ÇEVRE - 17 Aralık 2024 Salı 14:28

Paflagonya’nın başkenti Kastamonu’da doğada turizm rotaları oluşturuluyor

A
A
A
Paflagonya’nın başkenti Kastamonu’da doğada turizm rotaları oluşturuluyor

Paflagonya bölgesinin başkenti olan Kastamonu’da, Kastamonu Üniversitesi’nce envanter ve rotalama çalışması yapılıyor. Batı Karadeniz Bölgesini kapsayan rotalama çalışmasıyla bölgenin turizm potansiyelinin arttırılması hedefleniyor.


Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, bu alanda yürüttüğü çalışmalara, yeni bir proje daha ekledi. Bu çerçevede, Kastamonu Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal liderliğinde hayata geçirilen “Paflagonya Bölgesinde Doğada Yaşam Becerileri ve Turizm Rotaları” projesi ile Paflagonya bölgesinde önemli bir envanter ve rotalama çalışması gerçekleştiriliyor. Projede Turizm İşletmeciliği doktora öğrencisi Ersin Uğur Aydın ile Turizm Rehberliği lisans öğrencileri Ahmet Emir Eldemir, Emircan Keskin, Tuğba Çadır ve Sude Naz Gedik yer aldı. Çalışma çerçevesinde Kastamonu’nun Azdavay ve Pınarbaşı ilçelerinde yer alan turistik alanlarda envanter ve rotalama çalışması yürütüldü. Bu kapsamda Azdavay Çatak Kanyonu, Azdavay Suğla Yaylası, Pınarbaşı Horma Kanyonu, Pınarbaşı Ilıca Şelalesi ve Dünya’nın ikinci en derin kanyonu olarak kabul edilen Pınarbaşı Valla Kanyonu gezildi.


Proje ekibi, bölgedeki doğal ve kültürel değerleri koruma odaklı bir yaklaşımla alanların envanterini çıkararak sürdürülebilir turizm rotaları geliştiriyor. Projeye, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü Kastamonu Şube Müdürlüğü de destek sağlıyor.


Hazırlanan projede saha çalışması çerçevesinde, doğada yaşam becerilerinin geliştirilmesi, bölgenin eko-turizm potansiyelinin artırılması ve koruma-kullanma dengesi gözetilerek sürdürülebilir turizm planlamasına yönelik önemli çıktılar alınması planlanıyor. Bununla birlikte 4 bin yıllık bir geçmişe sahip Paflagonya’nın başkenti olarak kabul edilen Taşköprü ilçesinde Pompeipolis başta olmak üzere Batı Karadeniz Bölgesindeki envanter ve rotalama çalışmaları ortaya çıkartılması amaçlanıyor. Bartın ve Sinop başta olmak üzere bölgenin envanter ve rotalama çalışmalarının ardından bütüncül olarak kırsal turizmin geliştirilmesi ve bunun akabinde de turizm gelirlerinin daha da arttırılması hedefleniyor.


“Projemizde, Paphlagonia bölgesinin doğal ve kültürel miraslarının tanıtımını yapmayı da amaçlıyoruz”


Proje hakkında bilgiler veren Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Paphlagonia, antik dönemde Anadolu’nun kuzeybatısında, Karadeniz kıyısında bir bölge olarak bilinir. Günümüz Türkiye’sinde Karabük, Bartın, Zonguldak ve Kastamonu illerini içine alır. Bu bölge, antik çağlarda farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve tarihi boyunca çeşitli devletlerin kontrolü altına girmiştir. Küre Dağları ise Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nde, Paphlagonia’nın iç kısmında yer alan bir dağ sırasıdır. Bartın, Kastamonu ve Karabük illerinin sınırları içinde bulunan Küre Dağları, yüksek tepeleri, ormanlık alanları ve zengin biyoçeşitliliği ile bilinir. Bu bölge, doğa turizmi sevenler için çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapar. Doğa yürüyüşleri, kuş gözlemciliği gibi aktiviteler Küre Dağları’nda gerçekleştirilebilecek etkinlikler arasında yer alır. Ayrıca, bölgenin flora ve faunasını koruma amacı güden doğa koruma projeleri de yürütülmektedir. Küre Dağları, tarihî ve doğal zenginlikleri bir araya getirerek Paphlagonia bölgesinin iç kesimlerinde önemli bir doğa turizmi destinasyonu oluşturur. Bu bölge hem tarihi geçmişi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilere çeşitli deneyimler sunar. Belirlenen alanlarda doğayla iç içe doğayla bütünleşmek isteyenlerin tercihi olacak önemli bir turistik destinasyondur. Bu destinasyonda biyoçeşitliliğin içerisinde kamp alanlarının varlığı bu bölgeyi cazip kılan önemli faktörlerdendir. Doğa kampları ile birlikte gerçekleştirilecek birçok sosyal etkinlikle, üniversite, Ortaöğretim öğrencilerine, bölge halkına doğa- doğa sporları sevgisini aşılamayı ve yurdun çeşitli bölgelerinden sporcu ve katılımcılara Paphlagonia bölgesinin doğal-kültürel miraslarının tanıtımını yapmak amaçlamaktadır” dedi.


“Projemizde öğrencilerimize ayrıca doğada yaşam sürdürebilme eğitimi verilecek”


Projenin detayları hakkında da bilgiler veren Haberal, “Doğada yaşam sürdürebilme eğitimi, peşinde koşarak hayatta kalabilmek için gerekli olan temel yeteneği geliştirmeyi amaçlayan bir eğitim türüdür. Bu beceriler, zor şartlar altında yiyecek bulma, su sağlama, barınak inşa etme, yön bulma. Hayatta kalma bilincini geliştirme, sonuçların takibinde zor hayatta nasıl hayatta kalabileceklerini öğretiyor. Acil durumlarda kendine yetebilme becerisi kazandırır. Doğayla uyum sağlama, doğal yaşama uyum sağlamayı ve doğayı daha iyi anlamayı hedefler. Bu becerilerle, doğanın sunduğu kaynaklar. Kriz ve stres yönetimi, beklenmedik zorluklarla başa çıkma olanağını arttırır, stresli ve zorlayıcı sistemin daha soğukkanlı ve gizli hareket etmesini sağlar. Kendine güven ve problem çözme yeteneği, çeşitli sorunların kendi başına çözme, pratik. Doğa bilinci ve sorumluluk, doğada yaşam sürdürebilmek, sürdürebilmek doğaya ve değere karşı genişlemeni arttırmak. Ülkemizde 2016 yılında YÖK kurumlarının ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması’ hareketi kapsamında 2018 yılında Kastamonu Üniversitesine ‘Ormancılık ve Tabiat Turizmi’ konusunda ihtisaslaşma görevi tevdi edilmiştir. Kastamonu Üniversitesi bölgesel kalkınmaya destek vermesi Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından uygun görülmüştür. Bu tarihten itibaren 2016 yılında YÖK kurumlarının ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması’ hareketi kapsamında 2018 yılında Kastamonu Üniversitesine ‘Ormancılık ve Tabiat Turizmi’ konusunda ihtisaslaşma görevi tevdi edilmiştir. Kastamonu Üniversitesinde yapılan ve yapılacak olan projelerin bölgesel kalkınmaya destek vermesi Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından uygun görülmüştür. Türkiye’de Ormancılık ve Tabiat Turizmi alanında İhtisaslaşma üniversitesi olmuştur” diye konuştu.


“Projemizle, bölgemize yatırımcıları çekebilmeyi, ilin ve bölgenin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlamayı amaçlıyoruz”


Kastamonu Üniversitesi’nin bu kapsamda diğer üniversitelere de yol gösterici olmasının hedeflendiğini söyleyen Haberal, “Ormancılık ve Tabiat Turizmi ile bölgesel kalkınma, ulusal kalkınma ve gerçekleştirilecek iş birlikleri ile uluslararası kalkınma sağlamayı, nitelikli eğitim sunmayı ve böylece katma değerli işlerde çalışacak kalifiye insan sayısını artırmayı, bu kapsamda farkındalık oluşturarak sertifikalı çalışan sayısını artırmayı, üniversitenin kendi kaynaklarının da yetkinliğini artırmayı, bölgemize yatırımcıları çekebilmeyi ilin ve bölgenin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Tabiat Turizmi çerçevesinde bilimsel projelere devam etmektedir” şeklinde konuştu.


Haberal, projenin ilk etabında yaklaşık 15 kilometrelik bir yol kat ettiklerini ve ilerleyen süreçte elde ettikleri bilgi ve doneleri kamuoyuyla tekrar paylaşacaklarını kaydetti.


“Gezdiğim yerlerde enstrümanlar çalarak hem eğlendik hem de yürüyüş yaptık”


Rize’den Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi’ne doktora yapmak için geldiğini söyleyen Ersin Uğur Aydın ise, “Hikmet Haberal hocamızla birlikte üç gün boyunca Paflagonya bölgesinde rotalama çalışmasında bulunduk. Bir günde insanların yapamayacakları şekilde planlama yapıp üç kanyonu, bir yaylayı ve bir köyü bir gün içerisinde gezdik. Zor bir rotaydı, biz ortalama 15 kilometre yol kat ettik. Çok güzel bir çalışmaya imza attık. Horma Kanyonu’nu çok beğendim. Çok muhteşem bir turizm alanı diye düşünüyorum. İnsanların burasını görmesini isterim. Bölgeye katkı sağlayacak bir turizm rotası. Bizim de burasını görmek güzel oldu. Böyle bir güzelliğinde Kastamonu’da da olması bölge için çok büyük bir değer. Özellikle rehberlik bölümü öğrencilerine bu bölgenin gösterilmesi gerekiyor. Hatta bazı derslerin doğada bu bölgelerde işlenmesinin daha doğru olabileceğini düşünüyorum. Horma Kanyonu’nun manzarasını anlatmaya kelimeler yetmez. Bizler hatta gezdiğim yerlerde enstrümanlar çalarak hem eğlendik hem de yürüyüş yaptık. Benim için çok güzel bir deneyim oldu” ifadelerini kullandı.


“Bilinmeyen bu doğal güzellikleri turizme kazandırıp, ülkemize daha fazla turist çekerek, turizm gelirlerini arttırmak istiyoruz”


Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ahmet Emir Erdemir de Paflagonya’nın bilinmeyen turizm güzelliklerini Türkiye turizmine kazandırmak için önemli bir çalışma yaptıklarını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçak kazasını araştırmak için 8 kişilik heyet Bakü’ye gidiyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bakü-Grozni seferi sırasında Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarına düşen Azerbaycan Havayolları’na ait yolcu uçağının incelenmesi için 8 kişilik bir heyet görevlendirdiklerini açıkladı. Bakan Uraloğlu, heyetin bu akşam yola çıkarak yarından itibaren çalışmalara başlayacağını kaydetti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 25 Aralık günü Bakü-Grozni seferi sırasında Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında düşen Azerbaycan Havayolları AZAL’a ait yolcu uçağının kaza-kırımının incelenmesi için Türkiye’den 8 kişilik bir heyeti görevlendirdiklerini duyurdu. Bakan Uraloğlu, “Azerbaycan Devlet Sivil Havacılık Ajansı’nın talebi üzerine kazanın nedenlerini araştırmak, teknik ve operasyonel analizler yapmak ve gerekli desteği sağlamak amacıyla uzman bir heyet oluşturduk. Heyetimiz, yerel yetkililerle koordinasyon içinde olayın tüm yönleriyle incelenmesi ve sonuçların raporlanması için çalışacak” dedi. Bakan Uraloğlu, heyetin bu akşam Bakü’ye seferiyle hareket edeceğini, yarından itibaren çalışmalarına başlayacağını bildirdi. Uraloğlu, “Türkiye olarak her koşulda Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu belirtiyor, Azerbaycanlı kardeşlerimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Patronunun öldüresiyle darp ettiği çalışan yüzde 32 fiziksel engelli kaldı İstanbul’da parkta içki içmesine tepki gösteren patronu tarafından öldüresiyle darp edilen çalışan, yüzde 32 fiziksel engelli kaldı. Kameraya da yansıyan saldırıyı gerçekleştiren kişi hakkında ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Olay, 3 Haziran akşamı İstanbul’un Sultangazi ilçesindeki bir parkta meydana geldi. İddialara göre, 28 yaşındaki reklam firması çalışanı Nail Baran, iş amacıyla gittiği İstanbul’da kaldığı misafirhanenin yanındaki parkta içki içti. Çalışanının durumundan haberdar olan Burak A. (40), Baran’ın yanına giderek tepki gösterdi. İkili arasında çıkan tartışma kısa sürede alevlenerek kavgaya dönüştü. Burak A., yanındaki sopayla Baran’ı darp etmeye başladı. Beraberindeki kişilerle birlikte Baran’ı hareketsiz kalıncaya kadar darp eden Burak A., olayın ardından parktan ayrıldı. Ağır yaralı Baran ise, kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım servisinde iki gün müşahede altında tutuldu. Yüzde 32 fiziksel engelli kaldı Başına 55 dikişi atılan Baran, hastanedeki 5 günlük tedavi sürecinin ardından taburcu edilerek Ankara’ya döndü. Darp edilen Baran’a yüzde 32 bedensel engelli raporu verilirken, saldırgan patronu hakkında ise ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Ruh ve beden sağlığının bozulduğunu ifade eden Baran hayatının altüst olduğunu dile getirirken, avukatı Rabia Ercan Şengül ise saldırganın olaydan aylar sonra ifadesinin alındığını ve yoğun çabaları sonucu dava açabildiklerini ifade etti. Devam eden soruşturma çerçevesinde ifadesi alınan Burak A., suçlamaları kabul etmedi. Yurt dışı çıkış yasağı uygulanan şüpheli serbest bırakılırken, bir sonraki duruşma Şubat 2025’e ertelendi. “Travmalardan dolayı ilaç kullanıyorum” Yaşadığı olayla ilgili konuşan Nail Baran, “İş için İstanbul’a gitmiştim. Çalışmamızı gerçekleştirdikten sonra konaklayacağımız otele geldik. Otelin karşısındaki parkta alkol kullanıyordum, arkadan patronum seslendi. Bana burada alkol almamam gerektiğini söyledi. Ben de kendisinin bana karışamayacağını söyledim. Aramızda arbede çıktı. Ben oradan uzaklaşmak istedim. Sonradan öğrendiğim kadarıyla arkamdan sopayla bana vurmuş. Bilincim gitmiş. Yere düştükten sonra da darp etmeye davam etmişler. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Aldığım darbelerden dolayı kafatasımda kırık oluşmuş ve beyin kanaması geçirmişim. Gözlerimi iki gün sonra açtım. Sıkıntılı dönemler geçirdim. Yürüyemiyordum, ihtiyaçlarımı ağabeyim sayesinde gideriyordum. Kafama 55 tane dikiş attılar. Çenemde ve yüzümde kırıklar var. Görme kaybı yaşıyorum. Şu anda yüzde 32 engelliyim ve bu sayı artacak. Ruh sağlığım da bozuldu. Psikolojik tedavi görüyorum. Travmalardan dolayı ilaç kullanıyorum. Hafıza kaybı yaşıyorum” dedi. “Annemin adını dahi hatırlayamamıştım” Ruh sağlığında da bozulmalar olduğunu dile getiren Baran, “Annemin adını dahi hatırlayamamıştım. Günlük hayatımda da sıkıntılar var. Çalışamıyorum. Kız arkadaşımla evlilik düşünüyordum. Bu olaylardan sonra o da evliliğe sıcak bakmadı. Hayatım altüst oldu. Yargı sürecini bekliyoruz. Davanın takipçisiyiz. Sonuç ne olacak bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “Dosyaya müdahale ettirildiğini düşünüyoruz” Avukat Rabia Ercan Şengül ise, karşı tarafın yargı kanadındaki bağlantılarını kullanarak dosyaya müdahale ettirdiğini iddia ederek, “Müvekkilim olaydan sonra hayatına yüzde 32 fiziksel engelle devam etmeye başladı. Olaydan sonra günlerce yoğun bakımda kaldı ancak saldırgan şahsın yapılan tüm araştırmalara rağmen olaydan 3 ay sonra ifadesi alındı. Savcılık olayın peşine düşmedi. Saldırgan gözaltına dahi alınmadı. İddianame düzenlendi. ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar ceza yargılaması devam ediyor. Duruşmamız 2025 Şubat ayında gerçekleştirilecek. Saldırganın tanıdıklarının ve aile çevresinin yargı mensubu olduğunu öğrendik. Bu nedenden dolayı dosyaya müdahale ettirildiğini düşünüyoruz ancak bununla ilgili bir delilimiz mevcut değil. Şahsın tutuklanmasını talep ettik fakat mahkeme bunu reddetti. Mahkeme, yurt dışı çıkış yasağına ve adli kontrol kararının yeterli olduğuna kanaat getirdi” dedi. “Çöp poşeti gibi taşımışlar” Soruşturmanın takipçisi olacaklarını kaydeden Şengül, “Davanın takipçisiyiz. Şüpheli, müvekkilimi öldü sanarak olay yerini terk etti. Saldırgan ve beraberindekiler müvekkili çöp poşeti gibi taşımışlar. Bir kişi yargılanıyor ancak saldırgan tek değildi, yanında en az 3 kişi vardı. Mahkeme ise sadece bu kişilerin tanık sıfatıyla ifadesine başvurdu. Hatta duruşmadan önce tanıkları dinlemek için bir ara karar alındı” dedi.