ÇEVRE - 14 Kasım 2024 Perşembe 10:30

’Efeler Yolu Pasaportu’ kullanılmaya başladı

A
A
A
’Efeler Yolu Pasaportu’ kullanılmaya başladı

Ege Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan ve Türkiye turizmine kazandırılan, yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Özkaya’nın yaptığı “Efeler Yolu” projesi Bornova’dan başlayarak; Kemalpaşa, Bayındır, Ödemiş, Kiraz, Beydağ, Tire ve Selçuk ilçelerinin tüm tarihi ve doğal güzelliklerini gözler önüne seriyor. İlk “Efeler Yolu Pasaportu”nun da sahibi olan İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Ödemiş ilçesine bağlı Çobanlar Köyü-Lübbey Köyü’nü kapsayan 9’uncu etap yürüyüşünü gazilerin eşliğinde tamamladı.


Efeler Yolu’nun 9’uncu etabında yürüyüş gerçekleştiren Dr. Süleyman Elban, yürüyüşün ardından yaptığı açıklamada, ilk yatırım fazında köylerde bulunan Efeler Yolu Dost İşletmeleri ağına 50 milyon TL’lik hibe desteği verileceğini açıkladı. Vali Dr. Elban, “Projeye bu yıl valiliğimizde 10 milyonun üzerinde bir bütçe ayırdık. Restorasyonlara ondan daha fazla bir bütçe ayırıyoruz. Hocalarımız, rehberlerimiz tüm kamu kurum kuruluşlarımız 8 ilçede buluşuyor. 8 ilçe kaymakamlığımız, orman teşkilatımız, kalkınma ajansımız, tüm kamu kurum kuruluşlarımız, kültür müdürlüğümüz; kültürün gelişmesi, Efeler Yolu’nun kalkınması, bu ruhun ve bu bölgenin doğru turizmle tanışması için bütün enerjisini harcamak durumundalar ve harcıyorlar” dedi.



“Ege Üniversitesi bölge turizmine bilimsel katkı sunmaya devam edecek”


Efeler Yolu’nun uluslararası ödüllü bir proje olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Bölge turizmine can suyu olan projemiz, aynı zamanda uluslararası alanda da adından söz ettirerek Estonya’da düzenlenen yarışmada ödül aldı. Bölgenin doğal güzelliklerine yönelik farkındalık oluşturmayı amaçlayan Efeler Yolu projesinin daha da büyümesi için Ege Üniversitesi olarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızın ortaklığında her türlü desteği vereceğiz. Projemiz, ortaya çıkaracağı yeni fırsatlar ile bölge ekonomisine de önemli katkılar sağlayacaktır. Ege Üniversitesi olarak bölge turizmine bilimsel katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi.



“Efeler Yolu pasaportuyla altın mühür kazanmak mümkün”


Efeler Yolu’nun her gün yeni bir köy keşfetme imkanı sunan eşsiz rotalara sahip olduğunu dile getiren proje yürütücüsü Prof. Dr. Özgür Özkaya, “Efeler Yolu 27 ana etap ve 1 alternatif hat olmak üzere 28 etaptan oluşur. Etap uzunlukları 14-24 kilometre arasında değişir. Rotadaki her köyde en az bir adet Efeler Yolu Dostu İşletme bulunmaktadır. Diğer yandan yine her bir köyde, yerel halk tarafından kabul görmüş ve köyün kimliğini yansıtan bir sembol seçilerek köy mührü olarak tasarlanmıştır. Dileyen yürüyüşçüler bir Efeler Yolu Pasaportu edinerek ulaştıkları köylerde ilgili köy mührünü pasaportlarına vurdurabilirler. Efeler Yolu Pasaportları el yapımı özel ürünlerdir. Yürüyerek her etabı baştan sona geçtiğini kanıtlayabilen yürüyüşçülerin pasaportlarının son sayfasına Efeler Yolu altın mührü vurulur. Altın mühür özel bir Efeler Yolu mührüdür ve tüm mühür sisteminin son uygulamasıdır. Altın mühre hak kazanan yürüyüşçülerin isimleri ‘www.efeleryolu.com’ adresinde yayınlanarak kendilerine elektronik bir sertifika gönderilir. Efeler Yolu pasaportu ilk kez Valimiz Sayın Dr. Süleyman Elban’a mayıs ayında düzenlenen bir etkinlikte takdim edilmiştir” dedi.


Efeler Yolu fikrinin ortaya çıkma amaçlarından bahseden Prof. Dr. Özkaya, “Yol güzergâhında bulunan köylerin ve rota hattının doğal, tarihi, kültürel ve arkeolojik değerlerinin korunmasını, tanıtılmasını ve sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçladık. Bununla birlikte yeni ekonomik faaliyet alanları oluşturarak, tarım ve hayvancılık yoluyla sağlanan ekonomiyi desteklemeyi, turizm yoluyla sosyal hayatı canlandırıp gençlerin doğdukları topraklarda daha mutlu olmasını sağlayarak göçü engellemeyi hedefliyoruz. Ayrıca Efe/Zeybek kültürünü uluslararası alanda tanıtmak da hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.



’Efeler Yolu Pasaportu’ kullanılmaya başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Mardin’de 5 Iraklının öldürülmesi davasında 2 sanığa 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet Mardin’de Irak uyruklu 5 kişinin silahla öldürülmesine ilişkin görülen davada tutuklu sanık Abdullah Kaplan ile Faris Akseven’e 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 16 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 7’nci duruşmasında maktullerin yakınları ile avukatları mahkeme salonunda hazır bulunurken, tutuklu sanıklar da tutuldukları cezaevinden SEGBİS üzerinde katıldı. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada savcılık, daha önce sunduğu mütalaasını tekrar ederek, Abdullah Kaplan ve Faris Akseven hakkında ’Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’, ’Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçlarından ayrı ayrı 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. Mütalaada, tutuksuz yargılanan Çiğdem B. hakkında ’Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, İbrahim D. hakkında ’İzinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma’ suçundan cezalandırılması istendi. Olayda kullanılan aracın sahibi olan ve kiralama işi yapan Murat Y. hakkında ise ’Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ ve ’Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçlarından beraati istendi. Duruşmada yapılan savunmaların ardından avukatlar, sanıkların cezalandırılması talebinde bulundu. Sanık avukatlarının savunmalarının ardından 10 dakika ara veren mahkeme heyeti, kararını açıkladı. Mahkeme heyeti Abdullah Kaplan ve Faris Akseven hakkında ’Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ suçundan 5’er defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ’Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçundan 15 yıl, ’Ateşli silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Tutuksuz yargılanan İbrahim D.’nin ise ’Seri muhakemeye tutulduğu’ gerekçesiyle dosyasının ayrılmasına, Murat Y.’nin beraatine karar verildi. Çiğdem B. hakkında da ’Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 ay 20 gün hapis cezası verilmesi kararı verildi. Mahkeme sonrası açıklamalarda bulunan Avukat Şeyhmus Akat, 20 ay önce başlayan yargılamanın bugün son günü olduğunu, söz konusu yargılama neticesinde her 2 sanığa da 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet verilmek suretiyle bir karar verildiğini söyledi. Aynı zamanda her 2 sanık içinde yağmadan dolayı 15 yıl üst sınırdan ceza verildiğini belirten Akat, "Silahtan dolayı da ayrıca ceza verdi. Fakat ailenin yüreğindeki ateş sönmedi. Sönmemesinin nedeni, söz konusu olayın vahşeti tarif edilemez boyutta. 5 masum insan katledildi. Bu 5 kişi içinde 75 yaşında bir kadın da var. Yürümekte dahi zorluk çeken bir kadın, eşi ve kızıyla beraber katledildi. Bir de anne ve oğlu katledildi. Olay, o kadar vahim ki aile ister istemez kafasındaki soru işaretleri ve kuşkuları vardı. Mahkeme, bugüne kadar birçok araştırma yaptı. Telefon ve banka birçok incelemede bulundu. Fakat neticede somut anlamda bir yere ulaşamadı. Ulaşamadığından dolayı mahkeme bugün bu şekilde karar vermek zorunda kaldı. Türk Ceza kanununda adamı öldürmenin nitelikli kanunları var. Bunlardan bir tanesi suç delillerini gizlemek amacıyla kişiyi öldürmek olduğu zaman bu nitelikli bir haldir. Öldürülenlerin arasında üç tane kadın vardı. Türk Ceza kanunundan kadına karşı da cinayet fiilinin işlenmesi nitelikli bir haldir. 5’şer kez ağırlaştırmış müebbet verildi fakat ayrıca kadına karşı olduğunu vurgulaması bizim için önemliydi" dedi. Mardin’de 19 Ocak 2023’te Artuklu-Nusaybin Karayolu’nun Yeniköy mevkiinde Irak plakalı cip durdurulmuş, düzenlenen silahlı saldırıda araçta bulunan Hındreen Abdullah Salih (39), Waheda Haedar Jasim (63), Abdullah Saleh Mustafa (69) olay yerinde hayatını kaybetmiş, yaralanan Chiman Shaheen Khalid (75) ve Ahmed Jalaladeen İbrahim (45) kaldırıldığı hastanede müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Kütahya Kütahya’da ’Türkiye-Macaristan Kültür Yılı’ kapsamında sergi ve sempozyum düzenlendi Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, 2024 Türkiye-Macaristan Kültür Yılı etkinlikleri kapsamında Türk-Macar Sanatçıların Eserleri Sergisi ve Türk-Macar İlişkileri 100. Yıl Uluslararası Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. DPÜ Rektörlüğü ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikler, Fuaye Alanı’nda açılan Türk-Macar Sanatçıların Eserleri başlıklı sergi ile başladı. Çeşitli eserlerinin yer aldığı sergiye Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Özer Aydın ve Prof. Dr. Ayhan Kahraman, Kütahya İl Emniyet Müdürü Osman Elbir, Kütahya İl Jandarma Komutanı Albay Vedat Kültür, Macaristan’ın Kütahya Fahri Konsolosu İsmet Güral, il protokol üyeleri, akademik ile idari personeli ile davetliler katıldı. Serginin açılışının ardından Kırmızı Salon’da başlayan Türk-Macar İlişkileri 100. Yıl Uluslararası Sempozyumu, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Macaristan milli marşının okunmasıyla başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Türk ve Macar halklarının dostluğunun tarihteki dönüm noktalarından bahsettiği konuşmasında Tökeli İmre’ye Ferenc Rakoczi’ye ve Lajos Kossuth’un Kütahya’da kaldığı sürede yürüttüğü çalışmalar ve Türk diline sunduğu katkılara özel bir yer ayırdı. "Bizler, Türk-Macar dostluğunu yaşatırsak dünyaya barışı getirebiliriz" Macaristan’ın cumhuriyetin ilk yıllarında sunduğu katkılardan da söz eden Prof. Dr. Kızıltoprak, "Bugün konuk ettiğimiz Sayın Viktor Mtis de dahil olmak üzere Macaristan’ın tüm Ankara büyükelçileri Türk-Macar dostluğuna büyük katkılar sunmuştur. Bizler, Türk-Macar dostluğunu yaşatırsak dünyaya barışı getirebiliriz" dedi. Rektör konuşmasının sonunda sempozyumun düzenlenmesine katkı sunan Macaristan Ankara Büyükelçiliğine, Macaristan Fahri Büyükelçisi İsmet Güral’a, Türk Tarih Kurumuna ve TİKA’ya teşekkür etti. İsmet Güral ise, Türk ve Macar halklarının geçmişte beraber yaşayan halklarken, Türklerin Anadolu’ya kaydığını hatırlattıktan sonra, DPÜ ile Pecs Üniversitesinin kardeş üniversite olma sürecini anlattı. Büyükelçi Viktor Matis de, "Kütahya’ya 3. kez gelmekten çok mutluyum. Bu şehir, Macarların hatıralarının yaşadığı çok güzel bir şehir" diyerek konuşmasına başladı.Lajos Kossuth’un Kütahya’da bulunduğu sürede tüm dünyada özgürlüğün sembolü olduğunu kaydeden Matis, "Onun hatıralarının yaşatılması biz Macarlar için çok önemli. Kütahya’nın bugüne kadar bizim hatıralarımızı koruması ve sahip çıkmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. 2024 Türkiye Macaristan Kültür Yılı kapsamında Kasım ayının ortasına kadar 130 etkinlik düzenlendi. Bu da haftada 2-3 etkinlik anlamına geliyor" dedi. "Sergiden ve sempozyum konularından çok etkilendim" Konuşmasında DPÜ’ye de özellikle değinen Büyükelçi Matis, "Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, bizim için çok önemli. Sadece Pécs Üniversitesi ile kardeş olması değil. Bu üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleri, Macaristan’a karşı büyük bir sempati duyuyor. Biz de bundan büyük mutluluk duyuyoruz" ifadeleri kullandı. "Sergiden ve sempozyum konularından çok etkilendim. Çok ilginç çalışmalar var. Katkı sunan tüm akademisyenlere teşekkür ediyorum" diyen Mtis, konuşmasını sempozyum ve serginin düzenlenmesine katkı sunan Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak’a ve Macaristan Kütahya Fahri Konsolosu İsmet Güral’a teşekkür ederek tamamladı. İki ülkenin ezgilerinden izler taşıyan müzik dinletisinin gerçekleştirildiği sempozyumun Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak moderatörlüğünde başlayan açılış oturumunda Prof. Dr. Eva Csaki, "Macar Halk Edebiyatında Türk İzleri", Dr. Szabolcs Hadngay, "Osmanlı’nın Erdel Seferi", Gaspar Katko, "Erdel Prensliği ve Kantemir Mirza, Prof. Dr. Emine Dingeç ise Osmanlı Padişahlarının Cihan Devleti Anlayışının Görsel Sembollerine Kutsal Macar Tacının Yansıması" başlıklı bildirileri sundular.