SAĞLIK - 05 Aralık 2025 Cuma 12:07

Örnek olacak karar: Kahramanmaraş’ta Özel Megapoint Hastanesi’nde alınan fazla ücret tüketici hakem kararıyla iade edildi

A
A
A

Kahramanmaraş'ta Özel Megapoint Hastanesi'nde endoskopi ve kolonoskopi için kendisinden 21 bin TL talep edildiğini belirten Behçet Okumuş, ödediği tutarın fahiş olduğu gerekçesiyle başvurduğu Tüketici Hakem Heyeti'nin bilirkişi raporu doğrultusunda lehine karar verip ücretin 14 bin TL'den fazlasının iadesine hükmedildi.

Kahramanmaraş'ta yaşayan Behçet Okumuş, 04 Eylül tarihinde kentte faaliyet gösteren Özel Megapoint Hastanesi'nde endoskopi ve kolonoskopi işlemlerini yaptırdı. İşlem sonrasında kendisine 21 bin TL civarında bir ücret tahakkuk ettirildi. Okumuş, ücretin mevzuata aykırı şekilde tahsil edildiğini belirterek hastaneye itiraz etti ancak talebi hastane yönetimi tarafından reddedildi. Bunun üzerine hasta, faturasıyla birlikte Onikişubat İlçe Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurdu. Bilirkişinin görüşünde Okumuş, haklı bularak yaklaşık 2 ay içinde lehine karar verdi. Kararda fazla tahsil edilen 14.067,16 TL'nin hastane tarafından iade edilmesine, 2.282 TL bilirkişi ücretinin yine hastane tarafından karşılanmasına hükmedildi.

"3 bin TL'lik işlem için 21 bin TL gibi fahiş bir fiyat çıkardılar"

Süreci anlatan Okumuş, "Ben, 9. ayın 4'ünde Kahramanmaraş'ta bulunan bir hastaneye rahatsızlığım dolayısıyla müracaatta bulundum. Hastane, tedavim açısından endoskopi ve kolonoskopi olmam gerektiğini söyledi. Ben de kabul ettim ancak bana 21 bin TL gibi fahiş bir fiyat çıkardılar. İtiraz ederek, sosyal güvenlik kurumu ile özel hastaneler arasındaki anlaşmanın böyle bir ücreti mümkün kılmadığını, tutarın çok fazla olduğunu söyledim. Buna rağmen 'Olacaksan ol' denildi ve mecburiyetten işlemi yaptırmak zorunda kaldım. Kahramanmaraş deprem bölgesi şu anda hastanelerimiz yıkıldı, inşaatlar devam ediyor. Bu nedenle mecbur kaldım. Endoskopi ve kolonoskopi işleminden sonra faturamla birlikte bunun yanlış olduğunu, kanunun açık ve net şekilde özel hastanelerin SGK kapsamında yüzde 200'den fazla ücret alamayacağını, yani 3.000 TL'lik bir işlem için 6.000 TL'den fazla talep edilemeyeceğini belirterek 12 Şubat Tüketici Hakem Heyeti'ne başvuruda bulundum. Tüketici Hakem Heyeti, bilirkişiden görüş istedi. Bilirkişi lehime görüş verince heyet yaklaşık 2 ay içinde kararını çıkardı ve sağ olsunlar lehime hüküm verdiler" dedi.

"Ben 21 bin lira ödedim, 15 bin lirası bana iade edildi"

Kahramanmaraş'ta büyük bir afet yaşadıklarına değinen Okumuş," Şu anda hastanelerimiz inşaat hâlinde, vatandaşlarımız zor durumda. Özel hastanelere burada büyük görev düşüyor, insanlara fahiş fiyat çıkarmaktan kaçınmaları gerekiyor. Bu felaketi hep birlikte yaşadık, enkazdan hep birlikte çıktık. Tüm vatandaşlarımızın bu konuda hassasiyet göstermesini özellikle temenni ediyorum. Özel hastaneler konusunda daha dikkatli olmalarını, hak arama noktasında faturalarıyla birlikte Tüketici Hakem Heyeti'ne müracaat etmelerini istiyorum. Haklarını arasınlar, böyle bir hakları var. Ben 21 bin lira ödedim, yaklaşık 15 bin lirası bana iade edildi" diye konuştu.

Halil Ulubey - Mustafa Kutlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Merkezefendi’de buz pateni pisti açıldı Merkezefendi Belediyesi, çocukların ve ailelerin keyifli vakit geçirmesi için Merkezefendi Kültür Merkezi’nin yanında Buz Pateni Pisti’ni vatandaşların hizmetine sundu. Renkli etkinlik alanlarıyla dikkat çeken pist, Mart ayına kadar açık kalacak. Sosyal ve kültürel etkinliklerle ilçe genelinde çalışmalarını sürdüren Merkezefendi Belediyesi, çocuklar ve gençler için eğlence dolu bir alan oluşturdu. Merkezefendi Kültür Merkezi’nin yan tarafına kurulan geniş Buz Pateni Pisti, kısa sürede çocukların ve gençlerin buluşma noktası haline geldi. Çocuklar buz pateni yapmanın keyfini yaşarken, aileler için de alan çevresinde sokak lezzetleri, lunapark ve alışveriş stantları kuruldu. Yiyecek-içecek kioskları ve çeşitli stantlarla zenginleştirilen alanda her yaştan ziyaretçi keyifli vakit geçirebilecek. Buz Pisti’nde vatandaşlar Mart ayına kadar her gün 12.00 - 22.00 saatleri arasında giriş yapabilecek. "Kış boyunca eğlence Merkezefendi’de yaşanacak" Çocukların mutluluğunun kendileri için çok kıymetli olduğunu ifade eden Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Çocuklarımızın güzel hatıralar biriktirmesini istedik. Bu düşünceyle Merkezefendi Kültür Merkezi’mizin yan tarafına büyük bir Buz Pateni Pisti kurduk. Çocuklarımız eğlenirken, ailelerimizin de keyifle vakit geçirebilmesi için sokak lezzetleri, lunapark ve alışveriş stantlarıyla alanı daha da renklendirdik. Pistimiz 12.00 - 22.00 saatleri arasında her gün Mart ayına kadar açık olacak. Tüm hemşehrilerimizi bu keyifli atmosfere davet ediyorum" dedi.
İstanbul "Tuğyan ve Sultan, ekran önü ve ekran arkasında çok farklıydılar" ‘Neler Oluyor Hayatta’ programının Genel Koordinatörü ve haberci Reyhan Şan Tunaboylu, Tuğyan Ülkem Gülter ve o gecenin tek tanığı olan itirafçı arkadaşı Sultan Nur Ulu ile yaptığı röportajın hem perde arkasını hem de önemli izlenimlerini anlattı. Ünlü sanatçı Güllü’nün şüpheli ölümüne dair birçok röportaj, Kanal D’de yayınlanan Hakan Ural ve Ferda Yıldırım’ın sunduğu "Neler Oluyor Hayatta" programında izlenmişti. Annesini, "kasten öldürme" suçlamasıyla tutuklanan Tuğyan Ülkem Gülter ve o gecenin tek tanığı olan itirafçı arkadaşı Sultan Nur Ulu, "Neler Oluyor Hayatta"ya konuşmuştu. Röportajları yapan ve Güllü’nün düştüğü o eve giren "Neler Oluyor Hayatta" programının Genel Koordinatörü Reyhan Şan Tunaboylu, hem röportajların perde arkasını hem de önemli izlenimlerini anlattı. Tuğberk de şüpheli mi? Röportajların perde arkasında yaşananlara dair Tunaboylu’nun anlattıkları şöyle: ’’İlk andan itibaren olayın üzerinde ciddi bir titizlikle durduk. Bu konunun ana karakterleri Tuğyan, Tuğberk ve Sultan’dı. Ben de konuya onlarla görüşerek girmeye başladım. Başta yapımcımız Hülya Sepken olmak üzere ekiple yaptığımız görüşmeler sonucu Yalova’ya gitmeye karar verdik. Yayıncılık kalitemizi ve tarafsız yayın yaptığımızı gördükleri için onlar da sadece ve sadece bizimle konuşmayı tercih ettiler. Tuğberk olayın çok üzerindeydi. Şu an Tuğyan gözükse bile belli bir süre olayı hep Tuğberk ile yürüttük. İlk görüşmeleri onunla yaptık. Röportaj günü, yeri, saati, eve davet etmeler, "Burayı çekelim, şurayı çekmeyelim" gibi tüm talepler ve iletişimi Tuğberk ile yaptık. Ben onun şüpheli olduğuna inanıyorum. Tuğberk bize bağlandığında, "Ne olur acımızı yaşamamıza müsaade edin" dedi ve tüm ekip olarak onun acısını hissetmeye çalıştık. Saygı duyduk ve başka hiçbir canlı yayına da katılmadı. Annesinin doğum gününde yayınımıza bağlanan birine soracağınız her soru kifayetsiz kalıyordu. Şunu net söyleyebilirim; ekran önünde gördüğünüz o duygusal, anneye bağlı, konuşmakta bile güçlük çeken Tuğberk, birebir görüşme anlarında hiç öyle bir profil değil. "Ekran önü ve ekran arkasında çok farklıydılar" Ciddi baskın, o acısını hiç hissettirmeyen, bütün olayı koordine eden, hatta evden çıkarken "Reyhan abla, sana polislerin olay inceleme görüntülerini atacağız. İzleyin, bakın yerlerin kaygan olduğuna onlar da inanıyor" diyerek bunun aslında bir kaza olduğu yönünde görsel videolarla bizi ikna etmeye çalışıyordu. Geldiğimiz noktada olay çok net; ekran önüne geldikleri zaman Tuğyan ve Tuğberk, ağlamaktan konuşamayan iki acılı evlat; kameralar kapanıyor, arkamızı dönüyoruz, ciddi anlamda etrafa hükmeden, olayın yönünü çeviren, ağzı bozuk, çok sertleşebilen yapılara sahip iki kardeş bunlar. Tuğberk belli bir yere kadar olayı yönetti. Belli bir noktadan sonra artık ifşalar, mesajlar, ses kayıtları. Olay onun kontrolünden çıktıktan sonra kendini yok etti. Çünkü oradan çıkış olmadığını fark etti. Mesela oğluyla ilgili KADES’e Güllü’nün yaptığı şikâyeti de ilk biz verdik ve bunu da inkâr edemediler. Ben de bunu Tuğyan röportajımda sordum. Tuğberk her şeyi yönetiyordu; avukatlarla yaptığımız görüşmelerde bile. Sultan bu hikâyenin en silik karakteriydi aslında. Ben avukattan, Tuğberk’ten ve Tuğyan’dan defalarca Sultan’ın telefonunu istedim ama buna asla müsaade etmediler. Ben Sultan’ın ifadesinde Sultan’ın telefonunu gördüm, hemen aradım. Çok ürkek konuştu; hatta konuşmak istemediğini söyledi. Ben de ısrarcı oldum. Konuşmayı düşünmeyince ben bir hafta boyunca aramaya başladım. Bir gece beni aradı. "Konuşmaya karar verdim ama bana Tuğyan ve Tuğberk’in izin vermesi lazım. Siz eğer onlardan izin alırsanız, ben bir kez konuşacağım ve size konuşacağım" dedi. Tuğberk ile iletişime geçtim, izin verdi. Hatta orada Tuğberk ile bir tartışmamız oldu. "18 yaşın üzerinde, üniversite eğitimi alan bir kız Sultan, senin ailenin içinde biri değil. Senin onunla röportaj yapmam konusunda nasıl bir müdahalen olabilir? O kendi hür iradesiyle röportaj yapmak istiyor. Sen neden bunu engelliyorsun?" dedim. "Ben engellemiyorum ama şu an hiç kimsenin psikolojisi yerinde değil" dedi. Gece yarısı Sultan’a mesaj attım ve konuşması gerektiğini söyledim. Beni aradı ve ne soracağımı sordu, soruları istedi. Birkaç soru attım ona ve "tamam" dedi. Röportajı nerede yapacağımızı sorduğumda "Yalova’da Güllü annenin evinde" dedi. Sürekli fikir değiştiren karakterler bunlar. O gün Tuğyan, Sultan ve Sultan’ın babası evdeydi. Bir de tanımadığımız birkaç kişi daha Eve girdiğinizde o tedirginliği hissediyorsunuz. O an röportaja başlayacakken Tuğberk beni aradı. Ben o an Tuğberk’in bizi kameralardan izlediğini bilmiyorum. "Eve gelmişsin, soruları da göndermişsin ama bak sadece beş soru" dedi. Tuğberk’in telefonundan sonra ben herhalde kız kardeşi haber verdi diye düşündüm. Röportajı Güllü’nün odasında yapmak istedim, izin vermediler ve bir siyah koltuk gösterdiler. Tuğyan aşırı gergindi ve sürekli bir telefon trafiğindeydi. Sultan bakışlarını Tuğyan’dan alamadığı için rahat değildi. Röportaj yapacağın yere kadar onlar karar veriyor ve bir türlü başlayamıyorsun. Benim o gün gördüğüm; o güne kadar acılı, konuşmakta bile güçlük çeken anne acısıyla yanıp tutuşan Tuğyan profilinin olmadığıydı. Çok agresif, sürekli küfreden biri olduğunu gördüm. Sürekli telefonda Kervan ile kavga, gürültü Ortamda terör estiren bir Tuğyan vardı ve o baskı yüzünden Sultan konuşamaz hâlde. Ve beni Tuğberk tekrar aradı. "Reyhan Abla hemen başlayın" dedi. "Beş sorunun dışına çıkmayın" diye de uyardı. O gerilim beni rahatsız etti. Sultan hipnozda gibi, Tuğyan’dan gözlerini alamıyordu. Birinci soru ürkek cevap, ikinci soru ürkek cevap Tuğyan yine birileriyle telefonda kavga ediyor, yine küfürlü konuşuyor. Sultan’ın konuşmak istediğini gözlerinden görüyordum. Biz 20 dakika rahat konuşabilirdik. Bizim istihbarat şefimiz İsmail Navruz, Tuğyan’ı kısa süreliğine mutfağa götürdüğünde ben hemen Sultan’a "o gece aslında ne yaşandı?" sorusunu sorar sormaz telefonum çaldı. Arayan Tuğberk’ti Bana "bu soruya girme" dedi. Şaşırdım, etrafıma baktım; Tuğberk yoktu. O an kameralarla bizi izlediğini fark ettim. "Hemen röportajı kesin" dedi. "Soruların dışına çıktınız" dedi. Baskı yaptı.’’