TEKNOLOJİ - 26 Aralık 2024 Perşembe 09:31

Çağımızın stratejik müttefiki: yapay zeka

A
A
A
Çağımızın stratejik müttefiki: yapay zeka

Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü tarafından 5.’si düzenlenen PRTalks Paneli bu yıl, “Yapay Zeka ve İtibar Yönetimi” temasıyla gerçekleşti. İtibar Yönetimi Danışmanı, Yazar Salim Kadıbeşegil dünyanın yapay zeka ile yeni bir toplumsal sözleşmeye doğru gittiğini belirterek, “Yapay zeka bizim en verimli iş ortağımız olabilir ancak bu noktada en önemli tehlike yanlış bilgi ve veri sahteciliği” dedi.


Selçuk Yaşar Kampüsü’nde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Alikılıç’ın üstlendiği “PR Talks” etkinliğinin beşincisine, İtibar Yönetimi Danışmanı, RepMan Kurucu Başkanı, Yazar Salim Kadıbeşegil, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Behiç Alp Aytekin ve Yapımcı- Yönetmen Can Fakıoğlu konuşmacı olarak katıldı.



Yapay zeka ve itibar yönetimi


Yapay zekanın itibar yönetimi için yalnızca bir araç değil, aynı zamanda stratejik bir müttefiğimiz olabileceğini belirten Salim Kadıbeşegil şunları söyledi: “Veri analizi ve algı yönetimi çok önemli. Yapay zeka ile sosyal medyada duygu analizi yaparak bir markanın itibar yönetimini nasıl yapabileceğini belirleyebilirsiniz ve idare edebilirsiniz. En önemli tehlike yanlış bilgi ve veri sahteciliği. Burada etik konusu da çok önemli bir kavram olarak ortaya çıkıyor. Yapay zeka şu anda hayatımızda ve bundan sonra da olacak. Önemli olan ondan nasıl faydalanabileceğimiz. Yapay zeka için GO oyununu örnek vermemin bir nedeni var. Orada bir şey bizim kontrolümüzden çıkıyor. İnsanın kontrolünden çıkarak bilgisayarın eline geçiyor. Bu bir dönüm noktası oluyor. Teknoloji insanlık tarihinin başından beri insanlığın hayrına olacağı iddia edilen buluşlarla gelişti. Teknolojiye hakim olmak bize bir kazanım getiriyor. Dünya Wikipedia gibi yani herkesin veri sağladığı ve faydalandığı bir alan olsa, hatta şirketler de bu şekilde yapay zekaya yaklaşsa o zaman çok güzelleyir. Böyle bir sistem etik, adil ve mantıklı olur.”


Yapay zekaya ne kadar güvenebiliriz sorusunun da güncelliğini koruduğunu vurgulayan Kadıbeşegil, “Tabi ki bu teknolojiden destek alıyoruz. Bir tarafta Çin ve Hindistan var dünya nüfusunun yarısı. Diğer tarafta devletlerin bile üstünde 5 adam var. Yapay zeka dahil her şeyi kontrol ediyorlar. Elon Musk, Jeff Bezos gibi yeni yönetici sistemlerinin olduğu. Artık dünya sınırları kalktığı bambaşka bir toplumsal sözleşmeye doğru gidiyor. Peki İnsanlık nasıl bir toplumsal sözleşmeden geçiyor? Gönlümden geçen Wikipedia gibi bir dünya ama böyle mi olacak bilemiyoruz” diye konuştu.



İnsana rakip mi?


Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Behiç Alp Aytekin de yapay zeka ile insanın yarıştırıldığı bir ortam oluşturulduğunu belirterek, “Yapay zekadan faydalanmak için doğru üretim araçları nelerdir sorusunu sormamız gerekiyor. Yapay zeka ile birey arasında bir rekabet varmış ikilemi yaratılıyor. Aslında yapay zekayı eğiten aslında birey. Ona komutu yazan bir insan. Dolayısıyla yapay zekayı bir rakip değil müttefik gibi görmek mümkün. İşte bu noktada etik değerler ön plana çıkıyor. Nasıl ki tarih yazarken objektif ya da sübjektif olma durumu varsa bunun için de aynı şey geçerli. Yapay zekanın çıkışı batı olduğu için enformasyonu da onlar oluşturuyor” dedi.



Rekabette eşitlik


Yapay zekanın dünya tarihinde görmediğimiz bir hızda çok yüksek bir kullanıcı sayısına ulaştığını ifade eden Yapımcı ve yönetmen Can Fakıoğlu da “Yapay zekan, ucuz ve verimli bir hizmet sunuyor. Zaman ve enerjiden tasarruf ederek kullanılan bir uygulama. Duygu barındırmadığı ve 7/24 uyanık çalıştığı için fark yaratacak insanı nüansını koymasa bile hatadan arındırılmış mantıklı çözümü üretebiliyor. Bana göre bizim bunlara çok ihtiyacımız var. Toplumun her alanında karar mekanizmasının başındaki kişiler duygusal hareket ederek toplumun yararını gözetmeyen kararlar verebiliyor. Örneğin iklim krizi, ekonomik krizler küresel olarak hepimiz bu krizlerin içinde yaşıyoruz. Özetle o duygudan arınmış düz mantığı aklıselime ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.



Çağımızın stratejik müttefiki: yapay zeka

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TADİVSAM’dan Kazakistan’da düşen Azerbaycan uçağıyla ilgili açıklama Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Strateji Araştırma Merkezi (TADİVSAM) tarafından, Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında düşen Azerbaycan Havayolları Şirketi AZAL’a ait yolcu uçağı ile ilgili açıklama yapıldı. TADİVSAM’dan yapılan açıklamada, “Bakü-Grozni seferini yapan Azerbaycan Havayolları Şirketi AZAL’a ait yolcu uçağının 25 Aralık 2024 tarihinde Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında düşmesi ve 38 sivil insanın hayatını kaybetmiş, 29 insanın da yaralanmış olmasından dolayı derin üzüntü duyuyoruz. Azerbaycan’ın, elim olay sonrasında ilan ettiği bir günlük yas çerçevesinde biz de bu acıyı paylaşıyor, hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa, Azerbaycan halkına ve Türk dünyasına başsağlığı diliyoruz” denildi. Olaya ilişkin resmi bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmadığını belirten TADİVSAM, olayın Rusya hava sahasında olduğunu ve Rusya’nın bu olaydan birinci derece sorumlu olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Henüz taraflarca ayrıntılı resmi bilgiler kamuoyu ile paylaşılmamış olmakla birlikte, uçağın gövdesindeki tahribat izleri ile Azerbaycan’daki resmi makamların verdiği bilgilerden, olayın Rusya Federasyonu hava sahasında, Grozni yakınlarından ateşlenen bir füzenin isabet etmesiyle gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu, uluslararası sivil havacılık kuralları başta olmak üzere, çağdaş uluslararası hukukun tüm normları açısından en ağır ihlalleri ifade etmektedir. Rusya Federasyonu; ulusal hava sahasının sivil uçuşlar bakımından güvenli olmasından birinci dereceden sorumludur. Dahası kamuoyuna yansıyan bilgiler arasında Rusya Federasyonu hava kontrolünden sorumlu makamların, yara almış uçağa yakınlardaki havaalanlarına iniş izni vermediği bilgileri de vardır. Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir. Bu itibarla; ikili ilişkilerde oldukça iyi bir noktada olan Rusya Federasyonu ve Azerbaycan’ın ilişkilerindeki bu niteliğin bozulmaması, Azerbaycan, Türkiye ve genel olarak Türk dünyası kamuoyunda oluşan haklı tepkilerin cevaplanması, mağdurların ve ailelerinin acılarının paylaşıldığının izharı için Rusya’nın resmi bir açıklama yapması beklentisi içindeyiz. Bu açıklama muhakkak suretle samimi bir özrü ve gerekli tazminatları da içermelidir."