GÜNDEM - 11 Ocak 2025 Cumartesi 10:54

Demir ve demir dışı metaller sektörü hedef yükseltti

A
A
A
Demir ve demir dışı metaller sektörü hedef yükseltti

Demir ve demir dışı metaller sektörü bu yıldan oldukça umutlu ve hedef yükseltti.


Türkiye’nin etrafındaki savaşların bitmesi ile birlikte özellikle Çin’e karşı alınacak tedbirlerin Türkiye’nin yıldızını tekrar parlatacağını belirten İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği Başkanı Çetin Tecdelıoğlu, geçtiğimiz yılı 12,5 milyar dolar ihracat ile kapatan sektörün bu yıl 14 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi. Savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarların Türkiye’nin önünde büyük bir potansiyel olarak durduğuna dikkat çeken Tecdelioğlu, "2022’de ulaştığımız 14,4 milyar dolardan sonra 2023 ve 2024’ü 12,5 milyar dolarla tamamladık. Türkiye’nin kuzeyindeki ve güneyindeki savaşlar ve seçimli bir yıldı. Tüm bunlara karşı ihracatımızı aynı seviyede tutmayı başardık. Yılın son aylarında Suriye’deki savaşın bitmesi ve ABD’de Trump yönetiminin Çin’e getireceği kısıtlamaların Türkiye üzerindeki olumlu etkilerinin görülmeye başladı. 2025’e çok daha umutlu bakıyoruz. Bu yıl Türkiye için yeni fırsatların doğmasını bekliyoruz. Suriye’deki durumun normalleşmesinin ardından İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya savaşlarının biteceği yönünde beklentiler giderek artıyor. Türkiye için en büyük fırsatlar bu savaşların bitmesinin ve bölgenin normalleşmesinin ardından gelecek. Sadece Rusya bölgesinde 10 milyar dolarlık bir pazar kaybı yaşadık. Suriye’de de aynı şekilde çok ciddi kayıplarımız oldu. Biz Suriye’de müteahhitlik hizmetleri, altyapı, üst yapı, eğitim, barınma ve bu başlıkla ilgili en az 10 milyar dolar ve üzerinde bir ekstra pazar yakalayacağımızı tahmin ediyoruz. Savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarlar Türkiye’nin önünde büyük bir potansiyel olarak duruyor. Ayrıca Türkiye dünyada tedarik zincirinde çok önemli bir ülke. Etrafımıza baktığımız zaman, hızlı teslimatıyla, parsiyel mal üretme kapasitesiyle, güçlü bankacılık sistemiyle, güçlü lojistik ve sigortacılık ağıyla dünyaya iyi ürün tedariği yapabilecek bir ülke konumunda. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Avrupa ve Amerika otomotivden elektroniğe, makinadan elektriğe kadar birçok önemli sektörü Çin’e kaptırmış durumda ve tüm dünyada Çin’e ve Uzakdoğu’ya karşı bir eylem var, koruma duvarları örülmeye başladı. Türkiye’nin bu fırsatı görüp dünyaya partner olabilecek ülke konumunu güçlendirmesi gerekiyor. Türkiye zaten uzun süredir dünyada otomotivin, makinenin, savunma sanayinin ve buna bağlı sektörlerin iyi bir yan sanayisi olmuş durumda. Yan sanayideki güvenilir ülke, güvenilir tedarik zinciri ülkesi olma statümüzü kaybetmememiz gerekiyor. 2025’te bütün hedefimiz, bütün hayalimiz, bütün çalışmamız ve organizasyonumuz çift rakamlı büyümeyi elde etmek üzerine. Savaşlarla kaybettiğimiz pazarlar yanında yeni pazarlar bulma yönündeki çalışmalarımız da devam edecek. 2025’e damga vurmayı hedefliyoruz. İhracatçının ana bankası ve en büyük destekçisi Eximbank’ı takdirle karşılamak lazım. Bundan sonraki dönemde de hem Eximbank’tan hem de diğer bankalardan ihracatla ilgili alternatif ürünler geliştirmesini ve gelecek ihracat bedelleriyle ilgili stratejiler oluşturmasını bekliyoruz. Ayrıca geçen yıl faaliyetlerine başlayan Türk Ticaret Bankamız var ve hızlı bir şekilde büyüyor. İhracatçılarımıza da çok ciddi destek oluyor. Şu anda Eximbank’ın tam bir alternatifi olmasa da gelecekte ihracatçılara destek noktasında çok daha önemli bir konuma yükseleceğini düşünüyoruz. Bakırda miktarda yüzde 4,79’luk, değerde de yüzde 7,84’lük bir artış oldu. En büyük ikinci sektörümüz alüminyumda da miktarda yüzde 7,34, değerde yüzde 0,89’luk bir artış var. Alüminyumun birim fiyatı yüzde 6 düşmesine karşı miktarda ve değerde artı yazması bence alüminyum sektörünün ciddi bir başarısıdır. Hırdavatta da yüzde 8,27’lik bir birim fiyat düşüşüne karşı miktarda ve değerde artışlar yaşanması sektör açısından son derece önemli" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas 2028 yılında tüm hanelere yerli gaz verilecek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2028 yılına kadar Türkiye’deki tüm hanelere yerli doğal gazın ulaştırılacağını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sivas’ın Hafik ilçesinde düzenlenen gaz verme törenine katıldı. İlçeye ilk kez doğal gaz ulaştırılması dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Bayraktar, Türkiye’de 81 ilde 981 yerleşim yerinde doğal gaz ulaştırıldığını belirterek, “Türkiye’yi düşündüğünüzde 81 il, 780 bin kilo metre karenin üzerinde bir coğrafya, zor bir coğrafya. Dolayısıyla buraya doğal gaz getirmek öyle kolay bir olay değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hedef, o vizyon doğrultusunda hamdolsun bugün Türkiye’de 81 ilde 981 yerleşim yerinde doğal gaz var. 222 OSB’de doğal gaz var. Nüfusumuzun yüzde 85’i bugün doğal gaza ulaşabiliyor. Biz hayal bile edilemeyenleri gerçekleştiren bir hareket olarak bugün de bu hizmeti Hafik’e getirdik” dedi. “Dünyanın en büyük keşfini yaptık” Bayraktar, doğal gaz arama çalışmalarında dünyanın en büyük keşfine imza attıklarını ifade edip, "Biz doğal gazı ithal ediyorduk. 2016 yılında dedik ki ‘biz artık milli enerji ve maden politikasıyla doğal gazı kendimiz üreteceğiz. Varsa arayacağız, bulacağız, çıkartıp ev ve sanayimize bu gazı götüreceğiz. Kendi gemilerimizde, Mavi Vatan’ımızda doğal gaz aramaya karar verdik. Önümüze bir sürü engeller çıkarttılar. Biz kendi gemilerimizle, istediğimiz zaman istediğimiz yerde, kendi ekibimizle doğal gaz ve petrol arayacağız dedik. Hani birileri Mavi Vatan’a masal diyor ya, biz Mavi Vatan’da destan yazmaya karar verdik. Gemilerimizle biz petrol ve gaz aramaya başladık. 2020 yılında biz Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal gaz keşfini yaptık. Dünyada denizlerdeki en büyük keşfi biz gerçekleştirdik” dedi. 3 milyon haneye yerli gaz veriliyor Bayraktar, 3 milyon haneye yerli gaz verildiğini, 2028 yılında tüm hanelere yerli gaz ulaştırmayı hedeflediklerini vurgulayarak, “Bugün kendi ürettiğimiz doğal gaz ile tam 3 milyon hanemize kendi doğal gazımızı verir hale geldik. Allaha hamdolsun. Üretimimiz her geçen gün artıyor. İnşallah 2028 yılına geldiğimizde Türkiye’deki tüm hanelerde, 20 milyon hanede kendi doğal gazımızı kullanır hale geleceğiz. Hedefimiz Türkiye Yüzyılı’nda, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizi enerjide bağımsız kılmaktır” şeklinde konuştu. Gabar’da üretim 71 bin varile çıktı Bayraktar, Gabar’da üretimin 71 bin varile çıktığını açıklayarak şunları ekledi: "Bir zaman adı terörle anılan, gidilemeyen, girilemeyen Gabar’da Türkiye’nin en kaliteli, günlük 71 bin varil petrolü üretir hale geldik. Bütün gayemiz ülkemizi enerjide bağımsız kılmaktır. Enerjide dışa ödediğimiz dövizi içeride tutabilmektir. Her yıl milyarlarca dolan fatura ödüyoruz. Enerji ihtiyacımızı kendi kaynaklarımızla karşılamak istiyoruz. Bunun gayretindeyiz." Konuşmaların ardından ilçeye gelen gaz ateşlenerek temsili olarak ilçeye ilk doğal gaz verilmiş oldu. İlk etapta ilçede 400 doğal gaz aboneliği bulunduğu belirtildi.
İstanbul Esenyurt’ta Eğitimle güçlenen kadınlar bu kursta geleceklerine yön veriyor Esenyurt Belediyesi Mesleki Eğitim ve İstihdam Merkezi, Okul Öncesi Çocuk Gelişimi eğitimi ile kursiyerleri hem meslek hem de iş sahibi yapıyor. Derslerde, çocuk gelişimine dair tüm incelikleri öğrenen kursiyerler, aldıkları MEB onaylı sertifika ile yardımcı öğretmenlik yapma fırsatı elde ediyor. Vatandaşların meslek sahibi olabilmeleri için hayata geçirilen EMEĞİM projesi, Okul Öncesi Çocuk Gelişimi Kursu ile kadın istihdamına da destek sağlıyor. Haftanın 3 günü teorik ve uygulamalı olarak devam eden derslerde, kursiyerler çocuk dostu alan alanda pratik yaparak kendilerini geliştirme fırsatı buluyor. Kursta, 0-6 yaş arasındaki çocukların bilişsel alanları, dil, öz bakım ve motor gelişimlerini kapsayan 380 saatlik eğitim veriliyor. Bu eğitimlerin ardından MEB onaylı sertifika alan kursiyerler, ana sınıflarında, okul öncesi merkezlerde ve kreşlerde yardımcı öğretmen olarak görev yapabiliyor. Kursiyerler ESBİM ile istihdam ediliyor Mesleki eğitim kurslarına katılan kursiyerlere istihdam fırsatı da sunuluyor. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan kursiyerler, hem MEB onaylı sertifika alarak usta öğretici olma hakkı kazanıyor hem de ESBİM (Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi) tarafından uygun kadrolarda istihdam ediliyor. Anneler kursta çocuklar oyun alanında Kadınların meslek öğrenerek iş yaşamına katılmasının da amaçlandığı kursta, anneler eğitim alırken çocuklar da onlar için hazırlanan çocuk dostu alanda eğlenceli vakit geçiriyor. Çocuklar, çocuk gelişim uzmanları tarafından hazırlanan eğitici-öğretici aktivitelerden yararlanarak, gelişim düzeylerine uygun oyunlar oynuyor. “Kursa kendimi geliştirmek için geliyorum” Bir meslek sahibi olabilmek için kurslara katıldığını söyleyen kursiyer İrem Ardalı şöyle konuştu: “Çocuk Gelişimi okuyorum. Kendimi geliştirmek için geliyorum. Derslerime de yardımcı oluyor. Burada çocukların büyüme evrelerini, psikolojik evrelerini, çocukların gelişiminde desteklememiz gereken yanları öğrendik. Sertifika aldıktan sonra anaokullarına başvurmayı düşünüyorum.”
Van Uzmanlar uyardı: "Yaban hayvanlarına bilinçsiz yem bırakmayın" Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, doğaya yem bırakmanın bilinçli bir şekilde yapılması gerektiğini belirterek, kontrolsüz yem bırakmanın yaban hayatına zarar verebileceğini söyledi. Van Gölü Havzası’nda doğaya yem bırakma uygulamaları, özellikle kış aylarında yaban hayvanlarına yardım etmek amacıyla sıkça gündeme geliyor. Ancak uzmanlar, bu tür uygulamaların plansız ve kontrolsüz bir şekilde yapılmasının ekolojik dengeye zarar verebileceği konusunda uyarıyor. Yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarının ve alışkanlıklarının korunmasının önemine dikkat çeken uzmanlar, bilinçsiz müdahalelerin uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. “Bilim insanlarının kontrolünde yapılmalıdır” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, doğaya kontrolsüz şekilde yem bırakmanın yaban hayatına zarar verebileceğini belirtti. Bu tür uygulamaların yaban hayvanlarının doğal alışkanlıklarını ve habitatlarını bozabileceğini ve hastalıkların yayılmasına sebep olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Aslan, “Merkezimiz Van Gölü Havzası’ndaki tüm yaban hayvanlarının sorunlarıyla ilgilenmekte ve ekolojik dengenin devamı için üretken çalışmalar yürütmektedir. Ancak son günlerde, yaban hayvanlarına kontrolsüz şekilde besin bırakma gibi uygulamalar yaygınlaşmıştır. Yaban hayvanlarına araştırma yapılmadan ve plansız bir şekilde yem bırakmak faydadan çok zarar getirebilir. Bu durum, yaban hayvanlarının alışkanlıklarının değişmesine, habitatlarının bozulmasına ve hastalıkların yayılmasına neden olabilir. Eğer doğa şartları yem bırakmayı gerektirmiyorsa, bu uygulama yalnızca Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile bilim insanlarının kontrolünde yapılmalıdır” dedi. “Ekosistemin doğal besin zinciri bozulabilir” Yaban hayvanlarına bilinçsiz şekilde yem bırakmanın hayvanların doğal alışkanlığını değiştirdiğini dile getiren Aslan, “Kontrolsüz şekilde yem bırakılmasının habitatı bozulabileceğini, yaban hayvanlarının doğal alışkanlıkları değişebileceğini ve insan-hayvan çatışmaları artabilir. Ayrıca, yem bırakılan alanlara farklı türlerden hayvanların gelmesiyle çatışmalar yaşanabilir ve ekosistemin doğal besin zinciri bozulabilir. Dolayısıyla yaban hayvanlarına kontrolsüz yem bırakmak faydadan çok zarar getirir. Eğer kontrollü alanlar oluşturulmadıysa ve bir türün korunmasına yönelik bir plan yapılmadıysa, bu uygulamadan kaçınılmalıdır. Aksi halde, sahipsiz hayvanlarda olduğu gibi ileride büyük sorunlarla karşılaşabiliriz” diye konuştu. Yaban hayvanlarının korunması adına yapılacak çalışmaların uzmanlar gözetiminde ve kontrollü bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirten Aslan, bilinçsiz müdahalelerin uzun vadede faydadan çok zarar getireceğini kaydetti.