ASAYİŞ - 16 Aralık 2025 Salı 11:46

‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi

A
A
A

2003 Türkiye Mankenler Kraliçesi Aslı Baş’ın Bodrum’da şüpheli ölümüne ilişkin Yargıtay’ın bozma kararının ardından görülen ilk duruşmada, Aslı Baş’ın cep telefonundaki silinen mesajların geri getirilerek incelemesi için telefonun İstanbul’a gönderildiği belirtildi. Dava 4 Haziran 2026’ya ertelendi.

2003 Türkiye Mankenler Kraliçesi Aslı Baş’ın, 21 Temmuz 2010 tarihinde Muğla’nın Bodrum ilçesi Yalıkavak Mahallesi’nde iş insanı Ahmet Bayer’e ait villada 6,5 metrelik terastan düşerek yaşamını yitirmesine ilişkin duruşma Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 5 Ağustos’ta beraat kararını bozmasının ardından yeniden ele alınan dosyada sanıklar ve taraflar bir kez daha hakim karşısına çıktı.

‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi

Duruşmaya Aslı Baş’ın babası Mehmet ve Anne Müesser Baş, sanıklardan Ahmet Bayer’in oğlu Hakan Sadi Bayer katılırken, diğer sanık Volkan Bayer SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katıldı. Duruşmada Aslı Baş ailesinin avukatı Fahri Safa Küpçü, daha önce de talep ettikleri üzere cep telefonu verilerinin ayrıntılı şekilde incelenmesi talebini yineledi. Aslı Baş’ın babası Mehmet Yavuz Baş, mahkemede yaptığı konuşmada, "Adil bir yargılama istiyorum. Haksızlıklara uğradık" dedi. Anne Müesser Baş ise, "15 senedir mücadele veriyoruz. Kızımız geri gelmeyecek ama cezalarını almalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi

Sanıklardan Volkan Bayer duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken, Hakan Sadi Bayer duruşma salonunda hazır bulundu. Aslı Baş’ın babası Mehmet Yavuz Baş’ın, Hakan Sadi Bayer’e yönelik "Hiç mi vicdan yok, canımızı yaktın" şeklindeki sözleri üzerine duruşma salonunda kısa süreli gerginlik yaşandı.

Mahkeme heyeti, cep telefonu incelemesine ilişkin olarak cihazın İstanbul’a gönderildiğini, buradan gelecek bilirkişi raporunun bekleneceğini açıkladı. Mahkeme kararında; SEGBİS dökümlerinin incelenmesine, diğer tanıkların dinlenmesi yönündeki talebin reddine, davanın 4 Haziran 2026 tarihine ertelenmesine hükmedildi.

Babadan tepki

Duruşma sonrası konuşan baba Mehmet Yavuz Baş ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

"Böyle bir adalet olamaz. Bu yargı sisteminde, davamızda türlü tiyatrolar, türlü oyunlar, yani inanır mısınız, neden bu kadar sürüyor? Yani olay yerinde MOBESE kameralar sökülüyor, tekniker aranıyor ve bu kaldırılıyor. Bir deliller sürü delil kaldırıyorlar. Eğer bu kadar delil kaldırılmışsa, adalet bunun neden yani? Bunlar neden serbest geziyorlar? Bunlar olduğu gibi Yargıtay’da eksikliklerini ortaya koydu. Bunlar nasıl bir serbest gezebiliyorlar? Bu davadaki bu adaletsizlik artık bizim canımıza yetti. Aynı masa ol, herkes aynı ifadeyi versin. Bilim kurgu gibi bunlar olayı kurguluyorlar. Biz adalet istiyoruz. Biz adil yargı istiyoruz. Bizim kimseyle bir şeyimiz yok. Benim çocuğumun kanı yerde kalmasın. Hak yerini bulsun" dedi.

Avukattan duruşma sonrası açıklama

Duruşma sonrası açıklama yapan Aslı Baş ailesinin avukatı Fahri Safa Küpçü, şunları söyledi:

‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi

"Bozma sonrası ilk duruşma yapıldı. Mahkeme bozma ilamına uyulması yönünde kararını yineledi. Eksik hususlar vardı. Eksik hususlar, tanıkların dinlenmesiydi. İki tanık arada dinlendi. Bir tanık şu an halen aranıyor. Aranan tanık, olayın olduğu gün güvenlik şirketi aranıyor ve bir takım talepler de bulunuyor anladığımız kadarıyla, kamera kayıtları ile alakalı. Bunun ortaya çıkması lazım, bunun netleştirilmesi lazım. Bunun için o tanık halen aranıyor. Onun ifadesi bekleniyor. İkinci husus, Aslı Baş’ın telefonunda silinen mesajlar vardı. Bu silinen mesajların ortaya çıkması gerekiyordu. Buradaki uzman bilirkişilerin altından kalkamadığı bir husus olmuş. Telefon şu an İstanbul’a gönderildi, gönderilmiş arada. Oradan biz geri dönüş bekleneceğiz. Duruşma 4 Haziran 2026’ya ertelendi" dedi.

‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi

Ne olmuştu

2003 yılında düzenlenen Miss Model Of Turkey yarışmasında birinci olan Aslı Baş, 21 Temmuz 2010’da Bodrum Yalıkavak’taki Club Flipper Tatil Köyü içerisindeki bir villanın 6,5 metre yüksekliğindeki balkonundan düşerek yaşamını yitirmişti. Olay sırasında villada bulunan ve vurgun sonrası tekerlekli sandalyeye mahkûm olan turizmci Ahmet Bayer ile oğulları Hakan Sadi ve Volkan Bayer hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ağır suçlamalar yöneltilmişti. Soruşturma sonunda Ahmet Bayer hakkında "nitelikli kasten öldürmeye azmettirme", oğulları hakkında ise "nitelikli kasten öldürme" suçundan ömür boyu hapis istemiyle dava açılmıştı. Yargılama sürecinde tutuklanan sanıklar, ilerleyen yıllarda tahliye edilmişti. Yaklaşık 9,5 yıl süren dava sürecinde 3 savcı ve 3 mahkeme başkanının değiştiği dosyada; Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Ocak 2020 tarihinde aralarında iş insanı Ahmet Bayer, oğulları Volkan ve Hakan Bayer ile diğer sanıkların da bulunduğu davada, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle tüm sanıkların beraatine karar vermişti. Dosya, Aslı Baş ailesinin itirazı üzerine Yargıtay’a taşınmıştı.

‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi

Yargıtay 5 Ağustos’ta beraat kararını bozmuştu

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 5 Ağustos tarihinde, yerel mahkemenin beraat kararını eksik soruşturma gerekçesiyle bozdu. Bozma kararında; olay gecesi Aslı Baş’ın Ahmet Derya Bayer’e gönderdiği mesaj içeriklerinin detaylı şekilde araştırılmaması, olay sırasında evde bulunan ve daha önce dinlenmeyen tanıkların ifadelerine başvurulmaması ve güvenlik kameralarına ilişkin iddiaların yeterince incelenmemesi gerektiği vurgulanmıştı.

Bekir Tosun - Ümmü Gülsüm Dural

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" dedi. Bakan Yumaklı, TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. Suyun her alanda etkin kullanımı ve su verimliliği bilincinin artırılması için su verimliliği seferberliği’ni hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Diğer yandan, 2025-2035 dönemini kapsayan Ulusal Su Planı’nı hazırladık. Bu planın uygulanmasıyla; su kaynaklarımızın korunmasını, verimli kullanımını ve sürdürülebilir yönetimini amaçlıyoruz. Sulama sistemlerinin modernizasyonu, Ürün deseni değişikliği, yeraltı suyu kontrolü ve havzalar arası su transferleri gibi tedbirler konusunda çalışıyoruz. Kuraklık riski altındaki göllerimizi kurtarmak için de eylem planları hazırladık. Eğirdir Gölü Su Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaştık. Akşehir, Eber, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için de benzer eylem planlarını 2026 yılında uygulamaya başlayacağız. Kuraklık tahmini ve erken uyarı sistemi kapsamında, sektörel su tahsis modelini önümüzdeki yıl kuracağız. Ayrıca Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nı hayata geçirdik. Kurakçıl peyzaj uygulama alanlarını da belirledik. Bu yöntemle yüzde 80’e varan oranda su tasarrufu sağlayacağız" şeklinde konuştu. "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Üreticiyi korumak ve üretimde öngörülebilirliği sağlamak amacıyla üretim planlaması ve yeni destekleme modelini hayata geçirdiklerini ifade eden Yumaklı, "Ayrıca tarımsal kredileri, hibe programlarını, tarım sigortalarını ve kırsal kalkınma desteklerini üretim planlamasına entegre ettik. Bitkisel üretim planlamasını, 2024 yılının Eylül ayında, 13 stratejik ürün ve yem bitkilerinde uygulamaya başladık.Planlamanın kapsamını genişleterek, üçer yıllık dönemler halinde güncelleyeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu yeni destekleme modeliyle de temel, planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriyoruz. Bu kapsamda, üreticilerimize mazot maliyetinin ortalama yüzde 50’si, gübre maliyetinin ise ortalama yüzde 25’i kadar temel destek veriyoruz. Planlama kapsamındaki ürünlerde, mazot maliyetinin tamamını, gübre maliyetinin yarısını; su kısıtı olan ilçelerde ise mazot ve gübre maliyetinin tamamını karşılıyoruz. Su ihtiyacı yüksek ürünleri, su sıkıntısı yaşayan havzalardan, daha elverişli bölgelere, ilave desteklerle yönlendiriyoruz. Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. Hedefimiz bu sayıyı 500’e çıkarmak" diye konuştu. "Genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik" Şubat 2024’te 5 yıllık hayvancılık yol haritasını açıkladıklarını hatırlatan Yumaklı, "Üretim, kalite ve verimliliği artırmayı hedeflediğimiz bu haritamızı adım adım uyguluyoruz. Meyvelerini de almaya başladık. Su potansiyeli, mera varlığı, işletme kapasiteleri ve hastalık riskleri gibi kriterleri dikkate alarak, hayvansal üretim planlamasını hayata geçirdik. Besi, süt ve kanatlı yetiştiriciliği bölgelerini belirledik. Hayvancılıkta sağladığımız destekleri, hayvansal üretim planlamasıyla uyumlu bir çerçevede yeniden düzenledik. Yetiştiricilerimize temel, yönlendirici ve verimlilik destekleri veriyoruz. Kadın ve genç üreticilerimize ek destekler sağlıyoruz. Hayvansal üretimde ilk defa aile işletmelerine, genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik. Verimlilik kriterlerine göre de 2,8 milyar lira destek verdik.Kırmızı et üretimini artırmak, aynı zamanda kırsaldaki aile işletmelerini güçlendirmek için Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesini başlattık. Tarımda üreticilerin yaş ortalaması dünyada 60 sınırına dayandı. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde 58, Avrupa Birliği’nde ve ülkemizde ise 57’dir. Bu nedenle gençleri ve kadınları tarımsal üretime yönlendiriyor ve kırsal kalkınmayı güçlendirecek politikalar uyguluyoruz" dedi. "41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor" Gıda işletmelerine yıllık ortalama 1.3 milyon denetim gerçekleştirdiklerini söyleyen Yumaklı, "Denetim, kontrol ve analiz faaliyetlerimizi, uluslararası kabul görmüş metotlarla yürütüyoruz. Bu amaçla, 41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor. Buradan bir kez daha altını çizerek söylüyorum. Gıda güvenilirliği bizim kırmızı çizgimizdir. Sağlığı riske atan gıdaları üreten ve satanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gerekli yaptırımları uyguluyoruz. Kurallara uymayanlara bu yıl 2,3 milyar lira para cezası uyguladık. Vatandaşımızın sağlığıyla oynayanları; taklit veya tağşişe konu ürün ve işletmeleri, hiçbir taviz vermeden ifşa ediyoruz. Ayrıca, gıda satış noktaları ve toplu tüketim yerlerine, en son ne zaman denetim yapıldığı bilgisine vatandaşlarımızın kolayca ulaşabilmeleri için Karekod Uygulamasını zorunlu hale getirdik. Hasat öncesinde bağ, bahçe, tarla, sera gibi üretim alanlarında; hasat sonrasında ise toptan ve perakende satış noktalarında pestisit kalıntı denetimleri gerçekleştiriyoruz. Yasaklı pestisit kullanımının tespit edilmesi durumunda ürünleri imha ediyoruz. 2025 yılında 2,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihracatı gerçekleşmiş ve bunun binde biri gibi bir miktarı geri dönmüştür. Geri dönen ürünler mevzuata uygun değilse, ülkemize girişine izin vermiyoruz" ifadelerini kullandı. "Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık" Türkiye’nin tarımsal üretim alanı bakımından, 74 milyar dolarlık hasılayla, Avrupa’nın birinci, dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisi olduğunun bilgisini veren Yumaklı, "Tarım sektörümüz, son 22 yılın 18’inde büyüme kaydetmiştir. 2024 yılında ise yüzde 5,1’lik büyümeyle ülke ekonomisinin üzerinde bir performans sergilemiştir. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde ise, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde büyüme yaşanmıştır. Ancak sektörde baskın bir paya sahip olan bitkisel üretimin, olağanüstü iklim koşullarından etkilenmesi nedeniyle, genel tarım sektörü dönemsel olarak daralmıştır. Bu durum, sektörün yapısal kapasitesinden kaynaklı olmayıp, iklimsel olağanüstü koşulların etkisiyle oluşmuştur. 2025 yılı üretim sezonunu bir önceki yılla kıyasladığımızda; üretici sayımızda yüzde 2 artış, ekilen arazilerde ise yüzde 3 artış yaşanmıştır. Girdi miktarlarında herhangi bir azalış olmamıştır. Dolayısıyla bu konu sadece bitkisel üretimde ve ârızîdir. Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık. Türkiye tarım sektörü, güçlü üretim altyapısı, geniş ürün deseni ve sağlam tedarik zinciri sayesinde, söz konusu dönemsel kayıpları hızla telafi edecek güçtedir. Diğer taraftan tarım ve gıda ürünleri ticaretimizi, küresel ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye devam ediyoruz" dedi.
Samsun OKA’dan Samsun’da kalkınma odaklı toplantı: 2026 destek programları görüşüldü Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) Samsun’daki toplantısında teknopark projesinden yeşil dönüşüme, kadın girişimciliğinden 2026 destek programlarına kadar bölgenin kalkınma gündemindeki başlıklar ele alındı. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) 2025 yılının son Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında yapılan toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Master Planı’nın ilk fazında yer alan Samsun-Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen "Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi" ele alındı. Proje kapsamında mevzuat, yönetim yapısı, ortak kurumlar ve finansal kaynaklara yönelik araştırmaların yapılması, ön fizibilite çalışmalarına başlanması ve sürecin OKA Genel Sekreterliği tarafından koordine edilmesi kararlaştırıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası desteğiyle uygulama süreci başlayan Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi ve Orta Karadeniz’de Yeşil Dönüşüm Hızlandırıcı Hibe Desteği Programı’nda başarılı olan projeler değerlendirildi. Ayrıca, 2026 yılında uygulanması planlanan Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı’nın öncelikleri, bütçesi ve başvuru koşulları görüşüldü. Toplantıda, Yerel Kalkınma Hamlesi Programı 2025 Yılı Çağrısı kapsamında bölgede ilan edilen 16 yatırım başlığına yönelik başvuru yapan 35 işletmenin durumu ele alınırken, 2026 yılı çağrısı için Yatırım Destek Ofisleri tarafından önerilen yeni yatırım başlıkları değerlendirildi. Ajansın mali ve teknik destek programları kapsamında devam eden projeler gözden geçirilerek, 2025 yılı Fizibilite Programı çerçevesinde katma değerli üretim ve turizm temalarında yapılan başvurular karara bağlandı. Bunun yanı sıra, 2025 yılı İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) sonuçları hakkında istişarelerde bulunuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yürütülen Türkiye Siber Vatan Programı’nın 2026 dönemi kapsamında planlanan eğitim faaliyetlerinin genel çerçevesi hakkında da kurul üyelerine bilgi verildi. Toplantıda ayrıca, 2024 ve 2025 yıllarında kadın istihdamı ve kadın girişimciliği alanında yürüttüğü çalışmalarla en başarılı kalkınma ajansları arasında yer alan OKA’nın faaliyetleri ele alındı. 2026 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Anadoludakiler Projesi kapsamında belirlenen "Yöresel Ürünlerin Ticarileştirilmesi" teması doğrultusunda, bölgenin yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda ticarileştirilmesine yönelik yapılacak çalışmalar da istişare edildi. Tolantıya ayrıca Amasya Valisi Önder Bakan, Çorum Valisi Ali Çalgan, Tokat Valisi Abdullah Köklü, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Amasya Belediye Başkanı Av. Turgay Sevindi, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Amasya İl Genel Meclisi Başkanı Zeki Eraslan, Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel, Amasya TSO Başkanı Murat Kırlangıç, Tokat TSO Başkanı Fatih Gökdere ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle katıldı.