EKONOMİ - 16 Kasım 2025 Pazar 13:33

KUZKA’nın desteğiyle kurulan mısır kurutma tesisi ile çiftçiler ürünlerini değerinde satabilecek

A
A
A
KUZKA’nın desteğiyle kurulan mısır kurutma tesisi ile çiftçiler ürünlerini değerinde satabilecek

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesine bağlı Çetmi köyünde Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) desteğiyle kurulan mısır kurutma tesisiyle çiftçiler, ürünlerini artık değerinde satabilecek.


Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında desteklenen proje, 2 milyon 72 bin TL bütçeyle hayata geçirildi. Bu bütçenin 1 milyon 450 bin TL’si KUZKA tarafından karşılandı. 18 aylık uygulama sürecinde Çetmi köyünde trafo, silo ve kurutma makinesi yatırımlarıyla modern bir kurutma tesisi kuruldu. S.S. Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği (Köy Koop) tarafından işletilen tesis, hem tarımsal üretimi teşvik etmeyi hem de bölge ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor.



Yıllık 850 ton kurutulmuş mısır üretim kapasitesi hedefleniyor


Tesisin faaliyete geçmesiyle birlikte Kastamonu’da yıllık 850 ton kurutulmuş mısır üretim kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. İlk etapta 168 kooperatif ortağının kullanımına sunulan tesisten çevredeki yaklaşık 250 çiftçinin yararlanması planlanıyor. Bölgedeki 10 köye hizmet verecek tesis, tarım sektöründe yeni bir istihdam alanı da oluşturacak.



Üreticiye eğitim, bölgeye istihdam sağlayacak


Tesis bünyesinde dört kişilik istihdam sağlanacak; bir ziraat mühendisi ve bir teknik personel sürekli görev yapacak. Proje kapsamında ayrıca "mısır kurutmanın püf noktaları" ve "küf oluşumunun sakıncaları" konularında düzenlenen eğitimlerle yaklaşık 250 çiftçiye bilgi desteği verildi.



Doğal kurutma yerine modern yöntem kullanılacak


Kastamonu’da mısır üretiminin sınırlı kalmasının en önemli nedeni, yüksek nem oranına sahip mısırın pazarlanmasının zor olmasıydı. Hasat sırasında nem oranı yüzde 25’e kadar çıkan mısırın uzun süre saklanabilmesi için bu oranın yüzde 14’ün altına düşürülmesi gerekiyor. Yeni tesis, küf ve bozulma riskini ortadan kaldırarak ürün kalitesini koruyacak ve çiftçilere önemli bir avantaj sağlayacak. Mısır kurutma tesisinde yüzde 25’lerde olan nem oranı, yüzde 12’lere kadar düşürülerek daha uzun süreli saklanabilmesine imkan sağlıyor. Bu sayede çiftçiler, ürünlerini il dışına getirmeden daha uygun imkanlarla ürünlerini kurutarak saklayabiliyor.



"20 bin tonda 23-25 civarında olan nemi mısır kurutma tesisinde 14-15’lere kadar düşürüyoruz"


S.S. Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği’nde teknik destek personeli olarak görev yapan Sefa Akgün, "Bu tesis, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından buraya hibe desteği ile kuruldu. Burada mısır ve tahıl ürünlerini kurutuyoruz. Çiftçilerimize daha iyi hizmet verebilmek için bu tesisi çalıştırıyoruz. Kapasitesi ilk depolamada 20 ton ürün alıyor. Onun harici gelen mısırları silolarımıza alıyoruz, silolarda bekletiyoruz. Kuruttuktan sonra kurutan malzemeyi vatandaşa teslim ediyoruz. Sonra silodan tekrar çekiyoruz. Gelen mısırın ilk önce nemine bakıyoruz. Almadan önce ortalaması şu an için 22-23 nemde geliyor. Daha sonra kurutup bunu 14-15’lere kadar düşürüyoruz. Burası kurulmadan önce diğer illerde Karabük, Vezirköprü taraflarında oralarda birkaç tesis var ama faal durumda değil, çalışır durumda değil yani şu an için. Buraya şimdi vatandaşlar geliyordu, tacirlere satıyordu, mısırı oradan gidiyordu, depolama olmuyordu ama şu an için biz, nemini düşürdüğümüz için tuttuğumuz için vatandaş kendisi depolayabilir. Artık mısırın nemine göre fiyat alımı var. Nemine göre fiyatını da belirliyorlar. Şu an için ortalaması atıyorum. 20 bin tonda nem 23-25 nem oluyor. Mısır Kurutma Tesisinde bu nemi 14-15’lere kadar düşürüyoruz" dedi.



"Buğday, arpa, mısır gibi ürünlerini burada kurutup, yıl boyunca saklayabiliyor"


Tesisin yeni çalışmaya başladığını söyleyen Akgün, "Mısır kabulüne yeni başladık. Yaklaşık olarak iki hafta kadar oldu, 40 ton kadar kuruttuk, teslim ettik ve şu an için hiçbir sıkıntı yok. Şu an için arayan soran çok maliyet de düşünüyorlar. Tabi maliyeti hesapladık. Biz vatandaşlara uygun gelirse kurutacaklar. Çiftçimiz kendisi ürünü getirip buraya döküp kendisi burada bekliyor. Kuruttuktan sonra alıp gidiyor. Nakliye ücreti vesaire bir şey yok, yol masrafı yok, dışarıda illere kamyon bulacak hiçbir şey yok. Buraya mısırı getiriyor, döküyor, kurutup tekrar traktörüne yükleyip gidiyor. Yaklaşık olarak 23 nem olarak geliyor, bir saatte falan düşüyor yaklaşık olarak 20 tonda buradan aldıkları ürün 14-10 neme kadar düşüyor. Biz, bunu daha önce bu mısır kurutma tesisi çok araştırdık. Buralarda Kastamonu ilinde hiç yok, olmadığı için de vatandaşın bunu ihtiyacı olduğunu düşündük. Buğdaydır, arpadır, mısırdır. Bunları kurutamadığı için saklayamıyor, onun için sürekli satıp yenisini yani kurusunu alıyor, bu da maliyet gerektiriyordu. Biz de araştırdık. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’ndan hibe desteği alarak bu tesisi kurduk. Mısır kurutmayı yapmamızda ki amaç çiftçilerimizin mısırı veya diğer ürünleri saklayabilmelerine imkan sağlamak. Şimdi biz, bu tesisi kurduktan sonra mısırı saklanabilir derecede olan 13-14 neme kadar düşürdüğümüz için çiftçimiz bunu alıyor. Sonra kendisi depoluyor. Bunu yıl boyunca hayvanlarına yem olarak yediriyor" diye konuştu.



KUZKA’nın desteğiyle kurulan mısır kurutma tesisi ile çiftçiler ürünlerini değerinde satabilecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bilal Erdoğan Kütahya’da konuştu: "Büyük mesafeler katettik" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Kütahya’da düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü" paneline katıldı. Kütahya Kadim Konağı’nda gerçekleştirilen Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi Genel Kurulu ve panel programına İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Prof. Dr. Ömer Türker, Prof. Dr. M. Sait Gökalp, Prof. Dr. Süleyman Elik, Prof. Dr. Ubeydullah Sezikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı. Panelde konuşan Bilal Erdoğan, Türkiye’nin 25 yıl önce 200 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirinin bugün 1,6 trilyon dolara ulaştığını söyledi. Kişi başına düşen milli gelirin ise 3 bin dolardan 18 bin dolara yaklaştığını ifade eden Erdoğan, bu ekonomik büyümenin toplumun beklentilerini de köklü şekilde değiştirdiğini dile getirdi. Ekonomik gelişmenin sivil toplumu da güçlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Anne babalarımızın yaşadığı Türkiye ile bugün çocuklarımızın yaşadığı Türkiye aynı değil. Gelişen bir ülkede sivil toplumun büyümesi, taleplerin artması ve gönüllülüğün yaygınlaşması kaçınılmazdır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ulaşım, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda büyük mesafeler kat edildiğini belirten Bilal Erdoğan, geçmişte siyasetten beklentilerin ‘devlet baba’ anlayışı çerçevesinde şekillendiğini hatırlattı. Erdoğan, "Bugün Türkiye’de devletin sunduğu hizmetler birçok alanda gelişmiş ülkelerle yarışır hale geldi. Cumhurbaşkanımız siyasetin gerçekten bir şeyler yapabildiğini topluma gösterdi" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin toplumsal dönüşümde belirleyici olduğunu ifade eden Erdoğan, "Toplumun önünde yürüyerek ezberleri bozdu. Değeri, elbette ki olmadığı zaman daha net anlaşılacak. Büyük liderlerden sonra bu hep yaşanmıştır" dedi. Sivil toplum kuruluşlarının sahaya daha fazla hakim olması gerektiğine dikkat çeken Bilal Erdoğan, sağlık, eğitim ve sanayi gibi alanlarda işi doğrudan yapanların çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bir hastalığı yaşayanlar, o hastalıkla ilgili en doğru çözümü siyasetçiye anlatmalı. Seramikten eğitime kadar her alanda, o işin erbabı siyasete yol göstermeli" ifadelerini kullandı. Kültür ve kimlik vurgusu da yapan Erdoğan, Türkiye’nin gelişmek için kendi değerlerinden vazgeçmek zorunda olmadığını belirtti. Erdoğan, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde görüldü ki gelişmek için kimliğimizi reddetmemiz gerekmiyor. Kendi kültürümüzle, kendi inancımızla da dünyanın zirvesine oynayabiliriz" dedi. Kendi kültürüne yaslanmadan başka kültürlerle sağlıklı ilişki kurulamayacağını söyleyen Erdoğan, "Köklerimizden ilham alarak dallarımızı her yere yaymamız gerekiyor. Kendi toprağında kök salmayanın başka yerlere uzanması mümkün değildir" şeklinde konuştu. Program, panel değerlendirmeleri ve genel kurulun ardından sona erdi.