ASAYİŞ - 09 Nisan 2025 Çarşamba 21:12

Rapçi ‘Massaka’ tutuklandı

A
A
A
Rapçi ‘Massaka’ tutuklandı

Barış Boyun’un elebaşılığını yaptığı suç örgütünün eylem ve faaliyetlerine ilişkin sosyal medya hesabından suçu ve suçluyu övücü klip yayımladığı iddiasıyla Pendik’te gözaltına alınan rapçi Massaka, sevk edildiği mahkemece tutuklandı.


İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, hakkında kırmızı bülten kararı bulunan ve İtalya’da cezaevinde olan Barış Boyun’un liderliğini yaptığı suç örgütünün eylem ve faaliyetleri ile sosyal medya paylaşımlarına ilişkin çalışma gerçekleştirmiş, "Massaka" lakaplı rapçi M.İ.’nin suçu ve suçluyu övücü nitelikte klip yayımladığı belirlenmişti. Rapçi Murat İ. Pendik’te yakalanarak gözaltına alınmış ve emniyet işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmişti.


Savcılık ifadesinin ardından şüpheli M.İ, kliplerinde ‘yasadışı bahis reklamı’ yaptığı iddiasıyla sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale Kara Savaşları’nın 110. yıl dönümü etkinlikleri Şehitler Abidesi’nde törenle başladı Çanakkale Kara Savaşları’nın 110’uncu yıl dönümü anma etkinlikleri, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törenle başladı. Törene katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı Çanakkale Ruhunun, yalnızca geçmişe ait bir hatıra değil; bugünün ve yarının en güçlü motivasyonu olduğunu dile getirirken törene konuk olarak katılan Birleşik Krallık Kraliyet Prensesi Anne ise "Türk dostlarımızla birlikte eski İtilaf Güçlerini temsil etmek üzere bugün huzurunuzda bulunmak yüce ve anlamlı bir onurdur.?Hep birlikte savaşanları onurlandırmalı ve gelecekte savaşmaya daha az ihtiyaç duyulacak daha iyi bir dünya için birlikte çaba göstermeliyiz. Karşı taraflarda savaşmış olsak da bugün burada güvenilir dostlar ve NATO müttefikleri olarak bulunuyoruz" dedi. Çanakkale Kara Savaşları’nın 110. yıl dönümü törenlerine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Gelibolu 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Birleşik Krallık Kraliyet Prensesi Anne, Avustralya Genel Valisi Sam Mostyn, Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Jill Morris, Birleşik Krallık Savunma Ataşesi Col Jim Torbet, Fransa Türkiye Büyükelçisi Isabelle Dumont, Fransa İstanbul Başkonsolosu Nadia Fanton, Fransa Savunma Ataşesi Deniz Yüzbaşı Nora Zelazlı, Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, Yeni Zelanda Türkiye Büyükelçisi Greg Lewis, Avustralya Büyükelçisi Miles Armıtage, Hindistan Türkiye Büyükelçisi Muktesh Pardeshi, Avusturya Türkiye Büyükelçisi Gabriele Juen, Senegal Savunma Ataşesi Albay Boucar Sene, Güney Afrika Askeri Ataşesi Albay Ivan John Afrikander, Macaristan Büyükelçi Temsilcisi Valéria Kıcsı, Macaristan Savunma Ataşesi Albay János Hess, Pakistan Büyükelçiliği Müsteşarı Saleem Qazi, Pakistan Savunma Ataşesi Brig General Imran Noor, Kanada Türkiye Büyükelçisi Kevin Hamilton, Kanada Savunma Ataşesi· Capt Robert Taylor ve çok sayıda davetli katıldı. Tören, Türkiye Cumhuriyeti adına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Şehitler Abidesi önündeki Çanakkale Savaşları kahramanları rölyefindeki Atatürk Anıtı’na çelenk koymasıyla başladı. Şehitler ve yabancı askerler için saygı duruşunda bulunulup, saygı atışı yapılmasının ardından İstiklal Marşı okundu. "Çanakkale Ruhu, yalnızca geçmişe ait bir hatıra değil; bugünün ve yarının en güçlü motivasyonudur" Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı; "Bugün burada, Türk milletinin kahramanlık ve fedakârlıkla yazdığı büyük bir destanı, Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıldönümünü anmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Tarihin en zorlu sınavlarından biri olan Çanakkale’de 110 yıl önce karşı karşıya gelen milletlerin, ’dünün hasımları, bugünün dostları’ anlayışıyla burada bir araya gelmesi, barışın ve ortak insanlık değerlerinin en anlamlı ifadesidir. Bu anlamlı buluşmada bizlerle birlikte olan kıymetli konuklarımıza ’hoş geldiniz’ diyorum. Çanakkale, sadece askeri bir başarı değil; bir milletin bağımsızlık tutkusunun, vatan sevgisinin ve hür yaşama iradesinin abideleştiği bir yerdir. Bu topraklarda toprağa düşen her bir Mehmetçik, bugün sahip olduğumuz özgürlük ve onurun temelini atmıştır. Bu vesileyle, bizleri bu şanlı zafere ulaştıran tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve hürmetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Çanakkale, yalnızca bir cephe hattı değil, bir dirilişin, bir direnişin ve bir varoluş mücadelesinin adıdır. Seddülbahir’de, Arıburnu’nda, Conkbayırı’nda Mehmetçik sadece düşmana değil, emperyalizme, sömürüye ve tahakküme karşı da savaştı. Matematiksel üstünlüğün, teknik donanımın zaferi garantilemediği bu savaşta, hesaba katılmayan ama sahada belirleyici olan bir güç vardı: Türk milletinin toprağına, bayrağına ve özgürlüğüne duyduğu sarsılmaz bağlılığı. O bağlılık sayesinde, Mehmetçik yalnızca vatanını değil, aynı zamanda insanlığın onurunu da savundu. Sayıca, silahça üstün olanlara karşı; inanç, vatan sevgisi ve sarsılmaz bir iradeyle karşı durdu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum’ sözü, işte bu mücadeleyi tarihin en şanlı sayfalarına mühürlemiştir. O gün, kurşunla değil, imanla yazılan bir destandı Çanakkale. Türk ordusunun kahramanlığı, milletimizin iradesi ve fedakârlığı, dünya tarihine unutulmaz bir iz bıraktı. Savaş meydanlarında sayılarla ölçülemeyen değerler vardı: Mehmetçiğin sarsılmaz imanı ve milletin duası. Bugün hâlâ aynı ruhu taşıyoruz. Çanakkale, Türk milletinin tarih boyunca nice badireler atlattığını ama asla boyun eğmediğini gösteren bir dönüm noktasıdır. Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Sakarya’dan 15 Temmuz’a kadar nice cephelerde yazılan bu tarih, milletimizin bağımsız yaşama kararlılığının kesintisiz ifadesidir. Dün Çanakkale’de toprağını canıyla savunan bu millet, bugün de yerli ve millî savunma sanayii hamleleriyle aynı ruhu yaşatmaktadır. Kendi tankını, uçağını, gemisini, silahını üreten bir Türkiye; sadece bölgesel değil, küresel ölçekte barışın teminatı olma yolunda ilerlemektedir. Geçmişte cephede vatanı savunan Mehmetçik’in mirasını bugün, yerli ve millî teknolojilerle geleceğini inşa eden gençlerimiz onurla taşımaktadır. Bu anlamda Çanakkale Ruhu, yalnızca geçmişe ait bir hatıra değil; bugünün ve yarının en güçlü motivasyonudur. Çünkü biz biliriz ki, bağımsızlığını başkalarına emanet eden bir milletin geleceği yoktur. Bugün de dünyanın birçok yerinde, mazlumlar aynı zulme direnmekte; kendi Çanakkalelerini yaşamaktadır. Filistin’de geneli çocuk binlerce insan şehit olurken, insanlık suskun; kadim şehirler yakılırken, vicdanlar sessiz kalmaktadır. Bilinmelidir ki, bu millet geçmişte nasıl mazlumun yanında durmuşsa, bugün de aynı duruşu sergilemekten vazgeçmeyecektir. Tarih bizi, yalnızca savaşları kazanan değil; adaletin, merhametin ve insanlığın da sesi olan bir millet olarak yazmıştır, yazacaktır. Bugün burada sadece bir zaferi değil; bir ahlakı, bir duruşu, bir medeniyet anlayışını anıyoruz. Çanakkale, Türk milletinin tarih boyunca taşıdığı adalet duygusunun, barış arzusunun ve insanlık onuruna duyduğu saygının da simgesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ’Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.’ sözleri, geçmişin düşmanlıklarını aşan derin bir insanlık anlayışının ifadesidir. Bu vesileyle, düşmanlıkların kardeşliğe, acıların anlayışa dönüştüğü bu topraklardan, tüm dünyaya sevgi, saygı ve barış dolu bir gelecek için el ele verme çağrısı yapıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde kazanılan zafer, geçmişimizin hatırası ve geleceğimizi aydınlatan bir ışıktır. Bu mirasa sahip çıkmaya, yerli ve millî değerlerimizi büyütmeye, barış dolu bir gelecek için çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla ifade ediyorum. ’Çanakkale geçilmez’ diyen o irade, bugün hâlâ ayaktadır. Ve biz, o iradeye layık olmak için var gücümüzle çalışacağız. Bu vesileyle başta Anafartalar Kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; bu toprakları bize emanet eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyor; barışın, adaletin ve insanlık onurunun egemen olduğu bir dünya dileğiyle sözlerime son verirken, hepinizi saygıyla selamlıyorum" şeklinde konuştu. "Hep birlikte savaşanları onurlandırmalı ve gelecekte savaşmaya daha az ihtiyaç duyulacak daha iyi bir dünya için birlikte çaba göstermeliyiz" Törende konuşan Birleşik Krallık Kraliyet Prensesi Anne, "Bu sabah gösterdikleri son derece nazik ve sıcak karşılama için Türkiye halkına teşekkür ederim. Yüz on yıl önceki bu acımasız seferde her tarafta tanık olunan hizmet ve fedakârlıkları anarken, Türk dostlarımızla birlikte eski İtilaf Güçlerini temsil etmek üzere bugün huzurunuzda bulunmak yüce ve anlamlı bir onurdur.? Bugün, Türkiye ve eski Osmanlı Devleti’nden, Birleşik Krallık ve İrlanda’dan, Avustralya, Yeni Zelanda, bölünmemiş Hindistan ve diğer İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinden, Fransa ve denizaşırı topraklarından, seferin uzun süren acıları sırasında ölen ya da yaralanan tüm cesur ruhları selamlıyoruz. Bu büyük çatışmanın gazileri yıllar geçtikçe hayatlarını kaybederken, onların hatıralarının asla solmamasını sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur.? İngiliz Milletler Topluluğu Savaş Mezarları Komisyonu Başkanı olarak, bu tarihi alanların korunması için Türk dostlarımızla el ele vererek bu muhteşem yarımadada yürütülen çalışmaları görmekten memnuniyet duyuyorum. Şehitlerin anısını yaşatmak için yapılan çalışmaları takdirle karşılıyorum. Geçmişten aldığımız derslerle birlikte bu anma bayrağını gelecek nesillere aktarma görevimiz var. Hep birlikte savaşanları onurlandırmalı ve gelecekte savaşmaya daha az ihtiyaç duyulacak daha iyi bir dünya için birlikte çaba göstermeliyiz. Gelibolu harekâtı sırasında tüm tarafların yaşadığı acı, kayıp ve ıstırap hayal bile edilemezdi. Bununla birlikte, yüz on yıl önce kum ve çamurda yaşanan çaresizlikten kayda değer olumlu sonuçlar çıktığını gördük.? Karşı taraflarda savaşmış olsak da bugün burada güvenilir dostlar ve NATO müttefikleri olarak bulunuyoruz. Gerçekten de bu dikkate değer ve memnuniyet verici uzlaşma, Türkiye’nin 1952 yılında bağımsız ve egemen bir cumhuriyet olarak NATO’ya katılmasıyla, nispeten kısa bir nesil içinde gerçekleşmiştir.? Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan bir cumhuriyet. Genç Mustafa Bey’in hem seçkin bir cephe komutanı olarak referanslarını parlattığı hem de kahramanlık konusunda ün kazandığı yer Gelibolu cephesiydi. Buradaki deneyimi onu hem askeri bir lider hem de bir devlet adamı olarak şekillendirmiştir. 1934 yılında söylediği ölümsüz sözler bu kavramı mükemmel bir şekilde somutlaştırmaktadır:? ’Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.’ Bu topraklarda yaşanan çetin savaşların yerini kalıcı dostluklara ve güçlü ittifaklara bırakmasını sağlayan bu gibi sözleri geleceğe taşımalıyız.? Bugün burada temsil edilen tüm uluslara en içten saygılarımı sunuyorum. Eski İtilaf Devletleri adına Gelibolu’nun anısını ve birlikte geleceğimizi selamlıyorum" diye konuştu. "110 yıl önce büyük savaşlara, kan ve gözyaşlarına sahne olan bu topraklar, şimdi huzurun ve barışın diyarıdır" Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ise "Çanakkale’de büyük ve parlak bir zafer kazanarak Çanakkale’yi geçilmez yapan kahraman Mehmetçiklerimizi rahmetle ve hayırla yâd ediyorum. Mukaddes ruhları şâd olsun. Ayrıca, 110 yıl önce bu topraklarda ülkeleri için savaşan askerleri, hayatlarını burada kaybedip bu toprakların ebedi sakinleri olan ve Mehmetçikle koyun koyuna ve huzur içinde yatan itilaf devletleri askerlerini de saygı ile hatırlıyor ve saygı ile anıyorum. Türk milleti için çok müstesna ve çok kıymetli bir alanda tören yapıyoruz. 110 yıl önce, kıyametin koptuğu bu topraklarda, Mehmetçik sıradağlar gibi durmuş, kendisinden fiziki olarak kat kat üstün güçlere karşı vatanını aslanlar gibi savunmuş, milletinin varlığı, vatanının bağımsızlığı ve kutsal değerlerine olan bağlılığı için canını hiçe saymış, denizden de karadan da havadan da Çanakkale’yi geçilmez yapmıştır. Yok oluş sürecinde olduğu düşünülen Türk Milleti, Çanakkale’de ayağa kalkmış, tâbiri caizse küllerinden yeniden doğmuştur. Memleketimizin kararan ufuklarında şafak sökmüş, milli mücadelemizin işaret fişekleri havaya atılmış, Cumhuriyetimizin temelleri atılmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu topraklarda bir güneş gibi doğmuş ve milletimizin kalbindeki yerini almıştır. Binlerce Mehmetçik, sessiz ve mütevazi yaşamlarını, en sevdiklerini bırakarak Çanakkale’ye gelmiş, burada vatan savunmasında aslan kesilmiş, Çanakkale’yi geçilmez yapıp büyük bir zafer kazandıktan sonra sessiz ve mütevazı yaşamlarına geri dönmüştür. Bu topraklar için toprağa düşüp, şehit olanların ise son cümleleri "Vatan Sağolsun" olmuştur. O civanmert neferler, vatan ve millet görevlerini fazlasıyla yerine getirip kalbimizdeki ve tarihteki en müstesna yerlerini almışlardır. Bugün vatanın sağ olan evlatları, Onları o büyük kahramanları hayırla ve şükranla yâd etmektedir. Çanakkale’nin bütün komutanları da kahramanca harp etmiş, Mehmetçiği çok iyi sevk ve idare etmiş, askerlerinin hep önünde olmuşlar ve askerlerine moral ve cesaret vermişlerdir. Çanakkale’yi geçilmez yapan Komutanlarımızı; Enver Paşamızı, Cevat Paşamızı, Kazım Karabekir Paşamızı, Mareşal Fevzi Çakmak Paşamızı, Esat Paşamızı, Vehip Paşamızı, Şehit Hüseyin Avni Bey’i, Şefik Aker’i, Şehit Yüzbaşı Yusuf Kenan’ı, Şehit Teğmen İbrahim Naci’yi ve bütün Komutanlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum. Çanakkale’de cephe önünde savaşanlar da cephe gerisinde görev yapanlar da görevlerini çok iyi yapmışlar ve en sonunda Allah’ın yardımı da yetişerek, tarihin altın sayfalarına yazılacak büyük bir zafer kazanılmıştır. Binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip olan Türk Milleti, şanlı ve şerefli sayfalarına birini daha eklemiştir. Savaş meydanlarının muzaffer komutanı, Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu topraklarda tarih sahnesine çıkmış, milletimizin güvenini ve sevgisini kazanmış, Millî Mücadelemize ve Cumhuriyetimize giden yol burada yani Çanakkale’de başlamıştır. Mustafa Kemal’in parlak zekâsı, cesareti, azmi ve liderliği burada ortaya çıkmış ve Türk Milleti aradığı liderini Çanakkale’de bulmuş ve bu topraklarda başlayan yolculuk, zorlu savaşlardan sonra Cumhuriyetimizle taçlanmıştır. Çanakkale’yi geçilmez yapanları, bu toprakları bize vatan yapanları, Cumhuriyetimizi kuranları saygı ve şükran duygularımızla anıyoruz. O büyük insanları unutmadık ve asla unutmayacağız. Uzak diyarlardan törenlerimize teşrif eden Sevgili Konuklarımız, 110 yıl önce büyük savaşlara, kan ve gözyaşlarına sahne olan bu topraklar, şimdi huzurun ve barışın diyarıdır. Bu güzel toprakların üstünde şimdi barış rüzgârları esmekte, Çanakkale Boğazı özgürce akıp gitmektedir. Bu topraklar için toprağa düşen şehitlerimiz, bu toprakların bağrında yattığı gibi, yabancı ülkelerin hayatlarını kaybeden askerleri de bu toprakların sevgi ve huzur dolu bağrında yatmaktadırlar. Mehmetçikle koyun koyunadırlar. Onlar da bu toprakların ebedi sakinleridirler. Bugün törenlerimizi huzur ve barış içinde beraberce yapıyoruz. Sizleri burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Buraya daha sık ve daha kalabalık gelmenizi arzu ediyoruz. Onbinlerce, yüzbinlerce yabancı misafirimizi Çanakkale Tarih Alan’da görmek ve misafir etmek istiyoruz. Sizin evlatlarınız artık bizim evlatlarımız olmuşlardır. Onlarca ülkenin hatırası olan bu müstesna toprakları gözümüz gibi koruyoruz. Burası, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve dünyanın en büyük açık hava müzesidir. Buradaki tek bir parça taşa bile kültürel miras olarak bakıyor, koruyup kolluyoruz. Bizim için, canımızdan aziz bildiğimiz bir vatan parçası olan bu toprakların, sizler için de önemli ve hatıralarının yüksek olduğunun farkındayız. Saygıdeğer misafirlerimiz, Çanakkale Kara Savaşlarının başlangıcının 110. yıl dönümü törenlerine teşrif etmenizden dolayı ayrı ayrı şükranlarımızı arz ediyoruz. Çanakkale Ruhu’nun doğduğu bu müstesna toprakların manevi atmosferini en derin şekilde hissetmenizi arzu ediyoruz. Bu toprakların altında kefensiz yatan şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygı ile anıyor, hayırla yâd ediyoruz. Bu toprakları bize vatan yapanları, Çanakkale’yi geçilmez yapanları unutmadığımızı ve ebediyen unutmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bu topraklarda ülkeleri için savaşan ve Mehmetçikle koyun koyuna yatan yabancı askerleri de saygıyla hatırlıyoruz" dedi. Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı ve şehitler için dua edildi. Daha sonra askeri bando eşliğinde askeri birlik, konuk askerler, gaziler ve izciler resmi geçit töreni ve SOLOTÜRK gösteri uçuşu gerçekleştirdi. SOLOTÜRK gösterisi nefesleri kesti.
İzmir Yerli erken uyarı sistemi İstanbul depremini 9 saniye önce bildi OFSİS Deprem erken uyarı sistemi cihazı İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi önceden bilerek kullanıcıları 9 saniye öncesinden uyardı. Sistemin çalışması için ülke genelinde aktif faylar üzerinde bulunan 130’dan fazla sismometre cihazından veri alındığını söyleyen Elektrik ve Elektronik Mühendisi Kürşat Yurdagül, "Depremleri algıladığında otomatik olarak devreye girerek binanın doğal gazını keser, elektrik akımını devre dışı bırakır, asansörü en yakın kata çekerek çalışmasını durdurur" dedi. Depremlere karşı en etkili yöntemlerden biri deprem dalgalarını önceden hissedip erken uyarı veren cihazlar öne çıkıyor. Yerli ve milli imkanlarla Elektrik ve Elektronik Mühendisi Kürşat Yurdagül (45) tarafından geliştirilen OFİSİS Deprem Erken Uyarı Sistemi cihazı ise buna çözüm sunuyor. Sistem, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta gelen 7.7 büyüklüğündeki depremi Adana’da bulunan bir fabrikaya 82 saniye öncesinden bildirerek faciayı önledi. Ayrıca dün İstanbul’da meydan gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi de 9 saniye öncesinden bildi. Depremlerde cihazın devreye girip öncesinden hem sesli ikaz hem de binada tüm emniyet tedbirlerini aldığını vurgulayan Elektrik ve Elektronik Mühendisi Kürşat Yurdagül, "Cihazlarımız algıladıkları verileri internet ağı üzerinden merkezi bir sunucuya gönderir. Bu veriler analiz edilerek, cihazların bağlı olduğu binalara aktarılır. Cihazlar, kullanıcı tarafından belirlenen şiddet eşiğine göre çalışmaktadır. Örneğin, 5 şiddetine ayarlanmış bir cihaz, 5 ve üzerindeki depremleri algıladığında otomatik olarak devreye girerek binanın doğal gazını keser, elektrik akımını devre dışı bırakır, asansörü en yakın kata çekerek çalışmasını durdurur. Aynı zamanda sesli ikaz verir ve cep telefonuna uyarı mesajı gönderir" sözlerini söyledi. 9 saniye önce uyarı verdi OFSİS Deprem Erken Uyarı Sistemi cihazının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknolojik Ürün Belgesi’ne sahip tek deprem erken uyarı sistemi olduğunu belirten Yurdagül, "Kahramanmaraş depremi sırasında Adana’da bulunan bir fabrikada sistemimiz 82 saniye öncesinden uyarı vererek gerekli önlemlerin alınmasını sağladı. Aynı bölgede bulunan diğer fabrikalarda yangın ve patlama yaşanırken, sistemimizin kurulu olduğu tesiste hiçbir olumsuzluk yaşanmadı. İstanbul’daki son depremde ise fay hattının çok yakın olması nedeniyle cihaz, 9 saniye öncesinden uyarı verdi. Erken uyarı süreleri fay hattının merkeze olan uzaklığına ve kırılma hızına göre değişiklik gösterir. Örneğin, 100 kilometre uzaktaki bir fay hattı 5 km hızla kırıldığında yaklaşık 20 saniye önceden uyarı vermek mümkün" ifadelerini kullandı.
Muğla Muğla Büyükşehir Belediyesi Ortaca Kısa Mola Merkezi ve Gündüz Bakımevi açıldı Muğla Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bir ilk olan Kısa Mola Merkezi’nin 8’incisini, Gündüz Bakımevinin ise 4’üncüsünü Ortaca’da törenle açtı. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, seçim sürecinde il genelinde Kısa Mola Merkezleri ve Gündüz Bakımevlerinin sayısını artırma sözü vermişti. Muğla genelinde Kısa Mola Merkezi sayısı 8’e yükseldi Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından engelli bireylerin ailelerine destek sağlamak amacıyla açılan Kısa Mola Merkezleri Menteşe, Milas, Fethiye, Marmaris, Bodrum, Datça ve Yatağan’ın ardından Ortaca ilçesinde de faaliyete başladı. Büyükşehir Belediyesi Dalaman ilçesinde de Kısa Mola Merkezi açmak için çalışmalarına devam ediyor. Gündüz bakımevi sayısı 4 oldu Menteşe, Fethiye ve Yatağan’ın ardından Ortaca’da Gündüz Bakımevi hizmete açıldı. Seydikemer’de de açılacak olan yeni Gündüz Bakımevi ile birlikte okul öncesi çocuklara yönelik eğitim ve bakım hizmetleri il genelinde daha geniş bir alana yayılmış olacak. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, bu anlamlı günde Ortaca ilçesine kazandırılan Kısa Mola Merkezi ve Gündüz Bakımevinin açılışını yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Başkan Aras, "Muğla’mızın her köşesinde, Bodrum’dan Seydikemer’e kadar her ilçemize hiçbir ayrım gözetmeden projelerimizi bir bir gerçekleştiriyoruz. Biz burada bugün Kısa Mola Merkezini ve kırışımızı açarken halkımıza ihtiyacı olan noktada hizmet için bunları yapıyoruz. Bu Kısa Mola Merkezi’ne çocuğunu getiren aile, anne kendine bir nefes alma hakkı bulacak. O kadar önemli bir yer burası. Kreş de de aynı şekilde. Hem büyüklerimize fayda, hem anne babaya aileye fayda, hem çocuklarımıza fayda. Güvenli bir yerde, güvenli bir eğitim alıyorlar" dedi. Suna Güvenç, "İki tane çocuğum var. Biri özel durumda, artı bir Down sendromlu. Bakım eve açıldığını duyunca, çocuğumla faydalansın istedim ve çok mutlu olduk. Çok çok teşekkür ediyoruz. Gönül dolusu teşekkür ediyoruz. Ve bizi çok mutlu ettiler. Biz özellikle özel çocuk annelerinin de rahat etmesi gerektiğini düşündükleri için çok teşekkür ediyoruz" Birgül Karademir, "Başkanımızın burayı açmasıyla bizler için çok güzel bir ferahlık oldu. Benim de iki tane özel evladım var. Onlar için de bir değişiklik, bizler anneler için bir dinlenmesi için. Yani çok güzel bir fırsat, çok güzel bir şey oldu. İnşallah hepimize hayırlı uğurlu olsun. Teşekkür ederiz" dedi.
İstanbul Geleceğin eczacıları kendi pastillerini üretti Eczacılık Fakültesi öğrencileri, "Majistral Hazırlık Etkinliği" kapsamında düzenlenen atölyede, antiseptik özellikli pastiller hazırlayarak teorik bilgilerini pratiğe dönüştürdü. Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Kuzey Kıbrıs Eczacılık Öğrencileri Birliği (NEUPSANC) ve Öğrenci Dekanlığı iş birliğinde düzenlenen "Majistral Hazırlık Etkinliği" kapsamında, eczacılık öğrencilerine yönelik "Pastil Hazırlama" uygulaması gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi Öğrenci Dekanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren NEUPSANC tarafından organize edilen etkinlik, öğrencilerin teorik bilgilerini uygulamaya dökerek mesleki becerilerini geliştirmeyi amaçladı. Farmasötik teknoloji alanındaki temel üretim süreçlerinden biri olan pastil hazırlama uygulaması sayesinde katılımcılar, majistral formülasyonların hazırlanması, uygun tekniklerin kullanımı ve kalite kontrol süreçleri hakkında detaylı bilgi edinme fırsatı buldu. Eczacılık mesleğinin temel uygulamalarını pekiştirme ve pratik deneyim kazanma açısından büyük önem taşıyan etkinlik, öğrencilerin mesleki gelişimlerine önemli katkılar sundu. Uygulamalı eğitim ortamında bilgi ve becerilerini geliştirme imkanı bulan öğrenciler, geleceğin eczacıları olarak daha donanımlı bir şekilde mesleklerine hazırlanma yolunda önemli bir adım attılar. Çok sayıda öğrencinin yer aldığı etkinliğe; Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Çalış, Üniversite Öğrenci Dekanı aynı zamanda Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dudu Özkum Yavuz ile NEUPSANC Başkanı Tanaka Moses Nyabvure katılım gösterdi. Laboratuvar ortamında üretim yaptılar, kendi pastillerini hazırladılar Etkinlik kapsamında öğrenciler, antiseptik özellikte sert şeker pastilleri hazırlayarak hem üretim sürecini adım adım deneyimledi hem de farmasötik formülasyonlara dair uygulamalı bilgi edindi. Şeker, bal, damıtılmış su, aroma verici olarak limon yağı veya nane yağı ile renklendirici maddeler kullanılarak hazırlanan pastiller, belirli bir ısıda karamelize edilip kalıplara döküldü ve soğutularak katılaştırıldı. Öğrenciler, pastil yapımında kullanılan yardımcı maddelerin tat, kıvam ve raf ömrü üzerindeki etkilerini gözlemledi. Hazırlanan pastillerin boğaz ağrısı, öksürük ve ağız iltihaplarında lokal etki sağlayabileceği gibi, vitamin içeriğiyle bağışıklığı destekleyen formüller de içerebileceği aktarıldı. Bu uygulama, eczacılık öğrencilerinin ilaç hazırlama sürecine dair teorik bilgilerini pekiştirip pratik becerilerini artırmalarını da sağladı. Aynı zamanda hasta dostu dozaj formları hakkında da farkındalık oluşturdu. Teorik bilgileri pratiğe dönüştü Etkinlikte, Yakın Doğu Üniversitesi’nin birçok eczacılık fakültesinde bulunmayan alt yapı imkanlarına sahip olduğunun altını çizen Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Çalış, "Genç öğretim üyesi kadromuzla eczacılık eğitiminde fark oluşturan bir yere sahibiz. Gelişmeleri anında izleyen ve geleceğin eczacılarını yetiştirmek üzere eğitim programını sürekli güncelleyen bir fakülteyiz. Öğrencilerimizi mutlu görmek bizleri de mutlu ediyor" dedi. Düzenlenen atölye çalışmalarının, öğrencilerin temel farmasötik üretim süreçlerini yerinde öğrenmelerine imkan sunduğunu belirten Üniversite Öğrenci Dekanı, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dudu Özkum Yavuz ise "Bu tür uygulamalar, öğrencilerimizi geleceğe daha hazır hale getiriyor ve mesleğe olan güvenlerini artırıyor" ifadelerini kullandı. NEUPSANC Başkanı Tanaka Moses Nyabvure ise öğrenci odaklı etkinliklerin önemine vurgu yaparak, "Bu tür uygulamalar sayesinde teorik bilgimizi pratiğe dökme fırsatı buluyoruz. Kendi ellerimizle bir ürün hazırlamak motivasyonumuzu artırırken, mesleki yetkinliğimizi de pekiştiriyor" dedi.
Denizli Denizli Horozu doludan nasibini aldı Denizli’nin simgesi olan 4 metre yüksekliğindeki cam horoz heykeli, şiddetli dolu yağışından nasibini aldı. Fındık büyüklüğünde düşen dolu nedeniyle 7 bin cam parçasından oluşan horozda hasar oluştu. Denizli’de etkili olan sağanak yağış, 15 dakikalığına yerine dolu yağışına bıraktı. Fındık büyüklüğünde görülen şiddetli dolu yağışı, Denizli’de yaşamı felç etti. Bir anda başlayan doluya yakalanan vatandaşlar, yağıştan korunmak için kapalı alan aradı. Dolu yağışına hazırlıksız yakalanan semt pazarı esnafları da yağıştan olumsuz etkilendi. Pazar esnafının tezgâhtaki malları dolu yağışı sebebiyle zarar gördü. Günlük yaşamı olumsuz etkilemesinin yanı sıra meyve bahçelerinde ürün ve kalite kaybına neden olan şiddetli doludan Denizli’nin simgesi olan dev cam horoz heykeli de nasibini aldı. Büyükşehir belediyesi önündeki Delikliçınar Meydanında bulunan ve kaidesiyle birlikte 4.10 metre yüksekliyle Türkiye’nin en büyük cam heykeli unvanını taşıyan cam horoz şiddetli dolu yağışında hasar aldı. 7 bin cam parçasından oluşan cam horozun baş kısmındaki bölümler doluyla birlikte döküldü. Hasar oluşan horozu cep telefonuyla görüntüleyen vatandaşlar, "Dolu horozumuzu başından yaralamış gibi görünüyor" şeklinde yorum yaptı. "Her yer bembeyaz oldu" Semt pazarına alışveriş yapmak için gittiği sırada şiddetli dolu yağışına yakalanan Halil Uğurlu, şiddetli dolu yağışı ile ilgili "Evden pazara gitmek için çıktım. Hafif hafif dolu yağıyordu. Pazara yaklaştığım anda birden dolu yağışı arttı ve çok şiddetli bir şekilde yağdı. Yerler bembeyaz oldu. Bu dolu umarım ki çiftçilerimize zarar vermez. Bağlar yeni uyanıyor, üzüm gibi meyvelerimiz umarım zarar görmemiştir. Zaten göründüğü gibi yollar bembeyaz olmakla bitmedi ağaçlardaki yaprak ve meyveler de yerlere düştü. Parklar ve yollar ağaçların yapraklarıyla da doldu. Dolu yağışı ortalığı mahvetti. Denizli’de dolu o kadar şiddetli yağdı ki Denizli’nin simgesi olan horoz heykelimiz dahi şiddetli dolu yağışından zarar gördü. Bazı arkadaşlarının araç camlarında bile zarar gördü" diye konuştu.
Adıyaman Öğretmenler korosu Kahtalı Mıçe’yi anma gecesi düzenledi Adıyaman’ın Kahta İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün öncülüğünde, Türk Halk Müziğinin efsanevi isimlerinden Kahtalı Mıçe anısına düzenlenen kültürel etkinlik, duygu dolu anlara sahne oldu. Etkinlik, Kahtalı Mıçe’nin hayatını ve sanat yolculuğunu konu alan kısa bir belgesel gösterimiyle başladı. Sanatçının yaşamından kesitler sunulan bu gösterim, izleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi. Böylece Kahtalı Mıçe’nin yalnızca müziğiyle değil, yaşam öyküsüyle de hafızalarda iz bırakan mirası bir kez daha saygıyla anıldı. Kahtalı Mıçe Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda, müzisyen Mahir Aslan’ın şefliğini yaptığı öğretmenlerden oluşan koro ve eşlik eden müzisyenler, izleyicilere adeta bir müzik ziyafeti sundu. Programa, Kahta Kaymakamı Muhammed Usame Soysal, Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç, Cumhuriyet Başsavcısı Alper Ersan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Lütfü Başli, kurum müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Salonu tamamen dolduran katılımcılar, halk müziğinin güçlü ezgileriyle hem hüzünlendi hem de unutulmaz bir gece yaşadı. Etkinliğin en dikkat çeken anlarından biri, Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç’ın kendi kaleme aldığı şiiri seslendirmesi oldu. Duygularını içten bir şekilde dile getirdiği bu anlamlı şiir, salondaki dinleyicilerden büyük alkış aldı. Başkan Hallaç’ın etkileyici yorumuyla okuduğu şiir, geceye damgasını vurdu. Başkan Hallaç, "Bu anlamlı geceye katkı sunan tüm eğitimcilerimize, sanatçılarımıza ve yoğun ilgi gösteren kıymetli hemşerilerimize gönülden teşekkür ediyorum. Kahtalı Mıçe gibi halkımızın gönlünde taht kurmuş değerlerimizi yaşatmak, genç nesillere tanıtmak ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak hepimizin ortak görevidir. Bu tür etkinliklerle hem geçmişimizi yad ediyor hem de geleceğimize ışık tutuyoruz" ifadelerini kullandı.