EKONOMİ - 12 Aralık 2025 Cuma 16:30

Bakan Kacır: ‘‘4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız’’

A
A
A
Bakan Kacır: ‘‘4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız’’

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, ‘‘Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 155 bin hektardan 350 bin hektara yükselteceğiz. Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız" dedi.



Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır 6’ncı MÜSİAD Sanayi ve Teknoloji Buluşması programına katıldı. Bakan Kacır programda yaptığı konuşmada imalat sanayinin katma değerinin 23 yıl önce 41 milyar dolardan 241 milyar dolara yükseldiğini söyledi. Türkiye’nin sanayi yapılanmasına ilişkin master plan çalışmalarını da aktaran Kacır, ‘‘Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 155 bin hektardan 350 bin hektara yükselteceğiz. Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Master Planın ilk faz çalışmaları kapsamında, Samsun-Mersin hattında 13 ilde 16 yeni yatırım alanı belirledik’’ dedi.


Bakan Kacır, Türkiye’nin son 23 yılda sanayi, teknoloji ve ihracat alanlarında gerçekleştirdiği dönüşüme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kacır, "23 yıl önce 36 milyar dolar olan yıllık ürün ihracatımızı, 270 milyar dolara yükselterek Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştık" sözlerini ifade etti.


Kacır, imalat sanayiinde sağlanan gelişmeye dikkat çekerek, "İmalat sanayimizin katma değeri 41 milyar dolardan 241 milyar dolara yükseldi. Dünya sıralamasında 21’inci iken 14’üncülüğe çıktık. Bu süreçte geriden gelen hiçbir ülke bizi geçemedi" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin birçok alanda bölgesel ve küresel liderlik pozisyonuna yükseldiğini belirten Kacır, "Askeri insansız hava aracı üretiminde dünyada; ticari araç, güneş paneli, otobüs, düz cam, beyaz eşya, tekstil, ağaç ürünleri çimento ve çelik üretiminde Avrupa’da birinciyiz" dedi. Kacır, alüminyum, seramik, plastik mamul, motorlu taşıtlar ve rüzgâr türbini bileşenlerinde de Avrupa’nın önde gelen üreticileri arasında yer alındığını ifade etti.


Bakan Kacır, Türkiye’nin ihracat çeşitliliğine dikkat çekerek, "Türkiye bugün, Çin’den sonra Orta Avrupa’ya kadar uzanan geniş kuşakta en fazla çeşit ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülke konumundadır" diye konuştu.


Avrupa’daki sanayi gerilemesine karşın Türkiye’nin pozitif ayrıştığını vurgulayan Kacır, "Sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre Almanya’da yüzde 11,4, İtalya’da yüzde 5,5, Fransa’da yüzde 3 geride seyrediyor. Bizim ise aynı dönemde sanayi üretimimiz yüzde 26,5 arttı" dedi.


Ar-Ge ve inovasyon kapasitesinin güçlendiğini belirten Kacır, "Özel sektörümüz bünyesindeki bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezi, ekonomimizin teknoloji ve yenilik odaklı dönüşümünü destekliyor. 113 teknoparkımızda, 12 binden fazla firmamız inovasyon odaklı çalışmalar yürütüyor" açıklamasını yaptı.


Ar-Ge harcamalarının 23 yılda 16,5 katına çıktığını belirten Kacır, "Ar-Ge harcamalarımızı 19,9 milyar dolar seviyesine taşıdık. Ar-Ge insan kaynağı havuzumuzu 11 kat artırarak, 311 bine yükselttik" dedi.


Kacır, yüksek teknolojili üretim yatırımlarını teşvik eden programlara değinerek, "HIT-30 Programıyla elektrikli araç, güneş hücresi ve biyoteknoloji sektörlerinde 4,5 milyar dolarlık ileri teknoloji yatırımını ülkemize kazandırmak üzere adım attık" ifadelerini kullandı. Program kapsamında veri altyapısının güçlendirilmesi, yapay zekâ destekli dönüşümün hızlanması ve kuantum teknolojilerinin ekosisteme entegre edilmesi için yeni çağrıların açıldığını aktardı.


Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı ile 397 milyar liralık yatırımın önünü açtıklarını belirten Kacır, Hamle Programı kapsamında da 69 yeni projenin desteklendiğini söyleyerek, "224 yatırım tamamlandığında dış ticaret dengemize yılda 11,4 milyar dolarlık katkı sağlayacağız" dedi.


Kacır, emek yoğun sektörlere verilen desteklere ilişkin olarak, "İstihdamı Koruma Programı ile tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya gibi sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lerimizi destekliyoruz. Programımızdan faydalanan 15 bin KOBİ’de 416 bin kişilik istihdamı koruduk ve ilave 22 bin kişilik istihdam oluşturduk" bilgisini paylaştı. Yeni dönemde program kapsamının genişletildiğini belirten Kacır, "1 milyondan fazla istihdamı korumayı hedefliyoruz" dedi.


‘‘Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız’’


Türkiye’nin sanayi yapılanmasına ilişkin master plan çalışmalarını da aktaran Kacır, "Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 155 bin hektardan 350 bin hektara yükselteceğiz. Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız" ifadelerini kullandı. İlk fazda Samsun-Mersin hattında 13 ilde 16 yeni yatırım alanı belirlendiğini belirten Kacır, buralarda mega endüstriyel bölgeler inşa edileceğini söyledi.



Bakan Kacır: ‘‘4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız’’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Soğuk hava astım ataklarını tetikliyor Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, basit bir üst solunum yolu enfeksiyonunun astım hastalarında daha ağır seyredebildiğini, astım hastalarının soğuk havalarda kendilerini korumalarının büyük önem taşıdığını söyledi. Kış aylarında grip ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonların yaygınlaşması ve ev içi alerjenlerin çoğalması; astım hastalarında atakların daha sık ve şiddetli görülmesine neden olabiliyor. Medline Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, bu dönemde basit bir nezlenin bile astımı tetikleyebileceğini belirterek hastaların üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı dikkatli olmaları uyarısında bulundu. Ülkemizde 4 milyon astım hastası bulunuyor Astımın hava yollarının iltihaplanmasıyla seyreden kronik bir solunum yolu hastalığı olarak tanımlandığına değinen Uzm. Dr. Baysal, "Ülkemizde ise yaklaşık 4 milyon astım hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Soğuk havaların etkisini gösterdiği kış aylarında, astım hastalarının daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü soğuk ve kuru hava, astım hastalarında hava yollarını tahriş ederek nefes darlığı, öksürük ve hırıltı gibi belirtileri tetikleyebiliyor. Soğuk hava solunduğunda bronşlar refleks olarak daralıyor. Bu durum, astımlı bireylerde atakların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Özellikle sabah erken saatlerde ve akşam saatlerinde dışarı çıkıldığında soğuk havanın etkisi belirgin şekilde hissediliyor. Ani ısı değişimleri de astım ataklarına kapı aralayan önemli faktörler arasında yer alıyor" diye konuştu. Solunum yolu enfeksiyonları risk oluşturuyor Kış aylarında artan grip ve soğuk algınlığı gibi solunum yolu enfeksiyonlarının da astımı olumsuz etkileyen bir diğer önemli neden olduğunu kaydeden Baysal, "Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu bile astım hastalarında daha ağır seyredebiliyor ve ataklara yol açabiliyor. Ayrıca kışın kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmesi, ev tozu akarları, sigara dumanı ve hava kirliliği gibi tetikleyicilere maruziyeti artırarak astım krizlerini tetikleyebiliyor. Astım hastalarının soğuk havalarda kendilerini korumaları büyük önem taşıyor. Dışarı çıkarken ağız ve burnu atkı ya da maske ile kapatmak, soğuk havanın doğrudan solunum yollarına ulaşmasını engelliyor. Doktor tarafından önerilen koruyucu astım ilaçlarının düzenli şekilde kullanılması atak riskini önemli ölçüde azaltırken grip ve zatürre aşıları da uygun hastalarda fayda sağlıyor" dedi. Uzm. Dr. Baysal, astım ataklarından korunmak için şu önerileri sıraladı: "Grip veya nezle olmuşsanız, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna veya doktora başvurarak tedavinizi olun. Çevrenizde üst solunum yolları enfeksiyonuna yakalanmış hasta biri varsa kendinizi korumak için çaba sarf edin, gerekir ise maske takın. Hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde bulunmamaya özen gösterin, korunmak için maske kullanın. Kışa girerken doktorunuza danışmak şartı ile grip ve zatürre aşılarını ihmal etmeyin. Sigara içiyorsanız bırakmak için çabalayın. Ayrıca sigara içilen ortamlardan da kaçının. Bol miktarda su için. Ellerinizi sık-sık yıkayın, dengeli beslenin ve düzenli uyuyun."
İzmir İzmir’deki ilaçlama faciasında yeni gelişme İzmir’in Konak ilçesinde geçtiğimiz yıl bir apartmanın ilaçlanması sonrası 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı bebeğin ölümü ve 3 kişinin zehirlenmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada kritik bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporlar sonrası yeniden gözaltına alınan ziraat mühendisi ve yardımcısı, ’kimyasal silah kullanarak kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. 11 Kasım 2024 tarihinde Kahramanlar Mahallesi’ndeki bir apartmanda tahtakurusu istilasına karşı yapılan ilaçlama, facia ile sonuçlanmıştı. İlaçlamanın ardından 3’üncü katta yaşayan Altay Toprak Kınalı bebek hayatını kaybetmiş, bina sakinlerinden 3 kişi ise hastanelik olmuştu. Olay sonrası adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheliler hakkında, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu 1. ve 5. İhtisas Kurullarından beklenen raporlar dosyaya sunuldu. Raporlarda ölüm ve zehirlenmelerin kullanılan ağır kimyasal ilaçla doğrudan bağlantılı olduğunun tespit edilmesi üzerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmanın derinleştirilmesi talimatını verdi. Serbest bırakılan şüpheliler yeniden tutuklandı Savcılık, 11 Aralık 2025 tarihinde ilaçlamayı gerçekleştiren ziraat mühendisi ve ona yardım eden kişi hakkında yeniden gözaltı kararı çıkardı. Polis ekipleri tarafından yakalanan 2 şüpheli, ’olası kast’ vurgusuyla İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Mahkeme, delil durumu ve suçun ağırlığını dikkate alarak her 2 şüphelinin de tutuklanmasına karar verdi. Müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlandı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, raporların hemen ardından iddianameyi tamamlayarak İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Savcılık, kullanılan ilacı ’kimyasal silah’ olarak nitelendirerek şüpheliler hakkında, ’kimyasal silah kullanarak kasten öldürme’ ve ’silahla kasten yaralama’ suçlarından ayrı ayrı müebbet hapis cezası talebinde bulundu. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.
Sivas Sivas’ın silüetini yeniledi, şehrin her yerinden görülebiliyor Sivas’ta şehir merkezinde inşa edilen Merkez Camisi bitme noktasına geldi. 4 minareli büyük cami şehrin her yerinden görülebilirken Sivas’ın silüetini yeniledi. Sivas’ta şehir merkezinde yapımına 2020 yılında başlanılan Merkez Camisi hayırseverlerin destekleriyle bitme noktasına geldi. 17 bin metrekare alanda inşa edilen 4 minareli caminin dış işlemleri büyük oranda bitti. İçerisindeki işlemler ve çevre düzenleme çalışmaları süren caminin hayırseverlerin devam eden destekleriyle kısa sürede tamamlanması hedefleniyor. Şehir meydanıyla bitişik inşa edilen caminin kapalı alanında 2 bin 400 kişi aynı anda namaz kılabilecek. Gece aydınlatmaları da tamamlanan cami şehrin her noktasından rahatlıkla görülebiliyor. Cami henüz hizmete açılamasa da tamamlanma aşamasındaki dış yapısı ile şehrin silüetinde yerini aldı. Kaya Erdoğan yapımı devam eden caminin Sivas’ın gurur duyacağı bir eser olduğunu belirtip, "Sivas için güzel bir iş, gayet güzel, her taraftan gözüküyor. Çok muazzam. Hem turizm açısından hem diğer konularda Sivas’ın bir gururu oldu. Camiyi takdir ediyoruz, emeği geçenlere, elini taşın altına koyanlara teşekkür ediyorum" dedi. Kadir Küpeli ise artık Sivas’ın da 4 minareli bir camisi olduğunu ifade edip, "Bütün şehirlerde dört minareli cami var, bizim de oldu. Şehrimizin bir simgesi haline gelecek ve geldi de. Yapılan her şey güzeldir, eleştiri olmasın. Çok güzel bir şey, her taraftan görülüyor. Kardeşler Tepesi’nden de görülüyor, Merakum’dan da görülüyor. Şehrimizin imajı oldu, çok güzel bir şey. İstanbul’un Fatih Camisi varsa Sivas’ın da Merkez Camisi var" şeklinde konuştu. Orhan Kaya ise camiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Memlekete, millete hayırlı olsun. Cemaati bol olsun. Süslü camilerin önemi yok, önemli olan kaliteli, samimi mümin kulların içinde saf tutması."