GÜNDEM - 22 Ocak 2025 Çarşamba 13:39

Osmaniye’nin çehresi rezerv alanda yükselen konut ve iş yerleriyle değişecek

A
A
A
Osmaniye’nin çehresi rezerv alanda yükselen konut ve iş yerleriyle değişecek

Deprem bölgesi Osmaniye’de rezerv alanı ilan edilen mahallelerde kalıcı konut ve iş yerlerinin yapımı hızla sürüyor.


Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Osmaniye’de yıkılan konutların yeniden inşası devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Emlak Konut GYO ve TOKİ tarafından eski cezaevi, belediye yanı ve çarşı içerisinde 247 konut, 401 iş yeri ve 72 ofisin yer alacağı rezerv alandaki çalışmalar yüzde 30 oranında tamamlandı. Rahime Hatun Mahallesi’nde yaptığı incelemenin ardından açıklama yapan Vali Erdinç Yılmaz, “Rahime Hatun Mahallemizde eski cezaevi dediğimiz yerde deprem konutları, iş yerleri yaptığımız alandayız. Burada 127 konut ve 28 iş yerinin yapımı devam ediyor. İnşaat yüzde 30 oranında tamamlanmış durumda. Burayı da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, TOKİ vasıtasıyla yaptırmaktadır. Çok güzel bir proje, dairelerimiz 112 metrekare. Osmaniye’mizin mimarisine, şehirleşmesine katkı sağlayacak bir çalışma olacak. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” dedi.


Çarşı merkezindeki Mehmet Eminler Konağı ve Zafer Camii çevresindeki rezerv alanda da incelemelerde bulunan Vali Yılmaz, “Mehmet Eminler Konağı yanında bulunan sıra mağazalar dediğimiz alanda 45 iş yeri inşa çalışmalarımız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızca başlatıldı. Burayı Emlak Konut yapıyor. İki katlı, çok güzel, modern iş yerleri olacak. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.



Osmaniye’nin çehresi rezerv alanda yükselen konut ve iş yerleriyle değişecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sarıyer’de ilginç olay kamerada: Kafasını kapatıp kafenin önündeki lambaları kırdı Sarıyer’de kafasını kapüşonuyla kapatarak yüzünü gizlemeye çalışan şahıs, kafenin önündeki lambaları kırarak oradan uzaklaştı. O anlar güvenlik kamerasına yansırken, şahsın iki lambayı da denize attığı öğrenildi. Bir süre önce de kafenin kablolarının kesildiği ortaya çıktı. Olay, Sarıyer Meserburnu Caddesi’nde 14 Ocak’ta saat 21.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre kamerayı görünce kafasını kapüşonuyla kapatarak yüzünü gizlemeye çalışan kişi, kafenin önündeki lambaları kırarak denize attı. Olay sırasında elektrik kabloları açıkta kaldı ve çevrede tehlike oluşturdu. Kafenin geçtiğimiz yıl 19 Aralık tarihinde aydınlatma sistemine ait kabloların kesildiği öğrenildi. “Bunu kim yaptı bilmek istiyoruz birini elektrik çarpabilirdi” Bu olayların neden yaşadığını bilmediklerini söyleyen kafe müdürü Hadi Marjani, "19 Aralık’ta çocuk parkının içinde bizim kablolarımızı kestiler. Maalesef buradaki kabloda güçlü bir kablo. Onu fark edip önlemi almasaydık, çocukları her an elektrik çarpabilirdi. Onu kapattık, dışarı çıkıp baktığımız zaman bizim diğer kablolarımızı da kesip öyle bırakmışlar. Oradan da insanlar geçiyor. Her an biri çarpılabilirdi. Bunu kim yapıyor diye takip ediyoruz. Geçen hafta ise biri buradan geçerken, kendinde olduğu belli çünkü kamerayı görünce yüzünü kapatıyor. Bizim ışıklarımızı koparıyor ve denize atıyor. Bunu neden yapıyor bilmiyoruz. Bizim gördüğümüz elektrik kabloları orada duruyor. Biri demirlere dokunduğu an çarpılacak. Emniyete durumu bildirdik ve bu arkadaşın bunu neden yaptığını bilmek istiyoruz” diye konuştu. O anlar kameralara yansıdı Kimliği belirsiz şahsın lambaları kırdığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, şahsın lambaları kırmadan önce kimliğini gizlemek için kapüşonu ile yüzünü bilerek kapattığı ve lambaları kırdıktan sonra olay yerinden uzaklaştığı görüşüyor.
Manisa Rahim ağzı kanserine dikkat çekmek için toplandılar Manisa’da “Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında bir araya gelen kent konseyi üyeleri kanseri yüzde 90 oranında engelleyen HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınması çağrısında bulundu. Manisa Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi, Şehzadeler Belediyesi Kent Konseyi ile Yunusemre Belediyesi Kent Konseyi üyeleri “Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını yapan Manisa Büyükşehir Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Op. Dr. Erdem Nalbant, kanseri yüzde 90 oranında önleyen HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınması çağrısında bulunarak “Bu kanser türünün en önemli nedeni, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonudur. Ancak sevindirici olan, bu kanserin önlenebilir olmasıdır. HPV aşısı, dünya çapında bilimsel çalışmalarda etkinliği kanıtlanmış, güvenli ve güçlü bir koruma sağlayan bir aşıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), rahim ağzı kanserini önlemek için HPV aşısının uygulanmasını şiddetle önermektedir. Birçok ülke, HPV aşısını ulusal aşı takvimine dahil etmiş ve bu sayede rahim ağzı kanseri vakalarında önemli düşüşler kaydedilmiştir. Ancak, ülkemizde bu aşının Sağlık Bakanlığı’nın ücretsiz aşılama programına alınmamış olması, kadın sağlığı açısından büyük bir eksiklik oluşturmaktadır. HPV enfeksiyonları, yalnızca cinsel yolla değil, temas yoluyla da bulaşabilmektedir ve toplumun büyük bir kısmını etkileyebilir. Bu nedenle aşılama, hem kadınlar hem de erkekler için hayati önem taşımaktadır. Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların aşılanması, enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve toplum bağışıklığını artırmak için kritik bir adımdır” dedi. HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınmasının hastalığın getirdiği ekonomik yükü de azaltacağına dikkat çeken Op. Dr. Nalbant, “Ocak ayı, rahim ağzı kanseri farkındalık ayı olarak toplumda bu konuya dikkat çekmek için önemli bir fırsattır. Sağlık Bakanlığı’nın HPV aşısını ulusal aşı takvimine alması, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından büyük bir adım olacaktır. Bu adım, kadınların sağlık hakkına erişimini kolaylaştıracak, hastalığın getirdiği ekonomik yükü azaltacak ve gelecekteki nesiller için daha sağlıklı bir toplumun temelini atacaktır. Tüm dünya rahim ağzı kanserini önlemeye yönelik ciddi politikalar geliştirirken, ülkemizin de bu küresel çabalara ayak uydurması gerekmektedir. HPV aşısının ücretsiz ve yaygın bir şekilde sunulması, erken teşhis ve düzenli tarama programlarıyla desteklenmelidir. Unutulmamalıdır ki, rahim ağzı kanseri önlenebilir bir hastalıktır ve bu konuda atılacak her adım, binlerce hayatın kurtarılmasını sağlayacaktır. Sağlıklı bir gelecek için HPV aşısını ücretsiz hale getirmek ve tüm toplumun erişimine sunmak, ulusal sağlık politikalarının öncelikleri arasında yer almalıdır” ifadelerini kullandı.
Samsun Samsun’da fındık budama yarışması Samsun’un Terme ilçesinde üreticilerin katılımıyla fındık budama yarışması yapıldı. Yarışma heyecanlı anlara sahne oldu. Terme İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce fındık budama yarışması düzenlendi. Evci Mahallesi Ortaokulunda yapılan teorik eğitim ve akabinde bahçede yapılan uygulamalı budama eğitimi sonrası yazılı sınava giren üreticiler arasından ilk 7 üretici budama yarışmasına katılmaya hak kazandı. Yarışmaya katılan üreticilere fındık ocaklarında budama hünerlerini sergiledi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünden Doç. Dr. İdris Macit ve Terme İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden Yüksek Ziraat Mühendisi Gökhan Ayar’dan oluşan jüri heyeti yarışmayı takip ederek puanlama yaptı. Yarışma hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ümit Serdar, "Budama yarışmasında hastalıklı ya da kuruyan dalların çıkarılmış olmasına, daha önce budama yapılan kesim noktalarında kuruyan yer varsa onun kesilip kesilmemesine, yıllık sürgün uzunluğu çok kısa ise uç budama yapılıp yapılmamasına, yedek dal bırakılıp bırakılmamasına, bırakılan yedek dallarda uç alma yapılıp yapılmaması gibi faktörlere dikkat ettik" dedi. Ödüller verildi Yarışma sonrası dereceye giren ilk 5 üreticiye ödülleri dağıtıldı. Birinciye akülü sırt budama makası, ikinciye akülü budama testeresi, üçüncüye uzun saplı budama makası, dördüncü ve beşinciye budama seti hediye edildi. Programa Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Lale Baykal, Terme İlçe Tarım ve Orman Müdürü Tuncay Demir, oda temsilcileri, teknik personeller ve üreticiler katıldı.
Malatya Malatya kayısı üreticilerine sis uyarısı Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Erçin Oksal, geçtiğimiz haftalarda Malatya’da yaşanan yoğun sisin, kayısı üretimi üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirdi. Oksal, sisin özellikle düşük sıcaklıklarla birleşerek kayısı ağaçlarında ciddi zararlara yol açabileceğine dikkat çekti. Sis, Malatya’nın çukur alanlarında sıkça görülen bir doğa olayı olarak öne çıkıyor. Oksal, sisin gündüz saatlerinde sıcaklıkları 2-8C arasında düşürerek, kayısıda don ve üşüme zararlarına yol açabileceğini belirtti. "Sis ve radyasyon donu bir arada oluştuğunda, kayısı ağaçlarında soğuk yanığı ve don zararı görülebilir" diyen Oksal, bu tür zararların üreticiler için ciddi verim kayıplarına neden olabileceğini vurguladı. Kayısı üretimi, Türkiye’nin dünya meyve üretiminde önemli bir yer tutuyor. Ancak düşük sıcaklıklar, kayısı yetiştiriciliğini olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri. Oksal, kayısı tomurcuklarının özellikle kış dönemi öncesi düşük sıcaklıklara karşı hassas olduğunu ifade ederek, "Ani soğuklar, tomurcuklarda çatlamalara veya ölümlere yol açabilir, bu da sonraki yılın verimini olumsuz etkiler" şeklinde uyarılarda bulundu. Sis oluşumunun farklı türleri olduğuna da değinen Oksal, bunların başında radyasyon sisi ve orografik sisi gibi fenomenlerin yer aldığını belirtti. Bu tür sislerin, kayısı yetiştiriciliğinde zararları artırabileceğini ifade eden Oksal, önceden alınacak tedbirlerle bu etkilerin minimize edilebileceğini söyledi. Doç. Dr. Erçin Oksal, kayısı üreticilerine don ve sis riskine karşı alabilecekleri önlemleri sıraladı. Bunlar arasında rüzgar makineleri ile soğuk havanın karıştırılması, yağmurlama sulama ile sıcaklığın dengelenmesi ve dumanlama ile radyasyon kaybının azaltılması yer alıyor. Oksal, meteorolojik tahminler ve don risk uyarılarının dikkatle takip edilmesi gerektiğini de belirtti. Zarar gören ağaçların yönetimi konusunda ise budama, sulama ve gübreleme gibi tedbirlerin alındığını belirten Oksal, ayrıca koruyucu kimyasallar kullanılarak fungal ve bakteriyel hastalıkların önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti. Oksal, "Doğal afetler ne kadar önceden tahmin edilemez olsa da hazırlıklı olmak bu tür zararlardan korunmanın en etkili yoludur" diye konuştu.