SAĞLIK - 08 Kasım 2024 Cuma 12:51

Medical Point Hastanesinde tüp bebekte hatasız süreç yönetimi

A
A
A
Medical Point Hastanesinde tüp bebekte hatasız süreç yönetimi

Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler için tüp bebek tedavisi sunduğu avantajlarla öne çıkıyor. Bu süreçte güvenlik ve doğruluk kritik öneme sahip. Dolayısıyla gelişen teknolojiyle birlikte tüp bebek merkezleri de bu alandaki yenilikleri yakından takip ediyor. Tüp bebek tedavisinde öne çıkan yeniliklerden biri olan ve 2005 yılından bu yana başarıyla kullanılan RI Witness yani "Elektronik Tanıklık Sistemi" laboratuvarlarda gerçekleştirilen tüm işlemlerin hem denetlenmesini hem de kayıt altına alınmasını sağlıyor.


İEÜ Medical Point Hastanesi Tüp Bebek ve İnfertilite Merkezinde RI Witness sisteminin uzun zamandır kullanıldığını belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Funda Göde, teknoloji hakkında bilgi aktardı.


RI Witness sisteminin tüp bebek tedavisinde kullanılan ve tedavi güvenliğini maksimize eden bir teknoloji olduğunu belirten Doç. Dr. Funda Göde, şu açıklamaları yaptı: "RI Witness, tüp bebek laboratuvarlarında kullanılan gelişmiş bir güvenlik sistemidir ve radyo frekanslı tanımlama (RFID) teknolojisi ile çalışır. Bu sistem tedavi sürecinde çiftlere ait yumurta, sperm ve embriyo gibi biyolojik örneklerin doğruluğunu ve güvenliğini sağlamak için özel olarak geliştirilmiştir. Her çifte tedavinin başında özel bir RFID etiketi tanımlanır. Tanımlanan etiket çiftlerimizin biyolojik örneklerinin bulunduğu tüm kaplara eklenir. Bu sayede laboratuvarımızda yapılan her işlemde kullanılan örneklerin doğru kişilere ait olup olmadığı RFID okuyucular sayesinde otomatik olarak kontrol edilir. RFID okuyucular işlem aşamalarının her birinde biyolojik örnekleri doğrular ve hastaya ait bilgileri kontrol eder. Bu sayede sistem yanlış örneklerin kullanılması veya yanlış eşleşmelerin yapılması durumunda anında uyarı verir."



Tedavinin her aşaması kontrol altında


Elektronik Tanıklık Sistemi sayesinde çiftlerin endişelerinin azalmasının birçok nedeni olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Funda Göde; sistem sayesinde tedavinin her aşamasının kaydedildiğini, kontrol altına alındığını ve hatta işlemleri gerçekleştiren sağlık çalışanlarının da bilgisine erişilebildiğini aktarırken, şu detayları paylaştı: "RI Witness, tüm işlem aşamalarını dijital olarak kaydederek tedavi sürecinde tam bir izlenebilirlik sağlar. RFID etiketleri, laboratuvarda gerçekleşen işlemlerin tarihini, zamanını ve aşamasını kaydeder. Böylece hem laboratuvar personeli hem de hastalar tedavi sürecinin geçmişine dair detaylı kayıtlara ve rapora sahip olur. Sistemin izlenebilirlik avantajı, sürecin şeffaflığını artırır ve gerektiğinde hangi işlemin ne zaman, kim tarafından yapıldığının bilinmesini sağlar. Böylelikle hasta hakları korunur ve herhangi bir aşamada işlem geçmişine ulaşılması sağlanır."



Çalışanların stresi de azalıyor


Doç. Dr. Funda Göde, "Tabii bu teknolojinin sağlık çalışanlarına sunduğu spesifik faydalara da değinmek önemli. RI Witness, laboratuvar personelinin iş yükünü azaltan ve işlem süreçlerini kolaylaştıran bir sistem olma özelliğine de sahiptir. Manuel doğrulama ihtiyacını ortadan kaldırarak örneklerin doğruluğunu otomatik olarak kontrol eder. Otomatikleşen sistem laboratuvar çalışanlarının manuel takip veya çift kontrol gibi işlemlerle zaman kaybetmeden süreci devam ettirmesini mümkün kılar. İş akışı hızlanırken çalışanların hata riski de minimize edilmiş olur. Sistem hatalı bir işlem yapılması durumunda otomatik uyarı verdiği için işlem güvenliğini artırır ve çalışanların yükünü hafifletir." dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Ortağının diploması sahte çıktı, milyonluk zarara uğradı İzmir’de motosiklet bayisi işleten İlker Aydemir, iddiaya göre aynı zamanda ortağı olan mali müşavirin diplomasının sahte olduğu ve usulsüz işlemler yaptığı ortaya çıkınca 2.5 milyon TL vergi cezası ödemek zorunda kaldı. Güzelbahçe ilçesinde motosiklet bayisi işleten İlker Aydemir, iddiaya göre yaklaşık 10 ay önce mali müşavir olarak bildiği ve 20 yıllık arkadaşının ablası olan D.A.’yı, yüzde 50 komisyon ortaklığı ile işe aldı. Aydemir, ilerleyen süreçte faturalarda aksaklık olduğunu fark etti. Bunun üzerine faturaları inceleyen Aydemir, motorların satıldığını ancak D.A.’nın yaptığı satışlarda şirketin fatura bilgileri kısmına, kendi kişisel bilgilerini, mail adresini ve telefon numarasını yazdığını tespit etti. Diploması sahte, zarar 2.5 milyon TL O esnada yurt dışında olan Aydemir, hemen İzmir’e dönüş yaptı ancak bir şok daha yaşadı. Dükkanında bulunan yedek parça ofisinin boşaltıldığını gören talihsiz adam, güvenlik kameralarını inceleyerek malzemelerin D.A. ve yanındaki iki kişi tarafından çalındığını öğrendi. Daha sonra D.A.’nın diplomasının sahte olduğunu da öğrenen Aydemir, iş yerindeki 9 motorun usulsüzce satıldığını tespit etti. Maliyeye ceza ödemek zorunda da kalan ve yaklaşık 2.5 milyon TL zarara uğrayan Aydemir, adaletin yerini bulmasını istiyor. “Kendilerini aradım, ulaşamadım” Başından geçen olayı anlatan motosiklet bayisi sahibi İlker Aydemir, “Ben yurt dışında olduğum esnada D.A.’nın bana ait e-imza mali bölümünü kullanıp, şirket bilgilerini değiştirip şirketimden fatura kestiğini fark ettim. Banka hesabıma para gelmediği için bir karışıklık olduğunu anladım. Ben de yurt dışından acil dönüş yaptım. Döndüğümde faturaları kontrol ettiğimde D.A.’nın maalesef fatura bilgilerindeki ‘kişisel bilgileri, mail adresi, telefon numarasını’ değiştirerek parayı şahsi hesabına aldığını ve benim şirketimden fatura kestiğini fark ettim. Hemen 112’ye başvurdum ve ifade verdim. Bir gün sonra D.A., H.G. ve kocası K.A., dükkanıma gelip benim iş yerimde bulunan e-imzamı, mali mührümü çalarak ve giderken de yedek parça ofisimi boşaltarak olay yerini terk etmişler. Kendilerine aradığım zaman numaralarına ulaşamadım. Adli sürecimiz başladı. Davamız devam ediyor” dedi. “Tehditler aldım, adaletin yerini bulmasını talep ediyorum” D.A. tarafından, ‘Seni SGK’ya, mali müfettişlere şikayet ederim. Elim kolum uzun’ diye tehdit edildiğini aktaran Aydemir, şunları kaydetti: “Bana, ‘Çalışanının hesabına para aldığım gerekçesiyle maliyeden, sigortasını yapmadığım için de SGK’dan’ aralıklı olarak cezalar gelmeye başladı. Fakat D.A. karakoldaki ifadesinde ‘Biz İlker Aydemir ile yüzde 50 kar ortağıydık ve ortaklığımı ispat edeceğim’ diye beyanda bulunmuş. Fakat SGK’ya da ‘Ben SGK’lı çalışanım, 10 aydır sigortamı yapmıyor ve 10 aydır hiçbir şekilde maaş almadım’ diye beyan etti. Farklı beyanlarda bulunduğu için mali müfettişlere ve SGK’ya dilekçe verdim. Ağır cezalar yedim. Bir an önce adaletin yerini bulmasını talep ediyorum.” “Diploması sahteymiş” D.A.’nın mali müşavir diplomasını da gördüğünden bahseden Aydemir, “Elindeki diploma sahteymiş. Ben bunu sonradan öğrendim. Kamera cihazlarına kadar alıp götürdüğünü fark ettim. Bundan sonra işe çalışan ya da ortak alırken mutlaka odalara kayıt bilgilerini sorulmasını talep ediyorum. Daha fazla insanın canı yanmasın, gerekli kişilerin bulunmasını, gerekli cezalarını almasını istiyorum” açıklamalarında bulundu. “Arkadaşımın ablası olduğu için güvendim” H.Ç.’nin kendisinin arkadaşı olduğunu, bu yüzden de ablası D.A.’ya karşı güven oluştuğunu ifade eden Aydemir, “Kendisi daha önce de aynı sektörde çalıştığı için ben de güvenerek işe aldım. Kendisini mali müşavir olarak bildiğim için de güveniyordum. İşe alırken de ortak olarak aldık. İş yerini beraber kurduk. Ben de sürekli yurt dışında olduğum için iş takibim biraz daha zor. Güven esaslı olduğu için ‘Zaten kar ortağım, niye çalsın?’ diye düşündüm” şeklinde konuştu. ‘Dükkandaki ürünleri internet sitesinde satıyor’ iddiası Müşterilerini arayıp faturaları tekrar kontrol ettiğinde 9 adet motorunun çalınmış olduğunu tespit ettiğini vurgulayan Aydemir, D.A.’nın şirket bilgilerini değiştirmesi sebebiyle, şirkete fatura kesip ürünleri internetten pazarladığını öne sürdü. Sözlerini sürdüren Aydemir, şöyle konuştu: “Şirket bilgilerini değiştirdiği için fatura bilgileri direkt onun mail adresine düşüyor. Benim, onu takip etme şansım yok. Ancak bilgisayardan stok kaydından sonra belli oluyor. Model numaraları, motorlar, sayım her gün aynı ama şase numaraları farklı. Şase numaralarını kontrol ettikten sonra bu kadar motorun çalındığını fark ettim.”
İzmir Ortağının diploması sahte çıktı, milyonluk zarara uğradı İzmir’de motosiklet bayisi işleten İlker Aydemir, iddiaya göre aynı zamanda ortağı olan mali müşavirin diplomasının sahte olduğu ve usulsüz işlemler yaptığı ortaya çıkınca 2.5 milyon TL vergi cezası ödemek zorunda kaldı. Güzelbahçe ilçesinde motosiklet bayisi işleten İlker Aydemir, iddiaya göre yaklaşık 10 ay önce mali müşavir olarak bildiği ve 20 yıllık arkadaşının ablası olan D.A.’yı, yüzde 50 komisyon ortaklığı ile işe aldı. Aydemir, ilerleyen süreçte faturalarda aksaklık olduğunu fark etti. Bunun üzerine faturaları inceleyen Aydemir, motorların satıldığını ancak D.A.’nın yaptığı satışlarda şirketin fatura bilgileri kısmına, kendi kişisel bilgilerini, mail adresini ve telefon numarasını yazdığını tespit etti. Diploması sahte, zarar 2.5 milyon TL O esnada yurt dışında olan Aydemir, hemen İzmir’e dönüş yaptı ancak bir şok daha yaşadı. Dükkanında bulunan yedek parça ofisinin boşaltıldığını gören talihsiz adam, güvenlik kameralarını inceleyerek malzemelerin D.A. ve yanındaki iki kişi tarafından çalındığını öğrendi. Daha sonra D.A.’nın diplomasının sahte olduğunu da öğrenen Aydemir, iş yerindeki 9 motorun usulsüzce satıldığını tespit etti. Maliyeye ceza ödemek zorunda da kalan ve yaklaşık 2.5 milyon TL zarara uğrayan Aydemir, adaletin yerini bulmasını istiyor. “Kendilerini aradım, ulaşamadım” Başından geçen olayı anlatan motosiklet bayisi sahibi İlker Aydemir, “Ben yurtdışında olduğum esnada D.A.’nın bana ait e-imza mali bölümünü kullanıp, şirket bilgilerini değiştirip şirketimden fatura kestiğini fark ettim. Banka hesabıma para gelmediği için bir karışıklık olduğunu anladım. Ben de yurtdışından acil dönüş yaptım. Döndüğümde faturaları kontrol ettiğimde D.A.’nın maalesef fatura bilgilerindeki ‘kişisel bilgileri, mail adresi, telefon numarasını’ değiştirerek parayı şahsi hesabına aldığını ve benim şirketimden fatura kestiğini fark ettim. Hemen 112’ye başvurdum ve ifade verdim. Bir gün sonra D.A., H.G. ve kocası K.A., dükkanıma gelip benim iş yerimde bulunan e-imzamı, mali mührümü çalarak ve giderken de yedek parça ofisimi boşaltarak olay yerini terk etmişler. Kendilerine aradığım zaman numaralarına ulaşamadım. Adli sürecimiz başladı. Davamız devam ediyor” dedi. “Tehditler aldım, adaletin yerini bulmasını talep ediyorum” D.A. tarafından, ‘Seni SGK’ya, mali müfettişlere şikayet ederim. Elim kolum uzun’ diye tehdit edildiğini aktaran Aydemir, şunları kaydetti: “Bana, ‘Çalışanının hesabına para aldığım gerekçesiyle maliyeden, sigortasını yapmadığım için de SGK’dan’ aralıklı olarak cezalar gelmeye başladı. Fakat D.A. karakoldaki ifadesinde ‘Biz İlker Aydemir ile yüzde 50 kar ortağıydık ve ortaklığımı ispat edeceğim’ diye beyanda bulunmuş. Fakat SGK’ya da ‘Ben SGK’lı çalışanım, 10 aydır sigortamı yapmıyor ve 10 aydır hiçbir şekilde maaş almadım’ diye beyan etti. Farklı beyanlarda bulunduğu için mali müfettişlere ve SGK’ya dilekçe verdim. Ağır cezalar yedim. Bir an önce adaletin yerini bulmasını talep ediyorum.” “Diploması sahteymiş” D.A.’nın mali müşavir diplomasını da gördüğünden bahseden Aydemir, “Elindeki diploma sahteymiş. Ben bunu sonradan öğrendim. Kamera cihazlarına kadar alıp götürdüğünü fark ettim. Bundan sonra işe çalışan ya da ortak alırken mutlaka odalara kayıt bilgilerini sorulmasını talep ediyorum. Daha fazla insanın canı yanmasın, gerekli kişilerin bulunmasını, gerekli cezalarını almasını istiyorum” açıklamalarında bulundu. “Arkadaşımın ablası olduğu için güvendim” H.Ç’nin kendisinin arkadaşı olduğunu, bu yüzden de ablası D.A.’ya karşı güven oluştuğunu ifade eden Aydemir, “Kendisi daha önce de aynı sektörde çalıştığı için ben de güvenerek işe aldım. Kendisini mali müşavir olarak bildiğim için de güveniyordum. İşe alırken de ortak olarak aldık. İş yerini beraber kurduk. Ben de sürekli yurtdışında olduğum için iş takibim biraz daha zor. Güvene esaslı olduğu için ‘Zaten kar ortağım, niye çalsın?’ diye düşündüm” ifadelerine yer verdi. ‘Dükkandaki ürünleri internet sitesinde satıyor’ iddiası Müşterilerini arayıp faturaları tekrar kontrol ettiğinde; 9 adet motorunun çalınmış olduğunu tespit ettiğini vurgulayan Aydemir, D.A.’nın şirket bilgilerini değiştirmesi sebebiyle, şirkete fatura kesip ürünleri internetten pazarladığını öne sürdü. Sözlerini sürdüren Aydemir, şöyle konuştu: “Şirket bilgilerini değiştirdiği için fatura bilgileri direkt onun mail adresine düşüyor. Benim, onu takip etme şansım yok. Ancak bilgisayardan stok kaydından sonra belli oluyor. Model numaraları, motorlar, sayım her gün aynı ama şase numaraları farklı. Şase numaralarını kontrol ettikten sonra bu kadar motorun çalındığını fark ettim.”
Denizli Abalıoğlu; “Denizli, turizmde hak ettiği yerde değil” DENİZLİ (İHA) – Denizli’de Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı kültür varlıklarından olan ‘Geçmişten Günümüze Denizli’ dergisinin 68’inci sayısı “Denizli Turizmi” temasıyla yayınlandı. Dijital derginin Denizli Kent Müzesinde yapılan tanıtımında konuşan Vakıf Başkanı Ali Abalıoğlu; “Denizli, turizmde hak ettiği yerde değil” dedi. Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2004 yılından buyana düzenli olarak yayımlanan Geçmişten Günümüze Denizli dergisinin 68’inci özel sayısı okuyucularıyla buluştu. “Denizli Turizmi” temasıyla yayınlanan dijital derginin tanıtımı, Denizli Kent Müzesinde gerçekleştirildi. Kültür ve Turizm İl Müdürü Hüdaverdi Otaklı ve dergiye yazılarıyla katkı veren uzmanların katılımıyla yapılan tanıtım etkinliğinde, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tok tarafından katılımcılara müzedeki eserler hakkında bilgiler aktarıldı. 68’inci sayısı yayınlanan Geçmişten Günümüze Denizli dergisinin Denizli’ye kazandırılmış büyük hizmetlerden birisi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tok; “Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfının kentimiz için en güzel hizmetlerinden birisi olan bu dergi, 21 yıldır Denizli’nin tarihine ışık tutmuyor. Hem bilim dünyası hem Denizli’ye ilgi duyan herkes, kent ile ilgili merak ettikleri her konuyu bu dergide bulabiliyor. Bu yayının sürdürülmesi, Denizli adına önemlidir. 68’inci özel sayıda Denizli Turizmi ele alınmış. Farklı yönleriyle ele alınan Denizli’nin turizm değerlerini ortaya koyulmuş. Dergi aracılığıyla Denizli kültürüne büyük katkılar koyan Abalıoğlu ailesine ve Vakıf Başkanı Ali Abalıoğlu’na çok teşekkür ediyorum” dedi. “Denizli, turizmde hak ettiği yerde değil” Geçmişten Günümüze Denizli dergisini 21 yıldır yayınladıklarını kaydeden Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Abalıoğlu, ‘Denizli Turizmi’ temalı özel sayının dijital ortamda okuyucularla buluştuğunu söyledi. Denizli’nin kültürel değerlerini ön plana çıkarmaya gayret ettiklerinin altını çizen Abalıoğlu, “Geçmişten Günümüze Denizli dergimizi 2024 yılından bu yana çıkararak Denizli’nin değerlerine ve kültürüne katkı koymaya çalışıyoruz. Geçmişten Günümüze Denizli Dergisi, herhalde Türkiye’de benzeri olmayan bir dergidir. Denizli turizmi gerçekten muhteşem. Denizli, turizmde maalesef hak ettiği yerde bulunmuyor. Bilim insanı dostlarımızın destekleriyle birlikte hemen hemen son sayımızı Denizli turizmine ayırdık. Denizli turizmi, tarihin ve coğrafyanın verdiği muhteşem bir potansiyel var ama bu potansiyeli yeteri kadar kullanamıyoruz. Denizli, antik şehirler açısından dünyanın en zengin şehridir. Denizli’de 19 antik şehir var. Denizli’de İncil’de ifade edilen 7 kiliseden biri Denizli’de hatta Laodikya Antik Kentinde bulunuyor. Biz de dergimizde Denizli’nin bu potansiyelini yazdık. Ben dergiye katkı sağlayan uzmanlarımıza teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
İzmir İzmir’de hedef 1 milyon ton asfalt İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde İZBETON tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, ana arterler başta olmak üzere 14 ilçede asfalt serimi ve yama çalışmaları yapılıyor. Büyükşehir, 2025 yılında 1 milyon ton asfaltla kentin ulaşım konforunu artırmayı hedefliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın 2025 yılında İzmirlilere sözünü verdiği büyük asfalt seferberliği başladı. Fen İşleri Dairesi koordinesinde İZBETON ekipleri tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında bozulan yollar asfalt serimi ve yama çalışmaları ile daha konforlu bir hale getiriliyor. 40 uygulama ekibi sahada görevde Toplam 40 uygulama ekibiyle günde yaklaşık 2 bin 500 ton asfalt dökülüyor. Ocak ayı içerisinde çok sayıda noktada çalışmalarını tamamlayan ekipler, Karşıyaka Cevdet Bilsay Caddesi, Buca Zeki Toker Caddesi, Konak Akdeniz Mahallesi, Urla Sıra Kuşçular Sokak, Torbalı Subaşı Mahallesi ve Çiğli Balatçık Mahallesi’nde asfalt serimi yapıyor. Yama ekipleri ise Konak, Buca, Bornova, Menemen, Karabağlar, Bergama, Ödemiş, Bayraklı, Karşıyaka, Menderes, Çiğli, Torbalı, Tire, Aliağa, Urla, Çeşme ve Seferihisar’da ihtiyaç duyulan noktalara müdahale ediyor. 2025 yılında hedef 1 milyon ton asfalt 14 ilçede yoğun olarak çalıştıklarını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Merkez Bölge yol İşleri Şube Müdürü Suat Öztürk, “Asfalt seferberliği kapsamında ana arterler başta olmak üzere, çeşitli nedenlerle sürüş konforunu etkileyecek şekilde bozulan yollarda asfaltlama çalışmalarımız devam ediyor. Başkanımız Cemil Tugay’ın yolların yenilenmesi ile ilgili talimatı kapsamında 1 milyon tondan fazla asfalt serimi planlamaktayız. Tüm imkanlarımızı seferber ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
İzmir Altınordu’da Ersan Parlatan dönemi resmen başladı Altınordu, teknik direktörlük görevi için Ersan Parlatan ile 1.5 yıllık sözleşme imzaladığını duyurdu. TFF 2. Lig Beyaz Grup’taki 18. hafta mücadelesinde İnegölspor’la deplasmanda golsüz berabere kalan Altınordu, yaşanan bu puan kaybının faturasını Teknik Direktör Olcay Şahan’a çıkardı ve genç çalıştırıcı ile yollarını ayırma kararı aldı. İzmir ekibi, bu hamle sonrasında kısa bir süre içerisinde 47 yaşındaki teknik adam Ersan Parlatan’la anlaşma sağladı. Daha sonra Torbalı Metin Oktay Yerleşkesi’nde imza töreni düzenleyen Altınordu, Parlatan’la 1.5 yıllık sözleşme imzalandığını duyurdu. Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, imza töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Yeni teknik direktörleri Ersan Parlatan’ı uzun süredir takip ettiklerini belirten Özkan, “Hocamız ve ekibine hayırlı olsun. İmza töreni için Avrupa’da bile birçok takımda olmayan bir yerleşkenin içindeyiz. Maalesef bu yerleşkenin hakkını veremiyoruz. Bu yerleşkenin hakkı Süper Lig’de mücadele etmek ve Avrupa takımları ile kora kor mücadele etmektir. Bu sezona başlarken Öz Kaynak Sistemi oyuncularımızın yanı sıra gurbetçi kökenli oyuncularımızı kadromuza dahil ettik. Lig başladığında herkes bize şüpheyle bakıyordu ama ilk yarıyı iyi bir yerde tamamladık. Bırakın Almanya’dan İzmir’e gelmeyi; İzmir’den Uşak’a bile gitseniz oraya alışmak bir süre alır. Bütçemizin el verdiği ölçüde bir kadro oluşturduk. Şu anda şampiyonluğun paydaşıyız. Mücadele ettiğimiz tüm takımlar bizim kardeşimizdir” dedi. Seyit Mehmet Özkan: “İkinci Hüseyin Eroğlu’nu arıyorum” Hedeflerinin sezon sonunda mutlaka 1. Lig’e çıkmak olduğunu vurgulayan Başkan Özkan, “Bizim mutlaka 1. Lig’e çıkmamız gerekiyor. 1. Lig göz önünde ancak TFF 2. Lig göz önünde değil. Genç oyuncularımızı vitrine ve görücüye çıkarmak istiyorsak mutlaka 1. Lig’e yükselmememiz gerekiyor. Hüseyin Eroğlu ile 10 yıllık yakaladığımız periyodu daha yukarıya taşımak istiyoruz. Buradan Süper Lig’e çıkıp Athletic Bilbao gibi bir yapıda olmamız lazım. 25-26 yaşlarında Öz Kaynak Sistemi’nden oyuncuları olan takım olmalıyız. Maalesef biz oyuncuyu yetiştiriyoruz oyuncularımıza teklifler gelince babalar devreye girip ‘Başkanım bize teklif geldi müsaade edin’ diyor. Bu nedenle bizimle aynı türden düşünen kişilerle yol yürümeliyiz. Buradan açıkça söylüyorum ben ikinci Hüseyin Eroğlu’nu arıyorum. Bu nedenle Ersan Parlatan hocamız ile uzun yıllar beraber çalışmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Ersan Parlatan: “Sezon başından beri Altınordu ve ligi takip ediyorum” Altınordu’nun yeni teknik direktörü Ersan Parlatan da çok güzel bir camia ve kulüple anlaştığını dile getirerek, “Önceden yakınından geçtiğim tesisi bugün ilk kez gezdim. Muhteşem bir tesis var. Başkanımız ile birlikte U13 takımlarının maçlarını izledik. İçerisi oldukça cıvıl cıvıl. Sezon başından beri Altınordu ve ligi takip ediyorum. Hem Türkiye’de hem de Almanya’da çalıştım. Her iki kültürü de biliyorum. Altınordu da gurbetçi oyuncuları ile ilk yarıyı iyi bir yerde tamamladı” diye konuştu. “Altınordu’yu üst seviyelere çıkarmak istiyoruz” Hedeflerinden de bahseden Ersan Parlatan, sözlerini şöyle tamamladı: “Altınordu’da uzun vadeli çalışıp Altınordu’yu üst seviyelere çıkarmak istiyoruz. Bu takımın yeri asla TFF 2. Lig değil. Hedeflediğimiz 1. Lig’e en kısa sürede yükselmek istiyoruz. İki yönlü düşünerek hem yarışmacı hem de geliştirici takım olmalıyız. Altyapı takımlarımızın maçlarını takip edeceğiz. Onları A takıma katabilmek için mücadele edeceğiz. Bu nedenle uzun vadeli çalışmak istiyorum. Umarım arzuladığımız gibi başarılı oluruz.”