POLİTİKA - 22 Mart 2025 Cumartesi 21:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP yönetimi belediye soyguncularını aklayan bir aparata dönüşmüştür"

A
A
A
00:00
00:00
HD

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı iftar programına katıldı. Programda yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kan ve gözyaşından beslenen siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak Gazze’deki soykırımlara tekrar başladı. Siyonsit rejim özellikle çocukları hedefe alarak, kadınları katlederek Gazze’de oluk oluk masum kanı döküyor. Hiçbir kutsal tanımayan İsrail hükümetinin Ramazan ayında sahur vaktinde düzenlediği saldırılarda 700 üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Vahşetin daha hazin tarafı şudur. Batılı yönetimler başta olmak üzer dünyanın birçok ülkesi Gazze’de barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Hak ve hukuktan bahsedenlerin, insanları derisine, rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin’dir. Mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazzeli olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anından değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri, henüz kundaktaki yavruların alçakla öldürülmesine tepki göstermiyor. Soğuk betonlara sıra sıra dizilen beyaz kefenli çocuk cenazeleri bile kilit vurulmuş vicdanların açılmasına yeterli gelmiyor" diye konuştu.

"Biz zalime kimliğine göre davrananlar gibi asla olmadık ve olmayacağız"

Türkiye’nin her zaman mazlumların yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz zalime kimliğine göre davrananlar gibi asla olmadık ve olmayacağız. Canı yanan, zulüm gören, kendi topraklarında katliama uğrayan her bir mazlumun acısını yüreğimizde hissediyoruz. Türkiye olarak ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bundan tam 1400 yıl önce Uhud savaşında nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi biz de Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız. Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze’deki kardeşlerimize yönelik zulüm de inşallah payidar olmayacak, en kısa zamanda sona erecektir. Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de bu zulüm dolu karanlık günler atlatılacak, inşallah geriye sadece dayanışma kalacak, cesaret kalacak, kardeşlik görevimizi yapmanın izzeti şerefi kalacaktır" şeklinde konuştu.

"CHP yönetimi belediye soyguncularını aklayan bir aparata dönüşmüştür"

Konuşmasında İBB’ye yönelik yolsuzluk operasyonuna da değinen Erdoğan, "Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek. Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken, bakıyorsun ana muhalefet tam tersi gündemle hareke ediyor. Önce Suriye’de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek bu oyunu boşa çıkardık. Milletimiz CHP’nin Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma tezgahına 14 yıl boyunca olduğu gibi düşmedi. Bu sefer bu yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye kalkıştılar. 4 gündür milletin huzurunu kaçırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten, sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına göz dağı vermekten, sokak terörü ile milli iradeyi baskı altında almaya kadar ne ararsan bunlarda her şey var. Son olarak bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek ‘hepinizin hesabını tutuyorum’ diyerek medyayı tehdit ettiler. Böyle siyaset olur mu? Böyle politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar. Gelinen noktada şunu net görebiliyoruz. Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" ifadelerini kullandı.

"Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lafa her başladıklarında Atatürk’ün kurduğu parti olmakla övünenler, ağababaların diyet borçlarını ödemek adına gazinin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil, marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir. Yüzbinlerce gencin hakkının yendiği diploma sahtekarlığı dahil, ortaya akıl, vicdan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan soldan balya balya paralar, dolarlar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP genel başkanı bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp ‘sahtekarlık, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, iltimas yoktur’ diyemiyorlar. ‘Ne biz ne de arkadaşlarımız harama el uzatmadı’ diyemiyorlar. Kendi belediye başkanlarına, beraber iş yaptıkları arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Çıkıp aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine bize saldırarak cumhur ittifakı ortağımıza ve onun muhterem genel başkanına edepsizlik ederek, sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar. Buradan CHP genel başkanına soruyorum. Sayın Özel neden korkuyorsun. Neden çekiniyorsun. Bu telaş, bu panik havası, bu saldırganlık niye? Düne kadar ‘şaibe yok’ diyordunuz, şeffaflıktan dem vuruyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek, kimi sırtından hançerleyeceksiniz. Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız" açıklamalarında bulundu.

"CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz"

Yolsuzluk ve terör soruşturmasının CHP içindeki vicdan sahibi seçmenleri de rahatsız ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, gazinin emaneti diyerek CHP’ye oy veren insanlarımızı da üzüyor. Samimi CHP’li vatandaşlarımız da İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı içlerine sindiremiyor. Bunun işaretlerine sadece yargıya yapılan ihbarlarda değil, medyadan sosyal medya mecralarına birçok yerde rastlıyoruz. CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden, bu yağmacılardan temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine konulamayan erdemlerdir. Sayın Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin ve genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda CHP’nin mevcut durumu gibi perişan değil, kalitemize ve kalibremize uygun bir muhalefet görmeyi arzu ederiz. Sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri marjinalleri alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri artık geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizildiği günler eski Türkiye ile birlikte tamamen mazide kalmıştır. Türkiye demokratik bir ülkedir. Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız bir ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi işlesin, bırakın hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Bırakın ak ile kara hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Siz ister kabul edin ister etmeyin Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur, olmayacaktır. Demokrasinin hukukun meşru zeminin dışında çözüm arayanlar bugüne kadar daima avuçlarını yalamışlardır, inşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP ve yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmalarına izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına, toplum mühendislikleri ile 85 milyon arasına yeni nifak duvarları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bin yıldır olduğu gibi Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Laz, Çerkez bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Komşu cinayetinde 3 tutuklama Kocaeli’de ortak kullanım alanı ve araç park yeri nedeniyle komşusunu öldüren şüpheli ve olaya karışan 6 kişi yakalandı. Şüphelilerden 3’ü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, 22 Mart’ta Gebze ilçesi Barış Mahallesi 1819/1 Sokak’ta bulunan apartmanın önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yusuf Bayrak (38) ile komşusu arasında araç park meselesi sebebiyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi ile iki aile arasında kavga çıktı. Yaşanan kavgada iki otomobilin camları kırıldı. Silahlı, taşlı, sopalı kavgada 3 kişi darp sonucu, Yusuf Bayrak ise silahla yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralıları ambulansla çevre hastanelere kaldırdı. Durumu ağır olan Yusuf Bayrak, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. 7 şüpheliden 3’ü tutuklandı Polis ekipleri, Yusuf Bayrak’ı öldüren K.E. ile olaya dahil olan İ.C.E., S.E., Ö.B., A.B., H.B. ve B.B.’yi aynı gün yakalayarak gözaltına aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde tamamlanan işlemlerinin ardından 7 şüpheli bugün mevcutlu olarak Gebze Adliyesi’ne sevk edildi. B.B. savcılıkta alınan ifadesinin ardından serbest bırakılırken, Ö.B., A.B. ve H.B. ise çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. K.E., İ.C.E. ve S.E. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Düzce 8 Türk devleti Nevruz’u resmi olarak kutlayacak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanı Kürşad Zorlu, "Nevruz günü, 8 Türk devletinin bir arada resmi biçimde kutladığı bir gün haline getirilecek" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Zorlu, birtakım ziyaretlerde bulunmak üzere Düzce’ye geldi. İlk olarak AK Parti İl Teşkilatı’nı ziyaret eden Zorlu, İl Başkanı Hasan Şengüloğlu, belediye başkanları ve partililer tarafından karşılandı. Anı defterini imzalayan Zorlu, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Nevruz Bayramı’nın bir ilk olduğunu belirterek, "Ülkemizin birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bu günlerde tüm il ve ilçelerimizde bizim ortaya koyacağımız birliktelik, duruş büyük bir anlam taşıyor. Çünkü AK Parti’mizin geleceğe ilerleyen vizyonu ve hedefleri ülkemizin bugün duyduğu ihtiyaç çerçevesinde çok daha büyük bir önem taşımaktadır. Bu sorumluluğumuz sadece Türkiye’de değil, benim de görev alanım içerisindeki bütün Türk dünyası açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Bu vesileyle geçtiğimiz günlerde 21 Mart günü Cumhurbaşkanımızın himayesinde gerçekleşen Nevruz yani yeni gün kutlama programı bir ilki teşkil etmektedir. Zira bildiğiniz gibi tarihi süreç içerisinde Hunlardan Göktürklere, Selçuklulardan Osmanlı devletine, Cumhuriyetin ilk dönemlerine kadar büyük bir coşkuyla kutlanmış, milli birliğimizi taçlandıran böyle bir gün uzun zaman kutlama programlarına dahil edilmemişti. Şimdi çok şükür Cumhurbaşkanımızın önderliğinde yeniden ülkemizin bir milli birlik unsuru zemini olarak Türk milletinin hafızalarına yerleşmiştir. Cumhurbaşkanımız bunun bir resmi bayram günü olarak kutlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerekli girişimlerin yapılması konusundaki teklifini ortaya koydu. Biz de inşallah önümüzdeki günlerde grup yönetimimizle görüşerek, bunun hayata geçirilmesini sağlayacağız" dedi. Nevruz Türk devletlerinin ortak bayramı Zorlu, Nevruz Bayramı’nın Türk devletleri arasında resmi olarak kutlanan bir gün haline geleceğine işaret ederek, "Burada ikinci bir başlık da şuydu; tüm Türk devletlerinin ortak bir bayram günü, kutlama günü olarak tarihe taşınması, geleceğe taşınmasıydı. Bu teklifi de Cumhurbaşkanımız yine mayıs ayındaki gayriresmi liderler zirvesinde diğer liderlerle görüşerek inşallah 3 Ekim’de olduğu gibi, yani neydi 3 Ekim; Türk İş Birliği Günü. Artık Nevruz günü de bu 8 Türk devletinin bir arada resmi biçimde kutladığı bir gün haline getirilecek. Çünkü biz bu ülkelerle olan başta ulaştırma, enerji, ekonomi alanındaki pek çok iş birliği alanlarımızın sosyal ve kültürel düşüncede de geliştirilmesi ve bir araya getirilmesinin hayati bir önem taşıdığına inanıyoruz. Bunu yaptığımız takdirde biz 200 milyonu aşkın olan Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki nüfus sistemimizle, demografimizin gücüyle dünyada yeni bir söz ve yeni bir geleceğe vizyon ortaya koyan bir liderliği de aslında oluşturmuş olacağız. Bunu da inşallah önümüzdeki yıllarda daha da ete kemiğe büründürerek çalışmalarımızı yoğunlaştırmayı planlıyoruz. Bizim başkanlığımız 8. Olağan Genel Kurultayımızda tesis edildi. İnşallah bu başkanlık vasıtasıyla pek çok alanda önümüzdeki aylarda göreceğiz. Faaliyetler yürüteceğiz ve bu Türk dünyası konusundaki vizyonumuzu tüm Türk milletiyle her alanda paylaşmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından kısa bir süre partililerle sohbet eden Zorlu, ardından esnafı ziyaret etti.
Tekirdağ Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Güzel ahlak, gencin süsüdür" Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Güzel ahlak, gencin süsüdür. Güzel ahlak, Peygamber Efendimizin (s.a.s) ahlakıyla ahlaklanmak, bizim asla ihmal etmememiz gereken bir konudur. Buna dikkat edelim" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde öğrencilere ‘İslam’ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince’ başlıklı konferans verdi. Üniversitenin konferans salonunda gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Müslüman bilim adamlarının bilime büyük katkıları olduğunu dile getirerek, "Bizim önce kendimizi bilmemiz lazım. İbn-i Sina’nın uğraşısı bu. İnsanı tanımaya çalışmış İbn-i Sina, oradan hastalıkları, ilaçları keşfetmiş. 11. yüzyılın bilim adamlarından Biruni, dünya onun adını o asra vermiş, 11. asra Biruni asrı diyorlar. İşte Farabi’yi alınız, Batı’nın da önünde eğildiği büyük alimlerimizden İbn-i Rüşd’ü alınız" dedi. "Bilgi üreten üniversiteler olalım" Batı’nın Müslüman ilim adamlarının isimlerini tahrif edip değiştirerek intihal yaptığını ve kendilerine mal ettiklerini söyleyen Erbaş, "Bizim üniversitelerimizde fen bilimlerine çok önem vermemiz, kendi icatlarımızın, kendi buluşlarımızın olması gerekiyor. Batıdan geldikleri noktadan istifade edelim, alalım ama sadece tercümeyle kalmayalım. Sadece üretilen bilgiyi kullanmakla kalmayalım. Bilgi üreten üniversiteler olalım. Fen bilimlerinde de böyle, sosyal bilimlerde de böyle. Bizim kendimize ait çalışmalarımızın olması lazım" diye konuştu. Dini ilimler, din dışı ilimler diye bir tasnifin olmadığını kaydeden Erbaş, "İbn-i Sina tıpta, matematikte, fen bilimlerinde ne kadar uzmansa İslami ilimlerde de o kadar uzman bir alim. Biruni öyle, Farabi öyle. Hatta daha sonraki dönemlerde böyle farklı farklı alanlarda uzman alimlerimiz var. İstanbul’un fatihinin hocası Akşemsettin öyle. Hep Fatih’in Arapça, Kur’an-ı Kerim hocası zannedilir. Halbuki Akşemsettin o dönemin en ünlü matematikçilerinden birisidir" ifadelerini kullandı. "İyilik öncüleriyiz" "İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" ayet-i kerimesini hatırlatan Erbaş, "İlim insanları, alimler olarak branşımız, eğitimimiz ne olursa olsun hepimiz bu görev tanımı içerisinde yer alan iyilik öncüleriyiz. Kendimizi böyle konumlandıralım. İyiliği emretmek, kötülükten men etmek. İşte ilmin, hikmetin amacı budur" değerlendirmesinde bulundu. Erbaş, "İlim, bilgi sahibi olmak, bir eğitimi tamamlamak bitirmek, Allah’a şükretmemizi gerektiren bir durum. Şükrümüzü nasıl eda edeceğiz? İlmi, eğitimi kendimizde saklayarak değil, aldığımız ilmi, öğrendiğimiz bilgiyi başkalarına anlatarak, daha çok kalbe, gönüle, zihne girerek, yardımcı olarak bilgimizi paylaşmamız lazım" diye konuştu. "Her ne işi yapıyor olursanız olun, o işinizin iş ahlakını göz ardı etmeyin" Hz. Peygamberin (s.a.s.) "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurduğuna işaret eden Erbaş, şunları söyledi: "Sizler mezun olduktan sonra yapacağınız iş ne olursa olsun, her ne işi yapıyor olursanız olun, o işinizin iş ahlakını göz ardı etmeyin. Ahlak, bizim kıyamete kadar insanların dikkat etmesi gereken bir husus. Son nefesimize kadar hep İslam ahlakı sınırlarını dikkate alarak yaşamamız lazım. Güzel ahlak, gencin süsüdür. Güzel ahlak, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) ahlakıyla ahlaklanmak, bizim asla ihmal etmememiz gereken bir konudur. Buna dikkat edelim." Öğrencilere başarılar dileyen Erbaş, katılımcıların Ramazan ayını ve Kadir Gecesi’ni tebrik etti. Programa Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, İl Müftüsü Mustafa Soykök ve il protokolü de katıldı.