SAĞLIK - 20 Aralık 2025 Cumartesi 10:07

İnmede belirtilere dikkat: "1 dakika bile çok önemli"

A
A
A
İnmede belirtilere dikkat: "1 dakika bile çok önemli"

Dünyada ve Türkiye’de her yıl çok sayıda kişiyi yaşamdan koparan inmenin önlenebilir bir rahatsızlık olduğunu aktaran uzmanlar, "Belirtileri ‘Geçer’ diye düşünmemek lazım. Bazen küçük bir güçsüzlük ya da uyuşmayla başlayıp yaşamı tehdit eden seviyelere ulaşabiliyor. Yaş ilerledikçe inme için risk artıyor, genç popülasyonda da artık tansiyon, şeker, kalp rahatsızlıklarını fazlaca görüyoruz, inme sıklığının arttığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Hasta, ne kadar hızlı ve erken başvurursa başarı oranımız o kadar yüksek. Bazen 1 dakika bile çok önemli" dedi.


İnme (felç) her yıl çok sayıda kişiyi yaşamdan koparırken uzmanlar uyarıyor. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Nevin Pazarcı ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Demir inmenin yüzde kayma, çekilme, konuşmada bozulma, aynı taraf kol ya da bacakta güçsüzlük, kol ve bacak bölgesinde uyuşma gibi belirtileri olduğunu aktardı. İnmede risk faktörlerine dikkat edilmesi gerektiği söyleyen uzmanlar, hastalığın önlenebilir olduğunu söyleyerek tedavisine ilişkin konuştu. Genellikle ileri yaş hastalığı olarak düşünüldüğü belirtilirken gençlerde de olabildiğine dikkat çekildi. Geçmişte inme sebebiyle hastanelerine getirilen 45 yaşındaki Şef Rüzgar Sünbül’ün başarılı tedavisine yönelik de bilgi verilirken Sünbül ise yaşadıklarını anlattı.


"Hastaneye gelişlerin 112 üzerinden olmasını tercih ediyoruz, çok fazla vakit harcayabiliyorlar"


"Dünyada inme sıklığı oldukça artıyor çünkü hem yaş artıyor hem farkındalık artıyor" diyerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Nevin Pazarcı, "İnme bazen uyuşma bazen konuşmada takılma, konuşamamayla, bilinç değişiklikleriyle baş dönmesi, dengesizlik, çift görme gibi problemlerle geliyor. Ani olarak gelişen beyinde bir damarın tıkanması ya da kanaması şeklinde ortaya çıkan tabloları inme olarak değerlendiriyoruz. Yaş ilerledikçe inme için risk artıyor çünkü inmeye yol açacak hastalıkların sıklığı da artıyor. Tansiyon, şeker, yüksek kolesterol, sedanter yaşam, sigara ciddi bir risk faktörü. Genç hastalarda gördüğümüz inmelerde biraz daha genetik, damarın kendi yapısına ait faktörler mevcut. Kadınlarda özellikle doğurganlık çağında, gebelik, doğum, doğum sonrası lohusalık dönemi ve kullanılan gebelik önleyici ilaçların getirdiği bir takım farklı inme tablolarını da görebiliyoruz. Kesinlikle hastaneye gelişlerin 112 üzerinden olmasını tercih ediyoruz çünkü kendi imkanlarıyla gelmek isterken çok fazla vakit harcayabiliyorlar" ifadelerini kullandı.


"İnme sıklığının arttığını net bir şekilde söyleyebiliriz"


Belirtilere kulak vermenin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Pazarcı, "Geçer, hafif bir şey, gitmeyelim’ diye düşünmemek lazım. Bazen küçük bir güçsüzlük ya da uyuşmayla başlayıp birkaç saat sonrasına ciddi yaşamı tehdit eden, hayatın kalan kısmında büyük zorluklar çıkartabilecek seviyelere ulaşabiliyor. Genç popülasyonda da artık tansiyon, şeker, kalp rahatsızlıklarını fazlaca görüyoruz. Bu nedenle inme sıklığının arttığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Hem girişimsel olarak damar içi işlemlerle tedavi yapılırken her zaman tıkalı ya da yırtılmış bir damar görmeyebiliyoruz. O durumlarda da uyguladığımız damar yolundan verdiğimiz yüksek seviyedeki kan sulandırıcılarla erken dönemde müdahale yapılabiliyor. Tıkanıklığa bağlı inmelerde ilk 4,5 saat içerisinde hastanede olmuş olmak çok değerli. Hastalığı tedavi etmek değil önlemek hedeflerimiz. Hastalarımızın büyük çoğunluğu Rüzgar Bey gibi toparlıyor. İnme önlenebilir bir hastalık, inme gelişmeden önce risk faktörlerinin kontrol altında tutulması çok değerli" diye konuştu.


"Hasta ne kadar erken başvurursa tedavideki başarı oranımız o kadar yüksek"


Geçmişte inme tedavisi gerçekleştirdikleri hastasının durumuna yönelik konuşan Uzm. Dr. Mustafa Demir, "Uzun süre önce Rüzgar Bey geldiğinde bilinç tamamen kapalıydı. Sağ tarafında hem kol hem bacakta belirgin güç kaybı vardı, tamamen felçliydi. Şikayetleri ortalama 1,5 saat önce başlamıştı, acile başvurmuş, inme düşünülünce hızlıca bize geldi. Görüntülemeyle tıkalı damarı bulup pıhtıyı çıkarma işlemi yaparak tedavi ettik. Vatandaşların en çok dikkat etmesi gereken nokta; şöyle biliniyor, ‘İnmenin ya da felcin tedavisi yoktur’. Tedavideki en önemli faktör; zaman. Hasta, ne kadar hızlı, erken başvurursa tedavideki başarı oranımız o kadar yüksek. 1’inci saat ile 3-4 saat sonra tedavi ettiğimiz hasta arasında ciddi farklar var. Bazen 1 dakika bile çok önemli. Hasta geldiği zaman acilde görüntülemesini yapıyoruz, damarsal bir durum var mı? Atan pıhtı veya bir yırtılması varsa tespit edip hemen tedavi etmek, o anki acil problemini çözdükten sonra neden olan altta bir rahatsızlık var mı? Bulmak için sonraki süreçte araştırma yapıyoruz. Altta yatan hastalıklar olabiliyor; kalp ritim bozuklukları, damar daralmaları, bazı genetik hastalıklar inmeye neden olabilecek hastalıklar. Tedavide bir kateter yardımıyla beyne ulaşıyoruz, beyindeki tıkalı damarı bulup bazen kateterlerle bazen stentlerle pıhtıyı çıkarıp tedavi ediyoruz. Hastaya göre değişmekle ortalama 2-3 saatlik bir işlem. Genelde şu bulgularla başlar; yüzde kayma, kolda güç kaybı, ağız kenarında kayma. Genelde hastaların yüzüne soğuk su dökme, başka bir uyarıcı vererek tedavi etmeye çalışılır tamamen yanlış, zaman kaybettirdiği için ekstra zararı var" dedi.


"Konuşuyorum sanıyorum ama anlamıyorlar"


Mutfağa gönül verdiğini söyleyen Şef Rüzgar Sünbül, "3,5-4 sene önce geldim, rahatsızlığı evde yaşadım. Kendime geldikten sonra önce konuşuyorum sanıyorum ama dışarıda anlamıyorlar, hiç konuşamadım, sadece sesler geliyordu. Şu anda şefim zaten yemek yapıyorum, yazıyorum, konuşuyorum. Ellerim, ayaklarım hatta gözlerim boşa düştü, kemer kullanıyordum, bir türlü takamadım. Bulanık görmeye başladım, ne oluyor diyorum, ‘Herhalde kahvaltı yapmadım, kahve içmedim’ gibi aklıma gelen oydu. Pıhtıyı hiç bilmiyorum o zamana kadar araştırmadım, sonra öğrendim ki böyle bir hastalık varmış. Öncesinde hiçbir şeyim yoktu. Şansım; Ümraniye Hastanesi benim için çok iyiydi" şeklinde konuştu.



İnmede belirtilere dikkat: "1 dakika bile çok önemli"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Film sahnelerini aratmayan anlar, polis böyle etkisiz hale getirdi: Ehliyetsiz sürücünün faturası ağır oldu Kırıkkale’de drift atarak polisin "dur" ihtarına uymayan ehliyetsiz genç sürücü, film sahnelerini aratmayan kovalamaca sonucu sokakta yakalandı. Polis ekiplerince etkisiz hale getirilen sürücüye 86 bin 763 lira idari para cezası uygulanırken, otomobil de 60 gün süreyle trafikten men edildi. Kırıkkale’de Ş.Ş. (18) yönetimindeki 71 AEK 671 plakalı Tofaş otomobil, Millet Bulvarı üzerindeki bir kavşakta drift atması üzerine polis ekiplerini alarma geçirdi. "Dur" ihtarına uymayan ehliyetsiz sürücü, kovalamaca sırasında seyir halindeki ve park halindeki araçlara çarparak 688. Sokağa girdi. Sürücü, geri manevra yaparak bu kez ekip aracına çarptı. Sokakta sıkışan sürücü, trafik ekibince araçtan indirilerek etkisiz hale getirildi. Film sahnesini aratmayan anlar, bir vatandaşın cep telefonu kamerasına anbean yansıdı. Olayda maddi hasar oluşurken, çevrede kısa süreli panik yaşandı. Sürücü Ş.Ş.’ye ilgili maddelerden toplam 86 bin 763 lira idari para cezası uygulandı. Otomobil ise 60 gün süreyle trafikten men edildi. Trafik ekiplerince olay yerinde yapılan incelemenin ardından araç otoparka çekildi. Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan sürücü hakkında; trafik güvenliğini tehlikeye sokma, genel güvenliği tehlikeye sokma ve mala zarar verme suçlarından adli işlem başlatıldı. Kazaya karışan vatandaş Naci Ayar, sürücünün polisin "dur" ikazına uymadığını belirterek, "Araçların arasına girdi, bana da çarptı. Polis müdahalesiyle araç durduruldu. Toplum içinde daha temkinli ve sakin olunmasını tavsiye ediyorum" dedi. Bilal Buğra Öztürk ise kırmızı ışıkta beklediği sırada sürücünün hızla geldiğini ifade ederek, "Aracıma çarptı, kaçamadım. Evde hasta babam var, bu soğukta iki saattir bekliyorum" diye konuştu.
Samsun Samsun Gıda İhtisas OSB’de ihracat odaklı makarna tesisi kurulacak Samsun Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 38 bin 762 metrekarelik alanda kurulacak makarna üretim tesisinin, 16 bin metrekare kapalı alanda üç modern hatla faaliyet göstermesi ve üretimin üçte ikisinin ihracata yönelik olması planlanıyor. Samsun Valiliği tarafından yapılan açıklamada, Samsun Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni bir makarna üretim tesisi yatırımına ilişkin önemli bir karar alındığı bildirildi. Açıklamada; Çarşamba Havalimanı’na 5 kilometre mesafede, D010 karayolu üzerinde yer almasıyla ulaşım imkânları açısından avantajlı bir konuma sahip Samsun Gıda İhtisas OSB’de, 17 Ocak 2025 tarihli Müteşebbis Heyeti toplantısında alınan 237 numaralı karar doğrultusunda makarna fabrikası yatırımı için 38 bin 762 metrekarelik parsel tahsis talebinin uygun bulunduğu belirtildi. Aynı gün yapılan Yönetim Kurulu Toplantısı’nda alınan 462 sayılı karar ile parsel tahsisi gerçekleştirilirken, parsel ve üzerindeki taşınmazın 28 Kasım 2025 tarihinde yatırımcı firmaya teslim edildiği ifade edildi. Buğdayın hammadde olarak kullanıldığı sektörlerde dikey büyüme stratejisi kapsamında planlanan yatırım çerçevesinde, daha önce üretim tesisinin bulunduğu alanın yanında yer alacak makarna üretim tesisi inşaatına 2026 yılında başlanmasının öngörüldüğü kaydedildi. Katma değeri yüksek alanlara yatırım yapma stratejisi doğrultusunda Samsun Gıda İhtisas OSB’de hayata geçirilecek tesisin, 38 bin 762 metrekare arazi üzerinde toplam 16 bin metrekare kapalı alanda kurulacağı, üç modern üretim hattında faaliyet göstereceği ve üretim kapasitesinin üçte ikisinin ihracata yönelik olacağı bildirildi. Açıklamada, söz konusu yatırımın Türkiye’nin gıda sanayisindeki küresel rekabet gücünü artırmasının yanı sıra Samsun Gıda İhtisas OSB’nin ihracat odaklı üretim, istihdam ve katma değer oluşturma vizyonuna önemli katkı sağlayacağı vurgulandı. Samsun’un, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda yeni yatırımlarla birlikte "Kuzeyin Üretim Merkezi" olma hedefi doğrultusunda emin adımlarla ilerlediği ifade edildi.