SAĞLIK - 21 Eylül 2024 Cumartesi 10:08

Karavanıyla dünyayı gezen 79 yaşındaki adam dev mide fıtığından İstanbul’da kurtuldu

A
A
A
Karavanıyla dünyayı gezen 79 yaşındaki adam dev mide fıtığından İstanbul’da kurtuldu

Karavanda yaşayan ve dünyayı gezen 79 yaşındaki Amerikalı adam, Arnavutluk’ta nefes darlığı problemi ile gittiği hastanede mide fıtığı olduğu öğrendi. Ameliyat olması gereken yaşlı adam, imkan yetersizliğinden dolayı tedavi edilemeyince rotasında bulunan İstanbul’a gelerek burada gerçekleştirilen operasyonla sağlığına kavuştu. Tetkiklerin ardından hastanın midesinin dev fıtık yüzünden kalp seviyesine yükseldiğini anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Sinan Binboğa, “Midenin yüzde 80’lik bir kısmının akciğerin olduğu alanda kalbin hemen arkasında olduğu görüldü. Midenin tamamı tekrar karın içerisine alındı. Sonra midenin olduğu bölgede katlanma ameliyatı yapıldı. Bölgesel olarak diyaframdaki açıklık tamir edilerek hastamızın ameliyatı başarıyla sonlandırıldı” dedi.


Karavanda yaşayan ve 15 yıldır dünyayı gezen 79 yaşındaki Amerikalı Charless Everett Ritenour, Arnavutluk’ta gezisine devam ederken nefes alamadığı için bir hastaneye başvurdu. Hastanede gerçekleştirilen tetkiklerin ardından yaşlı adama mide fıtığı teşhisi koyuldu. Yaşlı adam, Arnavutluk’taki doktorunun riskli bir ameliyatla iyileşebileceğini ancak imkanlarının yetersiz olduğunu söylemesiyle tedavi olmaktan vazgeçerek rotasında bulunan İstanbul’a geldi. Öneri üzerine 20 gün önce Medicana Ataköy Hastanesi’ne gelen Ritenour, nefes darlığı, hazımsızlık ve mide ağrısı şikayetleriyle başvuru yaptı. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Sinan Binboğa’ya yönlendirilen hastanın tetkiklerinin sonucunda dev mide fıtığının akciğerlerinin tamamını kapladığı ve kalp seviyesine yükseldiği belirlendi. Acil ameliyata alınan hasta, başarılı 4 saat süren operasyondan sonra sağlığına kavuştu. Kontrolleri tamamlanan Charless Everett Ritenour, sağlık sorunun olmaması üzerine 1 hafta sonra İstanbul’dan ayrılarak karavanıyla göçebe yaşam tarzına devam edecek.



“Hasta tedavisini İstanbul’da olabileceğini öğrenmiş”


Karavanla dünyayı gezen dev mide fıtığı hastası hakkında bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Sinan Binboğa, “Hastamız Charless Everett Ritenour, 79 yaşında Amerikan vatandaşı bir hasta. Dünya turunu çıkıyor. Karavan ile beraber Avrupa’da seyahat ederken nefes darlığı ve hazımsızlık problemleriyle hastaneye başvuruyor. Arnavutluk’ta özel bir hastanede tedaviye alınıyor. Yapılan tetkiklerinde de mide fıtığı olduğu tespit ediliyor. Tetkiklerinde dev bir fıtık olduğu ve midesinin yaklaşık yüzde 80’ninin toraks duvarının içinde olduğu belirleniyor. Riskli olabileceği ve yaş itibariyle problem yaşayabileceği hastaya söyleniyor. Seyahatinin geri kalan kısmını Türkiye’de geçireceğini söyleyen hasta tedavisini İstanbul’da olabileceğini öğreniyor. Ondan sonra da hastanemize başvuruyor” diye konuştu.



“Hastamızı sağlıkla taburcu ettik”


Hastanın tedavilerinin ardından sağlıkla taburcu edildiği belirten Binboğa, “Hastamız ciddi nefes darlığı şikayetiyle başvurduğunda daha önce Arnavutluk’taki tetkiklerinden dev mide fıtığı olduğu görüldü. Hastane bu dev mide fıtığına acil müdahale edilmek üzere benimle görüştürdü. Hastanemizdeki imkanlar doğrultusunda endoskopiye aldık. Yapılan gastroskopi sırasında midenin nedeyse tamamı toraks duvarı içinde olduğu görüldü. Dev mide fıtığının akciğerlerin olduğu alanda bulunduğu ve neredeyse midenin tamamın kalp seviyesine yükseldiği tespit edildi. Endoskopi yapıldıktan sonra tanının doğruluğu belirlendi. Ameliyat hazırlığı yapıldıktan sonra hastayı yatırdık. Kapalı bir yöntemle hastayı ameliyat ettik. Ameliyat sırasında mide ile yemek borusunu ayıran diyafram alanının yaklaşık 15 santimetrelik bir kısmın açık olduğunu gördük. Midenin yüzde 80’lik bir kısmının akciğerin olduğu alanda kalbin hemen arkasında olduğu görüldü. Midenin tamamı tekrar karın içerisine alındı. Sonra midenin olduğu bölgede katlanma ameliyatı yapıldı. Bölgesel olarak diyaframdaki açıklık tamir edilerek hastamızın ameliyatı sonlandırıldı. Ameliyat yaklaşık 20 gün önce yapıldı. Ameliyattan sonra 1 gün yoğun bakım takibimiz oldu. 2 günde genel cerrahi servisimizde takip ettik. 3. günün sabahında ise hastamızı sağlıkla taburcu ettik” ifadelerini kullandı.



“10 yıl daha gençleştim”


Dev mide fıtığı problemi yaşadıktan sonra İstanbul’da tedavi olan Charless Everett Ritenour, “Ameliyat çok başarılı geçti. Daha iyiyim, daha rahat nefes alabiliyorum. Ağrım geçti. 10 yıl daha gençleştim. Arnavutluk’ta hastaneye nefes darlığı şikayetiyle başvurdum. Dev mide fıtığı tanısı koyuldu. Orada oluşabilecek durumlardan dolayı Türkiye’yi tercih ettim. Türkiye’de daha iyi bir medikal takip olabileceğini düşünerek geldim” şeklinde konuştu.



Karavanıyla dünyayı gezen 79 yaşındaki adam dev mide fıtığından İstanbul’da kurtuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Akdeniz diyeti Alzheimer’a karşı doğal kalkan sağlıyor Dünya Alzheimer Günü’nde açıklama yapan Diyetisyen Fatoş Nadiroğlu, Akdeniz diyetinin Alzheimer’a karşı doğal kalkan sağladığını söyledi. Günümüzde en sık görülen demans hastalıklarından biri olan Alzheimer; düşünce, hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalmaya neden olmasıyla biliniyor. Beyin hücrelerinin ölmesiyle başlayıp, hafif unutkanlıktan günlük yaşamı zorlaştıran ciddi semptomlara kadar ilerleyen hastalığın kesin bir tedavisi ise bulunmuyor. Ancak günlük yaşantıya dahil edilebilecek pek çok alışkanlık Alzheimer riskini azaltabilir. Akdeniz diyeti de bu alışkanlıklardan biri. Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Uzman Diyetisyeni Fatoş Nadiroğlu, “Dünya Alzheimer Günü”nde yaptığı açıklama ile Akdeniz diyetinin Alzheimer hastalığının önlenmesinde ve ilerlemesinin yavaşlatılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Alzheimer’ın ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra sosyal ve psikolojik etmenlerin ve yaşam tarzının etkili olduğunu belirten Uzm. Dyt. Nadiroğlu, “Doymuş yağ asitleri, aşırı alkol, sigara tüketimi ve yüksek kalorili diyetler, Alzheimer riskini artıran faktörler arasında yer alıyor. Ancak Akdeniz diyeti, hastalığın risk faktörlerini azaltmada ve hastalığa karşı koruyucu etkisi ile öne çıkıyor” dedi. Akdeniz diyeti ile Alzheimer’a karşı güçlü koruma Akdeniz diyetinin Alzheimer hastalığının seyrinde yavaşlama sağladığını vurgulayan Uzm. Dyt. Nadiroğlu, bu beslenme modelinin içeriğine dikkat çekti. Meyve, sebze, tam tahıllar, kuru baklagiller gibi bitkisel kaynaklar, zeytinyağı, omega-3 yağ asidi kaynağı olan balık, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar, fermente süt ürünleri ve beyaz et ağırlıklı beslenmenin Akdeniz diyetinin temel unsurlarını oluşturduğunu söyleyen Uzm. Dyt. Nadiroğlu, “Araştırmalar bu gıdalara dayalı bir beslenme modelinin Alzheimer’ın önlenmesinde etkili olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı. İleri evre Alzheimer hastalarında beslenme nasıl planlanmalı? Alzheimer’ın ilerleyen evrelerinde hastaların konuşma ve günlük işlerini yerine getirme gibi becerilerinde zorluklar yaşandığını hatırlatan Uzm. Dyt. Nadiroğlu, hasta yakınlarının beslenme sürecinde dikkat etmesi gereken unsurlara değindi. “Yemeklerin sade ve dikkat dağıtmayan, desensiz tabaklarda servis edilmesi önemlidir. Ayrıca, yemek sırasında televizyon ya da tablet gibi cihazların açık olmaması gerekir” dedi. Hastanın, besinleri olarak yuttuğundan emin olunması gerektiğini Uzm. Dyt. Nadiroğlu, yiyeceklerin sıcaklıklarının kontrol edilmesi ve zor çiğnenen besinlerin küçük parçalara ayrılarak ya da püre haline getirilerek sunulması gerektiğini söyledi. Hastalığın ilerlemesiyle tat alma, açlık ve susama gibi duyuların zayıflayabileceğini de ifade eden Uzm. Dyt. Nadiroğlu, bu durumda malnütrisyon ve kas güçsüzlüğünün ortaya çıkabileceğini belirtti. Tedavi sürecinde doktor, diyetisyen ve fizyoterapist gibi sağlık profesyonelleri ile multidisipliner bir yaklaşımın izlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Van Rektör Şevli’den Urartucayı okuyup yazan Kuşman’a ziyaret Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Çavuştepe’de gerçekleştirilen kazı alanında Urartucayı okuyup yazabilen Mehmet Kuşman’ı ziyaret etti. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Çavuştepe’de gerçekleştirilen kazı alanında yaptığı incelemeler esnasında dünyada Urartuca’yı okuyup yazabilen 12 kişiden biri olarak addedilen Mehmet Kuşman’ı ziyaret ederek kendisiyle samimi bir sohbet gerçekleştirdi. Burada bir açıklamada bulunan Rektör Prof. Dr. Hamdullah Şevli, “Üniversitemizin arkeoloji bölümünün kazı alanını ziyaret ederken, Urartuca’yı okuyabilen ender kişilerden biri olan Mehmet Kuşman amcamızla bir araya geldik. Kendisinin bu kadim dili kendi çabasıyla öğrenmiş olması büyük bir başarıdır. 1961’den 1986’ya kadar, Prof. Dr. Afif Erzen’in Gürpınar Çavuştepe’de yürüttüğü kazılarda gösterdiği özveri ve katkıları takdirle karşılıyoruz. Mehmet Kuşmanın, tarihimizin ve kültürel mirasımızın korunmasında oynadığı rol, hepimiz için büyük bir ilham kaynağı” dedi. Mehmet Kuşman’ın burada yıllarca sadece bekçilik yapmakla kalmayıp gönüllü olarak bölgeyi koruduğunu ve sahip çıktığını vurgulayan Şevli, “Mehmet Kuşman amcamız, hem gelen misafirlerle ve turistlerle ilgileniyor hem de kazı evindeki ekibe destek sağlıyor. Ama asıl etkileyici olan, onun Urartuca diline duyduğu merak ve bu dili kendi çabasıyla öğrenmiş olmasıdır. Sabırla Urartuca yazıtlarını çözmesi ve bu çalışmaları turistlere yönelik eserlere dönüştürmesi büyük bir başarıdır. Kendisini gönülden tebrik ediyor, uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz” ifadelerini kullandı. Mehmet Kuşman’ın yıllar boyunca Urartuca bilgisi ve Çavuştepe’deki görevlerinin basının da dikkatini çektiğini ve ona yoğun ilgi gösterildiğine dikkat çeken Rektör Şevli, “Çavuştepe; Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’nun önderliğinde ve geçmişten günümüze, Prof. Dr. Afif Erzen’den bugüne kadar birçok bilim insanının yürüttüğü arkeolojik çalışmalarla tarihe ışık tutan çok kıymetli bir alandır. Mehmet Kuşman’ın, bu bölgeye gönülden sahip çıkarak Urartuca’yı kendi kendine öğrenmesi ve bölgenin turizm açısından tanıtımına katkı sağlaması ise en az bilimsel çalışmalar kadar değerlidir. İnsanlar artık sadece Mehmet amcayı tanımak için bile buraya geliyor” diye konuştu. Çavuştepe’de yapılan kazı çalışmalarının Van Valiliğinin destekleriyle daha da ileriye taşındığını vurgulayarak orada çok güzel bir kazı evi inşa edilmekte olduğunu belirten Şevli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çavuştepe’yi hem turistik hem de arkeolojik açıdan daha iyi bir noktaya getireceğiz. Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’nun liderliğinde yürütülen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle uluslararası medyada da büyük yankı buluyor. Hocalarımızın ‘Science’ dergisinde yayımlanan makalesi de bunun önemli bir kanıtı. Van’da, özellikle Çavuştepe ve Van Kalesi’nde gerçekleştirilen kazılar, arkeoloji dünyasında büyük ilgiyle takip ediliyor. Üniversitemiz, güçlü Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümleriyle bu alanda öncü bir konumda. Ayrıca Arkeoloji Bölümümüzde lisans ve lisansüstü programlarda Urartuca ders olarak okutuluyor ve şu an 6 öğrencimiz bu kadim dili okuyup yazabiliyor.” Rektör Şevli ve Arkeoloji Bölüm Başkanı aynı zamanda Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’na, askerlik dönüşünde Prof. Dr. Afif Erzen ve Prof. Dr. Taner Tarhan ile tanıştığını, Çavuştepe’de kazıların ilk yılında bir kitabenin keşfedildiğini anlatan Mehmet Kuşman ise, Van Kalesi’nden, İran’dan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden getirilen yazıtlarla Urartuca alfabesinin üç yıl süren titiz bir çalışmayla tamamlandığını dile getirdi. Prof. Dr. Taner Tarhan ile yaptığı bir sohbette, bu kitabeleri çözmenin zorluğunu konuştuğunu belirterek bu kadim dilin 54 harften oluştuğunu paylaşan Kuşman, konuşmasının ardından Rektör Şevli ve beraberindeki heyete Urartuca dilinde bazı belgeler okudu.
Sinop Sinop’ta güneş panellerinden elektrikli şarj istasyonu Sinop’ta güneş panellerinden elde edilen elektrik ile elektrikli araçları şarj edilebilen sistem kuruldu. Türkiye’de TOGG ile birlikte hareketlenen elektrikli araç piyasası hem ülke içinde hem de dünyada giderek büyüyor. En öncelikli mesele ise şarj imkanı ve süresi. Doğru bir hesaplama ve yatırımla güneş enerjisi de ihtiyaç duyulan enerji ve şarj için alternatifler arasında. Sinop Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dr. Öğretim Üyesi Serkan İşcan da hayata geçirdiği proje ile güneş panellerinden elde edilen elektrik ile elektrikli araçların şarj edilebilen sistem kurdu. Üniversitenin kampüs alanında kurulan istasyonda TOGG şarj edildi. Öğretim Üyesi Serkan İşcan, amaçlarının sürdürülebilir enerji kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak elektrikli araçları çevre dostu bir şekilde şarj edebilmesini sağlamak olduğunu belirterek, “Projemizin amacı yenilenebilir enerji destekli elektrikli araç şarj istasyonunu geliştirmek ve bunların yönetimini sağlamak. Kendimiz bir prototip geliştirdik. Projemiz öncelikle 4 aşamadan oluşuyor. Bu ilk aşamasını burada gerçekleştirmiş bulunuyoruz. İlk aşamada biz öncelikle alternatif akım AC1 şarj istasyonu geliştirdik. Bu şarj istasyonu 10 saatten 2 saate kadar aracın şarjını düşürebiliyoruz. Bu şarj yöntemi ile aynı zamanda şebeke etkileşimi ile birlikte aynı zamanda şebeke ile birlikte her üçünü birlikte izliyoruz. İzlediğimiz verilerden elde ettiğimiz bilgiler neticesinde ikinci aşamaya geçeceğiz. İkinci aşamamız depolama sistemleri üzerine olacak. Yani güneşten kullanmadığınız veya fazla elde ettiğimiz enerjiyi depolama sistemlerinde uygulayacağız. Bazı kullanıcının şarj talebine göre veya aracın durumuna göre kilometresine göre, menziline göre bunları ayarlayacağız. 3 aşamada biz yine akıllı şebekelerle iletişim halinde olacağız. Akıllı şebeke modeli ülkemizin özellikle 2030’a kadar hızlı bir şekilde gelişmesini öngören bir model. Bu modelde dağıtık üretim dediğimiz bir sistem var. Dağıttım üretim öncelikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte üretimin şebekeye dahil edilmesi bazı sorunları da yanında getiriyor. İşte elektrikli araçlar daha çok üretim yenilenebilir enerji teknolojileri bir arada olduğunda bu sistemde hem üretimi yönetilmesi gerekiyor. Biz bunun yönetim noktasına çalışmış olacağız 3. aşamada. 4. aşamada ise tüm sistemin akıllı şebekenin yapay zeka modeliyle yönetime odaklanacağız. Tüm bu sistemlerin ülkemize özellikle 2030 ve 2053 iklim değişikliği planına uygun bir vaziyette enerji dağıtım üretim tarafında katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Aynı zamanda öğrencilerimize burada eğitimlerimizi sürdürüyoruz, öğrencilerimize bir uygulama mekanında oluşturmuş bulunuyoruz. Sanayiye katkımız devam ediyor” dedi.