ÇEVRE - 18 Kasım 2024 Pazartesi 08:44

Mersin’de binaya yıldırım düştüğü anlar kamerada

A
A
A
Mersin’de binaya yıldırım düştüğü anlar kamerada

Mersin’de 13 katlı bir binaya düşen yıldırım korkuya neden olurken, o anlar bir iş yerinin kamerasına yansıdı.


Meteorolojinin uyarı yaptığı Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yağışlı hava etkili olurken, Mersin’de de sabah saatlerinde başlayan yağmur akşam saatlerine kadar devam etti. Yağmurla birlikte bölgede yıldırım düşmeleri de yaşandı. Düşen yıldırımlardan biri merkez Yenişehir ilçesinde bulunan 13 katlı bir binaya isabet etti. Yıldırım düşmesi sonucu binadan kopan taş parçaları park halindeki iki araca ve bir kafeye zarar verdi. Korku dolu anların yaşandığı olay kafenin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde yıldırım düşmesi sonucu ortaya çıkan ışık ve sonrasında kafenin önündeki masaların üzerine taşların düştüğü anlar yer aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Demirler arasında mahsur kalan kedinin kurtarılışını film izler gibi izlediler Antalya’da bir apartmanın ikinci katında demirler arasında mahsur kalan kedinin itfaiye ekibi tarafından kurtarma çalışması çevredeki vatandaşlar ve turistler tarafından merakla izlendi. Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Cumhuriyet Meydanı yakınında bulunan bir apartmanın ikinci katında ki demirler arasında mahsur kalan kediyi gören bölge esnafı kedi uzun süre bulunduğu yerden inemeyince 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak itfaiyeden yardım istedi. Sepetli araç ile verilen adrese Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’na bağlı ekip kediyi bulunduğu yerden indirmek için çalışma başlattı. Apartmanın ikinci kat seviyesine uzatılan sepetteki itfaiye eri normal yollarla ulaşamayınca hayvan yakalama aparatı ile kediyi bulunduğu yerden çıkarmak istedi. Turistler meraklı gözlerle izledi Ancak ürken kedi bulunduğu yerden hızla uzaklaştı. Kedinin geçtiği alana uzatılan sepetteki itfaiyeci uzun süre uğraşmasına rağmen kedi çevik bir hamle ile bir kez daha kaçmayı başardı. Bu kentin en işlek noktalarından birisinde gerçekleştirilen kedi kurtarma operasyonunu vatandaşlar ve yabancı turistler film izler gibi meraklı gözlerle izledi. Bazı turistlerin itfaiye erinin kurtarma çalışmasını cep telefonu ile kayda aldığı görüldü. İtfaiye ekibinin uzun uğraşlarına rağmen kedi yakalanamayınca ekip bölgeden ayrıldı.
Eskişehir Eskişehir’in 35 yıllık esnafı hakiki bozanın sırrını açıkladı Eskişehir’de 35 yıldır esnaflık yapan Nihat Köroğlu, havaların soğumasıyla birlikte ürettikleri bozaya talebin arttığını anlatarak hakiki üründeki en büyük sırrın doğallık olduğunu söyledi. Yurt genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de soğuk havalar etkisini gösteriyor. Yaklaşan kış mevsimiyle tüketim alışkanlıklarında değişiklik yaşanırken üzerine tarçın dökülerek tüketilen ve lezzetiyle dikkat çeken bozaya talep de her geçen gün artıyor. Başta mısır olmak üzere çeşitli malzemelerle imal edilen doğal Eskişehir bozası hem yurt içi hem de yurt dışından alıcı buluyor. Boza özellikle emzirme dönemindeki annelerin sütünü arttırdığına ve grip gibi hastalıklara iyi geldiğine inanılması sebebiyle tüketilirken, kilosu 120 TL’den satışa sunuluyor. "Hakiki bozanın sırrı doğal olmasında" Yaklaşık 35 yıldır boza imalatı yapan esnaf Nihat Köroğlu, hakiki bozanın sırrıyla ilgili konuştu. Kendilerinin meşhur Eskişehir bozasını başta mısır olmak üzere çeşitli malzemeleri kullanarak imal ettiklerini dile getiren Köroğlu, "Bozayı değişik ürünlerden yapanlar da var. Bizim bozamız gluten içermiyor, çölyak hastaları rahatlıkla yiyebiliyor. Havalar soğuyunca vücut mikroplardan dolayı boza istiyor. Hakiki bozanın sırrı doğal olmasında. Bizim kendi imalatımız, ürünü de kendimiz yetiştiriyoruz. Maya çok önemli. Market bozası değil açıkçası. Bizde tatlandırıcı bir şey yok. Doğal boza ile diğerlerinin arasındaki fark tatlandırıcı olması. İmalat ucuz olsun diye şeker yerine glikoz katarlar. Boza öksürüğe ve gribe iyi gelir, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Tarçın attığımızda şekeri dengeler. Şu an talepler oldukça güzel. Kanada’dan tutun, Belçika’ya kadar bizden boza alıp götürenler çok oluyor. Artık yazları da bozamız bulunuyor. Ancak özellikle soğuk havalarda müşterimiz çoğalıyor" dedi.
Ankara Bakan Göktaş’tan "Doğal Gaz Tüketim Desteği" açıklaması Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Düzenli Doğal Gaz Tüketim Destek Programında kış dönemine ilişkin ödemelerin başladığını belirterek, 521 bin 411 hak sahibine toplam 153,3 milyon lira ödeme yapacaklarını açıkladı. Göktaş, açıklamasında, Düzenli Doğal Gaz Tüketim Desteğinin 2022’den itibaren uygulanmaya başladığını belirtti. Destekten yararlanmak isteyen ihtiyaç sahiplerinin başvurularını e-Devlet üzerinde Bakanlıkça sunulan "Sosyal Yardım Başvuru Hizmeti" ekranından yapabileceğini bildiren Göktaş, başvuruların Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca titizlikle incelendiğini, verilen onayın ardından ödemelerin yapıldığını belirtti. Doğal Gaz Tüketim Desteğinin aylık 188 TL- 438 TL arasında olduğunu ve ilden ile değişkenlik gösteren tutarlar üzerinden hesaplandığını bildiren Göktaş, "Düzenli Doğal Gaz Tüketim Destek Programında kış dönemine ilişkin ödemeler başladı. Bu kapsamda 521 bin 411 hak sahibine toplam 153,3 milyon lira ödeme yapacağız. Böylece bu yılın ocak-kasım aylarını kapsayan dönemde 653 bin 461 hak sahibine yaklaşık 1,4 milyar lira ödeme yapmış olacağız. Destekten yararlanacak olan vatandaşlarımız, mesken türü aboneliklerine ilişkin ikamet adreslerine ait faturalarını PTT ödeme noktalarında ibraz etmek suretiyle destekten yararlanabilecek" açıklamasında bulundu. Düzenli Doğal Gaz Tüketim Desteğinden yararlanmak için Türk vatandaşı olmak, doğal gaz arzı sağlanan ilçe/beldede ikamet etmek, e-Devlet kapısı üzerinden destek programına başvurmak, ikamet adresinde ön ödemeli ya da faturalı sayaca bağlı bir doğal gaz aboneliği bulunması, ödenecek faturasının mesken abone grubuna ait olması, hakkında ilgili SYD Vakfınca hak sahipliği kararı verilmesi gerekiyor.
Muğla Başhekim Prof. Dr. Togan: "Havalar soğudu, üst solunum yolu enfeksiyonları arttı" Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Turhan Togan, havaların soğumasıyla artış gösteren üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Başhekim Togan, ÜSYE’nin burun, boğaz ve sinüs gibi yapıları etkileyen enfeksiyonları kapsadığını belirterek, "Bu enfeksiyonlara genellikle virüsler neden olur. Özellikle Rhinovirüsler çocuklar ve yetişkinlerde en sık görülen etkenlerdir. Diğer viral etkenler arasında Coronavirüsler, Adenovirüsler ve İnfluenza virüsler yer almaktadır. Bazı durumlarda Streptococcus gibi bakteriler de enfeksiyon nedeni olabilir" dedi. Togan, enfeksiyonların genellikle kapalı, kalabalık ve yetersiz havalandırılan ortamlarda kolaylıkla bulaştığını ifade etti. ÜSYE belirtilerinin burun tıkanıklığı veya akıntısı, öksürük, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, yüksek ateş, halsizlik ve ilerleyen vakalarda hırıltılı nefes gibi semptomları içerdiğini belirten Togan, “Enfeksiyon genellikle 3 haftaya kadar sürebilir. Tedavide ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Ayrıca, tuzlu veya karbonatlı suyla gargara yapmak, C vitamini ve çinko içeren gıdalar tüketmek, bol sıvı almak ve dinlenmek iyileşme sürecine katkı sağlar” dedi. Togan, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmanın en etkili yolunun hijyen kurallarına uymak ve kapalı alanlardan kaçınmak olduğunu vurgulayıp, "Hapşırma ve öksürme yoluyla yayılan damlacıklar, enfeksiyonun en yaygın bulaş yollarından biridir. Elleri sık yıkamak, ortamları havalandırmak, maske kullanmak ve bağışıklık sistemini destekleyen besinlerle beslenmek korunmada önemlidir" şeklinde konuştu. Togan, uzun süre geçmeyen enfeksiyonların ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekerek, "Şikayetler uzarsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalı, maske ve el hijyenine özen gösterilmelidir" uyarısında bulundu. Kış aylarında sıkça görülen ÜSYE’ye karşı toplumun bilinçli olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Togan, sağlık kuruluşlarından destek almanın enfeksiyonlarla mücadelede en etkili yol olduğunu ifade etti.
Konya Kadınlar ortak sorunundan korunmak için ter döküyorlar Son yıllarda artan kadına şiddet olayları, kendini savunmak isteyen kadınları savunma sporlarına yönlendirdi. Konya’da boks, kickboks ve savunma branşlarına her yaş grubundan kadınların ilgisi artmaya devam ediyor. Artan, kadına şiddet olaylarına karşı Konya’da birçok kadın savunma sporlarına yönelerek kendini savunmak için eğitim alıyor. Kendilerini korumak adına boks, kickboks ve savunma branşlarında eğitim alan kadınlar, çalışmalarla çeşitli teknikler öğrenerek evde, iş yerinde ve sokaktaki herhangi bir saldırıya karşı kendilerini korumak istiyor. “Kitlesel olarak fazlalaştığımızda biz daha mutlu oluyoruz” Genellikle erkeklerin tercih ettiği branşlara kadınların da ilgisinin artık artmaya başladığını belirten boks antrenörü Raziye Nur Gözel, “Kızlarımız buraya geliyor. Başta öz güvensiz olanlar oluyor, yapmaya utanıyorlar ama sonra bir kere yaptıklarında ‘hocam öz güvenimiz yerine geldi’ diyorlar. Onların öz güveni yerine geldikçe biz daha mutlu olduk. Kitlesel olarak fazlalaştığımızda biz daha mutlu oluyoruz, daha fazla kadınlarımıza ulaşıyoruz. Üstelik ben kendim de bir kadın olarak hemcinslerim cesaretlendiğinde ben de mutlu oluyorum. Bu konuda tedirgin olup ailelerin bu konu üzerinde daha çok yoğunlaşıp kızlarını, çocuklarını getirdiklerini, ‘hocam kendini savunmayı öğrensin, bilsin, biraz daha rahat olsun’ gibi gelen öğrencilerimizi çok gördük. Veliler daha çok destekledi bu konuda. Kızlar da kendileri gelmek istediği oldu tabii ki” dedi. “Ülkemizdeki kadına şiddet, cinayetler tabii ki hepimizin ortak problemi” Spor salonu sahibi ve boks spor eğitmeni Sinan Gümüştekin, “Salonumuzda bir katı bayan grubu olarak ayırdık. Bu grubumuzda boks, kickboks branşlarında ve savunma tarafında temel gücümüzü arttırmak için hareketler yapıyoruz. Son zamanlarda ülkemizdeki kadına şiddet, cinayetler tabii ki hepimizin ortak problemi. Bunu tabii ki kadınlarımızın öz güvenini arttırarak daha cesur hale gelmeleri ve kendilerini korumalarını sağlamaktayız. Öğrendiğimiz tekniklerle birlikte de hem kendimizi savunup hem toplumsal olaylara karşı daha güçlü ve daha mücadele edebilir hale geldiğimiz zaman geri dönüşlerin harika olduğunu, toplumun güçlendiğini görüyoruz, beni onore ediyor” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri beni çok fazla etkiledi ve bu alanda devam etmeyi çok istiyorum” Savunma tekniklerini öğrenmek için eğitim alan Hatice Doğdu, “Çoğu kadın dışarıda kendi başına yürümekten korkuyor, yanında biber gazı hatta bıçak olmadan gezemeyenler var ama boks en azından dışarıda tek başına olsa bile daha iyi kendini korumayı öğretir. Daha öz güvenli olabilirsin. Kadın cinayetleri beni çok fazla etkiledi ve bu alanda devam etmeyi çok istiyorum ve devam da edeceğim” dedi. Eğitim almaya gelen Defne Kerçin ise, “Bir sürü kadına şiddet, cinayetler çoğaldı. Onlara karşı kendimi savunmak istediğim için geldim. Güç anlamında da çok fazla ilerlediğimi düşünüyorum” diye konuştu.