GÜNDEM - 19 Aralık 2025 Cuma 19:01

Bursa uçağında hayatını kaybedenlerin yakınlarından yürek burkan istek

A
A
A
Bursa uçağında hayatını kaybedenlerin yakınlarından yürek burkan istek

Bundan tam 50 yıl önce İzmir-İstanbul seferini yaparken Marmara Denizi’ne düşen ve enkazına bugüne kadar ulaşılamayan "Bursa" adlı uçağın enkazının bir YouTuber tarafından görüntülenmesi, kazada yakınlarını kaybeden aileler için umut ışığı oldu.


İzmir - İstanbul seferini yapan Bursa isimli uçak 1975 yılında inişe geçtiği esnada Marmara denizine düştü. 42 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından 50 yıl geçmesine rağmen sadece 5 kişinin cansız bedenine ulaşılabilmişti. Aileler, cenazelerine kavuşma ve bir anıt mezar talebiyle yetkililere seslendi.


Kule Hatası İddiaları ve 50 Yıllık Ulaşılmazlık


1975 yılında yaşanan trajedide, inişe hazırlanan Bursa uçağı, pistteki başka bir uçak nedeniyle pas geçmek zorunda kalmış ve Marmara Denizi’ne düşmüştü. Uçakta kayıtlı 41 yolcu ve kayıtsız 1 yaşındaki kızıyla birlikte toplam 42 kişi bulunuyordu. Dönemin zorlu şartları ve derinlik nedeniyle enkazına ulaşılamayan kaza, yarım asırdır Türkiye’nin çözülemeyen sırlarından biri olarak kaldı.


Geçtiğimiz günlerde YouTuber Nedim Kuru tarafından enkazın yeri ve parçalarının görüntülenmesi, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından haberleştirilerek büyük yankı uyandırdı.


Eşini Kaybeden Zehra Nebioğlu: "Felç Geçirdim, Tek Dileğim Eşime Ulaşmak"


Kazada hayatını kaybeden, dönemin Malatya Belediye Başkanının oğlu ve iş insanı Bedir Nebioğlu’nun yakınları, yaşadıkları büyük acıyı anlattı. Eşi Bedir Nebioğlu’nu kaybeden Zehra Nebioğlu, eşinin kendilerini özlediği için bir gün erken geldiğini ve acı haberi öğrendiğinde felç geçirdiğini dile getirdi.


Zehra Nebioğlu, yaşadığı acı dolu günlerden bahsederek "Eşim İzmir’e gitti. Bizi özlediği için bir gün önce geldi. Gece yatıyordum. Herkes toplanmış. Benim kapılarımı kapatmış. Uyandım. Herkesin bana bakıyor. Denize düştü dediler. Çok güzel yüzüyordu (eşim). Fakat bu olmadı. Ben felç geçirdim. İnşallah ben ölmeden o da gelse dedim. DNA yapılır. Kızım var onun DNA örneği alınır. Çıksın. Çok istiyorum. Orda çok ağlayacağım ama bir taraftan da sevineceğim.


Nebioğlu, o dönem açmak istediği davanın ise "yaşa, işe para veriyorlar" denilerek engellendiğini ve sembolik bir paranın bölüşülerek verildiğini belirtti" dedi.


Kızı Banu Nebioğlu’nun Tek İsteği: Bir Baba Mezarı


Kaza anında henüz 3 yaşında olan ve babasını hiç hatırlamayan Banu Nebioğlu, artık 53 yaşında olmasına rağmen babasına bir mezar dahi yapamamış olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor. Aktif bir iş insanı ve Malatyaspor Başkanı olan babası Bedir Nebioğlu’nun, ailesine sürpriz yapmak için uçak biletini 1 saat öne çektiğini ve bunun felakete yol açtığını söyledi


Banu Nebioğlu, 50 yıllık acısını anlatırken "Ben babamı kaybettiğimde 3 yaşındaydım. Şu an 53 yaşındayım. Olayın üzerinden 50 sene geçti. Ama sanki cenazeyi görmediğimiz için inanamıyorsunuz. Biz cenazemizi yıkayıp kefenleyip toprağa koyamadık. Benim araştırmalarıma göre baştan sona kule hatası var. Çok çok derinde olması bizim lehimize bir şey. Çünkü derinleştikçe oradaki suyun soğukluğu arttıkça bence kemikler, yok olmuyor. Herkesin cenazesinin bulunabileceğini düşünüyorum.


Banu Nebioğlu en büyük isteğinin anıt mezar yapılması olduğunu belirterek "Bizim isteğimiz bir anıt mezarımızın olmasını istiyorum. Ben babamı hiç tanımadım. Hiç kokusunu, sesini hiç hatırlamıyorum. Tanımadığım bir adamı her gün resminden seviyorum. Resmiyle konuşuyorum. Anıt mezarı neden olmasın. Cenazelerimize ulaşılsın. Bir anıt mezarımızı olsun istiyoruz" dedi.


(SB-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş: "Kadına şiddete sıfır tolerans gösterme yaklaşımına devam edeceğiz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Her konuyu bizzat kendi davamız gibi, kendi kadınımız gibi bizzat çok yakından takip ediyoruz. Bu hususta da bütün kadınlarımız müsterih olsun, kadına şiddete sıfır tolerans gösterme yaklaşımına devam edeceğiz" dedi. TBMM Genel Kurulu’nda bütçe teklifinin 11’nci maddesi üzerine görüşmeler devam ederken Bakan Göktaş, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarına ilişkin yaptığı konuşmada, "Bu konuda her zaman ifade ettiğim gibi, tek vaka bile bizim için fazla. Burada ben sayılardan bahsetmekten hicap duyuyorum. Asıl yapmamız gereken vakaları önleyebilmek ve burada bütün toplum üzerinde bir sorumluluk var. ’Sıfır tolerans’ ilkesinden asla taviz vermedik, vermeyeceğiz de. Bu hususta Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı biz yakından takip ediyoruz. Davalara bizzat müdahil oluyoruz avukatlarımızla beraber. Zaten 6284 sayılı yasa, bize davalara müdahil olma görevi de veriyor. Dolayısıyla burada herhangi bir ihmal, herhangi bir ihbar veya bir iddia dahi olsa biz o vakada varız. A’dan Z’ye bütün süreci yakından takip ediyoruz. İl müdürlüklerimizde sadece psikososyal destek sunmakla kalmıyoruz, aynı zamanda hukuki destek de sağlıyoruz. Gerektiğinde takipsizlik olsa bile biz itiraz ediyoruz. Burada da tekrar bunu ifade etmek istiyorum. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Davalara sadece merkezden müdahil olmuyoruz, 81 ilimizdeki avukatlarımızla davalara müdahil oluyoruz" diye konuştu. 2025 yılında 2 tane kadın konukevinin ihtisaslaştırıldığını söyleyen Bakan Göktaş, "Bu hususta sadece bu sene 2 tane kadın konukevimizi ihtisaslaştırdığımızı belirtmek isterim. İhtisaslaşmış kadın konukevi nedir? İhtisaslaşmış kadın konukevi, kadınların çocuklarıyla birlikte bir arada kalabilecekleri ortamları sağlamaktır. Bakın, Türkiye genelinde 150 kadın konukevi var, 112 tanesi bizim bakanlığımıza bağlı. Diğer kuruluşlara da gerekli destekleri bu kapsamda sağlıyoruz. Kadın konukevi doluluk oranı şu anda yüzde 69. Bunu özellikle söylemek istiyorum; çünkü biz oraya gelen kadınlara sadece bakmıyoruz, aynı zamanda onları güçlendiriyoruz, hayata tekrar kazandırıyoruz, çocuklarının eğitim hayatlarına yönelik çalışmaları yerine getiriyoruz. Dolayısıyla, orada güçlendirdiğimiz her kadın tekrar hayata bağlanabilme imkanına da sahip oluyor. Bunun da altını özellikle çizmek istiyorum. Bugün buna rağmen kapasitenin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. 4 yeni kadın konukevini daha inşa edeceğiz; çünkü ister istemez bir kadının bile, ’Ben istedim ama yer bulamadım’ demesini istemiyoruz. Biz gerekli bütün süreçlerle kadınların yanındayız. Bakın, sadece psikolojik danışmanlıkla değil, Alo 183 ihbar hattımızla, GAMER’le, KADES uygulamasıyla anında vakaları takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Kadına şiddet konusunda sıfır tolerans göstermeye devam edeceklerini kaydeden Bakan Göktaş, "Bu konuda, bakın, bütün veriler entegre ve tek bir şekilde çıkıyor. Veri karmaşasının önüne geçmiş olduk. Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadın sivil toplum kuruluşlarıyla beraber düzenli olarak da bizzat benim başkanlığımda, 2 ayda 1 bakanlığımızda bir araya geliyoruz. Neden biliyor musunuz? Çünkü konularımız bir. Eğer varsa bir ihtiyaç, düzenleme yapılması gereken konular varsa, bunu da düzenlemek için elimizden gelen gayretle çalışıyoruz. Bunu istişareyle yapıyoruz ve karar alma mekanizmalarında varsa bir eksiğimiz tamamlamak adına yapıyoruz. Çünkü kadına yönelik şiddetle mücadele asla rehavet kabul etmez. Bu konuda bizim tutumumuz da duruşumuz da nettir. Bu yolda her türlü öneriye, katkıya ve iş birliğine de her zaman açık olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Bakın, burada da hiçbir milletvekili bu hususlarda bana ulaşamadığını ifade edemez. Çünkü her konuyu bizzat kendi davamız gibi, kendi kadınımız gibi bizzat çok yakından takip ediyoruz. Bu hususta da bütün kadınlarımız müsterih olsun, kadına şiddete sıfır tolerans gösterme yaklaşımına devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Kadınlar için 2026 yılında ayrılan bütçenin 287 milyar 36 milyon lira olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, "Bu bütçe, kadınları koruyan bir bütçedir. Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesinde kadınlar için ayrılan tutar 287 milyar 36 milyon liradır. Bu rakam, bakanlığımızın bütçesinin yüzde 53’üne tekabül ediyor. Evde bakım, SED, koruyucu aile, doğum yardımları, eşi vefat eden, engelli ve 65 yaş üstü kadınlara verilen destek, ADEM ve SODAM projeleri, genel sağlık sigortaları primleri gibi birçok kalemde kadınların yanında olmaya devam ediyoruz. Bakınız, 2022 bütçesinde kadın erkek eşitliğine duyarlı 39 gösterge bulunuyorken 2026 bütçesinde bu sayıyı 60’a yükselttik. Böylece OECD’nin eşitlik temelli bütçeleme uygulayan 23 ülkesinden biri olduk. Kadına ayrılan bütçeyi tek bir kalemle sığdırmak doğru bir yaklaşım değil. Zira, eşitlik temelli bütçelemede aslında pek çok bakanlığın kadınlara yönelik, kadınları güçlendirmeye yönelik de projelerini ele aldığını özellikle ifade etmek isterim. Dolayısıyla kadınları gözeten, önceleyen bu yaklaşımımızı sadece kendi bakanlığımızın bütçesinde değil, bütün bütçeleri de doğru okuyarak kadınları güçlendirmeye yönelik okumakta fayda olduğunu özellikle ifade ediyorum" dedi. Son 23 yılda sosyal yardımların 4 kalemden 58 kaleme yükseldiğine dikkati çeken Göktaş, "Bakın, biz özellikle son 23 yılda sosyal yardımları 4 kalemden 58’e yükselttik. Bu kapsamda, özellikle 17 günle 27 günü bulan bir başvuruyu e-Devlet üzerinden birkaç dakika içerisinde her vatandaşımıza ulaşılabilir kıldık. Dolayısıyla, bu sosyal yardımlarla ilgili siz fahiş rakamlar vererek aslında olayı şişiriyorsunuz. Bu rakamlarımızla çok stratejik bir şekilde, tamamen şeffaf bir şekilde kamuoyunu bilgilendiriyoruz. İhtiyaç sahibi olan her vatandaşımızın yanındayız. Zaman zaman tek seferlik yardımlarımız da bu kapsamda ele alınıyor. Afet zamanlarında, acil durum zamanlarında verdiğimiz tek seferlik destekleri de bu kapsamda alıyoruz. Dolayısıyla bir acil afet durumlarında dahi tek seferlik desteklerle vatandaşımızın yanındayız. Onlar da sosyal yardım alan haneler kapsamına girmekte. Dolayısıyla, AK Parti hükümetleri olarak 23 yıldır vatandaşlarımızın refahını artıracak her türlü politikanın ve projenin öncüsü olduk. Sosyal yardımlar da bu alanların başında geliyor" dedi.