EKONOMİ - 12 Kasım 2024 Salı 13:17

Vestel Mobilite, ultra hızlı şarj teknolojileriyle EV Charge Show’da

A
A
A
Vestel Mobilite, ultra hızlı şarj teknolojileriyle EV Charge Show’da

Vestel’in küresel mobilite pazarında stratejik oyuncu olma hedefiyle kurduğu yeni şirketi Vestel Mobilite, geliştirdiği elektrikli araç şarj istasyonlarıyla, İstanbul’da düzenlenen uluslararası e-mobilite fuarı EV Charge Show’da yer aldı.



Son dönemde mobilite pazarına yönelik faaliyetlerini arttıran Vestel, e-mobilite sektörünün önde gelen uluslararası etkinliklerinden EV Charge Show’a katılıyor. Marka, 13-15 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen organizasyonda, 120 metrekarelik stant alanında, elektrikli araç şarj istasyonları alanında geliştirdiği ürün ve teknolojilerle fuarda yerini alıyor.



Gelecek dönemde üssel büyüme bekledikleri mobilite pazarına uzun yıllardır yatırım yaptıklarını vurgulayan Vestel Mobilite Genel Müdürü Hakan Kutlu, “Şirket olarak tüketici elektroniği alanında edindiğimiz derin bilgi birikimimizi, yazılım, donanım ve tasarım alanlarındaki güçlü yetkinliklerimizle mobilite sektörüne taşıyoruz. Bu birikim, bizi sürdürülebilir, yenilenebilir ve akıllı çözümler geliştirme konusunda güçlü kılıyor. Henüz dünya devi şirketlerin dahi ajandasına yeni giren geniş kapasiteli mobilite ürün ve çözümlerimizle böylesine önemli fuarlarda yer almak bizim için kritik öneme sahip. Önümüzdeki dönemde de mobilite çözümlerimizle, geleceğin ihtiyaçlarına yanıt vererek akıllı ve çevre dostu bir dünyaya katkı sağlamayı, küresel mobilite pazarında stratejik bir oyuncu olmayı amaçlıyoruz” dedi.



"Avrupa elektrikli araçlarını Vestel ile şarj ediyor"


Hakan Kutlu, şirketin ürettiği elektrikli şarj istasyonlarıyla bugüne kadar Türkiye’de ve Avrupa’da 30’a yakın ülkede, 250 binden fazla şarj soketi yerleşimi yapıldığını kaydetti. Kutlu, "Vestel ev tipi ve küçük işletmelere yönelik AC serisinin üretimine 2017’de başladı. Bugün 60kW, 120kW ve 180kW’lık hızlı tip şarj istasyonlarıyla çok hızlı şarj uygulamaları için 240kW’lık, 400kW’lık ve 720KW’lık daha güçlü çıkış sunan DC serimiz bulunuyor. DC ürünlerimiz sayesinde halka açık sayaçlı otoparklarda ve elektrikli filo depolarında, 10 ila 45 dakika arasındaki şarj süreleriyle bekleme sürelerini önemli ölçüde azaltıyoruz. Bu yıl 720kW güç çıkışlı çok hızlı şarj istasyonumuzu da piyasaya sürdük, şimdiki hedefimiz 2025’te 1MW güç çıkışlı EVC’leri piyasaya sürmek. Yeni EVC’lerimizle sadece binek modellere değil toplu taşımada kullanılan elektrikli filo araçlarına da hizmet vereceğiz" ifadelerini kullandı.



Yerli üretimin gücüyle Avrupa’nın 30 ülkesinde


Farklı güç seçeneklerine sahip geniş ürün yelpazesiyle bugün birçok alandaki ihtiyaçlara yanıt veren şirket, geleceğin teknolojileri için de güçlü bir altyapı sunuyor. Tüm ürünlerini Türkiye’de ürettiklerinin altını çizen Hakan Kutlu, “Şirketimizin geniş satış ve servis ağı sayesinde Türkiye’nin 81 iline satış öncesi ve sonrasında hizmet sağlayabiliyoruz. Bu sayede ülkemizde AC/ DC ürün ihtiyacına sahip tüm müşterilerimizin yanında olarak enerji ihtiyaçlarına hızlıca karşılık verebiliyoruz. Öte yandan Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin regülasyonlarına uygun üretilen AC/ DC tipi EVC’lerle geniş bir hizmet alanına sahibiz. Hem ülkemizde hem Avrupa’da birçok bölgeye ürünlerimizi ulaştırıyoruz, bu da güçlü bir ayak izine sahip olduğumuzun bir başka göstergesi” açıklamalarında bulundu.



Vestel teknolojisiyle temiz enerji depolanıyor


Yapılan açıklamaya göre Vestel Mobilite, enerji geçiş sürecinde büyük önem taşıyan batarya teknolojilerinde yenilikçi çözümler sunarak, güvenli ve kesintisiz enerjiye erişimi kolaylaştırıyor. Telekom, konut, ticari ve endüstriyel alanların yanı sıra güneş ve rüzgâr enerji santralleri için geliştirdiği enerji depolama sistemleriyle şirket, çevre dostu ve maliyet etkin bir alternatif sağlıyor. Şebekeye bağımlılığı azaltan bu sistemler, kullanıcılarının elektrik kesintileri sırasında kesintisiz enerji sağlamasına olanak tanırken, enerji maliyetlerinde de yüzde 20-30 oranında tasarruf etmelerine yardımcı oluyor.



Bugün dünyada güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik depolama çözümlerinin hızla yaygınlaştığını vurgulayan Hakan Kutlu, "Özellikle Avrupa ülkelerinde güneş panelleri aracılığıyla gündüz enerji depolayan pek çok aile var. Batarya çözümleri sayesinde biriktirilen bu enerji, akşam evlerde kullanılıyor. Bu çevreci çözüm enerji maliyetlerinde de önemli tasarruf sağlıyor. Vestel bu bakış açısıyla konut, ticari/endüstriyel ve yenilenebilir güneş/ rüzgâr enerji santralleri için enerji depolama sistemleri üretiyor. Hem konut hem de toplu kullanım için bu alanda ilk 75kWh ve 300kWh’lık ürünleri pazara Vestel sürmüştü. Bu yıl da güneş/rüzgâr enerji santralleri için 5MWh’lik depolama ünitelerini piyasaya süreceğiz" dedi.



Vestel Mobilite, ultra hızlı şarj teknolojileriyle EV Charge Show’da

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de ilaçlama yapılan binada 1 bebek hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde haşere ilaçlaması yapılan binada yaşayan 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetti. Meydana gelen acı olayda bebeğin anne ve babası ile birlikte bir apartman sakini de hastaneye kaldırılırken, ilaçlama firması çalışanı 3 kişi gözaltına alındı; olayın yaşandığı apartman ve yandaki 2 apartman da tahliye edildi. 12 Kasım Salı günü ilçeye bağlı Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak’ta bulunan bir apartmanda ilaçlama çalışması yapıldı. Binanın ilaçlanmasının ardından bazı apartman sakinleri dün öğle saatlerinde rahatsızlanarak durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan araştırmada apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek T.A.K.’nin zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edildi. Bebeğin annesi R.K., babası R.K. ve apartman sakinlerinden G.U. da sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. İlaçlamadan etkilenen apartman sakini G.U.’nun tedavisine Alsancak Devlet Hastanesinde devam edildiği, vefat eden bebeğin babası R.K. ve annesi R.K.’nin de tedavilerinin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Çevre binalar tahliye edildi İzmir Valiliği tarafından olayla ilgili yapılan açıklamada, söz konusu apartman ile yandaki 2 apartman tahliye edilerek, tahliye edilen vatandaşlara valilik tarafından geçici barınma imkanı sunulduğu, ayrıca AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekiplerince ilaçlama yapılan bölgede havalandırma çalışmalarına başlandığı bildirildi. Olayın yaşandığı apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personelinin gözaltına alındığı öğrenilirken olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”