MAGAZİN
"Hayatın Ritmi" topluluğundan öğretmenlere özel konser 08 Ocak 2025 Çarşamba - 10:33:38 Balıkesir Müzik Akademisi 5. Hafta etkinliği Muharrem Hasbi Anadolu Lisesi Müzik Öğretmeni Evrim Tan koordinatörlüğünde BM 75. Yıl Gençlik Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Etkinlikte öğretmenler çalınan şarkılara ritim kalıplarını kullanarak eşlik etti. Kepsut 125. Yıl Yatılı Bölge Ortaokulu Müzik Öğretmeni Nuri Dağdalen ve Dursunbey Halk Eğitimi Merkezi Müzik Öğretmeni Ayşe Oral Yanık’ın konuk olduğu “Hayatın Ritmi” Müzik ve Ritim Atölyesi’nde öğretmenler keyifli bir çalışma gerçekleştirdi. 2016 Yılında Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında birincilik derecesi elde eden “Hayatın Ritmini Yakala” ekibinin şefi olan Nuri Dağdalen ve gerçekleştirdiği ritim çalışmaları ile başarılı projelere imza atan Ayşe Oral Yanık’ın kendilerini tanıtması ile etkinlik başladı. Her iki öğretmenimizin de öğrencileriyle ritim yolculuklarına dair süreçler dile getirildi. Öğrenciler ile gerçekleştirilen çalışmalar, öğrencilerle yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirilen konserlere dair detaylar, öğrenci velilerinin görüşleri, okulda kurulan ahşap müzik atölyesi, çeşitli proje çalışmaları ve projelerin çıkış noktalarına dair paylaşımlar yapıldı. Sözü ve müziği Nuri Dağdelen’e ait olan “Öğretmen” şarkısı yan flüt ve gitar eşliğinde konuk öğretmenler tarafından sunuldu. Sonrasında temel ritim kalıpları öğretmenlere tanıtıldı ve öğrencilerle yapılan ritim çalışmalarında basitçe nasıl yol alınabileceği üzerine konuşuldu. Darbukalar eşliğinde ritim denemeleri yapıldı. Öğretmenler çalınan şarkılara ritim kalıplarını kullanarak eşlik etti. İl Milli Eğitim Müdürü Murat Demir etkinliğin ardından şu değerlendirmelerde bulundu: "Müzik; öğretmenlerin sadece dersleri için değil, kendi gelişimleri için de önemli bir araçtır. Nuri Dağdalen ve Ayşe Oral Yanık gibi yetenekli öğretmenlerimizin deneyimlerini paylaşmaları, diğer öğretmenlerimize de ilham vermektedir. Sanat atölyeleri, eğlenceli ve interaktif bir öğrenme ortamı sunarak, katılımcıların müziği daha derinlemesine anlamalarını sağlamaktadır. Öğretmen Akademileri kapsamında bu tür etkinliklerin devam etmesi, eğitimde yenilikçi yaklaşımların benimsenmesine ve daha geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlayacaktır."
08 Ocak 2025 Çarşamba - 09:41 Schumann hayranlığı albüm getirdi Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Başar Can Kıvrak çocukluğundan beri hayranı olduğu Robert Schumann’ın çoğu ülkemizde ilk kez kaydedilen solo piyano eserlerinden oluşan ilk albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu. Radyo Borusan Klasik tarafından ayın yorumcusu (Ocak 2025) olarak seçilen, ülkemizin başarılı piyanistlerinden Başar Can Kıvrak, ilk albümü Director’s Cut ile müzikseverlerle buluştu. Albüm, Robert Schumann’ın dört ikonik eserini içeren eşsiz bir koleksiyon sunuyor. Director’s Cut adını taşıyan albüm, Ada Classical etiketiyle tüm dijital platformlarda yerini alırken, bu ay içerisinde CD olarak da müzik mağazalarında satışa sunulacak. Kendi deyimiyle müziğe geç sayılabilecek bir yaşta başlayan ve müzik kariyerinde başarılı bir çizgi izleyen Dr. Öğretim Üyesi Başar Can Kıvrak, piyanoya başlama hikayesini şöyle anlattı: “10 yaşında piyanoya başladım. Sonra 3 yıl tamamen bıraktım. Ortaokulu bitirdikten sonra 15 yaşında tekrar piyanoya devam etme kararı aldım ve aileme piyanist olmak istiyorum dedim. Güzel sanatlar lisesine girdim. 1 yıl orada okuduktan ve Emre Şen’le çalıştıktan sonra Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık Lisesi’ne geçtim. Burada Namık Sultanov’la çalıştım. Sonrasında Gülnara Aziz’in sınıfına girdim. 2004 yılında girdiğim Bilkent Üniversitesi MSSF Piyano Bölümü’nü 2008 yılında bitirdim. Lise ve lisans eğitimimi Bilkent Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra 2008 yılında girdiğim Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarı’na girdim, altı yıl Moskova ‘da kaldım.” Schumann’a adanmış bir kariyer Piyanoya başladığı ilk dönemlerden itibaren Schumann’a büyük bir hayranlık duyduğunu belirten Dr. Öğt. Üyesi Başar Can Kıvrak, “Ünlü besteciye duyduğum hayranlık dünyada Schumann’ın en başarılı icracılarından biri olan Eliso Virsaladze ile yolumun kesişmesini sağladı. Aslında Moskova’ya gitme nedenim Eliso Virsaladze’dir. Virsaladze ile Schumann’ın birçok eserini çalıştım. Her kaydı, her konseri dinlediğinizde orada icracı ile bir bağ kuruyorsunuz. Bu bağ bazen çok derin olabiliyor. Bu beğeniden daha öte bir şey. Piyanistlerle olduğu gibi bestecilerle de bir bağ kuruyorsunuz. Benim açımdan bu bestecilerin başında Schumann geliyor” dedi. Albümün 3 yıllık bir çalışma sonucu ortaya çıktığını anlatan Dr. Öğretim Üyesi Başar Can Kıvrak şunları söyledi: “Albüm 3 yıllık özenli bir çalışma sonucunda dinleyici ile buluştu. Her aşamasında bizzat yer aldım. Schumann’ın onlarca solo piyano eseri var ancak ben programlarımda da bilinen bestecilerin daha az bilinen eserlerini çalmak ve bu eserleri dinleyici ile buluşturmayı seviyorum. Bu albümü kendi hayatımdan bir parça olarak görüyorum. Albümde en derin bağ kurduğum eserlere yer verdim. Albümde 3 no’lu piyano sonatı var. Eser yayınlanmış ve esere bazı nedenlerle müdahale edilmiş. 5 bölümlük eser 3 bölüme düşürülmüş. Tam 17 yıl sonra besteci bir bölüm daha eklemiş ve son olarak 4 bölüm olarak yayınlanmış. Bütün dünyada böyle çalınıyordu. Ben eseri Schumann’ın ilk bestelediği haliyle çaldım. Albümün adının Director’s Cut olmasının sebebi, bu piyano sonatının eserden çıkarılmış bölümlerin de eklenerek genişletilmiş versiyonuyla yer alıyor olması aynı film endüstrisindeki “director’s cut” gibi. Bu versiyon eserin dünyadaki tüm kayıtları arasında bile yalnızca birkaç albümde karşımıza çıkıyor. Benim albümüm bu haliyle çalınan sayılı örneklerinden biri olma özelliğini taşıyor.”
07 Ocak 2025 Salı - 12:32 Balıkesir’den İstanbul’a gençlik ve sanat köprüsü Kültür sanat çalışmalarıyla şehrin sosyal hayatına katkı sunan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’daki Şile Belediyesi ile ortak bir çalışmaya imza atıyor. Büyük bir izleyici kitlesine sahip olan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MOD10 Gençlik Orkestrası, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Şile’de coşku dolu bir konsere imza atacak. Gençlik Haftası kapsamında Şile Belediyesi Gençlik Orkestrası da Balıkesir’de konser verecek. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’na bağlı MOD10 Gençlik Orkestrası, Mayıs ayında gerçekleşecek Gençlik Haftası kapsamında İstanbul’un Şile ilçesinde konser vermeye hazırlanıyor. Şile Belediyesi Gençlik Orkestrası da Gençlik Haftası’nda Balıkesir’de konser verecek. Hazırlıklar başladı MOD 10 Gençlik Orkestrası Şefi Umut Ayral, iki belediyenin yapacağı ortak konser çalışmalarıyla ilgili teknik görüşmeleri yapmak üzere İstanbul Şile Belediyesi Celadet Moralıgil Müzik Okulu’nu ziyaret etti. Okulun eğitim faaliyetlerini yöneten Şef Sinan Deniz Akbay ve eğitmen Nazlıcan Üzeltürk’ün küçük yaşlardan itibaren bu okulda eğitim aldıklarını dile getiren MOD10 Gençlik Orkestrası Şefi Umut Ayral, iki orkestra arasında gerçekleşecek olan iş birliğinin geleceğe taşınacağını hedeflediklerini de ifade etti.
Hülya Koçyiğit 58 yıl önce Zonguldak’ta çektiği filmin gösteriminde halkla buluştu
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 22:23 Hülya Koçyiğit 58 yıl önce Zonguldak’ta çektiği filmin gösteriminde halkla buluştu Yeşilçam’ın ünlü oyuncularından Hülya Koçyiğit, 58 yıl önce Zonguldak’ta çekimlerini yaptığı "Kadın Asla Unutmaz" filminin yeniden gösterimi için halkla buluştu. Sinemanın önemine değinen Koçyiğit, kendisinin gelecekte sinema ile ilgili projesi olmadığını ancak genç sinemacıların tecrübeden yararlanması gerektiğine vurgu yaptı. Zonguldak Kültür Müdürlüğü ve Kent Konseyi işbirliğiyle Yeşilçam Film Günleri etkinliği gerçekleştirildi. 58 yıl önce Zonguldak’ta çekimleri yapılan "Kadın Asla Unutmaz" filminin Valilik binası önünde gösterimi gerçekleştirildi. Filmin başrol oyuncusu Hülya Koçyiğit, etkinlikler kapsamında Zonguldak’a geldi. Vatandaşlarla söyleşi yapan Koçyiğit’e Devrek bastonu ve Elpek bezi hediye edildi. Koçyiğit, hayranlarıyla beraber "Hayat Bayram" olsa şarkısını söyledi. Etkinlik öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hülya Koçyiğit, Zonguldak’ın 58 yılda geliştiğini ve değiştiğini söyledi. Şehirde en çok Gökgöl Mağarası’na hayran kaldığını belirten ve madencilerin önemine değinen Koçyiğit, şunları söyledi: "Çünkü buradan çok güzel anılarla ayrılmıştım. Zonguldak’ta film çektikten sonra bir kez daha gelmiştim. O zaman yollar çok zorluydu, toprak yollardan geçmiştik. Bu sefer çok konforlu bir yolculuk yaptık. Yollar düzelmiş, tüneller açılmış, yol kısalmış. Gayet rahat geldik. Zonguldak’ı tekrar göreceğim için heyecanlanıyorum, çünkü burada çok kısa kalmıştık. Çekimler sırasında fırsat bulup çok fazla gezememiştik ama o meşhur sarkıtların olduğu Gökgöl Mağarası gözümün önünden gitmiyor. Müthiş bir ihtişamı vardı. O zamanlarda çok rica etmiştim, ’Ne olur beni madenlere götürün, oradaki işçilere bir selam vermek istiyorum’ diye. Maalesef beni madenlerin derinliklerine indirmediler, ama işçilerle birlikte bir öğle yemeği yediğimizi hatırlıyorum. Onlarla sohbet ettiğimi hatırlıyorum. O günden beri ne zaman bir maden kazası haberi duysam kalbim çarpmaya başlıyor. Hepimiz çok zor bir iş yaptıklarını biliyoruz. Helal olsun onlara, iyi ki varlar." "Türk sinemasında olağanüstü bir gelişme var" Genç sinemacıların önemli işler yaptığını, eserlerinin uluslararası festivallerde yer aldığını ifade eden Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sinemanın gücünü hep birlikte bugün yaşayacağız. 58 yıl önce çekilmiş bir film, bugün yeniden seyircilerle buluşacak. Bu benim için olağanüstü bir heyecan ve duygusal bir an. Sinema öyle bir sanat ki, nesiller boyu yok olmadan izlenebiliyor. Türk sineması da böyle; geçmişten günümüze halkımızın iliklerine işlemiş bir sanat. Dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Türk sinemasında olağanüstü bir gelişme var. Seçilen konular çok farklı, tekrar eden konular yok. Genç sinemacılar müthiş işler yapıyorlar; çoğu eğitimli, çok girişimci ve dünyaya açıklar. Uluslararası festivallerde hep onların eserleri yer alıyor ve ödüllerle dönüyorlar. Onlarla gurur duyuyorum. Sinema, aslında yaşama ayna tutmak gibi bir şey. Sinema yaşamı, belki de gözümüzle şahit olmadığımız ya da içinde olmadığımız yaşamı bize gösteriyor. Dolayısıyla kadınımızı da, erkeğimizi de sinemada görüyoruz. Sinema bence yaşamın kendisi. Sinema ölmez. Televizyon, günlük hayatımızda kolay ulaşılabilir olduğu için günlük hayatımızda var. Hiçbir şey sinemanın yerini tutamaz. İyi bir filmin yerini hiçbir şey tutamaz. Televizyon belki haber ya da eğlence anlamında, ki son zamanlarda televizyonda eğlence programları yerine daha çok haber programları görüyoruz. Bol bol haber programları görüyoruz. Haberlerde ne yazık ki kaza, ölüm veya kavga haberleri var. Bu nedenle biraz üzülüyorum. Halbuki dünyada ve ülkemizde ne güzel şeyler oluyor. Ne örnek insanlar var. Belki de çocuklara güzellikleri, doğruları ve iyiyi göstermek hepimizin görevi." "Sinema ile ilgili bir projem yok" Bir gazetecinin Yeşilçam oyuncularının günümüz filmlerinde yer almadığına dair sorusu üzerine Koçyiğit, "Aslında gösteriyor da, var da. Bu bir tercih meselesi. Tecrübe çok önemli bir şey. Genç sinemacıların tecrübeden yararlanması lazım" diye konuştu. Sinema ile ilgili bir projesinin olmadığını söyleyen Koçyiğit, "Artık sinema ile ilgili bir projem olmayacak gibi görünüyor. Şimdilik böyle bir düşüncem yok" ifadelerine yer verdi.