EĞİTİM - 15 Nisan 2025 Salı 14:53

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar: "Deprem bölgesindeki üniversitelerimizin yanındayız"

A
A
A
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar: "Deprem bölgesindeki üniversitelerimizin yanındayız"

Malatya’da İnönü Üniversitesi’nin 50’nci yılı kutlamalarına katılan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Deprem bölgesindeki üniversitelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.


Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Malatya’da düzenlenen İnönü Üniversitesi’nin 50’nci kuruluş yıl dönümü programına katıldı. Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen törende konuşan Prof. Dr. Özvar, hem Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketine hem de Gazze ve Sudan gibi kriz bölgelerindeki öğrencilere yönelik desteklerine dikkat çekti.


6 Şubat 2022’de yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerden en fazla etkilenen illerden birinin de Malatya olduğunu belirten Özvar, "Deprem felaketi Malatya’daki iki üniversitemizi de derinden etkilemiştir. Akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimiz arasında hayatını kaybedenler, yaralananlar olmuştur. Yaşanan bunca yıkımı ve zorluğa rağmen devlet-millet dayanışmasıyla yaraları kısa süre içinde ve büyük ölçüde sarabilmek mümkün olmuştur" dedi.



"Depremden etkilenen üniversitelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz"


YÖK olarak bütün imkanları ile ilk andan itibaren deprem bölgesindeki üniversitelerin ve öğrencilerin yanında olduklarını dile getiren Özvar, "Deprem bölgesindeki öğrencilere kendi illerindeki üniversitelere yerleşirken genel kontenjandan kesinti yapmaksızın yüzde 25 ek kontenjan tanınması, özel öğrencilik ve kayıt dondurma hakkının tanınması gibi uygulamaları hızlıca hayata geçirdik. Deprem bölgesinde yer alan, başta Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerimizdeki üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarına ödenen geliştirme ödeneği oranı 18 ay için yüzde 250 olarak belirlenmiştir. Yükseköğretim Kurulu olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bütün imkânlarımızla depremden etkilenen üniversitelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.


İnönü Üniversitesi’nin yalnızca eğitim ve bilimsel üretimde değil, aynı zamanda sağlık hizmetlerinde de Türkiye’nin ve dünyanın saygı duyduğu bir merkez haline geldiğini de ifade eden Prof. Dr. Özvar, "Tıp fakültesi ve kıymetli personelinin başarılarını büyük bir takdirle izlediğimizi ifade etmek isterim" dedi.



"Filistin halkıyla, Gazze halkıyla birlikte olduğumuzu ifade etmek isterim


İsrail’in Gazze’de eğitim kurumlarına da büyük hasar verdiğini dile getiren Özvar, "Bugün Gazze’de, Filistin’de İsrail, Filistin halkına büyük bir zulüm ve soykırım suçu işlemektedir. Gazze’de binlerce, on binlerce insan İsrail devletinin acımasız bombardımanı altında canlarını kaybetmekte, yaralanmaktadır. Bu zulümden değerli arkadaşlarım, sadece insanlar değil; insanların geçimini temin eden binalar, ticarethaneler, okullar, ibadethaneler ve üniversiteler de etkilenmektedir. Bu insanlık dramı dolayısıyla takip edebildiğimiz kadar Gazze’de pek çok rektör, dekan ve öğretim elemanı vefat etmiştir. Sadece vefatlar neticelenmemiş, pek çok üniversite eğitim ve öğretimine ara vermek zorunda kalmıştır. Eğitim öğretimden uzak, büyük bir mücadele verilmektedir. Bu vesileyle Filistin halkıyla, Gazze halkıyla birlikte olduğumuzu bu vesileyle ifade etmek isterim" diye konuştu.


Filistin’de üniversitesini kaybetmiş ve öğrenim hakkını yitirmiş pek çok öğrenciye Türk üniversitelerinin kapılarını açtığını hatırlatan Özvar, "Şu an itibarıyla üniversitelerimizin imkânları ölçüsünde, Gazze’de zulüm görmüş, üniversitelerini kaybetmiş bir kısım öğrencilerimiz şu anda Türkiye’de eğitimlerine devam etmektedir. Sadece Gazze’de değil, Sudan’da iç karışıklıklar sebebiyle eğitim öğretimlerine devam edemeyen üniversitelerin sembolik bile olsa Türkiye’de ağırlanması kararı alınmıştır. Malatya, Niğde ve Konya’da bulunan üniversitelerimiz, Sudan’ın güzide üniversitelerinin bir kısmına ev sahipliği yapmaktadır. Sadece Gazze’de, Sudan’da değil, Suriye’de de aynı durumda olan öğrencilere kapılarımızı açtık. Bu vesileyle Gazze’de yaşanan soykırıma karşı sesini yükselten ve bundan dolayı üniversitelerinden atılmakla tehdit edilen veya atılan uluslararası bilim insanlarına ve öğrencilere de kapılarımızı açtığımızı bu vesileyle sizlerle paylaşmak isterim" şeklinde konuştu.


Türkiye’nin yükseköğretimde uluslararası öğrencilerin önemli rotalarından ve cazibe merkezlerinden biri haline geldiğini de ifade eden YÖK Başkanı Özvar, "Yükseköğretimde erişilebilirlik ve kapsayıcılık, yükseköğretim sistemimizi en iyi şekilde karakterize eden vasıflardan bir tanesidir" dedi.



"Yapay zekâ ve yapay zekâya dayalı programları 80 üniversiteye birden açacağız"


Yüksek Öğretim Kurulunun geçen sene başlatmış olduğu çok büyük bir kampanyanın olduğunu da hatırlatan Özvar, "Bildiğiniz üzere yapay zekâ ve yapay zekâya dayalı ön lisans ve lisans düzeyinde 17 ayrı programı 20 farklı üniversiteye açtık. Bu sene bu programları, kısmet olursa, 80 üniversiteye birden açacağız. Bu sene itibarıyla inşallah sağlık ve zirai alanda, yani tarım alanında da dijitalleşmeye ilişkin yeni programlar açacağımızı sizlere bildirmek isterim. Üniversitemizin gerek yapay zekâ, gerek ziraat, gerekse sağlıkta dijitalleşme programlarına ilişkin yeni çalışmalar geliştirmesini beklediğimizi ifade etmek isterim" diye konuştu.


İnönü Üniversitesi’nin yarım asırlık geçmişinde yaklaşık 150 bin mezun verdiğini belirten Özvar, "Bilim, düşünce, sanat, sağlık, ekonomi ve toplumsal alanlarda ülkemizin kalkınmasında değerli katkılar vermiş bir üniversitedir. Mezunlarının ülkenin dört bir yanındaki görevleri, bu üniversitenin ne denli güçlü bir birikime sahip olduğunu bizlere göstermesi bakımından fevkalade önemlidir" şeklinde konuştu.


Törene Malatya Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Ayan, İnönü Vakfı Başkanı ve İsmet İnönü’nün torunu Gülsüm Bilgehan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, resmi kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, 16 üniversitenin rektörleri, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.



YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar: "Deprem bölgesindeki üniversitelerimizin yanındayız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "Gövdesi yanan ağaçlar seneye de meyve vermeyebilir" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Meyve ağaçlarının gövdeleri dahi yanmış. Bu önümüzdeki yıl bu ağaçların meyve tutmayacağını gösteriyor. Hem bu hem de önümüzdeki yıl çiftçimiz para kazanamazsa çok büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kalabilir" dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’nın Çubuk ilçesinde çiftçiler ile bir araya geldi. Bayraktar, meyve ağaçlarının olduğu alanlarda inceleme yaptı. "Tarihin en büyük afetini yaşıyoruz" Bayraktar, son haftalarda yaşanan zirai dona dikkati çekerek, "Tarihin en büyük afetini yaşıyoruz. Son 30 yılın en düşük sıcaklık değerlerini gördük. Türkiye’nin tüm vilayetlerinde çok değişik ürünlerinde bu afetleri yaşıyoruz" ifadesini kullandı. "Önümüzdeki yıl bu ağaçların meyve tutmayacağını gösteriyor" Bayraktar, "Ürünlerde yüzde 80’e kadar bir don olayı görülüyor. Bu afetin büyüklüğünü gösteriyor. Benim endişem de şu: Bu sene yanmış ama önümüzdeki yıl meyve tutar mı bu ağaçlar? Meyve ağaçlarının gövdeleri dahi yanmış. Bu önümüzdeki yıl bu ağaçların meyve tutmayacağını gösteriyor. Hem bu hem de önümüzdeki yıl çiftçimiz para kazanamazsa çok büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kalabilir" diye konuştu. "TARSİM’in çok hakkaniyetli hareket etmesini istiyoruz" Çiftçinin destekler ile ayağa kaldırılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: "Burada TARSİM’e düşen görevler var. TARSİM’in çok hakkaniyetli hareket etmesini istiyoruz. Üreticiyi koruyan bir anlayışla adil bir şekilde davranmasını bekliyoruz. Devletten bir takım beklentilerimiz var. Devletimiz böyle bir zamanda çiftçimize yardımcı olmalı, arkasında durmalı. Ayakta kalmasını sağlamalı. Tarlada kalmasını sağlayarak sürdürülebilir üretimi gerçekleştirmesini sağlamalı. Çiftçinin tarlada üretmesini sağlamalı." "Sosyal güvenlik kapsamındaki çiftçimizin sayısı 500 binin altına düştü" Çiftçilerin sosyal güvenlik primlerinin yüksekliğinden yakındığını dile getiren Bayraktar, açıklamasını şöyle tamamladı: "Bu pirimler yüksek olduğu için sosyal güvenlik kapsamından çiftçimiz çıkıyor. Sosyal güvenlik kapsamındaki çiftçimizin sayısı 500 binin altına düştü. Daha da düşecek. Asgari ücret arttıkça ona bağlı olarak sosyal güvenlik primleri de artıyor. O zaman çiftçinin ödeme kabiliyetini kaybettiğini görüyoruz. Pirim desteği bekliyoruz. Hazine ve Maliye Bakanımız ile görüşeceğiz. Sosyal ve Güvenlik Bakanımız ile görüştük. O olumlu bakıyor. Hazine desteği olduğu için Hazine ve Maliye Bakanımızın ikna edilmesi gerekiyor."
Uşak Uşak’ta çiftçilere destek Uşak’ta Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi ve Organik Toprak Düzenleyicisi Kullanımının Yaygınlaştırılması projeleri kapsamında çiftçilere tohum, fide, sera naylonu ve hümik asit dağıtım töreni gerçekleştirildi. Uşak’ta Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi ve Organik Toprak Düzenleyicisi Kullanımının Yaygınlaştırılması projeleri kapsamında çiftçilere tohum, fide, sera naylonu ve hümik asit dağıtım töreni İl Tarım ve Orman Müdürlüğü binası önünde gerçekleştirildi. Törene Uşak Valisi Naci Aktaş, AK Parti Uşak Milletvekilleri İsmail Güneş ve Fahrettin Tuğrul, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Kolcu, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Semiz, İl Tarım ve Orman Müdürü Serkan Bilir, kurum çalışanları ve çiftçiler katıldı. Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi projesi kapsamında 6 bin 180 kg sorgum sudan otu tohumu, 63 bin 650 kg nohut tohumu, 14 bin 575 kg kuru fasulye tohumu, 342 torba yağlık Ayçiçek tohumu, bin 410 kg kırmızı barbunya tohumu, 200 bin fide karnabahar ve brokoli fidesi, 333 bin 333 adet domates fidesi ve 3 bin 575 kg karabuğday tohumu ve 23 bin kg sera naylonu dağıtımı gerçekleştirildi. Organik Toprak Düzenleyicisi Kullanımının Yaygınlaştırılması projesi kapsamında ise 620 litre Hümik asit dağıtımı gerçekleştirildi. Projeler kapsamında bin 475 çiftçinin yararlandığı belirten Vali Aktaş; "Tarım sektörü; sadece ekonomik kalkınmanın değil, aynı zamanda gıda güvenliğinin, kırsal kalkınmanın ve toplumsal refahın da temel taşlarından biridir. Bu bilinçle hayata geçirilen destek projeleri sayesinde, hem tarım arazilerimizin daha verimli kullanılmasını hem de ürün çeşitliliğinin artırılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda, toplam maliyeti 15 milyon 985 bin Türk Lirası olan proje desteğiyle; Sorgum sudan otu tohumu, nohut ve kuru fasulye tohumu, yağlık ayçiçeği tohumu, karnabahar ve barbunya tohumu, domates fidesi, sera naylonu ve hümik asit gibi üretimde verimliliği doğrudan artıracak materyallerin dağıtımını gerçekleştireceğiz. Bu proje ile birlikte bin 475 üreticimize doğrudan ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; üretimin olduğu her yerde bereket vardır. Bizler de alın terini toprağa döken her bir üreticimizin yanında olmaya, onların emeğine değer katmaya devam edeceğiz." dedi. Yaşanan zirai donun çeşitli tarım ürünlerinde ciddi oranlarda hasara yol açtığı aktaran Vali Aktaş; "İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerimizin teknik personelleri tarafından sahada başlatılan tespit çalışmaları sonucunda. Başta şeker pancarı ve haşhaş olmak üzere; badem, ceviz, erik ve üzüm gibi ürünlerin yer aldığı toplam 87 bin 552 dekarlık tarım alanında, yüzde 30 ile yüzde 100 arasında değişen oranlarda zarar tespit edilmiştir. Zarar tespit çalışmalarımız, önümüzdeki günlerde de devam edecek olup, sonuçları Bakanlığımıza Tabii Afet İhbar Formu ile resmi olarak bildirilecektir. Bu nedenle, değişen iklim şartları göz önüne alındığında, tarımsal sigortanın artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu olay bir kez daha göstermiştir ki; don, dolu, sel ve kuraklık gibi olumsuz doğa olaylarına karşı korunmanın en etkili yolu Tarım Sigortaları Havuzu sistemidir. Tarım sigortası, sadece üreticimizi değil, aynı zamanda ülkemizin gıda arz güvenliğini de koruma altına alan çok kıymetli bir mekanizmadır." dedi.
Nevşehir Nevşehir’de çiftçilere fasulye tohumu dağıtıldı Tarım ve Orman Bakanlığı 2025 Yılı Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi çerçevesinde 170 çiftçiye 49 bin 800 kilogram tescilli Derinkuyu Kuru Fasulyesi tohumu teslim edildi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen törene Nevşehir Valisi Ali Fidan, Tarım Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Tarla Ve Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Veyis Yurtkulu, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çiftçiler katıldı. Törende konuşan Nevşehir Valisi Ali Fidan; "Çiftçilerin desteklenmesine yönelik geliştirilen projelerin amacı il genelinde tarımsal üretim ve verimliğin artırılmasıdır. Bu yıl 8 proje uyguladık. 152 bin 555 ton tohum dağıtımı yaptık. 112 bin adet domates ve biber fidesi dağıtıldı. Bu tohum ve fidelerin üreticilerin elinde bereketli olmasını diliyorum. Geçtiğimiz günlerde yaşanan don olayından olumsuz etkilenen bütün çiftçilerimiz geçmiş olsun dileklerimi iletirken, dağıtımı yapılan tohum ve fidelerin hayırlı olmasını diliyorum" dedi. Tarla ve Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Veyis Yurtkulu da konuşmasında, "2021- 2024 yılları arasında 410 bin üreticimize 1,4 milyar lira kamu kaynağı tahsis ederek bin 650 projeye kaynak sağladık. Yaklaşık 7 milyon dekar alanda ekim gerçekleştirmiş oldu. Bitkisel üretimde cumhuriyet tarihinin en yüksek rekoltesine ulaştık. 2023 yılında iklim şartlarının iyi olması, valiliklerimiz ve il müdürlüklerimizin katkısıyla 138 milyon ton bitkisel üretim gerçekleştirdik. 2024 yılında ise 137 milyon ton üretim gerçekleştirmiş olduk. TUİK rakamlarına bakıldığında kuru fasulye üretim miktarımız Nevşehir’de 2004-2024 yılları arasında bin tondan 40 bin tona ulaşmış durumda" ifadelerini kullandı. Törenin sonunda Vali Fidan tarafından çiftçilere kuru fasulye tohumu dağıtıldı.