SAĞLIK - 18 Kasım 2024 Pazartesi 09:52

"Çapraz bağ ve menisküs yaralanmalarında ayakta durmak sakıncalı değil"

A
A
A

Çapraz bağ ve menisküs yaralanmaları hakkında bilgilendiren Op. Dr. Nurtaç Alper Akdemir, “Bu tarz yaralanmalar, yumuşak doku yaralanmaları olduğundan kişilerde her zaman ayak üzerine basmama gibi bir zorunluluk yoktur. Yani kişilerde kemik yapıda kırık vb. bir yaralanma olmadığı takdirde, ağrıyı tolere ettiği kadar ayakta durabilir, mobilize olabilir, günlük ihtiyaçlarını görebilir. Bu yaralanmalar travma anında oluşuyor. Sonrasında, en azından kısa dönemde ilerleme gibi bir durum söz konusu olmaz” dedi.

Menisküsün her iki dizde iki adet bulunan, içte ve dışta olmak üzere C şeklinde bir yapı olduğunu belirten Çakmak Erdem Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Op. Dr. Nurtaç Alper Akdemir, “Vücudun yükünü diz eklemi aracılığıyla diz altına simetrik, eşit bir şekilde aktarılmasını sağlar. Bu şekilde diz kıkırdaklarını korur. Aynı zamanda dizin kayganlığını sağlayan bir özelliği var. Bu yüzden diz sağlığı için çok önemli bir anatomik yapıdır. Menisküs yırtığı ve hasarı, özellikle 40-45 yaşlarından sonra dejenerasyona bağlı olarak travma dışında da görülebilir. Genç hastalarda ise genellikle spor yaralanmalarında, trafik kazası veya iş kazası gibi durumlarda ortaya çıkabiliyor. Tedavisinde bu iki durumun ayrımını yapmak önemli” açıklamasını yaptı.

“Spor öncesi germe, güçlendirme, esneme yapmak önemli”

Spor yapan kişilerin hasardan korunması için önerilerde bulunan Op. Dr. Nurtaç Alper Akdemir, “Spor yapan kişilerin diz çevresi kaslarının güçlü olması gerekiyor. Spor faaliyetleri öncesinde germe, güçlendirme, esneme ve ısınma hareketleri yapılması önemli. Eğer kişi profesyonel olarak sporla uğraşıyorsa germe, güçlendirme ve kondisyon antrenmanlarına spor aktivitesi dışında da önem vermesi gerekiyor” dedi.

Op. Dr. Nurtaç Alper Akdemir, “Tedavi kararında menisküsü 3 bölgeye ayırıyoruz: kapsüle yakın kısım, orta kısım ve merkezdeki kısım. Menisküs yırtığının olduğu yer, eğer kanlanmasının iyi olduğu kapsüler kısma yakınsa iyileşme şansı daha yüksek olabiliyor. Ancak kanlanmasının daha zayıf olduğu yerlerde iyileşme şansı düşük olabiliyor. Bu ayrımı yaptıktan sonra cerrahi olarak mı yoksa konservatif tedavi ile mi ilerleyeceğimize karar veriyoruz. Özellikle hastanın yaşı, menisküs yırtığının yeri ve hastanın beklentisi ameliyat kararını etkiliyor” şeklinde konuştu.

“Menisküs yırtıklarının onarım veya kısmi menisektomi ameliyatları kapalı teknik olan diz artroskopisi ile yapılabiliyor”

“Hastalar genellikle bize dizde ağrı, takılma ve kitlenme gibi mekanik şikâyetlerle başvuruyor” diyen Op. Dr. Nurtaç Alper Akdemir, “Eğer hastanın yaşı gençse, sportif faaliyetle ilgileniyorsa ve menisküste yırtık oluşmuşsa öncelikli olarak cerrahi tedavileri ön planda düşünüyoruz. Onarma ameliyatı yapacaksak bunu kapalı teknik olan diz artroskopisi ile gerçekleştirebiliyoruz. Yırtık kısımların mümkünse onarımını sağlıyoruz; fakat yırtık onarılamayacak bir durumdaysa kısmi menisektomi ameliyatı uygulayabiliyoruz. 4-6 hafta iyileşme süreci oluyor. Hastanın fiziki durumuna ve gerçekleştirilen ameliyata göre normal hayata dönme süreci değişebiliyor. Ancak profesyonel sporcularda menisküs onarım ameliyatı yapıldıysa spora dönüş 6-12 ay sürebilir” dedi.

“Ameliyat sonrası dönemde iyi bir fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci gerekiyor”

Galatasaraylı futbolcu Mauro Icardi’nin sakatlığı ile ilgili de konuşan Op. Dr. Nurtaç Alper Akdemir son olarak şunları söyledi:

“Futbolcularda menisküs yaralanmaları, dizin dönme travmalarında dize kontrolsüz bir yük bindiği zaman oluşabiliyor. Bu olaylarda menisküs yırtığına, ön çapraz bağ dediğimiz bağda da yaralanma (kopmalar) eşlik edebiliyor. İkisinin de yaralandığı ve ameliyat gerektiren durumlarda profesyonel spora dönüş, denildiği gibi 6-12 ayı bulabiliyor. Bunun için başarılı bir ameliyat yapılması ve ameliyat sonrası dönemde iyi bir fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci gerekiyor. Bu tarz yaralanmalar yumuşak doku yaralanmaları olduğu için kişilerde üzerine basmama gibi mutlak bir kısıtlama söz konusu değil. Yani kişi hiç ameliyat olmasa bile kemik yapısı sağlam olduğunda ayakta durabilir, mobilize olabilir, günlük ihtiyaçlarını görebilir. Ancak bu aktivitelerde dizde ağrı, takılma, kitlenme ve güvensizlik hissi gibi bulgular olabilir. Bu yaralanmalar olay anında oluşuyor. Ondan sonrasında kişi ameliyat olmak istemese bile kısa dönemde ciddi sakatlıklara yol açmayabilir. Fakat gerekli tedavisi yapılmadığında, orta ve uzun vadede dizde kıkırdakta aşınma sonucu kireçlenme süreci dediğimiz durum hızlı bir şekilde gelişebilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BTSO savunma sanayi ve havacılık konseyi çıtaya yükseltti Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, sanayide güçlü olan şehirlerin kaldıraç etkisi oluşturacak yatırımlara ihtiyaç duyduğunu belirterek, “BTSO olarak Bursa’nın ekosistemini geleceğe göre inşa ediyoruz. Uzay ve havacılık alanında Bursamıza kazandırdığımız GUHEM bu projelerden biri. Uzay, savunma ve havacılık alanında dünyada söz sahibi şehirler arasında yer almalıyız.” dedi. BTSO’nun sektörleri ortak akılla geleceğe taşımak amacıyla hayata geçirdiği ‘Sektörel Konseyler’ yeni dönem çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. BTSO Savunma Sanayi ve Havacılık Konseyi, sektöre katma değer sağlamak amacıyla önemli bir çalıştay gerçekleştirdi. Sivil havacılık alanında Bursa’yı merkez konumuna taşımak isteyen Konsey üyeleri, bu kapsamda ihtisas zirvesi, savunma sanayi ve havacılık sektörüne katma değerli modül üretilmesi, sektörde faaliyet gösteren firmaların dijitalleşme seviyelerinin artırılması gibi önemli konularda alt çalışma gruplarını belirledi. Uzay savunma ve havacılık stratejik önemde BTSO tarafından iş dünyasının referans eğitim merkezi olarak hayata geçirilen Bursa Business School’da düzenlenen çalıştayın açılış toplantısına katılan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, dünyanın gelişmiş ilk 10 ekonomisinin aynı zamanda uzay, savunma ve havacılık gibi sektörlerde de güçlü bir yapıya sahip olduğuna işaret etti. Türkiye’nin gerek kalkınma hedefleri gerekse de bulunduğu coğrafyanın şartları nedeniyle uzay, savunma ve havacılık alanındaki hamlesini sürdürmesi gerektiğini belirten Başkan Burkay, “Bursa, sanayide güçlü olan bir şehir. Sanayide güçlü olan bir kentin, bunun kaldıracı olan yatırımlara da ihtiyacı var. Bizler de BTSO çatısı altında kentin sanayi dönüşümünü gerçekleştirmek üzere rol model niteliğinde birçok projeyi hayata geçirdik.” dedi. “Dünyada söz sahibi bir şehir olmalıyız” Dünyanın alanında en büyük beş merkezi arasında bulunan Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi - GUHEM’in Bursa’nın üretim gücüne ve gelecek vizyonuna yakışan bir proje olduğunu belirten Başkan Burkay, şunları kaydetti: “Avrupa’nın en büyük uzay, havacılık ve eğitim merkezi GUHEM’deki çalışmalarımız kapsamında 34 ülkeden 70 astronot ve kozmonot Bursa’ya geldi. UR-GE projelerimiz ve BASDEC gibi kümelenme faaliyetlerimizle sektörümüz, savunma sanayimizin en önemli tedarikçileri arasında yer almaya başladı. Savunma sanayinde Bursa’mız için tarihi bir adım atarak, tüm karar vericilerin sektördeki firmalarımızla bir araya geldiği ‘Savunma ve Havacılık Sektöründe Alt Yüklenici ve Tedarik Yönetimi Çalıştayı’mızı da Bursa Business School’da gerçekleştirdik. Gerek GUHEM, gerekse uzay, havacılık ve savunma alanında hayata geçirmiş olduğumuz projeler neticesinde artık stratejik alanlarda da adından söz ettiren bir Bursa var. Bu vizyonla dünyanın sayılı organizasyonlarından biri olan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı - IDEF’i 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında KFA Fuarcılık firmamızın organizasyonuyla gerçekleştireceğiz. Bursa’nın ekosistemini geleceğe göre inşa ediyoruz. Uzay, havacılık ve savunma sanayiinde dünyada söz sahibi şehirler arasında yer almalıyız.” “Sektördeki potansiyel çok büyük” BTSO Savunma ve Havacılık Konseyi Başkanı Aptullah Saner de askeri harcamaların 2023 yılında tüm dünyada 2,4 trilyon dolara ulaştığını, Türkiye’nin ise 9 milyar dolarlık bir harcama ile bu alandaki küresel harcamalarda binde 3,6’lık paya sahip olduğunu söyledi. Havacılıkta da benzer bir tablonun oluştuğunu belirten Saner, “Sektörde çok yüksek bir potansiyel var. Bu potansiyeli geliştirmek istiyoruz.” dedi. BTSO çatısı altında yaptıkları çalışmaların ülke çapında ses getirdiğini belirten Aptullah Saner, GUHEM ve BBS gibi çok önemli projelerin Bursa’da hayata geçtiğini, savunma sanayindeki tedarikçi buluşmalarının da yine Bursa’da yapıldığını hatırlatarak, “Şimdi de IDEF gibi dev bir fuar organizasyonu yine KFA Fuarcılık organizasyonunda gerçekleştirilecek. Tüm bu çalışmalar sektörümüze büyük değer katıyor. Bu çalışmaların arkasında büyük bir emek var. BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın İbrahim Burkay’a vizyonu ve sektörümüze sunduğu destekleri için teşekkür ediyorum. BTSO’nun sunduğu desteklerle Bursa’yı sivil havacılıkta önemli bir merkez haline getirmeyi amaçlıyoruz.” diye konuştu. “Bursa’da 3 bin 500 firmanın yetkinliği var” Bursa Uzay Havacılık Savunma Kümelenmesi - BASDEC Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Hatipoğlu ise Bursa’da 3 bin 500 firmanın savunma sanayine hizmet verir düzeyde olduğunu söyledi. Mustafa Hatipoğlu, savunma sanayinde talep edilen belgelere sahip firmaların sayısının artmasını arzu ettiklerini kaydetti. BASDEC bünyesinde oluşturdukları konsorsiyumların önemine değinen Hatipoğlu, önümüzdeki süreçte yeni konsorsiyumlarla Bursa’nın ve Türkiye’nin savunma sanayi hamlesine destek vermeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Samsun Bakan Yardımcısı Yenigün: "Çocuk haklarını kabul etmiş ülkeler, çocuklara karşı işlenen savaş suçlarına sessiz" Uluslararası 25. Çocuk Forumu Karadeniz ayağı Samsun’da başladı. Forumda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, "Ukrayna’da, Gazze’de olduğu gibi son zamanlarda dünyada yaşanan olaylarda çocuk haklarını kabul etmiş ülkelerin çocuklara karşı işlenen acımasız savaş suçlarına sessiz kaldığını üzüntüyle izliyoruz" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında 7 bölgeyi temsilen "Çocuk İçin Katılım ve Savunuculuk" temasıyla "25. Ulusal Çocuk Forumu Çeyrek Asır Çocuk Forumu Buluşmaları" düzenleniyor. Forumun Karadeniz ayağı Samsun’da bir otelde başladı. İki gün sürecek forumda Samsun, Amasya, Artvin, Bolu, Çorum, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Ordu, Rize, Sinop, Tokat, Trabzon, Zonguldak, Bayburt, Bartın, Karabük ve Düzce illerinden olmak üzere toplamda 18 ilden 1 kız çocuk, 1 erkek çocuk katılarak çocukların ihtiyaç, istek ve önerilerini dile getiriyor. "Üzüntüyle izliyoruz" Forumda konuşan, Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, "2000 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen Çocuk Forum’larının 25’ncisi 81 ilden çocuklarımızın katılımıyla 7 bölgemizde Çeyrek Asır Çocuk Formu buluşmaları şeklinde ‘Çocuk için Katılım ve Savunuculuk ile gerçekleştiriyoruz. Bakanlığımız çocukların sağlıklı gelişimlerini desteklemek, çocuk haklarının uygulanmasını sağlamak, çocuklarımızı her türlü tehlike ve risklerden koruyacak tedbirleri hayata geçirmek gayretiyle için çalışıyor. Bu forumda UNICEF ile birlikte hareket ediyoruz. Bakanlık olarak yaptığımız bütün çalışmalarda çocuk haklarını temel ilke olarak kabul ediyor, her çocuğun temel hizmetlere erişmesi, çocuklarımızı ilgilendiren tüm konularda çocukların görüşüne başvurulmasını önemsiyoruz. Gece gündüz çalışmaya gayret ediyoruz. Yarının Türkiye’sinde farklı alanlarda görevi siz devraldığınızda ve söz sahibi olduğunuzda ülkemizi her alanda daha ileri taşıyacağınıza şüphemiz yok. Son zamanlarda dünyada yaşanan olaylarda çocuk haklarını kabul etmiş ülkelerin çocuklara karşı işlenen acımasız savaş suçlarına sessiz kaldığını üzüntüyle izliyoruz. Ukrayna’da, Gazze’de olduğu gibi. Bu acı olaylar bizleri yıldırmayacak, aksine çocukların yaşama, korunma, sağlık gibi temel haklarını savunmak ve dünyanın neresinde olursa olsun bütün çocukların sağlıklı, mutlu şekilde büyümelerini sağlamak için bizler daha büyük şevkle çalışacağız" diye konuştu. "Tüm dünya çocuklarının hakları için birlikte gayret göstermeniz gerekmekte" Samsun Valisi Orhan Tavlı ise yaptığı konuşmada, "Her çocuğun eğitim, sağlık, güvenlik, barınma ve oyun haklarına sahip olduğu bir dünya inşa etmek bugünün büyüklerinin sorumluluğu elbette ama çocukların hayatlarına dair kararlar alınırken sizlerin seslerinizin duyulması gerektiği de önemli bir gerçektir. Sizlerin bu konudaki görüşleriniz, fikirleriniz ve hayalleriniz biz yetişkinlere yol gösterici olacaktır. İşte bu yüzden bugünkü toplantımızın da temasını oluşturan ‘Çocuk için katılım ve savunuculuk’ konusunu çok önemli görüyoruz. Bizler sizlerin haklarınızı savunmak ve sizleri her türlü tehlikeden korumak için elimizden gelen çabayı sarf ederken sizlerin de haklarınızı savunmak ve geliştirmek için katılımcı bir anlayışla katkıda bulunmaya gayret göstereceğinize inanıyoruz. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderliğinde inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılı inşallah sizlerin omuzlarınızda yükselecek. Bunun için de şimdi öncelikle hem kendi haklarınız hem de tüm dünya çocuklarının hakları için birlikte gayret göstermeniz gerekmektedir" şeklinde konuştu. Programda Samsun Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Kemal Gümrükçü de bir konuşma yaptı. Forum, açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak devam etti. Foruma ayrıca Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, İl Müftüsü Seyfullah Çakır ve çocuklar katıldı. Forum 19 Kasım Salı günü sona erecek.
Kars Kars Peynir Müzesi yoğun ilgi görüyor Türkiye’nin ilk tematik Peynir Müzesi yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Müzeyi 2024 yılının ilk 11 ayında 72 bin kişi ziyaret etti. Başta Gravyer ve Kars kaşarı olmak üzere peynir çeşitlerini tanıtan ve bölgenin geleneksel peynir üretim tekniklerini sergileyen müze, her gün binlerce ziyaretçiye kapılarını açıyor. Açıldığı günden itibaren Kars turizmine önemli katkılar sağlayan Peynir Müzesi, özellikle yurt dışından gelen turistlerin ilgisini çekiyor. Grevyer ve Kars Kaşarı ve peynir çeşitlerinin hikayesininin görsellerle anlatıldığı müze, 11 ayda ziyaretçilerle doldu taştı. Peynir Müzesi’nin görmek için Ankara’dan Kars’a geldiğini ifade eden Beşir Şimşek, “Kars’ı gezmeye geldik, Kars’ı gezmeye gelmişken de bir Peynir Müzesi’ni görelim istedik. Burada peynire dair bilgilerimiz daha da arttı. Peynir hakkında bilgi edinmiş olduk” dedi. Kars’a Iğdır’dan gelen vatandaşlar, müzeye hayran kaldıklarını belirttiler. Vatandaşlar, “Peynir Müzesi olduğunu öğrendik. Geldiğimizde gördük, Kars kaşarının nasıl yapıldığını, süreçlerini öğrendik. Gerçekten özen hazırlanmış müze, hem görseller olsun, hem mimari olsun, gezmeye değer, herkesin gemesini tavsiye ederim” diye konuştular. Türkiye’nin ilk tematik Peynir Müzesi’nde, Gravyer yapımı, peynir salonu, video odası, temsili Kars Garı, Kars bitki örtüsü, Ankara Gazi Garı, Kars evleri, şef ve atölye bölümlerinin yer alıyor. Müzeyi gezen ziyaretçiler, yaylalarda elde edilen sütün peynire dönüşüm serüvenini öğreniyor. Kars Peynir Müzesini 11 ayda 72 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Müze günü birlik olarak ziyaretçiler tarafından gezilebiliyor. (IÇ-AT)