ÇEVRE - 09 Nisan 2025 Çarşamba 14:15

Muğla’da ağaçlara gençlik aşısı

A
A
A
Muğla’da ağaçlara gençlik aşısı

Muğla Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde yer alan ve yaşları en az 15 olan akasya, erguvan, dut, tespih, çınar ve iğde ağaçlarında gençleştirme budama çalışmalarını başarıyla tamamladı.


Büyükşehir, bu çalışmayla hem ağaçların sağlıklı gelişimini desteklemeyi hem de vatandaşların can ve mal güvenliğini tehdit edebilecek risklerin önüne geçmeyi amaçlıyor. Özellikle Menteşe ilçesi başta olmak üzere birçok noktada gerçekleştirilen budama faaliyetleri, bölgenin iklimsel özellikleri dikkate alınarak uzman ekipler tarafından titizlikle planlandı ve uygulandı.


Her ağaç türüne özel teknik yaklaşım


Budama çalışmaları kapsamında her ağaç türü için teknik analizler yapılarak yapısal zayıflıklar tespit edildi, kırılgan ve risk oluşturan dallar uzaklaştırıldı. Uygulamalarda ağaçların genel formu korunarak sağlıklı gelişimleri desteklendi.


Budama işlemleri esnasında akasya ve tespih ağaçlarında hızlı büyümeye bağlı kırılganlıklar, erguvan ve dut ağaçlarında ise geniş taç yapısının oluşturduğu dengesizlikler dikkate alınıyor. Çınar ve İğde ağaçlarında ise yaşa bağlı çürüme ve zayıflıklar doğrultusunda budama işlemleri gerçekleştiriliyor.


Doğal risklere karşı önlem


Muğla’da kış aylarında artan rüzgâr hızları ve yıl boyunca görülen yüksek yağış oranları, özellikle yaşlı ve bakımsız ağaçlarda devrilme ve dal kırılması gibi tehlikeleri beraberinde getiriyor. Bu risklerin önüne geçmek amacıyla gerçekleştirilen gençleştirme budamaları, çevre sağlığı ve kamu güvenliği açısından hayati önem taşıyor. Yapılan çalışmalarla, muhtemel can ve mal kayıplarının önlenmesi hedefleniyor.


"Amacımız hem ağaçları hem de insanları korumak"


Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Buket Kallem, yürütülen çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: "Biz Muğla il genelinde gençleştirme budalama çalışmalarına bu sene başladık. Yapmamızın amacı şu, 15 yaşını geçmiş olan, iğne ağaçlı olmayan, erguvan, tesbih ağacı, dut ağacı, çınar gibi böyle büyük yapraklı ağaçlarımıza dönem dönem gençleştirme budamaları yapıyoruz. Bunu yapmamızın sebebi şu, bu 4-5 yıllık süreler içerisinde dallarda biçimsiz uzamalar şekilleniyor ya da çok büyük açılar oluşturuyor. Dolayısıyla rüzgarlı ve çok yağmurlu havalarda can ve mal güvenliğini tehdit ediyor. Aynı zamanda ağaçlarımızın gençleştirilmesi ve sağlıklı olması, hastalıklardan ve zararlardan da kurtulabilmesi için bu gençleştirme budamalarımız çok önemli. Aynı zamanda da bu budamalarımızı yaptıktan sonra da kontrollerimize muhakkak devam ediyoruz. Şu anda dün en son yaptığımız kontrollerimizde filizlenmelerimizin başladığını görüyoruz. Muğla ili çok yağış alan bölgelerimizden bir tanesi. Bu sene metrekareye 158 kilogram yağış düştüğünü gördük. Rüzgar olarak 13-14 kilometrelere ulaşan hızlarda rüzgar hızı gördük. Dolayısıyla ekiplerimiz hep teyakkuzdalardı. 7-24 çalıştılar. Bu da yine bu sürecin bir aşamasıydı. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz, bize de bu konuda yardımcı oldukları için" dedi.



Muğla’da ağaçlara gençlik aşısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Kurum: "İstanbul’da 1.5 milyon riskli bina var, yüzde 30’u acilen dönüştürülmelidir" Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum, "İstanbul özelinde baktığınızda 1.5 milyon riskli binanın olduğunu hatta bunların yüzde 30’unun acilen dönüştürülmesi gereken binalar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu tablo karşısında asla kaybedecek vaktimiz yok. Sorumluluk sahibi herkesin bilmesi gerekir ki, İstanbul’un artık tek gündemi deprem olmalıdır. İstanbul depremi bir mili güvenlik meselesidir ve bir seferberlik şuurunu gerektirmektedir. İstanbullu kardeşlerimiz, herkesten siyaseti, politikayı acilen bir yana bırakmasını beklemektedir. 16 milyon İstanbullunun canının ve geleceğinin söz konusu olduğu bir yerde siyasete ve polemiğe yer yoktur" dedi. İstanbul’da dün 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İstanbul Valisi Davut Gül, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve diğer yetkililer İstanbul’daki AFAD merkezinde durum değerlendirmesi yaptı. Toplantının ardından bakanlar basın mensuplarının karşısına geçerek açıklama gerçekleştirdi. Açıklamasında Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum, "Dün öğle saatlerinde 6.2 büyüklüğündeki deprem nedeniyle hepimiz bir endişeye kapıldık. Tüm İstanbullulara ve çevre illerde depremi hisseden, Bursa’da, Yalova’da, Tekirdağ’da yaşayan tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Sözlerimin hemen başında; Cenab-ı Allah’tan ülkemizi, milletimizi, yavrularımızı her türlü afetten muhafaza eylesin diyorum. Dün depremin haberini alır almaz, her afette, sel ve yangında olduğu gibi bizde hemen afet bölgesine ilgili tüm ekiplerimizle birlikte harekete geçtik. Bakanlarımızla birlikte, AFAD koordinasyon merkezimize geçerek, Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde istişarelerimizi ve toplantılarımızı yaptık. Ekiplerimizi sahaya sevk ettik. Ardından şeffaf bir şekilde vatandaşlarımızı mevcut durumla ilgili bilgilendirmeye gayret gösterdik. Afet Koordinasyon Merkezi’nde bu bilgilendirme sürekli yapılacak. Bugün de yine sizlere Afet Koordinasyon Merkezi’mizden sesleniyoruz. İstanbul’umuzun 39 ilçesinde ana merkez, kaymakamlık nezdinde Afet Koordinasyon ilçe merkezlerimiz faaliyete geçmiş ve vatandaşlarımıza hizmet vermektedir. Bölgelerden, ilçelerden, mahallelerimizden gelen veriler ışığında depremin hemen ardından İstanbul başta olmak üzere çoğunluğu İstanbul’dan talepler aldık. Bursa, Balıkesir, Tekirdağ ve Yalova’daki vatandaşlarımızdan toplamda bin 399 yapı ihbarı aldık. İhbar edilen binaları ekiplerimiz tedbiren boşalttılar ve incelemelerini yaptılar. Şu ana kadar 7 binamız çok şükür az hasarlı. Bunun dışında herhangi bir orta hasar ve ağır hasar söz konusu değil. Fatih ilçemizde metruk bir binamız ki içinde herhangi bir vatandaşımız yaşamıyordu, o binamız yıkıldı. Onunla ilgili de hafriyat, enkaz çalışmaları süratli bir şekilde bugün içerisinde tamamlanmış olacak. Hasar tespit personelimiz de önceliği ihbar gelen bu yerlere acilen gitmek. İstanbul’un 39 ilçesi ve 963 mahallesinde saha çalışmalarına devam ediyoruz. Ekip sayısını dün itibariyle 3 bine çıkaracağımızı paylaşmıştık. Gün içerisinde 3 bin hasar tespit ekibi tüm İstanbul’da kamu binaları başta olmak üzere gelen tüm hasarları birebir yerine giderek tespit edecek ve incelemeleri gerçekleştiriyor olacağız" ifadelerini kullandı. "28 bin 500 kamu binasına ilişkin hasar tespit çalışmalarını başlattık" İstanbul’da dün meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından binalarda hasar tespit çalışmalarını başlattıklarını ifade eden Bakan Kurum, "Dün itibariyle İstanbul’daki okullarımızın, yurtlarımızın, cami ve hizmet binalarımızın içerisinde olduğu 28 bin 500 kamu binasına ilişkin hasar tespit çalışmalarını başlattık. Bunu da tedbir amacıyla yapıyoruz. Çok şükür ki okullarımız bu manada yaşadığımız depremler, yine hükümetimizin depremle mücadele alanında riskli binaların kaldırılması noktasında gerek okullarda gerek hastanelerde gerek kamu binalarında güçlendirmeyi her bakanlığımız kendi içerisinde yapıyor. Biz yine de herhangi bir hasar var mı yok mu incelemesini gidip 28 bin 500 kamu binasında yapıyor olacağız. Bunun dışında gelen hasar ihbarlarına arkadaşlarımız gidecekler, yerinde tespitleri yapacaklar. Dün İstanbul’da Gençlik ve Spor Bakanlığımızla yurtlarımıza ilişkin 36 Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurdun incelemesini gerçekleştirdik. Dün gece itibariyle tamamladık. Bugünde İstanbul’daki tüm hastanelerin tespitlerini hızlı bir şekilde Sağlık Bakanlığımızla birlikte yapacağız. Şeffaf bir şekilde milletimizle sonuçları paylaşacağız. Yurtlarla ilgili arkadaşlarımız herhangi bir deprem hasarı tespit etmedi. Kamu binalarına yönelik olan kısmını 4 gün içerisinde tamamlayıp, milletimizi bu konuda bilgilendirmiş olacağız. Yaşadığımız bu depremle beraber bir kez daha gördük ki başta İstanbul olmak üzere ülkemizin en büyük gerçeği depremdir. Bugün ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 66 ce nüfusu itibariyle de baktığınız da yüzde 70’i deprem bölgelerinde yaşamaktadır. En son 6 Şubat 2023’te asrın felaketini hep birlikte yaşadık. 11 ilimiz, 14 milyon vatandaşımız etkilendi. Malatya’da, Maraş’ta, Adıyaman’da, Hatay’da bu deprem olurken, buradaki kardeşlerimiz, oradaki vatandaşların yardımına koştu. Devletimiz tüm birimleriyle oradaydı. Bu acıyı hep birlikte yaşadık. 86 milyon Türkiye yaşadı. İstanbullular çok iyi hatırlayacaktır, biz bu yaşadığımız depremlerde bir olmayı biliyoruz. Deprem geçtikten 3-5 gün sonra maalesef deprem gerçeğini unutuyor ve bu gerçek üzerinden hareket etmiyoruz. Bu noktada biz hep söylüyoruz; ‘Riskli bina öldürür, riskli binada yaşamayalım gelin hep birlikte bunu dönüşümü gerçekleştirelim’ dedik. Bundan tam 13 yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul’dan ki bunu birçok siyasetçi söylemez, ‘Bedeli ne olursa olsun dönüştüreceğiz’ sloganıyla kentsel dönüşüm seferberliği başlattı. Bu çok önemli bir adımdı. Bugüne kadar Türkiye’de kanunun bile olmadığı, depremle mücadele noktasında bu kararlılığı ortaya koymak çok değerli, kıymetliydi. Biz de o seferberlik kapsamında çalışmalarımızı güçlü bir şekilde sürdürmeye gayre gösteriyoruz. Bugün İstanbul özelinde baktığınızda 1.5 milyon riskli binanın olduğunu, hatta bunların yüzde 30’u acilen dönüştürülmesi gereken binalar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu tablo karşısında asla kaybedecek vaktimiz yok. Bu manada sorumluluk sahibi herkesin bilmesi gerekir ki, İstanbul’un artık tek gündemi deprem olmalıdır ve İstanbul’daki yapı stokunun bir dakika bile emin olun kayba tahammülü yoktur" şeklinde konuştu. "İstanbullu kardeşlerimiz, herkesten siyaseti, politikayı acilen bir yana bırakmasını beklemektedir" İstanbul’da yaşayan vatandaşların siyasetin ve politikanın bir yana bırakılmasını beklediğine dikkat çeken Bakan Kurum, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak, 39 ilçemizde 365 ayrı alanda dönüşüm çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2012’den bu yana geçen 13 yılda İstanbul’da özel sektörümüzle beraber tam 923 bin bağımsız bölümü dönüştürdük. Bir taraftan dönüşüm yaparken, diğer taraftan dar gelirli vatandaşlarımızın ev sahibi olabilmeleri için sosyal konut projeleri yapıyoruz. Evi olmayan vatandaşlarımız için tüm Türkiye’de 1.5 milyonu aşkın konutu üreten TOKİ’mizle İstanbul’umuza 125 bin 428 sosyal konut projesi var. Bunun 81 inini tamamladık milletimize teslim ettik. Şu an yine seçim meydanında söz verdiğimiz, ‘evi olmayan vatandaşlara teslim edeceğiz ve İstanbul’daki deprem riskini bertaraf edeceğiz’ dediğimiz, 44 bin 610 konutumuzun inşasına da kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Şu anda sahada; özel sektörümüzle birlikte baktığımızda toplam 209 bin ev ve işyerimizin dönüşümü devam etmektedir. Tabi biz biliyoruz ki bu yetmez. Daha hızlı, daha büyük, daha sağlam adımlar atmak mecburiyetindeyiz. Yine hatırlayın; Mayıs 2023’te Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbullulara tarihi bir kampanyayı müjdeledi. ‘Yarısı Bizden Kampanyası’nı başlattık. Kampanya kapsamında da 41 bin konutun görüşmeleri yürütülüyor. 21 binin de inşası sahada fiilen başladı. Özet olarak söylemek gerekirse; devletimiz tüm imkan ve kabiliyetleriyle İstanbul’u depreme hazırlamak için, deyim yerindeyse İstanbul’u kurtarmak için canla başla çalışmaktadır. Ben bu vesileyle buradan milletimize ve özellikle de deprem dönüşümünden doğrudan sorumlu olan belediyelerimize şunu ifade etmek istiyorum. İstanbul için her saniye değerli, çünkü vakit daraldıkça daralıyor. İstanbul depremi bir mili güvenlik meselesidir ve bir seferberlik şuurunu gerektirmektedir. İstanbullu kardeşlerimiz, herkesten siyaseti, politikayı acilen bir yana bırakmasını beklemektedir. 16 milyon İstanbullunun canının ve geleceğinin söz konusu olduğu bir yerde siyasete ve polemiğe yer yoktur. Tam aksine güçlü, sağlıklı bir İstanbul’da yaşamayı hak eden milyonlara karşı hep birlikte el ele verme zamanıdır" diye konuştu.
Antalya Takla atan aracın açılan kapısından fırlayan genç sürücü hayatını kaybetti Antalya’da önce otomobile ardından da bariyerlere çarpıp takla atan aracın açılan kapısından yola savulan 19 yaşındaki genç sürücü hastanede hayatın kaybederken 3 kişi yaralandı. Hayatını kaybeden gencin cenazesinin alınması sırasında annesinin feryatları yürekleri dağladı. Gencin kornealarının bağışlandığı öğrenilirken acılı annenin "Oğlum dünyayı görmeye devam edecek" dediği öğrenildi. Kaza, dün gece saatlerinde Kepez ilçesi Fabrikalar Mahallesi Gazi Bulvarı 15 Temmuz Şehitleri Köprülü Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Havalimanı’ndan Akdeniz Üniversitesi yönüne seyreden 07 BFV 54 plakalı otomobilin sürücüsü Muhammed Çağatay Gürler (19) direksiyon hakimiyetini kaybetti. Otomobil önce aynı güzergahta ilerleyen Mahmut C.Ş.’nin kullandığı 07 YMV 84 plakalı Audi marka araca yandan çarptı, sonra da savrularak bariyerlere çarpıp takla attı. Aracın motoru koparak 50 metre sürüklendi Ortalığın savaş alanına döndüğü kazada takla atan otomobilin motoru çarpmanın şiddetiyle yerinden çıkarak yaklaşık 50 metre yolda sürüklendi. Hurdaya dönen araçta bulunanların yardımına ilk olarak diğer araç sürücüleri koşarken, kazanın 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi. Kaza anında otomobil açılan kapısından yola fırlayan araç sürücüsü Muhammed Çağatay Gürler ağır yaralanırken, aynı araçta bulunan ve isimleri öğrenilemeyen 3 genç kazayı hafif yaralı atlattı. Aracın açılan kapısından yola fırlamış Olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Gürler ve arkadaşları ambulanslarla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi ve Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Kazada araçtan yola fırlayan araç sürücüsü 19 yaşındaki Muhammed Çağatay Gürler doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Gencin vefat haberini alan ailesi gözyaşlarına boğulurken Gürler’in cansız bedeni Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Buradaki işlemlerinin ardından ailesi ve yakınları tarafından teslim alınarak toprağa verilmek üzere Kurşunlu Mezarlığına götürüldü. "Oğlum dünyayı görmeye devam edecek" Trafik kazasında hayatını kaybeden talihsiz gencin cansız bedeninin cenaze aracına alınması sırasında anne Gülcan Gürler gözyaşlarına hakim olamazken, "Oğlum kalk ne olur. Oy canım benim, benim oğlum ne olmuş öyle" sözleri yürekleri burktu. Öte yandan genç yaşta hayatını kaybeden Muhammed Çağatay Gürler kornealarının ailenin isteği ile bağışlandığı öğrenildi. Ailenin yakınlarından Mehmet Akif Kababaş, gençlere uyarılarda bulunarak, "Emniyet kemerini takmadığı için vefat ettiğini söylediler. Anne-baba çok acılı, hiç kimse anne ve babasına böyle bir acı yaşatmasın. Aile kornealarını bağışladı. Annesi ‘En azından oğlum dünyayı görmeye devam edecek’ dedi. Gençler sürat yapmasın, emniyet kemerini taksın, kurallara uysunlar" dedi.
Bilecik 700 Genç güreşçi Bilecik’te mindere çıkıyor Bilecik’te düzenlenecek olan U15 Türkiye Şampiyonası Grup Müsabakalarında 27 farklı ilden toplamda 700 genç güreşçi ter dökecek. Türkiye Güreş Federasyonu tarafından düzenlenen ve Bilecik Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün organize ettiği U15 Türkiye Şampiyonası Grup Müsabakaları 24-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek. Müsabakalarda, ‘Grekoromen’ ve ’Serbest stil’ olmak üzere iki farklı kategoride yarışacak olan güreşçiler, Türkiye Şampiyonası finallerine katılma yolunda ter dökecek. Grekoromen kategorisinde 250 sporcu, serbest stil kategorisinde ise 450 sporcunun şampiyona hakkında bilgi veren Bilecik Gençlik ve Spor İl Müdürü Ramazan Demir, "4 gün sürecek olan şampiyona, sporcuların Türkiye Şampiyonası finallerine katılma yolunda önemli bir basamak niteliği taşıyor. Müsabakalar, genç yeteneklerin güreş severler tarafından keşfedilmesine imkan sağlarken, Türk güreşinin geleceğine ışık tutan önemli bir platform olarak görülüyor. Bilecik’in yanı sıra Isparta ve Erzincan illerinde de eş zamanlı olarak gerçekleştirilen grup müsabakaları, güreş tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. Şampiyonanın final etabına yükselecek sporcular, güreş camiasının gelecekteki yıldızları olarak görülüyor. Organizasyon, Bilecik’te spor kültürünün gelişimine katkı sağlarken, genç sporcuların rekabet ortamında kendilerini göstermelerine imkan tanıyor" dedi.
Giresun Danıştay kararını verdi; 35 yıl sonra Giresun’a bağlandılar Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Günyüzü ve Üçtaş köylerinde yıllardır süregelen idari bağlılık tartışması, Danıştay’ın verdiği kesin kararla sonuçlandı. Köylerde 2018 yılında yapılan halk oylamasında Giresun’a bağlanmak yönünde çıkan sonuç doğrultusunda Danıştay, İçişleri Bakanlığı ve Gümüşhane Valiliği’nin temyiz talebini reddederek Günyüzü ve Üçtaş köylerinin Giresun’un Doğankent ilçesine bağlanmasına onay verdi. Köylerini idari bağlılık için referanduma götüren süreçte muhtarlık yapan Mustafa Temel, "Günyüzü köyümüzün İhtiyar Heyeti’nin 2018’de başlattığı süreçte, yapılan referandumda seçmenlerden 272 kişi ’evet’, 196 kişi ise ’hayır’ oyu verdi. Aynı şekilde Üçtaş köyünde ise 677 kişiden 474’ü ’evet’ oyu, 33 kişinin ise ’hayır’ oyu kullandı. Ancak Gümüşhane Valiliği ve İl Genel Meclisi, çoğunluk sağlanamadığı gerekçesiyle talebe olumsuz yanıt verdi. Giresun tarafı ise olumlu görüş bildirerek sürecin ilerletilmesini destekledi. İçişleri Bakanlığı, halk oylamasında gerekli çoğunluk sağlanmadığı gerekçesiyle talebi reddetti. Bunun üzerine Günyüzü köyü tüzel kişiliği tarafından açılan davada, Danıştay 10. Dairesi iptal kararı verdi. İtiraz üzerine dosya, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı. Kurul, yerinden yönetim ilkesine vurgu yaparak halkın taleplerinin dikkate alınması gerektiğini belirtti. Kurul, İçişleri Bakanlığı’nın yalnızca Gümüşhane Valiliği’nin görüşünü dikkate alarak karar verdiğini ve halk oylamasının ardından coğrafi, ekonomik ve kamu hizmetleri açısından detaylı inceleme yapılmadığını vurguladı. Bu nedenle işlemin kamu yararına uygun olmadığına hükmedildi. Nihai karar, oy çokluğuyla kesin olarak alınarak Günyüzü ve Üçtaş köylerimiz Giresun’un Doğankent ilçesine bağlandı" dedi. Danıştay kararıyla Günyüzü ve Üçtaş köylerinin Giresun’a bağlanmasıyla Doğankent ilçesinin köy sayısı 11’e, Giresun’un köy sayısı ise 550’ye çıktı. Gümüşhane’nin köy sayısı ise 314’e düştü.
Sakarya 12 yıllık eşini öldüren müzisyen kocanın itirafları kan dondurdu:"Bıçak kırılınca tornavida sapladım" Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde 12 yıllık eşini öldüren müzisyen koca, ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, "Sinirlendim bıçağı sapladım, bıçak kırıldı. Araçtan indikten sonra Simge yerde yatıyordu. Gözüm döndü, araca dönüp tornavidayı aldım ve sapladım. Olayın nasıl olduğunu hatırlamıyorum" dedi. Reisler Göleti mevkisinde 30 Aralık 2024’de meydana gelen olayda, emniyete gelen İ.K. (42), 12 yıllık eşi Simge Kodalak’ı (31) öldürdüğünü itiraf etti. Yapılan araştırma neticesinde de boyun bölgesinde delici alet yarası bulunan kadının cesedine ulaşıldı. Müzisyen eşi tarafından öldürülen Simge Kodalak’ın cenazesi, Erenler ilçesi Çaykışla Mahallesi Merkez Cami’de kılınan namazın ardından defnedildi, şüpheli koca ise tutuklandı. Sanık İ.K.’nın Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanmasına başlandı. Duruşmaya İ.K., taraf avukatları ve maktul Simge Kodalak’ın babası H.Ç. katıldı. "Sinirlendim bıçağı sapladım, bıçak kırıldı" Savunması için söz hakkı verilen sanık İ.K., eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini belirterek, "Şüphe duydum, gözümle bir şey görmedim. Olay günü sabah evde bu konuları konuşurken tartıştık. Yüksek ses olunca dışarı çıkmaya karar verdik. ’Bilmem gereken bir şey varsa söyle’ dedim, inkar etti. O ara kavga etmeye devam ediyorduk. Sinirlendim bıçağı sapladım, bıçak kırıldı. Araçtan indikten sonra Simge yerde yatıyordu. Gözüm döndü araca dönüp tornavidayı aldım ve sapladım. Olayın nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Sonra karakola gittim ve ’Eşime müdahale edilmesini istiyorum’ dedim" ifadelerini kullandı. Sanık ve maktulün kızının mektubu okundu: "O adam annemi katletti" Simge Kodalak’ın babası H.Ç. de, kızı ile sanık arasında problem yaşandığına şahit olmadığını ifade ederek, şikayetçi oldu. Duruşmada söz alan müşteki avukatı, sanık ile maktulün kızlarının gönderdiği mektuptan, "Annem çok iyi kalpli bir masumdu. Annemin bütün iyiliklerini çöp etti, o adam annemi katletti. Anneme yaşattıklarını bir ben bilirim, bir de Allah bilir" bölümünü okuyarak, şikayetçi olduklarını kaydetti. Sanığın avukatı ise İ.K’nin, maktulün ve kızlarının telefonlarının incelenmesi, HTS kayıtlarının getirilmesi, müvekkili hakkında akıl sağlığı raporu alınması ve tahliye edilmesini talep etti. Görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını istedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İstanbul Aleksander Ceferin: "Türkiye, başarılı bir şekilde organizasyonları düzenleyecek kararlılığı ve tutkuyu gösteriyor" UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, Türkiye’nin küresel spor sahnesinde başarılı bir şekilde organizasyonları düzenleyecek kararlığı ve tutkuyu gösterdiğini söyleyerek, "Hem yerel düzeyde hem de global düzeyde bu prestijli turnuvaların organizasyonunda yardımcı olmak için burada bulunuyoruz" dedi. UEFA’nın, Londra ve Brüksel’in ardından 3. merkezi olacak İstanbul’daki temsilciliği gerçekleştirilen törenle açıldı. Törende konuşan UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, İstanbul’da bulunmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, "İstanbul’da çeşitli organizasyonlar düzenlendi. Unutulmaz başarılarla temsil etti. Yakın zamanda 2026 Avrupa Ligi finali burada oynanacak. Aynı zamanda 2032 Avrupa Şampiyonası, İtalya ile beraber burada düzenlenecek. Bu tarih yaklaşıyor. Türkiye, bu konuda küresel spor sahnesinde bu konuda başarılı bir şekilde bu organizasyonları düzenleyecek kararlılığı ve tutkuyu gösteriyor. UEFA da bu yolculuğunda Türkiye’ye yardımcı olacaktır. Bunlardan dolayı İstanbul’da böyle bir ofisi açma kararına vardık. Hem yerel düzeyde hem de global düzeyde bu prestijli turnuvaların organizasyonunda yardımcı olmak için burada bulunuyoruz. Uzmanlığımızı kullanarak bu organizasyonların başarılı bir şekilde düzenlenmesine yardımcı olacağız. Hep birlikte çalışarak, beklentilerinizi aşarak ve daha fazlasını sunacağız. Aynı zamanda UEFA olarak hükümetinizin yardımlarından, Cumhurbaşkanın yardımından dolayı minnettarız. TFF’nin, arkadaşım İbrahim Hacısomanoğlu’nun bize göstermiş olduğu desteklerden dolayı mutlu ve minnettarız. Şimdi futbol için Türk halkının duyduğu tutkuyu çok iyi anlıyorum. Sizlerle konuşurken, yüksek seviyedeki yöneticilerle konuşurken yada sokaktaki insanlar konuşurken bu tutkuyu algılayabiliyorum. Yeni formatla beraber bence artık Türk kulüplerinin de finale gelmesi gerekiyor. Belki 2026 ve 2027 yıllarındaki turnuvalarda onları finalde görebiliriz. Çok teşekkür ederim. 2032’deki finalin İtalya ve Türkiye arasında olmasını temenni ederim" diye konuştu.