SAĞLIK - 05 Aralık 2024 Perşembe 11:02

13 saat boyunca enkaz altında kalan depremzede Evrim’in sessiz dünyasında protez sevinci

A
A
A
13 saat boyunca enkaz altında kalan depremzede Evrim’in sessiz dünyasında protez sevinci

Kahramanmaraş merkezli 11 ili vuran büyük depreme Hatay’da yakalanan 36 yaşındaki doğuştan sağır ve dilsiz Evrim Derviş Güleryüz, 13 saat boyunca enkaz altında kaldı, sol bacağını kaybetti. Geri kalan hayatına İzmir Çeşme’de bedensel engeli ile devam eden talihsiz kadın, İstanbul’dan İrade Adımları Derneğinin hediye ettiği protez bacak ile yeniden ayağa kalkmanın sevincini yaşadı.


Doğuştan sağır ve dilsiz olan Evrim Derviş Güleryüz, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük Kahramanmaraş depremine ailesiyle birlikte Hatay’da yakalandı. Evli ve 1 çocuk annesi talihsiz kadın, oturdukları 4 katlı apartmanın yıkılması sonucu enkaz altında kaldı. Enkaz altında kaldığı 13 saat boyunca bir fayans parçasının sol ayak bileğine denk gelmesi nedeniyle ayağında ciddi bir kesik oluştu. Kurtarıldıktan sonra Adana’daki bir hastaneye kaldırılan Güleryüz’ün yarası zamanla kötüleşince, doktorlar sol bacağını diz üstünden kesmek zorunda kaldı.


Protezi ile yeniden hayata tutundu


Depremin ardından yaklaşık 5 gün içinde annesi Hülya Derviş (57) ve kızıyla birlikte İzmir’e taşınan Evrim Derviş Güleryüz, burada tedavi için çare arayışına girdi. Bu süreçte, bir tanıdıkları aracılığıyla İstanbul’da bulunan İrade Adımları Derneği’ne ulaştı. Dernek, Güleryüz’e destek sağlayarak protez bacak temin edilmesine yardımcı oldu. Protezine kavuşan Güleryüz, yaşadığı zorlu sürecin ardından hayata yeniden tutunmayı başardı. Şimdi, tüm yaşadıklarına rağmen ailesiyle birlikte yeni bir başlangıç yaptı.


“Evrim’e sağlıklı bir hayat diliyoruz”


Evrim’in tedavi sürecine dair konuşan Fizyoterapist Renim Elşeyh, “Evrim özel durumuyla barışmış bir insandı. Yıllarca pes etmedi. Depremin ona kaybettirdiği her şeyi kazanmak için çaba gösteriyordu. Hastamız bacağını kaybetti ve protez taktırmak için bizlere başvurdu. Biz de protez süreciyle birlikte, gereken egzersiz ve yürüme eğitimleriyle ilerledik. Kendisine sağlıklı bir hayat diliyoruz” diye anlattı.


“Bizi duygulandırdı”


Ortez ve Protez Teknikeri Samet Yılmazer ise “Evrim Hanım’ı muayene ettiğimizde güdük formu ve duyusal engellerini de gözeterek, daha güvenli olması açısından pin sistem protez uygulanmasının faydalı olacağını düşündük ve kendisine uygun bir diz eklemi seçerek pin sistem protez uygulaması yaptık. Evrim Hanım’ın derneğimize ilk ziyareti ve tanışmamız esnasında hem sağır hem de dilsiz olmasına rağmen kendisini umut dolu gözlerle ifade ediyor olması bizi derinden etkiledi. Doğal afet sebebiyle uzvunu yitiren bir depremzedenin böylesine güler yüzlü ve istekli yaklaşımı, bizi son derece duygulandırdı” diye vurguladı.


“Hayat standartlarının yüzde 80’ini geri kazandı”


Evrim ile aralarındaki iletişimi, annesinin yardımları sayesinde sağlayabildiklerini anlatan Yılmazer, “İlk randevularımızda bu durum küçük aksaklıklara yol açsa da sonraki randevularımızda annesinden öğrendiğimiz kadarıyla işaret dili ile birebir iletişim kurabildik ve bu durumdan kendisi de gayet memnun oluyordu. Kendisini derneğimizden yolcu ederken uygulanan protez sayesinde hayat standartlarının yüzde 80 ini geri kazanmış olduğunu görebiliyorduk” şeklinde konuştu.


“İmdat diye bağırmamı istiyordu”


Deprem anında yaşadıklarını anlatan Güleryüz’ün annesi ev hanımı Hülya Derviş, “Depremde; Evrim, ben, Evrim’in kızı ve oğlumla beraber dördümüz enkaz altında kaldık. Birbirimizle iletişim kuramadık. Evrim yanımdaydı. Evren’in kızı kucağımdaydı. O da üşüyordu. Onun üzerine örttüm. Ayaklarını, ellerini ısıtmaya çalıştım. Evrim, ona bir şeyler anlatmamı istiyordu. Benim ‘imdat’ diye bağırmamı istiyordu. Kendisi de ‘imdat’ diye bağırdı; ama karanlık olduğu için Evrim’le iletişim kuramadım. Eline harfleri yazdım. Evrim beni öyle anladı; fakat Mehmet Ali bağırıyordu, ona dokunamadım, ona yetişemedim, biraz ilerideydi. Beton üzerimize düştü, hiçbir şey yapamadım” diye konuştu.


“Acıdan yere yattım”


Kendisinin 9, kızı Evrim’in ise 13 saat enkaz altında kaldığını ifade eden anne Hülya Derviş, şunları kaydetti:


“Evrim’in kızı benden önce enkazdan çıktı. Oğlum Mehmet Ali ise ertesi güne kadar enkazda kaldı. Daha sonra Evrim’i Adana’da hastaneye götürdüler. Orada ayağını bilekten kestiler. Birkaç gün hastanede kaldı. Sonra Evrim’in ayağı iltihaplandı. Bize ‘ayağını temizleyeceklerini’ söylediler ve Evrim’i ameliyata aldılar. Ayağını diz üstünden kestiler. Ben orada acıdan yere yattım; çünkü hem oğlumu kaybettim hem de kızım bu haldeydi.”


“Evrim’i yeniden hayata bağladılar”


Depremden bir süre sonra İzmir’e geldiklerini ve kendilerine Çeşme Kaymakam’ının sahip çıktığını belirten Hülya Derviş, “Evrim’in bütün tedavisini karşıladılar. Bir tanıdığımızın aracılığıyla, İstanbul’da İrade Adımları Derneği tarafından protez takıldığını öğrendim. Dernek ile iletişime geçtim ve bizi İstanbul’a çağırdılar. Allah razı olsun. Bizimle çok ilgilendiler. Evrim’in ayağına protez taktılar. Evrim şimdi çok şükür ayağa kalktı. Yürümeye, kendine bakabilmeye ve kendi ihtiyaçlarını gidermeye başladı. Bize yardım eden herkesten Allah razı olsun. Kızım yürüyebildiği için çok mutluyum. Onu tekrar hayata bağladılar” diye vurguladı.


“Yürüyünce çok mutlu oldum”


Depremde ayağının kesildiğini ve o an şok içerisinde kaldığını anlatan Evrim Derviş Güleryüz de “Doktora geldim, ameliyat oldum. Protez takılması için İstanbul’a gittim. Protez takılınca eskisi gibi yürümeye başladım. İrade Adımları Derneği’ne çok teşekkür ederim. Yürüyünce mutlu oldum. Kendi ihtiyaçlarımı giderebiliyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çocukları apartmana sokup üzerlerine benzin döktü, apartman sakinlerini ’Ya geri dönerse’ korkusu sardı Antalya’nın Kepez ilçesinde geçtiğimiz Mayıs ayında meydana gelen kan donduran olayda Nazmiye Ş., oyun oynayan 6 çocuğun üzerine benzin dökerek yakmaya çalıştı. Tutuklanan Nazmiye Ş.’nin davasının ikinci duruşmasında, mağdur çocukların aileleri adalet çağrısını yineledi. Aileler, tutuklu olayın yaşandığı günden bu yara korku içinde olduklarını ve çocukların ’Ya geri dönerse’ korkusuyla travmayı atlamadıklarını söyledi. Olay, 28 Mayıs 2024 tarihinde Kepez ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki bir apartmanda yaşandı. Apartmana olaydan bir ay önce taşınan 50 yaşındaki Nazmiye Ş., mahallede oyun oynayan 6 çocuğun üzerine benzin dökerek yakmaya çalıştı. Çocukların aileleri olaya müdahale ederek faciayı önledi. Olay sırasında çocuklarının çığlıklarını duyan Aynur ve Alihan Ç., hızla aşağı inerek Nazmiye Ş.’nin elindeki çakmağı düşürdü. Elindeki bıçakla direnen kadın, daha sonra apartmanın çatı katına çıkarak camdan sarktı. Olay yerine gelen polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin 4 saat süren çabası sonucu kadın bulunduğu yerden indirildi. Apartmandan indirilen Nazmiye Ş., ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüleceği esnada, apartmanın giriş kapısında bekleyen çocukların yakınları bir anda Nazmiye Ş.’ye saldırmaya başladı. Polis çocukların aileleri ve komşularını güçlükle sakinleştirirken karın boşluğuna aldığı darbe sonucu kendini iyi hissetmediğini söyleyen Nazmiye Ş., polislerin arasında ambulansa alınarak hastaneye kaldırıldı. Tutuklanan Nazmiye Ş.’nin ilk davası 19 Kasım 2024’te görülürken, ikinci dava dün görüldü. Aileler adalet istiyor Olayda üç çocuğu zarar gören anne Aynur Ç., mahkeme sonrasında yaptığı açıklamada, “5 yaşındaki kızımdan başlayarak çocuklarımın üzerine benzin döktü. Çığlıklarını duyduğumda hızla müdahale ettik, çakmağı elinden aldık. Ama o an yaşadığımız dehşeti anlatamam. Çocuklarım hala bu travmayı atlatamadı. Sanığın serbest bırakılmasından korkuyoruz, çünkü çocuklarımız hala ‘Ya tekrar dönerse?’ diye soruyorlar. Adalet istiyoruz” dedi. “Facia son anda önlenebildi” Aynı apartmanda yaşayan ve üzerine benzin dökülen çocuklardan ikisinin babası Özer D., olay günü yaşananların facia boyutunda olduğunu belirtti. Mahkemede de tanıklık eden Özer D., “O gün işteydim, eşimin telefonda ‘Çocukları benzinle yakmaya çalıştı’ dediğini duyunca şoka girdim. Hemen eve geldim. Eğer çakmak ateş alsaydı, çocuklarımızla birlikte apartman komple alev alırdı. Çocuklarımız korkudan dışarı çıkmak istemiyor. Bu kadın dışarı çıkarsa, çocuklarımızın hayatı tehlikede olacak. En ağır cezayı almasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Çocuklar psikolojik destek alıyor Olayda 5 yaşındaki bir çocuk geçici görme kaybı yaşarken, diğer çocuklar da benzin kokusuna ve olayın dehşetine maruz kaldı. Halen çocuklar psikolojik destek alırken apartman sakinlerinden Aynur Ç., “Kızım sürekli kabus görüyor. ‘Anne, kadın geri gelir mi, beni öldürür mü?’ diye soruyor. Bu şekilde nasıl yaşayacağız?” diyerek mahkeme sürecinin bir an önce tamamlanmasını istedi. Sanık: "Kardeşimi rehin aldılar" Nazmiye Ş.’nin, komşularını “kardeşini evde rehin tutmakla” suçlaması ve akıl sağlığının yerinde olmadığına dair rapor almak için girişimde bulunması ailelerin tepkisini çekti. Özer D., “Kendilerini aklamak için akli dengesi yerinde olmadığına dair belge çıkarmak istiyorlar. Bu şekilde yırtıp dışarı çıkmak için çabalıyorlar. Biz buna hiçbir şekilde müsamaha göstermeyeceğiz ve şikayetlerimizi geri almayacağız” dedi. Olayın ikinci duruşmasında çocukların ifadelerine de başvurulurken, aileler mahkeme önünde yaptıkları açıklamalarda şikayetlerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Davanın 3. duruşması 12 Şubat 2025 tarihinde görülecek.
Siirt Siirt’te ev hanımları kooperatif kurarak oto yıkama açtı Siirt’te bir grup ev hanımı, kooperatif kurarak oto yıkama hizmeti vermeye başladı. Siirt’in merkezinde faaliyet gösteren oto yıkama işletmesi, hem istihdam oluşturmayı hem de kadınların iş hayatında daha aktif rol almalarını hedefliyor. Siirt’te kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla kurulan kooperatif, bölgedeki diğer kadınların da benzer projeler geliştirmesine öncülük ediyor. Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) üzerinden başvurup işletmelerini kurduklarını belirten Kooperatif Başkanı Narin Oğuz Yardım, kadın eli değen her işin daha temiz olduğunu belirtti. Yardım, "İşletmemizi 2,5 aydır açtık. 7 tane kadınımızla birlikte yol aldık. Bu iş nereden aklınıza geldi diye çok soru soruldu. Normalde Siirt’te, kültür, bölge ve coğrafya olarak çok sıkıntılı kadınlarımız var. Her yerde çalışamıyorlar. Bu ailevi bir durumdan olabilir veya çocukları küçük olabilir. Bu tür değişik sorunlardan dolayı çalışamadıkları için Siirt’te, bölge olarak burada olmayan bir sektör açmak istedik ve hizmet sektörüne karar verdik. Şu an kadınlarımız gerçekten çok memnun, çok iyi gidiyoruz. Memnun olanlar ve kurumsal olarak destek verenler var. Aynı zamanda bu hafta kurumsal temizliğe geçtik. Orada da yaklaşık 15-20’ye yakın kadınımız hizmet verecek. Aynı zamanda şu an burada da 12 kadınımız hizmet veriyor ve sigortaları yatıyor. Burada bütün kadınlara söylemek istediğim; lütfen kendilerine güvensinler. Ben kadınım, her şeyi yapabilirim, her şeyi başarabilirim. Bunu kendilerine inandırsınlar. Gerçekten kadının yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Evet, oto yıkama normalde erkeklerin işi. Erkekler yapar kadın yapamaz ama biz çok güzel yaptık ve şu an çok güzel gidiyoruz, güzel şeyler başardık. Neden yapmasın? Neden olmasın? Kadınız, birlikte güçlüyüz. Kadınız, her yerdeyiz" şeklinde konuştu. Kooperatif Başkan Yardımcısı Enoş Dayanan ise, "Burayı açma sebebimiz kadınlara hizmet etmek, daha çok kadına yönelmek ve genişlemektir. İşletmemizi oto yıkama olarak açtık. Doğuda bir ilk olarak işletme kurduk. Çok güzel tepkiler görmekteyiz. Sezonu olmamasına rağmen günde en az 7 - 8 araç yıkıyoruz. Kadın eli olunca hijyen oluyor. Amacımız daha çok kadına hizmet etmektir ve daha farklı projelerde de büyütmektir. Kurumsal olarak büyük bir kooperatif olarak genişlemeyi düşünüyoruz. Önemli olan vasıflı eleman yetiştirmektir. Daha farklı sektörlerde şu an 4 tane projemiz daha var. Bu projelerimiz de gerçekleşirse daha farklı alanlara da yöneleceğiz ve bu alanlardaki kadınlarımız vasıflı olmuş olacaklar. Yaptıkları işi öğrenmiş olacaklar. Oto yıkama olarak başladık ama şu an hizmet sektöründe de devam ediyoruz. Bu hafta hizmet sektörünü de açmış olduk. Şu an 15 kadına hitap ediyoruz. Biz kooperatif olarak 7 bayan olarak başladık ama 7’den 70’e herkese hitap ediyoruz. Bütün bayanlarımızı buraya bekliyoruz. Kurumsal olarak bütün kadınları destekliyoruz" diye konuştu. İşe ilk başladığı zaman zorluk çektiğini belirten oto yıkama çalışanı Evin Atlağ, "Bu işler erkeklere aittir. Ama bayan eli değdiği zaman her yer daha temiz olur. İlk başlarda zorladım. Çünkü bilmiyordum yeni başladığım için biraz zorluk çektim. Ama şu anda hiçbir sıkıntı kalmadı. Bazen günde 8, 9 veya 10 tane araba gelir. Bazen de 1 ve 2 tane gelir" ifadelerini kullandı.
Ordu ‘Rahim ağzı kanseri, HPV aşısı ile önlenebilir’ Human Papilloma Virüsü (HPV) aşılarının, rahim ağzı kanserine karşı korunmada etkili bir yöntem olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Sevda Karakaya, “HPV aşısı, kadınları bu kansere yol açabilecek yüksek riskli HPV türlerine karşı koruyabilir. Ayrıca, 21 yaşından itibaren düzenli pap smear testi yaptırılması, kanser öncesi lezyonların erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlar” dedi. Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Sevda Karakaya, rahim ağzı kanseri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla açıklamalarda bulundu. Rahim ağzı kanserinin, kadınlar arasında en yaygın görülen jinekolojik kanser türlerinden biri olduğunu belirten Opr. Dr. Karakaya, erken tanının hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı. Rahim ağzı kanserinin en sık HPV enfeksiyonu ile ilişkili olduğunu ifade eden Opr. Dr. Karakaya, “Rahim ağzı kanseri, önlenebilir bir hastalıktır. Düzenli jinekolojik muayeneler ve tarama testleri (pap smear ve HPV testi) sayesinde bu hastalığı erken evrede yakalamak mümkündür. Erken tanı sayesinde tedavi şansı çok daha yüksektir” dedi. “Aşı ve tarama testlerinin önemi” HPV aşılarının, rahim ağzı kanserine karşı korunmada etkili bir yöntem olduğuna dikkat çeken Opr. Dr. Karakaya, özellikle genç kızların ve kadınların aşılanmasının önemine değindi. Karakaya, “HPV aşısı, kadınları bu kansere yol açabilecek yüksek riskli HPV türlerine karşı koruyabilir. Ayrıca 21 yaşından itibaren düzenli pap smear testi yaptırılması, kanser öncesi lezyonların erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlar” diye konuştu. “Belirtiler ve risk faktörleri” Rahim ağzı kanserinin erken evrede genellikle belirti vermediğini belirten Opr. Dr. Karakaya, ilerleyen aşamalarda ’anormal vajinal kanama’, ’cinsel ilişki sırasında ağrı veya kanama’, ’vajinal akıntıda değişiklik’, ’alt karın bölgesinde ağrı” belirtilerinin görülebileceğini kaydetti. Risk faktörlerinden bahseden Opr. Dr. Karakaya, “Risk faktörleri arasında erken yaşta cinsel ilişkiye başlama, çok sayıda partner, sigara kullanımı ve bağışıklık sisteminin zayıf olması gibi unsurlar yer alır” açıklamasında bulundu. “Doktor kontrolleri aksatılmamalı” Son olarak kadınlara düzenli tarama testlerini ihmal etmemeleri gerektiği konusunda uyarıda bulunan ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini söyleyen Karakaya, “Rahim ağzı kanseri, düzenli kontrol ve koruyucu önlemlerle büyük oranda önlenebilir. Her kadın, kendi sağlığı için bilinçli hareket etmeli ve doktor kontrollerini aksatmamalıdır” şeklinde konuştu.