SPOR - 23 Eylül 2024 Pazartesi 11:33

Menemen FK’da Basatemür farkı

A
A
A
Menemen FK’da Basatemür farkı

Burhanettin Basatemür yönetimindeki Menemen FK, TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta 4’te 4 yaparak topladığı 12 puanla zirvede yer alıyor.


TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta sezona kusursuz bir giriş yaparak ilk 4 maçında Yeni Mersin İdmanyurdu’nu 2-0, Karaman FK’yı 2-1, Belediye Derincespor’u 1-0 ve Nazilli Belediyespor’u 4-1 mağlup ederek 4’te 4’le liderlik koltuğuna oturan Menemen FK’da teknik direktör Burhanettin Basatemür’ün etkisi kendisini göstermeye başladı. Yaz döneminde Yılmaz Vural’ın yerine İzmir ekibine gelen 50 yaşındaki çalıştırıcı, mütevazı kadroyla sezona 4’te 4’le başlayarak sarı-lacivertli taraftarları mutlu etmeyi başardı. Teknik direktör Burhanettin Basatemür’ün tesislerde çok vakit geçirdiği ve oyun mentalitesini takıma uygulatmak için çok çaba sarf ettiği öğrenildi. Öte yandan başarılı teknik adamın oyuncularına sürekli olarak rehavet uyarısı yaptığı ve ayaklarının yere sağlam basması gerektiğini söylediği ifade edildi.



Burak Yeşilay, golleriyle dikkat çekiyor


2023-24 sezonunun ara transfer döneminde Alman ekibi Bonner SC’den takıma katılan Burak Yeşilay, ilk 4 haftada gösterdiği performansıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. İkinci hafta oynanan Karaman FK maçında açılışı yapan 23 yaşındaki oyuncu, hafta sonu oynanan Nazilli Belediyespor müsabakasında da 2 gol birden atarak galibiyetin mimar isimlerinden birisi oldu. Böylece genç golcü, şu ana kadar oynanan 4 hafta 3 gol atarak takımının en skorer oyuncusu konumunda bulunuyor. 4 maça da ilk 11’de başlayan Yeşilay, toplam 289 dakika süre aldı.



Menemen FK’da Basatemür farkı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir “Afetler Milli Güvenlik meselesidir” Coğrafya eğitimcileri tarafından İstanbul’da düzenlenen 6. Uluslararası Coğrafya Eğitimi Kongresi sonuç bildirgesi yayınlandı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Eyüp Artvinli ve İstanbul Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür’ün Kongre Başkanlığını üstlendiği kongrede ‘Afetler ve Afet Eğitimi’ tüm yönleriyle masaya yatırıldı. Dünyadan başta Japonya olmak üzere birçok bilim insanının katıldığı Uluslar arası kongrenin sonuç bildirgesi yayınlandı. Sonuç bildirgesinde afetlerin ‘Milli Güvenlik’ meselesi olduğu ve toplumun her kesiminin bu konuda eğitilmesinin önemine dikkat çekildi. “Neden afet risklerini azaltma eğitimi?” “Afetler, ne zaman gerçekleşeceği kestirilemeyen olaylar olsa da aldığımız eğitim sayesinde bu olayların etkilerini azaltabiliriz. Japonya başta olmak üzere bunu başarmış birçok ülke vardır. Afet risklerini azaltma eğitimi, herkes için gerekli olmasına rağmen ne yazık ki çok az kimsenin “yapılacaklar” listesindedir. Çünkü “herkes için” olan bir şeyin bizim de başımıza gelebilecek olma ihtimalini düşünmek bile istemeyiz. Coğrafya Eğitimcileri olarak, erken yaş gruplarından itibaren toplumun tüm fertlerini kapsayan çok boyutlu bir afet risklerini azaltma eğitimi stratejisi ile toplumsal direncimizin daha kolay ve kalıcı şekilde artırılmasının “en az maliyetle” mümkün olabileceğine önemle vurgu yapmak istiyoruz” “Afetler Milli Güvenlik meselesidir” “Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle çeşitli doğal ve beşerî kaynaklı afetler bakımından yüksek risk taşıyan bir ülkedir. Deprem, sel, heyelan, orman yangınları ve kuraklık gibi afetler, ülkemizin her bölgesini farklı düzeylerde tehdit etmektedir. Bu konu can kaybı, ekonomik, sosyal, psikolojik kayıplar açısından bir Milli Güvenlik meselesidir. Bu nedenle Coğrafya Eğitimcileri olarak, afet eğitiminde milletimizin her kesimine yönelik bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarının, milli güvenliğimizin ve sürdürülebilir kalkınmamızın en az maliyetli, en kolay, en ideal, en sağlam ve en etkili yolu olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz” “Türkiye’nin afet eğitiminde güçlü yanları” Türkiye, yakın yıllarda yaptığı değişiklikle afetler konusunu farklı kurumların bireysel sorumluluğunun yanında merkezi olarak AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) gibi ulusal çapta güçlü bir kurum altında toplamıştır. AFAD, afet öncesi, sırası ve sonrasında koordinasyon sağlayarak milletimizin bilinçlenmesi ve afetlere karşı hazırlıklı olmasında merkezi bir rol üstlenmiştir. Türkiye’de toplumsal dayanışma kültürü oldukça güçlüdür. Afet anında insanlar ve sivil toplum kuruluşları, yardım ve destek için kolayca organize olabilmektedir. Bu kültür, insanların afet sonrası iyileşme süreçlerinde destek alabilmelerini ve toplumumuzun bir arada hareket etmesini sağlamaktadır. Okullardaki Öğretim Programlarında Afetlerin Ağırlık Kazanması: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde afetler ve afet eğitimi önceki programlara göre göre daha belirgin şekilde entegre edilmeye başlanmış ve özellikle ilkokul düzeyinden itibaren öğrencilere temel afet bilgisi kazandırılması amaçlanmıştır. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu deprem ve çeşitli afet risklerine karşı yapı güvenliğinin sağlanmasında eski binaların güçlendirilmesi, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması ve yapı denetim sisteminin yeniden düzenlenmesi, afet risklerini azaltma ve afet anında güvenliğin sağlanması açısından son derece acildir” Yerel yönetimlerin afet hazırlığı “Türkiye’de yerel yönetimlerin afet hazırlığı konusunda kapasitelerinin daha fazla geliştirilmesi beklenmektedir. Belediyeler, afet risklerine karşı planlama ve eğitim konusunda daha aktif olmalıdır. Her bölgeye özgü afet planları hazırlanmalı, halkın bu planlar hakkında sürekli olarak bilgi sahibi olması sağlanmalı ve bunları güncel tutuma yolları bulunmalıdır. Bu çalışmaların planlanmasında doğa ve insan etkileşiminin bütüncül bir perspektiften analiz edilmesi önem arz etmektedir” denildi.
Samsun “Alzheimer’ın en erken belirtisi unutkanlık” Nöroloji Uzmanı Dr. Abdurrahman Akbaş, Alzheimer’ın en erken belirtisinin ‘unutkanlık’ olduğunu söyledi. Liv Hospital Samsun Nöroloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Abdurrahman Akbaş, Alzheimer’ın en erken belirtisinin unutkanlık olduğunu söyledi. Toplumdaki yaş ortalamasının artması sonucunda nüfus artışına paralel olarak nörolojik hastalıkların da giderek yaygınlaştığına dikkat çeken Uzm. Dr. Akbaş, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle bilgilendirmede bulundu. “Alzheimer’ın en erken belirtisi unutkanlık” Alzheimer’ın beyin hücrelerinde azalma, hücreler arası bağlantıların bozulması ve bazı zararlı metabolik atıkların birikmesi ile oluştuğunu aktaran Uzm. Dr. Abdurrahman Akbaş, "En erken belirtiler hafıza ile ilgili olan unutkanlık, kişilik ve davranış değişiklikleri, öğrenme ve plan yapmada zorluk, yön bulmada güçlük, şüphecilik, uyku, yeme ve tuvalet alışkanlıklarında değişim, geç evrede yürüme güçlüğü, yutma güçlüğü ve kilo kaybıdır. Yaş ve genetik yatkınlık en büyük risk faktörleridir. Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara, alkol, şeker, yetersiz fiziksel aktivite hastalığın oluşumunu 3 kat artırır. Risk faktörlerinin tedavi edilmesi, sebze ve meyve, balık tüketimini arttırma, yağlı yiyeceklerden kaçınmak, yeni şeyler öğrenmeyi artırmak gerekir" dedi. “Psikolojik destek önemli” Hasta yakınlarını bilinçlendirmenin ve erken görüntüleme yöntemlerinin hastalıkla mücadelede önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Akbaş, "Çoğu durumda hastalar kadar yakınları da hastalıkların getirdikleri zorluklarla yıpranır, bu nedenle onlara da psikolojik destek gerekir. Halen ülkemizde Alzheimer hastaları ve yakınlarının yaşam stillerini artıracak donanımlı daha fazla merkeze ihtiyaç vardır" diye konuştu.