POLİTİKA - 02 Kasım 2024 Cumartesi 14:36

AK Parti Yahyalı 8. Olağan Kongresi gerçekleştirildi

A
A
A
AK Parti Yahyalı 8. Olağan Kongresi gerçekleştirildi

AK Parti Yahyalı 8. Olağan Kongresi’nde ilçe başkanı Adem Sarıçiçek olurken, Yeniden Refah Partisi (YRP) belediye meclis üyesi 3 kişi ise AK Parti’ye geçti.


AK Parti Yahyalı 8. Olağan Kongresi’ne Milletvekilleri Sayın Bayar Özsoy, Murat Cahit Cıngı, Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk, AK Parti İl Başkanı Fatih Üzüm, AK Parti Kayseri Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar, AK Parti Yahyalı İlçe Başkanı Adem Sarıçiçek ve yönetimi, ilçe belediye başkanları, MHP İlçe Başkanı Nebi Akkuş partililer ve vatandaşlar katıldı. Yahyalı Kadın ve Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen kongrede İlçe Başkanı Adem Sarıçiçek tekrar başkan oldu.


YRP’den AK Parti’ye geçtiler


Öte yandan Yeniden Refah Partisi Yahyalı Belediye Meclis Üyesi Yunus Sakızlı, Doğan Çetinkaya ve Abdullah Gündoğan AK Parti’ye geçti. AK Parti’ye geçen meclis üyelerine AK Parti İl Başkanı Fatih Üzüm tarafından rozetleri takıldı.



AK Parti Yahyalı 8. Olağan Kongresi gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Psikolog Sert: “Sosyal medya detoksları yapmak, zihinsel sağlığı güçlendirmek için etkili bir yöntem” Psikolog Özge Sert, sosyal medya kullanıcılarının uygulamalarda geçirdiklerini sürelerini kısıtlayabileceklerini söyleyerek, “Bazen sosyal medya detoksları yapmak, zihinsel sağlığı güçlendirmek için etkili bir yöntem” dedi. Onma Psikoloji’den Psikolog Sert, günümüzde sosyal medyanın günlük yaşamların vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini belirterek açıklamalarda bulundu. Sosyal medyanın kullanıcıların, başkalarının hayatlarına sürekli olarak tanıklık etmesine imkan tanıdığını kaydeden Sert, “Kullanıcılar, arkadaşlarının, tanıdıklarının ve hatta ünlülerin paylaşımlarını inceleyerek bilinçsiz bir taraftan kendilerini kıyaslama eğiliminde oluyor. Bu kıyaslamalar, bireylerin kendi yaşamlarına dair olumsuz duygular beslemelerine yol açabilir. Yapılan araştırmalara göre; sosyal medya platformlarında geçirilen zaman, özdeğer duygusunu zedeleyebilmektedir. Özellikle gençler, hayatlarını sosyal medyada gördükleri mükemmel olarak yansıtılan yaşamlarla karşılaştırdıklarında, kendilerini yetersiz hissetme riskini artırıyorlar. Bu durum da, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabiliyor” diye konuştu. “Kaygı, yalnızlık ve sosyal izolasyon hissetmelerine yol açabiliyor” Sert, sosyal medyanın aynı zamanda anksiyete ve yalnızlık gibi hisleri de beraberinde getirdiğini söyleyerek, “Çeşitli araştırmalar, sosyal medyada geçirilen uzun sürelerin; kullanıcıların kaygı, yalnızlık ve sosyal izolasyon hissetmelerine yol açabileceğini ortaya koyuyor. Kullanıcılar, sosyal medyada yoğun bir şekilde bulunmanın getirdiği duygusal yüklerin farkında olmadan, bu durumun eksilerini göz ardı edebiliyorlar. Sosyal medya kullanımının sağlıklı bir şekilde yönetilmesi, ruh sağlığını korumak için oldukça önemlidir. Kullanıcılar, telefonlarının ayarlar kısmından zaman geçirdikleri uygulama sürelerini kısıtlayabilirler böylece sosyal medya kullanımını yönetebilirler. Her zaman yapamasalar da bazen sosyal medya detoksları yapmak, zihinsel sağlığı güçlendirmek için etkili bir yöntem olacaktır. Bu süreçte bireyler; dijital dünyadan uzaklaşarak, kendilerine ve sevdiklerine daha fazla zaman ayırabilir, gerçek anlarla daha çok temas kurabilirler” şeklinde konuştu. Sosyal medyanın olumsuz etkilerini en aza indirmek için bilinçli bir kullanımın şart olduğunu belirten Sert, “Sosyal medya, doğru yönetildiğinde, bireylerin sosyal bağlantılarını güçlendirebilir; ancak aşırı ve kontrolsüz kullanım, ruh sağlığını tehdit edebilir. Bu nedenle, dijital dünyada yer alırken ruh sağlığımızı da göz önünde bulundurmak önemlidir. Sosyal medya ile ilişkinizi gerektiğinde sorgulayabilir ve ihtiyaç duyduğunuzda profesyonel bir destek alabilirsiniz” dedi.
Antalya Park halindeki okul servisi yanarak kullanılamaz hale geldi Manavgat’ta park halindeki okul servisinde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangında minibüste maddi hasar meydana gelirken, araç sahibi 1 saat önce aracı yıkadığını, olaya anlam veremediğini söyledi. Olay, Antalya’nın Manavgat ilçesi Aşağı Pazarcı Mahallesi Aşık Veysel Caddesi 1071 sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokak üzerinde park halindeki Adem Saban’a ait 07 C 74201 plakalı okul servisinin yandığı ihbarı Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimi ve Manavgat Emniyet Müdürlüğü ekiplerini alarma geçirdi. İhbarla olay yerine gelen itfaiye ekipleri aracın iç kısmının yandığını belirlerken, aracın kapısının açılmasıyla dumanlar çıkmaya başladı. 1 saat önce aracı yıkamış Yangın itfaiyenin müdahalesi sonucunda söndürülürken, aracın iç kısmının konsol, direksiyon, tavan ve koltuklarının tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. İtfaiye görevlileri motor kaputunu açarken aracın motorunun yangından zarar görmediği belirlendi. Yangının servisin içerisinde elektrik aksamından kaynaklandığı değerlendirilirken araç sahibi Adem Saban, yaklaşık 1 saat önce aracının dışını yıkadığını, 1 metre ileriye bıraktığını belirterek “Yoldan geçen bir vatandaşın araçtan duman çıktığını söylemesi üzerine baktığımızda aracımın içerisinin yandığını gördüm” dedi.
Denizli Başkan Erdoğan, “Denizli’miz, bölgesinde fuarlar kenti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” Denizli Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, “Sektörleri ve girişimcileri ile her geçen gün daha da büyüyen Denizli’miz, bölgesinin fuarlar kenti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” dedi. DTO Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Ticaret Odası öncülüğünde düzenlenen Denizli Snack Expo 2024 Atıştırmalık, Kuruyemiş, Kuru Meyve, Cips, Kahve, Çikolata, Şekerleme ve Teknolojileri Fuarını değerlendirdi. Başkan Erdoğan, bu yıl 2.’si düzenlenen fuarda stantlarıyla yer alan 50 firmayı tek tek ziyaret ederek destekleriyle hazırlanan organizasyonun sektörleri için hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. “Bugün, en mutlu anlarımızdan birini daha yaşıyoruz” Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, göreve geldikleri günden bu yana kesintisiz sürdürdükleri gayretleriyle Denizli’deki sektör çeşitliliği ve fuar organizasyonlarının arttığını belirterek, “Bugün, en mutlu anlarımızdan birini daha yaşıyoruz. Çünkü Denizli’mizde her geçen gün sektör çeşitliliğimiz artıyor ve fuarlarımız çoğalıyor. Yılın geriye kalan bu kısa döneminde de hem yurt içine hem de yurt dışına dair yoğun bir fuar takvimimiz var. Kuruyemiş ve makineleri fuarımız, Denizli’miz için ayrı bir anlam taşıyor. Türkiye’de yapılan yaklaşık 5 milyar dolarlık kuruyemiş ihracatının önemli bir kısmı ilimizden gerçekleştiriliyor. Denizli’miz, kuruyemiş makineleri üretiminde de çok önemli bir rol üstleniyor. Sektörün öncülerinden, liderlerinden biri olarak tanınıyor. Bunda katkısı bulunanların, üyelerimizin başarılarının artarak devamını diliyorum” dedi. “Gelecek dönemde bölgesel fuar organizasyonları yapmayı da planlıyoruz” Fuar organizasyonlarını her geçen yıl daha da artırarak devam ettirmeyi hedeflediklerini belirten DTO Başkanı Erdoğan, “Bir amacımız da fuarlarımızı daha güçlü ve etkin hale getirmektir. Zaman zaman karşılaştığımız türbülanslara rağmen fuarlarımızı artırarak devam ettirmeyi arzu ediyoruz; çünkü fuarlar satışlarımızı ve üretimimizi artıran en etkili unsurlardan biri. Üç yıl önce kuruyemiş ve makineleri fuarı ile otomobil fuarı gibi etkinlikler yoktu bu şehirde fakat geldiğimiz noktada sektör çeşitliliğimiz arttıkça fuar organizasyonlarımızın da sayısı arttı ve büyüdü. Bu da ihracatımıza, üretimimize ve istihdamımıza güçlü katkılar sağladı, sağlıyor. Gelecek dönemde bölgesel fuar organizasyonları yapmayı da planlıyoruz. İzmir, Antalya, Denizli, Aydın ve Uşak gibi illerle iş birliği yaparak Ege Bölgesi’ni tüm sektörlerde daha etkin, güçlü ve daha da verimli hale getirmeyi hedefliyoruz” dedi. “Fuar alanlarımıza verimli hale getirecek çalışmalarla yolumuza devam edeceğiz” Odaların yanı sıra Denizli’deki kurum ve kuruluşların, belediyeler ile sivil toplum kuruluşlarının başkanlarının fuarda olmasının da büyük önem taşıdığını ve ayrıca DTO olarak 22 bin 303 üyeleriyle Denizlili firmaları dünyanın dört bir tarafına en güçlü şekilde taşımak için gereken güce sahip olduklarını da belirten Başkan Erdoğan, “Eksik kalan veya aksak giden yönlerimiz varsa, bunları masaya yatırıp birlikte çözmek için sürekli istişare halindeyiz. İnşallah önümüzdeki günlerde fuar alanımızla ilgili de bir görüşme yaparak burayı daha verimli hale getirecek çalışmalarla yolumuza devam edeceğiz. Ticaret Odamızın güçlü yapısı, Denizli’de üretilen her şeyin üyelerimizden olmasını sağlıyor. O nedenle Ticaret Odası olarak fuarlara katılımımız da nitelik, nicelik, satış ve farkındalık açısından son derece önemlidir. Bugün burada, katılımcıların yanında olduğumuzu ve onlara destek verdiğimizi ifade etmek için bulunuyoruz. Ayrıca Ticaret Odası ailesine, yönetimimize, kadın ve genç girişimciler kurulumuz ile meclis üyelerimize de katkılarıyla bizi yalnız bırakmadıkları için teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. “Denizli’nin fuarcılıkta daha ileriye taşınması için birlikte çalışacağımıza inanıyorum” Trend Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kayıkçı ise fuar sektörünün zorlu bir dönemden geçtiğini belirterek, “2024’teki ekonomik kısıtlamalar nedeniyle, yabancı satın alma heyetlerini getiremedik. Ancak yine de fuarımızın tanıtımını, ulusal kanallar ve dış ticaret ataşeliklerimiz aracılığıyla başarıyla yaptık. Yerel teşhir ekipmanları üretimine yatırım yapılması gerektiğine inanıyorum. Bu, sektördeki maliyetleri düşürebilir. Ayrıca fuar alanlarının iyileştirilmesi için hepimizin desteği gerekiyor. Denizli’nin fuarcılıkta daha ileriye taşınması için birlikte çalışacağımıza inanıyorum. Destekleriniz ve katılımınız için teşekkür ediyorum” dedi.
Hatay Çeyizinden kalan dikiş makinesiyle yular dikmeye başlayan Nezahat usta, evinin odasında diktiği eyerleri 81 ile satıyor Hatay’da yaşayan Nezahat Yeni, ‘Destan’ isimli atlarına yular yaparak çıktığı yolda evinin odasında eyer üretip Türkiye’nin 81 iline satarak para kazanmaya devam ediyor. Dörtyol ilçesinde yaşayan Nezahat Yeni, 2016 yılında ‘Destan’ isimli atına yular dikerek eyercilik macerasına başladı. Deprem sonrası evinin odasında eyer dikmeye devam eden Yeni’nin en büyük destekçisiyse eşi İrfan Yeni olmuş durumda. Ev hanımı olan ve çeyizinden kalan dikiş makinesiyle eyer dikmeye başlayan Yeni’nin diktiği eyerler Türkiye’nin 81 ili başta olmak üzere yurt dışına da satılıyor. Eyerlerin fiyatlarıysa 20 bin TL bandında. “İlk başta ufak bir dikiş makinemle başladım ve sonra üç dört tane daha sanayi tipi dikiş makinesi aldım” At eyeri üreten kadın girişimci 46 yaşındaki Nezahet Yeni, “6 Şubat depreminde evimiz zarar gördü ve Adana’daki köye evimize gittik. Bir süre orada kaldıktan sonra dükkanı açtık ve memleketimize geri döndük. Serüvenimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. 2016 yılında kendi Destan adında atımız vardı, serüvenimiz ona yular yaparak başladı ve sonrasında eyer yaparak devam ediyor. Atımıza yaptığımız yular ve diğer eyer gibi malzemelerden tüm insanlar istedi, onlara da yaptık ve daha sonrasında Türkiye’nin 81 iline ve yurt dışına bu eyerlerden gönderimizi yapıyoruz. İlk başta ufak bir dikiş makinemle başladım ve sonra üç dört tane daha sanayi tipi dikiş makinesi aldım. Şu an onlarla üretimi yapıyorum. Eşim en büyük destekçim o iskeletlerini yapıyor. Müşterilerimiz istediği renkleri söylüyor bizde onlara göre eyerlerimizi makinada dikip gönderim yapıyoruz. Müşterilerimiz telefon ederek memnun kaldıklarını ve çok beğendiklerini söylüyorlar. A kaliteli derimizden eğer yapıyoruz ve eyerlerin 5 yıl ömrü oluyor. Ev hanımıydım 10 yıl önce başladım halen bu işi yapıyorum ve kazandıkça dükkanımı da yaptım. Evimde üretiyorum ve dükkanıma gönderiyorum. Eyerlerimizin maliyeti 20 bin TL ve biz 3 bin TL kar ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Benim en büyük destekçim eşim, eşimin en büyük destekçisi de benim” Eşine destek olan İrfan Yeni, el birliğiyle çalıştıklarını belirterek “Benim Destan adında atım vardı; atıma bir yular lazım oldu eşimden bu yuları yapmasını istedim, yaptık çok da güzel oldu. Bizim serüvenimiz bir yularla başladı. Yularını yaptık ondan sonra başlık, koşum ve dizginlerini de yaptık. Kesimlerini ve kaba işlerini ben yapıyorum. Eşim dikiyor, dikim işi de bittikten sonra beraber montajını yapıyoruz çok güzel bir üretim meydana çıkıyor. Benim en büyük destekçim, eşim, eşimin en büyük destekçisi de benim ”dedi.
İstanbul Milli karakol gemisi TCG AKHİSAR yerli ve milli silah sistemleriyle dikkat çekiyor Mavi vatanın bekçisi açık karakol gemisi TCG AKHİSAR yerli ve milli silah sistemleriyle dikkat çekiyor. İnşası devam eden gemi yüzde 80 oranında yerlilik oranına sahip olacak. Gemi hakkında bilgi veren İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, ”İstanbul’dan Kuveyt’e yakıt ikmalsiz seyir yapabilecektir. Gemimiz helikopter kaldırıp indirme kabiliyetine sahip olacaktır” dedi. Mavi vatanda keşif, gözetleme, karakol, Araştırma gemilerimizin korunması, insanı yardım, sancak ve varlık gösterme, tahliye harekatı gibi bir çok görevde yer alacak olan açık karakol gemilerinin inşası İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda devam ediyor. MİLGEM projesi çerçevesinde inşa edilen açık karakol gemisi TCG AKHİSAR’da Milli Savunma Bakanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Dizayn Proje Ofisi’nde gerçekleştirilen MilGEM tasarımı esas alındı. Milli deniz topu kullanılacak Sahip olduğu kabiliyeti ve kullanılacak olan uzun menzili silahlarıyla mavi vatana etkin bir rol oynayacak. AK HİSAR’IN boyu 99,5 metre, genişliği 14.4 m, draftı 3,7, azami sürati 26 knots, tonajı 2 bin 300 ton ve 4 bin deniz milli seyir siasına sahip olacak. ASFAT ana yükleniciliğinde inşa edilen açık karakol gemisi yüzde 80 yerlilik oranına sahip. Gemi de ilk defa MKE tarafından üretimi yapılan 16 bin menzile sahip olan 76 milimetre milli deniz topu da kullanılacak. HAVELSAN, ASELSAN, MKE, ROKETSAN gibi büyük ölçekli firmalarında yer aldı gemi inşasında, gemi savar füzesi ATMACA, Milli Dikey Atım Sistemi-HİSAR O hava savunma sistemi kullanılacak. TCG AKHİSAR Aralık’ta kabul testlerine başlayacak. Açık karakol gemisi hakkında bilgi veren İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, “Ana vatanda güçlü olmak için denizde güçlü olmak ve dünyada söz sahibi olabilmek için denizlerde var olmak vizyonu doğrultusunda gemilerimizin harbe hazır olması yeni inşa gemilerimizin devam etmesi ve bunların bakım idame yapması çok önemlidir. Deniz ticaret yollarımızın açık olması var olabilmek için güçlü ve güvenilir bir donanmaya ihtiyacımız bulunmaktadır. İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda şuan sorumluluğumuz altındaki 170 adet geminin bakımları idameleri ile üzerinde bulunduğumuz açık karakol gemisinin ilki olan TCG AKHİSAR gemimizin milli olarak yapılabilmektedir. Şuana kadar teslim ettiğim etmiş olduğumuz 4 adet ada sınıfı korvet ve 1 adette İstanbul fırkateyninden sonra açık karakol gemimizde de ilklere imza atmış durumdayız” diye konuştu. “Tüm silah ve sistemleri ülkemizde milli olarak gerçekleştirilmiştir” TCG AKHİSAR gemisinin Yüzde 80 oranında yerliliğe sahip olduğunu vurgulayan Tümamiral Yetkin, “MİLGEM tasarımı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Dizayn Proje Ofisi tarafından tasarlanan ASFAT ana yükleniciliğinde inşa edilen bu geminin boyu 99,5 metre genişliği 14,4 metre draftı ise 3.7, metredir. Deplasmanı ise 2 bin 300 tondur. Bu gemilerimizde şuana kadar tüm silah ve sistemleri ülkemizde milli olarak gerçekleştirilmiştir. Yüzde 80 oranında yerliliğe sahip. 80’ne yakın firmamız aktif olarak yer almıştır. Komuta kontrol sistemleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından geliştirilen ve endüstrimize devredilen ADVENT savaş yönetim sistemi HAVELSAN tarafından. İlk kez bu gemiye monte edilen 76 mini metre milli deniz topu Makine Kimya Endüstrisi tarafından birlikte geliştirdiğimiz ve MKE tarafından bu gemiye konulan milli toplumuz yer almaktadır" ifadelerini kullandı. "İstanbul’dan Kuveyt’e yakıt ikmalsiz seyir yapabilecektir" Geminin yakıt ikmalsiz Kuveyt’e seyir yapabilme kabiliyetine sahip olacağını belirten Tümamiral Yetkin, "ASELSAN tarafından üretilen atış kontrol radarlarımız. Muhabere sistemleri, yakın hava savunma sistemlerimiz de ASELSAN tarafından tedarik edilmektedir. Milli deniz topumuz 76 mini metre olarak adlandırılmaktadır, menzili yaklaşık 16 bindir. Topun içerisindeki parçalar tamamen milli olarak üretilmiştir. Bundan sonraki devam gemilerinde de bu top kullanılacaktır. Silah sistemi olarak ROKETSAN tarafından geliştirilen güdümlü mermimiz ATMACA, milli dikey atış sistemimizde HİSAR O adını vermiş olduğumuz güdümlü mermiler de bu gemimizde yer alacaktır. Daha çevreci ve etkin makine kontrol sistemleriyle seyir siasını 4 bin 500 deniz milli olarak belirlemiş durumdayız. Bir başka ifadeyle gemimiz İstanbul’dan Kuveyt’e yakıt ikmalsiz seyir yapabilecektir. 104 personel ile görev yapacaktır. Gemimizde ayrıca ilave personel olarak 10 ton kapasiteli kaldırma kabiliyetine sahip bir helikopter pisti olup Sea Hawk helikopterleri de kaldırıp indirme kabiliyetine sahip olacaktır” şeklinde konuştu. 3 yılda bir gemi yapıldığını belirten Yetkin, “İlk defa bu gemimizde kullandığımız helikopter yakalama sistemi de yine bir başka firmamız tarafından yerlileştirmiş ve burada da kullanıma girecektir. Tasarımı ve fikri mülkiyet hakları Milli Savunma Bakanlığı’mıza ait olan bu gemimiz mavi vatanımızda keşif karakol, gözetleme, insanı yardım tahliye harekatı gibi bir çok faktörleri içerisine alan görev konfigürasyonuna sahip olacaktır. Sahip olduğu imkan kabiliyetleri ile daha etkin silahlara daha uzun menzilleri ile bu görevi layıkıyla yapacağına inanıyoruz. Daha önce 4 yılda yapılan bir gemi uyguladığımız yeni konsept sayesinde 3 yılda yapılabilir hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.