GÜNDEM - 30 Mart 2025 Pazar 09:54

"Bipolar bozuklukta kişi, tedavi ile iş ve sosyal hayatını sürdürebilir"

A
A
A
"Bipolar bozuklukta kişi, tedavi ile iş ve sosyal hayatını sürdürebilir"

Bipolar bozukluğun, manik ve depresif ataklarla giden arada tam düzelmenin olduğu bir ruhsal hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, düzenli tedavi ve takiplerin önemine işaret etti. Bipolar bozukluk tanısı konduğunda atakların tekrar etmesinin önlenmesi için koruyucu tedavi başlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ensari, "Düzenli duygudurum dengeleyici tedavilerle atakların tekrarı önlenebilir ve kişi tam iyilik hali ile normal iş ve sosyal hayatını sürdürebilir" dedi.


Atlas Üniversitesi Hastanesi Başhekimi, İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, mevcut psikofarmakolojik tedaviler, psikoterapi ve rehabilitasyon ile çok güzel sonuçlar elde edildiği ve bu sayede hastalıkla ilgili damgalamanın toplumda azaldığını vurguladı.


Prof. Dr. Hülya Ensari, 30 Mart Bipolar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada bipolar bozukluk ile ilgili değerlendirmede bulundu.


Tedavi edilmediğinde ataklar sıklaşıyor


Bipolar bozukluğun, manik ve depresif ataklarla giden arada tam düzelmenin olduğu bir ruhsal hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, "Bipolar bozukluk, tedavi edilmediği takdirde hastaneye yatışı gerektirebilecek kadar da ciddi belirtilerle seyredip; sosyal mesleksel işlev kaybına da neden olabilmektedir. Dünyada yeti yitimi ile giden en sık görülen hastalıklardan birisidir. Tedavi edilmediği zaman sık tekrarlayan depresyon veya manik ataklarla seyretmektedir" diye konuştu.


Depresyon atağında intihar fikri ve girişimi görülüyor


Bipolar bozukluktan bahsetmek için intihar fikrinin ya da girişimlerinin de görüldüğü depresyon ataklarına en az bir kez manik atağın eşlik etmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ensari, "Depresyon atağı, bilindiği gibi bıkkınlık, bezginlik, isteksizlik, yaşamdan tat alamama, uykusuzluk veya aşırı uyku isteği, iştahsızlık veya aşırı yeme isteği ve suçluluk, değersizlik duygularının eşlik etmesi ile intihar fikri veya girişimleri ile de sonuçlanabilen en az 15 gün, gün boyu bu belirtilerin devam ettiği ve kişide sosyal mesleksel işlev kaybının görüldüğü tablolardır. Tekrarlayan depresyon ataklarına en az bir kez manik atak eşlik ederse bipolar bozukluktan söz etmiş oluruz" diye konuştu.


Erken müdahale edilmeyen manik ataklarına dikkat


Manik atak denilen tabloda ise kişide depresyonun tam tersi duygudurumda yükselme, coşku, heyecan ile enerjide artış, hareketlilikte artış, konuşmada artış, sinirlilik, çok gezme, çok para harcama, cinsel istekte artış, uykusuzluk görüldüğünü belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, "Erken tedavi edilmediği takdirde bu belirtiler hızla artarak taşkınlık düzeyine ulaşabilir veya psikotik belirtiler tabloya eklenebilir. Kişi kendisini gerçeğe uygun olmayan şekilde çok ünlü biri, keşif yapan biri veya peygamber zannedebilir. Belirtilerin hızla şiddetlenmeden bir ruh sağlığı uzmanına başvuru ve erken tedavi çok önemlidir. Aksi takdirde belirtilerin hızla artıp, psikotik belirtilerin ilave olması ile kişi tedaviyi reddedebilir ve hastanede yatarak tedavi gerekebilir" uyarısında bulundu.


Düzenli duygudurum dengeleyici tedavilerle atakların tekrarı önlenebilir


"Bipolar bozukluğun en önemli özelliği, tam düzelme olsa bile tekrarlama riskinin var olmasıdır" diyen Prof. Dr. Hülya Ensari, "Dolayısı ile bipolar bozukluk tanısı konduğunda atakların tekrar etmesinin önlenmesi için koruyucu tedavi başlanması önem arz etmektedir. Düzenli duygudurum dengeleyici tedavilerle atakların tekrarı önlenebilir ve kişi tam iyilik hali ile normal iş ve sosyal hayatını sürdürebilir. Şu an mevcut psikofarmakolojik tedaviler, psikoterapi ve rehabilitasyon ile çok güzel sonuçlar elde edilmekte ve bu konu ile ilgili damgalama toplumda azalmaktadır" diye konuştu.


Düzenli takip ve tedaviyle normal yaşamlarını sürdürebilirler


Bipolar bozuklukta düzenli takip ve tedavi ile tam düzelme sağlandığını belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, "Tüm dünyada olduğu gibi şu an halen ülkemizde de her ilimizde mevcut Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri’nde (TRSM) psikiyatrist, psikolog, psikiyatri hemşiresi, ergoterapist, sosyal çalışmacılardan oluşan multidisipliner bakış açısı ile çalışan ekiplerin kontrolünde ücretsiz olarak bipolar bozukluk tanısı almış kişilerin düzenli takip, tedavi ve rehabilitasyon hizmeti verilmektedir. Ve bu bireyler düzenli takip ve tedavi ile tam düzelmekte, normal yaşamlarını sürdürebilmektedirler" dedi.


Ruh sağlığımıza önem verelim


Prof. Dr. Hülya Ensari, sözlerini şöyle tamamladı:


"30 Mart Dünya Bipolar Günü’nde de amacımız toplumda farkındalık oluşturarak, damgalamadan bu hastalığın erken tanınmasını sağlamak ve tıpkı diğer kronik hastalıklar gibi düzenli takip ve tedavi ile tam düzelen bir hastalık olduğu bilincini yaymaktır. Dolayısı ile 30 Mart Dünya Bipolar Günü’nde gelin ruh sağlığımıza önem verelim ve erken aşamada ruh sağlığı uzmanına başvurmayı unutmayalım."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP’den, CHP’nin "Boykot" çağrılarına sert tepki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, CHP’nin "Boykot" çağrılarına sert tepki göstererek, "CHP bünyesinde hala aklı başında kimseler kaldıysa partilerine sahip çıkmalı" dedi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail bölgede neredeyse Türkiye’den izinsiz uçak uçuramayacak duruma gelmek üzereyken, Ortadoğu ve Avrupa’da Türkiyesiz hiçbir denklem kurulamayacağı görülmüş ve yeni dönem tezlerinde herkes kapımızı çalmaya başlamışken, Terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştirmek ve başarmak üzere büyük bir kararlılık varken, ülkemizi CHP eliyle içeriden karıştırma, ekonomik ve sosyal istikrarsızlık oluşturma hamlesinin gelmesi birbirinden bağımsız bir gündemin tesiri olmasa gerek. Hukuka karşı başkaldıran, anayasayı hepten yok sayan ve milletin evlatlarını kendi siyasi istikbali için aşağılık biçimde kullanan zavallı bir anlayışın sahipleri kendileri ile beraber CHP’yi de bitirmiştir. Türkiye’nin hiçbir meselesine tutarlı politika geliştiremeyen, dünyada ve bölgede yaşananlar karşısında görüş ve politika üretmeyi bırakın yaşanan gelişmeleri doğru okumaktan dahi aciz durumda olan CHP’nin başvurduğu tek şey bozgunculuk ve anarşizm oldu. Umudu ABD’de yayınlanan gazetelerde makaleler yayınlayarak, İngiltere’ye sitemlerini ileterek destek bulmaya bağlayan teslimiyetçi anlayışıyla CHP, Türkiye gerçeklerinden ne derecede uzaklaştığını da göstermiştir" ifadelerine yer verdi. "CHP bünyesinde hala aklı başında kimseler kaldıysa partilerine sahip çıkmalı" Özdemir, açıklamasına şöyle devam etti; "CHP, bu haliyle Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne layık değildir. CHP bünyesinde hala aklı başında kimseler kaldıysa partilerine sahip çıkmalı, Özgür Özel ve şürekasına karşı hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, toplumun huzurunun korunmasına ve ülkeye sadakate bağlılığın gereğini yerine getirmelidir. Türkiye’nin en büyük yolsuzluk soruşturmasının ana konusu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile beraber diğer bazı belediyeler üzerinden elde edilen 560 milyar liranın, bir yandan birilerinin şahsi menfaati, diğer yandan CHP yönetiminin ele geçirilmesi amacıyla kullanışmış olmasıdır. Bu derecede vahim iddialar karşısında CHP yönetiminin bizatihi kendisi "aklanıp gelsinler" demek yerine, son derece büyük bir korku, endişe ve kendisinden olmayan herkese karşı nefretle hareket edip, toplumsal huzuru bozacak tüm girişimleri oluşturmaya çalışıyor. Bu beyhude girişim, mutlaka sahiplerinin başını yakacak, ne hukuk, ne de millet iradesi bu kirli hesaba geçit vermeyecektir."