EĞİTİM - 16 Aralık 2025 Salı 14:13

Halk eğitim merkezleri istihdama katkı sağlıyor

A
A
A
Halk eğitim merkezleri istihdama katkı sağlıyor

Manisa Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi, 2025 yılında açtığı 1121 kursla 16 bin 738 kursiyere ulaşarak, özellikle istihdam odaklı eğitim anlayışıyla dikkat çekti.


Manisa Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi, 2025 yılında açtığı çok sayıda kursla binlerce vatandaşa eğitim imkanı sundu. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü çatısı altında çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlyas Kayaokay, her yaş grubuna ve her kesime yönelik kurslar açtıklarını söyledi.



Kurslarda çeşitlilik


2025 yılında açılan kurslarla ilgili bilgi veren Manisa Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlyas Kayaokay, "Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü olarak bizler Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü çatısı altında her zaman her yerde herkes için eğitim anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sosyal, kültürel, sanatsal, sportif, akademik, mesleki anlamda çok çeşitli kurslar açıyoruz. Mahallelerimize, köylerimize, şehir merkezlerimize tüm halka, tüm yaş seviyesindeki vatandaşlarımıza hizmet götürüyoruz. 2025 yılında toplamda 16 bin 738 kursiyer sayısı sistem üzerinden eğitim almaktadır. Bunlardan 10 bin 484 kişisi kadın kursiyer, 6 bin 254 kişisi de erkek kursiyer olmak üzere toplamda 16 bin 738 kursiyere hizmet vermişiz. 1121 kurs açılmış, bu kurslar az önce de belirttiğimiz gibi sosyal, kültürel, sanatsal, mesleki, genel kurslar olmak üzere çok çeşitli alanlarda hizmetimizi vermişiz." dedi.



Önceliğimiz istihdam


Açılan kursların genelde hobi gibi görünse de önceliklerine istihdama katkı olduğunu vurgulayan Kayaokay, "Halk Eğitim olarak talep edilip ve açılmayan kursumuz olmamıştır. Bizler eğer eğitici sağlayabiliyorsak, eğitici tedarik edebildiysek o kursu mutlaka açmışızdır. Dediğimiz gibi Halk Eğitim Merkezi çatısı altında bizim programımız çok geniş yelpazeye sahip. Çoğu kurslarımıza baktığımız zaman hobi kursları gibi görünebilir ama bizim önceliğimiz istihdamdır. İstihdam bizim kırmızı çizgimizdir. Halk Eğitim Merkezleri olarak öncelikle istihdam odaklı olarak çalışıyoruz. Bizim için paydaşlarımızla iş birliği içerisinde açtığımız kurslar da önem arz etmektedir. Bunlar içerisinde, STK’lar, dernekler, vakıflar, Gençlik Spor Müdürlüğü, yine kamu kurum ve kuruluşları, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar, kadın dernekleri, Kültür Turizm Müdürlüğü, Yeşilay gibi kuruluşlar bizim en büyük paydaşlarımızdır. Bu kuruluşlarla, iş birliği içerisinde, büyük projelere imza atmaktayız. Örneğin Yeşilay’la ilgili yaptığımız çalışmada bağımlılıkla ilgili bir proje yürütüyoruz. Bu bağımlılık sadece alkol veya sigara anlamında anlaşılmaması gerekiyor. Dijital bağımlılık, telefon bağımlılığı ile ilgili birlikte yürüttüğümüz güzel projeler var. Bağımlı olan insanlara bu bağımlılıktan vazgeçilmesi adına çeşitli kurslar düzenliyoruz. Aynı şekilde Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi’nde de yine hastalarımıza yönelik terapi mahiyetinde kurslar planlıyoruz. Ruh Sağlığı Hastanesi Başhekimliği ile birlikte böyle büyük bir projeye de imza attık." şeklinde konuştu.



Sanatsal çalışmalar


Sosyal, kültürel, sportif, akademik, mesleki anlamda kursların yanında sanatsal kurslar da verdiklerini anlatan Kayaokay açıklamasını şöyle tamamladı: "Yine sanatsal çalışmalara baktığımız zaman bizler Şehzadeler Halk Eğitim Müdürlüğü olarak Maarif Topluluğu adı altında öğretmenlerden oluşan bir koro çalışması yapmaktayız. Onun dışında halktan oluşan meşk usulü dediğimiz bir usulle meydana getirilen bir yine Türk Sanat Müziği korosu oluşturduk. Bunların çalışmaları devam ediyor. Aynı şekilde bu oluşturduğumuz koro çalışmaları geçtiğimiz aylarda bir konser verdi. Manisa’da da çok ilgi gördü. Yine aynı şekilde sanatsal çalışmalarımızdan sağlık çalışanlarına yönelik olarak doktorlardan ve sağlık çalışanlarından oluşan bir koro oluşturduk. Sağlıkçılarımızla oluşturduğumuz bu koro çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah mart ayı içerisinde Tıp Bayramı’nda sahne almayı planlıyoruz. Yine aynı şekilde yaptığımız çalışmalardan Maarif Topluluğu adı altında halk oyunları ekibimiz geçtiğimiz günlerde Öğretmenler Gününde sergiledik. Halk oyunları çalışmalarımız da maarif çalışmaları adı altında devam ediyor."



Halk eğitim merkezleri istihdama katkı sağlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara DMM’den "Türkiye’ye BioNTech aşısı gelmedi" iddialarına yalanlama Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ’BioNTech aşısı gelmediği’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, bazı sosyal medya mecralarında, COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ‘BioNTech aşısı gelmediği’ yönünde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi. ‘BioNTech aşısı gelmediği’ iddialarının kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "COVID-19’a karşı geliştirilen BioNTech mRNA aşıları, klinik kullanım amacıyla doğrudan BioNTech SE firmasından temin edilmiştir. Pandemiyle mücadele kapsamında, Mart 2021 tarihinden itibaren salgının son dönemlerine kadar söz konusu aşılar mevzuata uygun şekilde tedarik edilerek vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Öte yandan salgın gibi küresel halk sağlığı acil durumlarında, aşı ve ilaçların temininde "Acil Kullanım Ön Onayı" mekanizması tüm dünyada işletilmektedir. BioNTech mRNA aşıları da Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası bilimsel otoritelerin acil kullanım ön onayı değerlendirmeleri esas alınarak Sağlık Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısıyla pandemi sürecinde yürütülen tüm aşılama faaliyetleri; insan sağlığının korunması önceliğiyle, bilimsel kriterler, şeffaflık ilkesi ve hukuki mevzuat çerçevesinde titizlikle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle kamuoyunun, teknik ve hukuki kapsamından koparılarak dolaşıma sokulan, yanıltıcı ve gerçek dışı nitelik taşıyan iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur."
Gaziantep 51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında firari sanıklar için 10 milyon TL’lik güvence bedeli kararı Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 51 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Furkan Apartmanı davasında iki firari sanık hakkında çıkarılan yakalama kararları, kişi başı 10 milyon TL güvence bedeli yatırılması karşılığında kaldırıldı. Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne neden olan Furkan Apartmanı davası bugün görüldü. Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Faik Ö., Eyüp Ö., Bülent B., Nejdet A., Mehmet A., Oktay A., Ömer Ş., Coşkun Ş., sanık avukatları, maktul avukatları ve maktul aile yakınları katıldı. Duruşmada söz alan maktul aile yakınları, suçluların en ağır cezayı almasını istedi. Sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, suçsuz olduklarını savundu. Duruşma savcısı, taraflarca yeniden bilirkişi raporu talebinin dosyaya geldiği aşama dikkate alınarak reddine ve yakalama kararı bulunan sanıklar için güvence bedeliyle haklarındaki yakalama kararının kaldırılması yönündeki talebinin de reddedilmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararları bulunan Hasan Hüseyin S. ile Abdullah Devrim S.’nin 10 milyon lira güvence bedeli karşılığında yakalama kararlarının kaldırılmasına, diğer sanıkların mevcut durumlarının devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ne olmuştu? Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 19 Temmuz 2024’te görülen karar duruşmasında, mühendis sanık Yılmaz Şahin Yurtyapan hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 16 yıl 8 ay hapis, sanıklar Faik Ö., kardeşi Eyüp Ö. ve Nejdet A. hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan Apartmanı davasında 3 sanık hakkında verilen kararı inceledi. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, beraat kararı verilen sanıklar Faik Ö. ve kardeşi Eyüp Ö. hakkında "kolon kesilmesi" iddiasıyla yeni bir iddianame hazırlandığı, bu nedenle olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu dosyaların birleştirilmesi ve sanıkların birlikte yargılanması gerektiğinin belirtildiği kararda, "Tüm dosyaların birleştirilmesine karar verilerek, tüm delillerin birlikte tartışılması hakkaniyetli bir yargılama için gerekli olmakla birlikte yerel mahkemece verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir" denildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da özel okulda 8 yaşındaki çocuğun darbedildiği iddiası Diyarbakır’da özel bir okulda 8 yaşındaki bir çocuğun darbedildiği iddia edildi. İddiaları reddeden okul yönetimi, darp izlerinin daha önceden olduğunun, öğrencinin ailesi tarafından kendilerine söylendiğini öne sürdü. Diyarbakır’da özel bir okulda eğitim gören 8 yaşındaki M.E.E.’nin geçtiğimiz günlerde okul müdürü ve sınıf öğretmeni tarafından darbedildiği iddia edildi. M.E.E.’nin ailesi, hastaneden darp raporu alarak şikayette bulundu. M.E.E.’nin dedesi Yılmaz Elaldı, geçen hafta okulun bir etkinliğine katıldıklarını belirterek, "Programda M.E.E., ille de beni eve götürün diyordu, bir korku vardı üzerinde. ’Okulun bitsin, öyle eve gideriz’ dedim. Çocuğun üzerinde baskı ve korku vardı. Orada da bize, kafasının çok ağrıdığını söyledi. Eve gelince ‘Müdür saçımdan tutup kafamı duvara vuruyordu’ dedi. Bu çocuklara bunu yapan insan değil. Çocuğu 10-15 gün önce de ben okula götürdüm. Sınıf öğretmeni bana herhangi bir şey de demedi. Bunu arkadaşları yapsa ’arkadaşıdır, normaldir’ olur derim. Bu, çocuğun çocuğa yapabileceği bir şey değil" diye konuştu. "Bunu yapan sınıf öğretmeni ve müdürü" iddiasında bulunan Elaldı, "Şahsen öğretmenle iki defa görüşmüştüm. Dört sefer okula gittim. İki etkinliğe gittim, iki sefer de çocuğu sormaya gittim. Çocuk darbedilmiş. Bu çocuğun herhangi özel bir durumu ve raporu yoktur. Herkes çocuklarını eve götürüp vücutlarına baksınlar. Çocukları dövüp, korkutup eve gönderiyorlar. Yasal işlemleri başlattık, sonuna kadar da bunun arkasındayız" dedi. Özel okuldan yapılan açıklamada ise 11 Aralık 2025 Perşembe günü okullarında meydana gelen hadisenin ilkokul 3. sınıf öğrencisi E.O.’nün sınıf öğretmenine ağlayarak, aynı sınıftaki sosyal mecrada ismi mağdur olarak gösterilen M.E.E. isimli öğrenci tarafından fiziksel şiddete uğradığını söylediği ifade edildi. Açıklamada, "Bunun üzerine sınıf öğretmeni, bu fiziki şiddet olayının ilgili öğrenci tarafından bu öğrenciye ve başka öğrencilere defaatle yapıldığı hususunu göz önünde bulundurarak, uyarması için okul müdürüne götürmüştür. Okul müdürü yanına getirilen öğrenciye önce sözlü nasihatlerde bulunmuş, sonrasında da yazı yazma ödevlendirmesinde bulunmuştur. Bu husus kurum kameralarında da açık ve şeffaf şekilde görülmektedir. Sosyal medyada tek taraflı servis edilen ve okul müdürlüğümüze isnat edilen fiziki şiddetin olmadığı hususu, kamera kayıtlarında da görülmektedir. İlgili kamera görüntüleri savcılık ve kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bununla birlikte şiddete uğradığı şikayetini öğretmene yapan E.O. isimli öğrencimizin darp raporu da mevcuttur. Sosyal medyada ismi geçen öğrencimizde bulunan diz altı morlukların daha önce de var olduğunu bizzat çocuğun annesi de sınıf öğretmenine söyleyerek, bunun için bir hafta önce hastaneye gittiklerini ifade etmiştir. En az bir hafta önceden de görülen morlukların, ilgili gün müdür tarafından darp uygulaması sonucu oluştuğu iddiasını, önyargılı ve tek taraflı olarak görüyoruz. Çünkü kamera kayıtlarından bu iddianın doğru olmadığını görmekteyiz. Kurum olarak bu morlukların oluş şekli ve zamanı ile ilgili gerekli tespitlerin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması için gerekli yasal başvurularımızı yapmaktayız. Kurumsal olarak bu ve benzeri durumlarda öğrenci tarafında olmak temel ilkelerimizdendir. Kurum olarak her iki öğrencimizin de yanındayız. Olayın adil ve ön yargısız çözülmesinin takipçisi olacağız" denildi. Veli olmayan bir kişinin bu olayı farklı yorumlayarak kamuoyuna yanlış biçimde aktarmasını tasvip etmediklerini kaydeden okul yönetimi, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Annenin bacaklardaki morlukların birkaç haftadır olduğu ile ilgili beyanı; çocuğun bacaklarındaki morlukların en az birkaç haftadır var olduğunu, annenin sınıf öğretmenine gönderdiği ses kaydından da açık bir şekilde anlayabilmekteyiz. Hatta bunun için iddia edilen olaydan bir hafta önce hastaneye gittiklerini, kansızlıktan dolayı morlukların oluşma ihtimalini doktora sorduğunu, doktorun da incinmelere dayalı oluştuğunu ifade ettiğini bu ses kaydından anlıyoruz. Kurumdaki kamera kayıtlarından da bu şiddet vakasının ilgili gün okulda oluşmadığı gayet açık bir şekilde görülüyor. Bu kamera kayıtları da emniyete ve savcılığa teslim edildi."