GÜNDEM - 10 Eylül 2024 Salı 09:59

Yaşlı kadının ev yaptırma hayali kabusa döndü: Ablası, köpek ve sopayla dehşeti yaşattı

A
A
A

Kırıkkale’de miras davasını kazanan 59 yaşındaki kadın, köydeki arsasına ev yapmak isteyince ablasının köpeği tarafından saldırıya uğradı ve sopayla darp edildi. Şiddet mağduru kadın, ablasının "ölsün, bir daha gelmesin" diyerek kendisini dövdüğünü söyledi.

Kırıkkale’de yaşayan Sümbül Özdemir, Sulakyurt ilçesine bağlı Hamzalı köyünde anne ve babasından kalan 521 metrekare arsayı almak için açtığı miras davasını kazandı. Mahkeme sonucunda tapuyu alan Özdemir, arsa üzerine ev yaptırma planlarıyla köyüne gitti. Ancak, ablası Sultan Öztürk (65) ile aralarında tartışma yaşandı. Tartışma esnasında köpeğin de saldırısına uğrayan Özdemir, ardından ablası tarafından sopayla darp edildi.

Yaşlı kadının ev yaptırma hayali kabusa döndü: Ablası, köpek ve sopayla dehşeti yaşattı

"Bana ’Ölsün, bir daha gelmesin’ dedi."

Ağır yaralanan Sümbül Özdemir, Sulakyurt İlçe Hastanesi’nde 3 gün süren tedavi sonrasında taburcu edildi. Özdemir, yaşadığı olayı İHA muhabirine şu sözlerle anlattı:

"Annem ve babamdan kalan mirastı. 521 metrekare arsamı kardeşim Sultan Öztürk bana vermek istemedi. Mahkemeyi kazandım, tapumu aldım. Ev yapmak için köye mimarla gittim ama ablam köpeğini üzerimize saldı. Köpek vücudumu yaraladı, ardından ablam sırtıma sopayla vurdu. Kardeşim beni orada istemiyor, bana ’Ölsün, bir daha gelmesin’ dedi. Daha sonra damadım ve kızım köpeğin içtiği suyu üzerime döktü. Kovayla suyu dökünce cana geldim."

Yaşlı kadının ev yaptırma hayali kabusa döndü: Ablası, köpek ve sopayla dehşeti yaşattı

Özdemir, "Köpek eğitimliymiş. Elimi yüzümü ısırmasın diye duvara yaslandım. Kardeşim sopayla dövdü, ’Ölsün bir daha da gelmesin’ demiş. O arsaya ev yapmak istiyorum. Eşim kanserden vefat etti. Kardeşim beni orada istemiyor" dedi. 2018 yılında eşi Celal Özdemir’i akciğer kanserinden kaybeden Sümbül Özdemir, anne ve babasından kalan arsaya ev inşa etmek için ablası Sultan Öztürk hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

Hasan Ay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dr. Demirkıran: "Çocuklarda ihmal edilen geniz eti ciddi sorunlara kapı aralayabiliyor" Medline Adana Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Semih Demirkıran, "Büyüyen ve oldukça fazla miktarda mikrop barındıran geniz eti, yakın komşuluğu nedeniyle tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonlarına zemin hazırlamasının yanı sıra çocuklarda hırçınlık ve iştahsızlık gibi problemleri de beraberinde getirebiliyor" dedi. Demirkıran, yaptığı açıklamada, Toplumda, özellikle çocukluk döneminde sık görülen hastalıkların başında üst solunum yolu ile ilgili sorunlar geliyor. Bu konuyla ilgili en fazla karşılaşılan sıkıntılardan biri de geniz etinde görülen problemler oluyor. İlaçla tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda geniz etinin mutlaka alınması gerekiyor. Büyüyen ve oldukça fazla miktarda mikrop barındıran geniz eti, yakın komşuluğu nedeniyle tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonlarına zemin hazırlamasının yanı sıra çocuklarda hırçınlık ve iştahsızlık gibi problemleri de beraberinde getirebiliyor. İhmal edilmesi halinde gelişme geriliğine bile yol açabiliyor" diye konuştu. Çocuk döneminde sık rastlanıyor Demirkıran, "Geniz eti ya da tıp dilindeki adı ile adenoid, burnun arka kısmında doğuştan var olan bir lenf dokusu şeklinde tanımlanır ve aynı bademcikler gibi vücuda solunum yoluyla giren mikroplara karşı savunmada görev üstlenir. Akut üst solunum yolu enfeksiyonlarında büyümesi normal kabul edilir. Fakat tekrarlayan enfeksiyonlar sonrasında küçülmediği zaman sorun olmaya başlar. Öyle ki bazen neredeyse bir pinpon topu büyüklüğüne erişerek geniz bölgesi olan burnun arka çıkış kapısını bile tıkayabilir" dedi. Ebeveynler dikkatle takip etmeli Demirkıran, şöyle devam etti: "Kimi zaman ebeveynler çocuklarının genizden konuştuğu için ses tonunun farklı olduğunu, iştahının olmadığını, geceleri terlediğini ve horladığını söylerler. Bazen de ağzından salya aktığını dile getirirler. Geniz eti, anatomik olarak en büyük haline çocuk 3 ila 5 yaşları arasındayken ulaşır ve genellikle 7 yaşından sonra da küçülmeye başlar. Ergenlikte ise kaybolur. Bu noktada ebeveynlere oldukça önemli görevler düşer. Zira anne-babalar kimi zaman geniz etinin alınmasından endişe ettiğinden kimi zaman da ‘Nasılsa ileride küçülecek’ diye üzerinde durmadığından bu durum problemin büyümesine ve ileri yaşlarda birçok kronik hastalığın gelişmesine yol açabilir." Sorunlara kapı aralıyor Tedavi edilmeyen geniz etinin, üst solunum yolu enfeksiyon atakları, sinüzit, geniz akıntısı, öksürük, uyku bozuklukları, horlama, ağzı açık uyuma, kulak enfeksiyonları, kulakta sıvı birikmesine bağlı işitme azlığı hatta işitme kaybına yol açabileceğine değinen Demirkıran, "Geniz eti belirtilerinin fazla ortaya çıkmadığı çocuklarda herhangi bir tedaviye gerek yoktur. Geniz eti şişmesini azaltmak için doktor tarafından steroid içeren burun spreyi önerilir. Enfeksiyonun bakteriyel olması durumunda ise antibiyotik kullanımı gündeme gelir. Ancak şikâyetlerin yoğun olması, ilaç tedavilerine rağmen devam etmesi ve sürekli tekrarlaması durumunda geniz eti cerrahi yöntem ile alınmalıdır. Ameliyat genellikle 2 yaşından sonra tercih edilse de nefes tıkanıklığı yoğunsa 1 yaşından sonra da gündeme gelebilir. Ameliyat genel anestezi altında ve ağız yolundan yapıldığı için boyunda herhangi bir kesiye gerek olmaz. Operasyon yaklaşık yarım saat sürer ve hasta genellikle aynı gün taburcu edilerek evine gönderilir" diye konuştu. Demirkıran, çocuklarda geniz eti belirtilerini ise şöyle sıraladı: "Burundan nefes almada güçlük, ağzı açık uyuma, gece terlemesi, horlama, burnu tıkalı gibi genizden konuşma, burun ve geniz akıntısı, uykuda nefes tutma ve ağız kokusu."
Erzurum ETÜ’de kişiye özel diz implantı üzerine geliştirilen çalışma patent aldı ETÜ’de kişiye özel diz implantı üzerine geliştirilen çalışma patent aldı. Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz’ın, Prof. Dr. İrfan Kaymaz danışmanlığında tamamlanan doktora tezi kapsamında, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ömer Selim Yıldırım’ın ve Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Halim Kovacı’nın hak sahipliği bulunan "Anatomik Femur Kemiği Kesme Aparatı ve Kesme Yöntemi" isimli çalışma Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından onaylanarak patent almaya hak kazandı. Konuyla İlgili değerlendirme de bulunan Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz ve Prof. Dr. İrfan Kaymaz şu şekilde konuştular: "Geleneksel total diz protezi tedavilerinin hasar mekanizmalarının başında gelen protezlerin aseptik gevşeme hasarı, implant-kemik uyumu ile ilişkilidir ve anatomik kemik modellerinin dikkate alındığı kişiye özel implantlar bu uyumu artırmaktadır. Kemik morfolojisine göre üretilen bir implantın yerleştirilmesi için ise kişiye özel kesi kılavuzunun oluşturulması gerekir. Doktora çalışmasında, kişiye özel olarak modellenen diz protezinin montajı için ürettiğimiz ’Anatomik Femur Kemiği Kesme Aparatı ve Kesme Yöntemi’ bu kapsamda Türk Patent ve Marka Kurumu"na yapılan başvuru neticesinde patent almıştır. Patentlenen kılavuz ile femural diz protezi uygulanan hastaların protez ömürleri geleneksel protezlere göre daha uzun olması beklenmektedir."