SAĞLIK - 30 Aralık 2025 Salı 09:58

Sinsi ilerleyen bu rahatsızlığı ilk fark eden anneler oluyor

A
A
A
Sinsi ilerleyen bu rahatsızlığı ilk fark eden anneler oluyor

Omurganın yana doğru eğilmesiyle ortaya çıkan skolyoz, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde fark edilmeden ilerleyerek hem estetik hem de hayati sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Eğriliğin derecesi ve çocuğun yaşına göre tedavi seçeneklerinin değiştiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem, erken tanının cerrahiye giden süreci kökten etkilediğini vurguladı.


Toplumda çoğu zaman "duruş bozukluğu" olarak değerlendirilen skolyozun, ilerleyen evrelerde omurga gelişimini olumsuz etkileyebildiği belirtiliyor. Uzmanlar, omurganın kendi dengeleme mekanizmaları nedeniyle hastalığın uzun süre fark edilmeyebileceğine dikkati çekerken, bu nedenle çocukluk çağında yapılacak kontrollerin önem taşıdığını vurguluyor.


Skolyozun tanı ve tedavi sürecinin birden fazla branşın değerlendirmesini gerektirdiğini belirten VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Omurga ve Skolyoz Cerrahisi ekibi, hastaların durumuna göre ortopedi ve beyin cerrahisi branşlarının birlikte değerlendirme yaptığını aktardı. Ekipte Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem, Prof. Dr. Mehmet Tokmak, Op. Dr. Cem Sever ve Op. Dr. Bedrettin Özsoy yer alıyor.


"10 dereceye kadar olan eğriliği skolyoz olarak kabul etmiyoruz"


Skolyozun derecesinin tedavi yaklaşımında belirleyici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erdem, şunları kaydetti:


"Biz 10 dereceye kadar olan eğrilikleri skolyoz olarak değil, asimetri olarak kabul ediyoruz. 10 ila 20 derece arasındaki eğriliklerde çoğu zaman herhangi bir tedaviye gerek duyulmuyor ancak çocuğun yaşı ve büyüme potansiyeline bağlı olarak düzenli takip yapılması gerekiyor. 20 ila 40 derece arasındaki eğriliklerde ise egzersiz programları ve korse tedavileri ön plana çıkıyor. 40 derecenin üzerindeki eğriliklerde, çocuğun yaşı da göz önünde bulundurularak cerrahi tedavileri değerlendirmeye alıyoruz. Günümüzde 40 ila 50 derece arası bir gri zon olarak kabul ediliyor. Ancak 50 derecenin üzerindeki eğriliklerin mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor."


"Anneler genellikle ilk fark eden oluyor"


Skolyozun sinsi ilerleyen bir hastalık olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erdem, "Omurga kendi içerisinde eğriliği telafi etmeye çalıştığı için çocuklar tamamen yana eğilmiş gibi görünmez. Bu nedenle hastalığı çoğu zaman anneler fark eder. Omuzlarda seviye farkı, bel çukurlarında asimetri, kıyafetlerin vücuda düzgün oturmaması önemli uyarı işaretleridir" diye konuştu.


Erdem, tanı sürecine ilişkin de bilgiler vererek, "Skolyozun kesin tanısı ayakta çekilen bir röntgen filmiyle konur. Ancak öncesinde basit, hızlı ve etkili bir tarama yöntemi olan öne eğilme testini kullanıyoruz. Çocuk öne eğildiğinde kaburgalar veya bel bölgesindeki asimetri çok daha net şekilde görülür" şeklinde konuştu.


"Tedavi yaklaşımı yaşa göre değişiyor"


Skolyozun başlangıç yaşına göre farklı değerlendirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdem, "10 yaş altındaki skolyozları erken başlangıçlı olarak adlandırıyoruz. Bu yaş grubunda omurga büyümeye devam ettiği için büyüme dostu cerrahilerle omurgayı doğru yönde yönlendirmeyi amaçlıyoruz. 10 yaş sonrası ve büyümesini büyük ölçüde tamamlamış çocuklarda ise omurgayı sabitleyen füzyon ameliyatlarını tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı.


"Skolyoz sadece estetik bir sorun değil"


Skolyozun iç organları da etkileyebileceğine dikkati çeken Erdem, sözlerini şöyle tamamladı:


"Özellikle erken yaşta başlayan ve tedavi edilmeyen skolyoz vakalarında akciğer kapasitesinde ciddi kısıtlılıklar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle skolyoz yalnızca estetik bir problem olarak görülmemeli, mutlaka tıbbi bir hastalık olarak ele alınmalıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Dev dalgaların ardından Samsun sahilinde taşlı manzara Karadeniz’de etkili olan fırtınanın ardından Samsun sahillerinde oluşan hasar, dalgaların çekilmesiyle birlikte gün yüzüne çıktı. Sahile savrulan büyük taşlar, fırtınanın boyutunu gözler önüne serdi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) uyarılarının ardından Samsun’da dün ve bugün kuvvetli fırtına etkili oldu. Rüzgar hızının dün saatte 50 kilometreyi aştığı kentte, dalga boyu yer yer 4 metreye ulaştı. Sahili döven dev dalgalar, kıyı şeridinde taşların karaya savrulmasına neden oldu. Bugün rüzgar hızının 33 kilometreye kadar düşmesiyle dalgalar sahilden çekilirken, fırtınanın bıraktığı izler ortaya çıktı. Etkisi azalsa da devam eden fırtına nedeniyle vatandaşlar sahilde yürümekte güçlük çekti. Fırtınanın birkaç gündür sürdüğünü belirten Sultan Demirci, Samsun’un doğal güzelliğine dikkat çekerek, dalgaların denizden taşları fırlattığını, havanın açık olmasına rağmen rüzgar nedeniyle yürümekte zorlandıklarını ifade etti. Temiz hava almak için sahile çıktıklarını söyleyen Demirci, rüzgarın zaman zaman arkadan ve önden sert şekilde ittiğini dile getirdi. Soğuk ve fırtınalı havaya rağmen sahilde yürüyüş yapmaktan vazgeçmeyen diğer vatandaşlar ise Samsun’da son iki gündür havaların oldukça soğuk geçtiğini, çevre illerdeki kar yağışının etkisinin hissedildiğini belirtti. Mevsim şartlarının bu dönemde normal olduğunu söyleyen vatandaşlar, dalga boyunun önceki günlere göre daha düşük olmasına rağmen denizin halen oldukça hareketli olduğunu kaydetti.