilitasyon merkezinin olmayışıdır. Uzmanlarla görüşerek Kuşadası Adagöl’de bu tür vakalarda taşımada kullanılmak üzere şişme yataklar ve geçici rehabilitasyon için portatif havuz projesinin hayata geçirilmesiyle ilgili Kuşadası Belediyesi’ne bir öneri götüreceğiz. Bugüne kadar Kuşadası Körfezi’nde tespit ettiğimiz 56 yunus ölümü gerçekleşti. Bunların başında hedef dışı av olarak trol/gırgır ağları görülse de, birçok yunusun yeterli nekropsi yapılmadığı için neden öldükleri anlaşılamamıştır. Bazı yunusların hastalıklardan öldüğünü biliyoruz” dedi. “Hayatta kalmak için karaya kendilerini atıyorlar” Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arda M. Tonay “Bizim gibi akciğer solunumu yapan yunuslar ve balinalar vücutlarında bir anormallik olduğu zaman ve/veya hastalandıkları zaman içgüdüsel olarak ve gerçekten son çare olarak kendilerini karaya atar ki, nefes almaya devam edebilsinler, boğulmasınlar. Dolayısıyla intihar değil tam aksine hayatta kalmak için karaya kendilerini atıyorlar. Bu tip vakalarda veteriner hekim ve uzmanlar gelene kadar (tabi yakında var ise) ya karada (derisi nemli tutularak ve ön yüzgeçlerine ağırlık binmeden) ya da deniz içinde hayvanla birlikte beklemek, kendine gelmesini sağlamak önemli. Eğer tabi bir rehabilitasyon merkezi var ise buna transferi de sağlanabilir ancak Türkiye’de böyle bir tesisimiz henüz yok. Ancak ne yazık ki gerçekten son çare olarak bu davranışı gösteren canlılarda ölüm oranı çok yüksektir. Müdahale edilirken dikkat edilmesi gereken bu canlılardan bize geçebilecek bulaşıcı hastalıkların olduğu unutulmamalı (ki bir hastalık nedeni ile karaya vurma ihtimali yüksektir), buna göre önlem alınarak yaklaşılmalı ve temas edilmeli, eğer ölüm gerçekleşirse de nekropsi ve bilimsel örnekleme ile ölüm sebebinin anlaşılması için yetkililere mutlaka haber verilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Eskişehir (ÖZEL) Eskişehir’in ilk sürücü kursu hocası unutulmadı Eskişehir’in ilk sürücü kursu hocası olan ve geçen yıl vefat eden Mehmet Özcan, kendisinden ehliyet alan öğrenciler ve çalışma arkadaşları tarafından lokma döktürülüp anıldı. Geçtiğimiz yıl geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat eden sertifika numarası 1 ve Eskişehir’in ilk direksiyon hocası olan Mehmet Özcan unutulmadı. Özcan, ondan gördüğü eğitim sonucunda ehliyet alanlar, sürücü kursu çalışanları ve çocukları tarafında lokma döktürülerek anıldı. Öğretmenlerini unutmayanlar, Yeşiltepe Mahalle Muhtarlığı önünde kurulan lokma aracıyla dökülen tatlıları vatandaşlara dağıtarak hayır dualarını aldı. “Ehliyet alanlar, sürücü kursundan arkadaşları olarak bugün burada” Sürücü kursu kurucusu ve Mehmet Özcan’ın mesai arkadaşı Mert Korucu yapılan hayırla alakalı, “Bir sene önce rahmetli olan Mehmet Özcan hocamızın için bugün sene-i devriyesini yaptık. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz, burada kendisinden ehliyet alanlar ve ekip arkadaşları olarak hayrına lokma döktürüp mahalleliye dağıttık. Hem kendisinden ehliyet alanlar, hem de sürücü kursundan arkadaşları olarak bugün buradayız. Katılanlara teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Eskişehir’in ilk direksiyon hocalarından biriydi” Mehmet Özcan’ın oğlu Seydi Özcan ise kentin ilk sürücü kursu hocası babasından ehliyet alan öğrencilerin ve mesai arkadaşlarının gösterdiği vefayla ilgili şöyle konuştu; “Bugün babamın ölümünün 1’inci yılı. Hem öğrencileri hem de iş arkadaşları burada, hepimiz hayır için buradayız. Zamanında babamdan ehliyet almış herkes arayıp soruyor, zaten buraya da gelenler oldu. Bir de babam Eskişehir’in ilk direksiyon hocalarından biriydi, hatta sertifika numarası da 1’di, hala aklımda. Ben de onun öğrencisiyim.” Üç çocuk babası Özcan’dan geriye ise torunları ile top oynarken çekilen neşeli görüntüleri kaldı.