GÜNDEM - 16 Eylül 2024 Pazartesi 23:57

İstanbul İl Emniyet Müdürü Aktaş eğitimlerini tamamlayan teşkilatın yeni personelleriyle bir araya geldi

A
A
A
İstanbul İl Emniyet Müdürü Aktaş eğitimlerini tamamlayan teşkilatın yeni personelleriyle bir araya geldi

Küçükçekmece’de İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, oryantasyon eğitimlerini başarıyla tamamlayan 30. dönem meslektaşlarıyla bir araya geldi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne yeni atanan personellere hitap eden Aktaş, “Bu mesleği seçerek, hayatını masum ve mazlum insanların huzuru ve güveni için feda etmeyi göze alan Türk milletinin cesur evlatları. Böylesine ağır bir sorumluğu ancak, kalbinizde ateşini hiç söndürmediğiniz bayrak ve millet sevgisiyle taşıyabilirsiniz” dedi.



İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkezi’nde oryantasyon eğitimlerini başarıyla tamamlayan 30. dönem meslektaşlarına hitap etti. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne yeni atanan personeller için düzenlenen tören saygı duruşu ile başladı. Ardından Aktaş bir konuşma gerçekleştirerek teşkilatın yeni üyelerine başarılar diledi.


“Yeni mezun genç meslektaşlarım, İstanbul, medeniyetimizin baş tacıdır”


Teşkilatın yeni üyelerine seslenen İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, “İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz kadrosuna ataması yapılan 2 bin 177 polis memurumuza yönelik düzenlenen, oryantasyon eğitimi programında sizleri, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Yakın zamanda İstanbulumuzda göreve başlayan kıymetli meslektaşlarım, her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Göreviniz, vatanımıza, milletimize ve devletimize hayırlar getirsin. İstanbul gibi büyük bir metropolde göreve başlayacaksınız. Yolunuz bahtınız açık olsun. Mazisi şan ve şerefle dolu polis teşkilatımız, ülkemizin huzur ve güvenliğini, vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak, devlet otoritesini korumak gibi önemli ve tarihi görevler üstlenmiştir. Teşkilatımız, kurulduğu 10 Nisan 1845 tarihinden bugüne, edindiği bilgi, birikim ve deneyimle her geçen gün kendisini geliştirerek ve yenileyerek dünyanın en modern teşkilatları arasında yer almıştır. Yeni mezun genç meslektaşlarım, İstanbul, medeniyetimizin baş tacıdır. Nüfus bakımında Avrupa’nın 1’inci, dünyanın en kalabalık 15’inci şehridir. Kültürün, sanatın, eğitimin, üretimin, finansın ve turizmin merkezidir. Yaklaşık 17 milyon nüfusu bulunan ilimizin, huzur ve güvenliğini, vatandaşımızın can ve mal emniyetini sağlamak üzere, 39 ilçede, 139 polis merkezi ve 6 kalekolda, 56 bin 500 personelimiz ile mesai mefhumu gözetmeksizin canla başla çalışıyoruz. İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak, böylesi güzide bir şehirde, milletimize hizmetin hakkını verebilmek amacıyla üstün bir gayretle çalışmalarımızı yürütürken, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle, tüm suç ve suç odaklarıyla mücadelemizi, azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.


“Ağır sorumluğu ancak, kalbinizde ateşini hiç söndürmediğiniz bayrak ve millet sevgisiyle taşıyabilirsiniz”


İstanbul’un 24 saat yaşayan bir şehir olduğunu ifade eden Aktaş, “Bu şehrin güvenliğini sağlamak amacıyla bizler de, bu duruma ayak uydurmak zorundayız. Her gün, ilk günkü gibi disiplinli, titiz ve kararlı olmak durumundayız. Tarihimizde yaşadığımız elzem olaylar, bizlere bu kutsal görevde asla ihmale yer olmadığını, her an tetikte olmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Yeni mezun genç meslektaşlarımızdan da çok şey bekliyoruz. Aldığınız eğitimler, edindiğiniz bilgi ve birikimlerle, inşallah emniyet teşkilatımıza çok değerli katkılarda bulunacaksınız. Sizler, devletimizin yasal gücünü temsil ediyorsunuz. Daima milletimizin emrinde, onun hizmetinde olacaksınız yetkilerini kanunlardan alan, adaleti ve iyiliği kendine şiar edinen, her işinde devletin ve milletin menfaatini gözeten bir anlayış ile görevinizi layıkıyla yapacağınıza olan inancım tamdır. Özü, millete hizmet olan bu mesleği icra ederken, yüreğinizi adalet, cesaret ve şefkatle doldurmalı; bu çerçevede masum ve mazlumlara karşı şefkatli ve merhametli, Her türlü şer odaklarına karşı ise kanunlar çerçevesinde acımasız ve sert olmalısınız. Bu mesleği seçerek, hayatını masum ve mazlum insanların huzuru ve güveni için feda etmeyi göze alan Türk milletinin cesur evlatları. Böylesine ağır bir sorumluğu ancak, kalbinizde ateşini hiç söndürmediğiniz bayrak ve millet sevgisiyle taşıyabilirsiniz. Bu düşüncelerle; siz değerli meslektaşlarıma meslek hayatlarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.


(SK-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Vali Çelik ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Kışla Yüksekova’ya incelemelerde bulundu Hakkari Valisi Ali Çelik, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ile birlikte Yüksekova ilçesinde incelemelerde bulundu. Vali Ali Çelik, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ile birlikte Yüksekova’da yapım aşamasında olan ve yapılması planlanan Kur’an kursu ve cami inşaatlarını yerinde inceledi. Vali Çelik, yapım aşamasında olan Hacı Ahmet Albayrak Yatılı Kız Kur’an Kursu ile Hazreti Ömer Camii’nin inşaat alanlarında incelemelerde bulunarak yetkililerden yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Depreme dayanıksız olması sebebiyle yıkılarak yeniden yapılması planlanan Selahattin Eyyubi Camii’ni de ziyaret eden Vali Çelik; planlanan yeni caminin proje detayları hakkında yetkililerden bilgiler aldı. Vali Ali Çelik, beraberindeki Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ve Yüksekova Kaymakamı Mustafa Akın ile Hakkari Müftülüğü tarafından Yüksekova Kaymakamlığında gerçekleştirilen değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantıda Hakkari İl Müftüsü Hüseyin Okuş, Hakkari ve ilçelerinde diyanet hizmetlerinin genel durumu ve yürütülen çalışmalara ilişkin bir sunum yaptı. Müftü Okuş; Hakkari’deki camilerin genel durumları, personel sayıları, yatılı kız-erkek Kur’an kursları, 4-6 yaş arası Kur’an kursları, öğrenci sayıları, yapım aşamasında olan camii ve Kur’an kurslarının proje detayları hakkında bilgiler verildi. Vali Çelik, yapımı devam eden Hazreti Aişe Yatılı Kız Kur’an Kursunun yapım aşamasına verdiği destekler sebebiyle Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla’ya teşekkür plaketi takdim etti. Vali Ali Çelik, daha sonra beraberindekilerle inşa çalışmaları devam eden 75 yatak kapasiteli Yüksekova Devlet Hastanesi inşaatında incelemelerde bulundu. Vali Çelik; İl Sağlık Müdürü Dr. Hamdullah Kara ve Proje Müteahhidi Ayhan Tunç’tan çalışmalarda gelinen son aşama hakkında bilgiler aldı. Projede yaşanan eksiklikler hakkında da yetkililerden bilgiler alan Vali Çelik, ilgili birimler ile görüşerek sorunların bir an önce giderilmesi ve Yüksekova Devlet Hastanesinin hizmete sunulması talimatlarını iletti. Vali Ali Çelik, esnaf ve vatandaşlarla ile bir araya gelerek, Yüksekova’da ihtiyaç duyulan konular hakkında istişarelerde bulunarak vatandaşların görüşlerini aldı. Esnaf ve vatandaşların istek ve talepleri için imkânlar dâhilinde gereken çalışmaların yapılacağını belirten Vali Çelik, sorunların çözümü için ilgili birimlere talimatlarını iletti. Vali Çelik ve beraberindekiler, daha sonra Yüksekova’da İkiyaka Köy Muhtarı Alaaddin Kamalı ve vatandaşlarla bir araya geldi. İkiyaka Köy Muhtarı Alaaddin Kamalı’nın ikametinde sohbet eşliğinde köy sakinleri ile bir araya gelen Vali Çelik, Muhtar Alaaddin Kamalı ve vatandaşlara içten sohbetleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Manisa Hobisi sayesinde hem sağlığına kavuştu hem meslek sahibi oldu Manisa’da su kabağı tasarımcılığı yapan Fevziye Katırcı, sağlık sorunlarını hobisi ile yendi. Kullandığı 36 ilacı bıraktığını belirten Katırcı, su kabağını süs eşyasına dönüştürerek hem sağlığına kavuştu hem de meslek sahibi oldu. Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki tarihi Kurşunluhan’da 12 yıldır su kabağı tasarımcısı olarak çalışan Fevziye Katırcı, hobisi sayesinde hastalıklarını yendiğini söyledi. Ham olarak elde ettiği su kabaklarını süs eşyasına çeviren 70 yaşındaki Fevziye Katırcı, el emeği ile geçimini de sağlıyor. Hobisi sayesinde sağlığına da kavuştuğunu dile getiren Fevziye Katırcı, “Ben bu işi 12 yıldır yapıyorum ama profesyonel olarak 7 yıldır yapıyorum. Bu iş bana sağlık yönünden çok şey kazandırdı. Nasıl anlatayım; önceden 36 tane hap içiyordum, bu haplar beni kötü hale getirmişti. Artık masalarda uyumaya başlamıştım. Evde başımı kaldıramıyordum. Bu iş beni çok rahatlattı. O haplardan kurtuldum. Bana manevi çok büyük faydaları oldu. Allah’ım herkese böyle güzel şeyler nasip etsin. Ben çok memnunum” şeklinde konuştu. "Telle çivinin aşkı filografi" Su kabağı tasarımcılığının büyük emek istediğini dile getiren Katırcı, "Bu kabaklar bana ham vaziyette geliyor. Bu kabaklar kuruduktan sonra biz bunları ıslatıyoruz. Önce kazıyarak dış zeminini temizliyoruz. Kuruduktan sonra da eğer lamba yapacaksak altını 3,5-7 cm ebadında açıyoruz. Değişik aparatlar var bu aparatlarla bunların içini temizliyoruz. Değişik işlemlerden geçirdikten sonra desenlerle süsleyerek makinemizle değişik şekiller vererek süslüyoruz. Büyük emek isteyen bir iş. Ben filografi de çalıştım. Çivi çakarak telle örüyoruz. Telle çivinin aşkı diyoruz bu çalışmaya" şeklinde konuştu.
İstanbul Strafor usta ellerde model uçağa dönüştü Çocukluk hayali ile başlayan model uçak sevdası 16 yıl boyunca Hakan Özbey’i geliştirerek strafordan kendi özel modellerini yapmasını sağladı. Bir straforu sıfırdan işleyerek uçar hale getiren 45 yaşındaki Özbey, üniversite öğrencilerine de işin inceliklerini öğreniyor. Türkiye’de her geçen gün havacılığa olan merak artıyor. Türkiye’nin ürettiği SİHA’lar dünyada gündeme otururken bu işin emekleme aşaması olan model uçaklara olan ilgi daha da artıyor. İlköğretim yıllarından heves ederek izlediği model uçak uçuşlarını 30’lu yaşlara geldiğinde ilerleten Hakan Özbey, hiç işlenmemiş straforu ince işçilikle model uçağa dönüştürüyor. Üniversite öğrencilerine üretim ve pilotaj öğreten Özbey (45), ürettiği uçakların elektronik aksamlarını satın alarak montajını yine kendisi yapıyor. 16 yıldır üretim ve pilotaj işi ile uğraşan Özbey kendisin ürettiği uçaklarla akrobasi gösterileri yapacak seviyede ilerleterek iyi bir pilot oldu. “Strafor parçasını uçak haline getirebiliyorum” 16 yıldır model uçakların ile ilgilenen Hakan Özbey, “Çocukluğumdan beridir model uçak benim için bir hevesti. Model uçak uçurmaya gelen arkadaşları izlemeye geliyordum. 30 yaşlarımdan sonra ben de bu uçağı üretebileceğimi düşündüm. İnternetten izlediğim videolar ile ve yaptığım araştırmalar ile model uçak yapımını öğrendim. Şuanda birçok farklı modelde üretim yapabiliyorum. Kendi özel tasarımlarım var. Bunları hem üretim hem de uçuşlarını yapıyorum. Sosyal medya aracılığı ile birçok üniversite hocaları ve öğrenciler bana ulaşıyor. Nasıl üretim ve uçuş yaptığım ile ilgili benden bilgi alıyorlar. Bir strafor parçasını uçak haline getirebiliyorum. Benim yaptığım uçak modelleri strafor ağırlıklı modeller oluyor. Şimdi köpük olmasının nedeni hafif olmasından dolayı. Model uçakta en önemli şey hafif olmasıdır” dedi. “Sıfırdan başlayıp uçar hale getiriyorum” Model uçakları ahşap, karbon gibi malzemelerden de üretilebildiğini ifade eden Özbey, “Günümüzde gelişen teknolojiler ile birlikte 3 boyutlu yazıcılar ile birlikte model uçaklar yapılabiliyor. Ben tamamen el işçiliğine dayandığı için strafor üzerinden çalışıyorum. Elektronik aksamlarını satın alıp montajını yapıyorum. Sıfırdan başlayıp uçar bir hale getirilecek şekilde üretim yapabiliyorum” dedi. (AFS-RU
Manisa Hobisi sayesinde hem sağlığına kavuştu hem meslek sahibi oldu Manisa’da su kabağı tasarımcılığı yapan 70 yaşındaki Fevziye Katırcı, sağlık sorunlarını hobisi ile yendi. Kullandığı 36 ilacı bıraktığını belirten Katırcı, su kabağını süs eşyasına dönüştürerek hem sağlığına kavuştu hem de meslek sahibi oldu. Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki tarihi Kurşunluhan’da 12 yıldır su kabağı tasarımcısı olarak çalışan Fevziye Katırcı, hobisi sayesinde hastalıklarını yendiğini söyledi. Ham olarak elde ettiği su kabaklarını süs eşyasına çeviren 70 yaşındaki Fevziye Katırcı, el emeği ile geçimini de sağlıyor. Hobisi sayesinde sağlığına da kavuştuğunu dile getiren Fevziye Katırcı, “Ben bu işi 12 yıldır yapıyorum ama profesyonel olarak 7 yıldır yapıyorum. Bu iş bana sağlık yönünden çok şey kazandırdı. Nasıl anlatayım. Önceden 36 tane hap içiyordum. Bu haplar beni kötü hale getirmişti. Artık masalarda uyumaya başlamıştım. Evde başımı kaldıramıyordum. Bu iş beni çok rahatlattı. O haplardan kurtuldum. Bana manevi çok büyük faydaları oldu. Allah’ım herkese böyle güzel şeyler nasip etsin. Ben çok memnunum” şeklinde konuştu. “Telle çivinin aşkı filografi” Su kabağı tasarımcılığının büyük emek istediğini dile getiren Katırcı, “Bu kabaklar bana ham vaziyette geliyor. Bu kabaklar kuruduktan sonra biz bunları ıslatıyoruz. Önce kazıyarak dış zeminini temizliyoruz. Kuruduktan sonra da eğer lamba yapacaksak altını 3,5-7 cm ebadında açıyoruz. Değişik aparatlar var bu aparatlarla bunların içini temizliyoruz. Değişik işlemlerden geçirdikten sonra desenlerle süsleyerek makinemizle değişik şekiller vererek süslüyoruz. Büyük emek isteyen bir iş. Ben filografi de çalıştım. Çivi çakarak telle örüyoruz. Telle çivinin aşkı diyoruz bu çalışmaya” şeklinde konuştu. (SC-