POLİTİKA - 10 Ocak 2025 Cuma 12:46

Bakan Fidan: "İsrail’in yayılmacı politikaları sadece bölge ülkelerin değil Uluslararası toplumun sorunu haline gelmiştir"

A
A
A
Bakan Fidan: "İsrail’in yayılmacı politikaları sadece bölge ülkelerin değil Uluslararası toplumun sorunu haline gelmiştir"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına ilişkin, “İki devletli çözüm perspektifine gidilmeden hedefine ulaşılmadan bölgede kalıcı barışın mümkün olmayacağının altını çiziyoruz. Bizim görmek istediğimiz ateşkesin bir an önce sağlanıp zulmün gözyaşının ve kanın durmasıdır" dedi. Suriye ile ilgili konuşan Bakan Fidan, "Yabancı, Suriye dışından gelen aktörlerin Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş PKK’lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz. Geri kalanların Suriye’nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz. Suriye’nin milli güvenliği, birliği, bütünlüğü önemli. Parçalanmış bir Suriye gerek siyasal açıdan gerek toprak açısından kesinlikle görmek istemiyoruz” dedi.


Taksim’de bir otelde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yerli ve yabancı basın kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. Bakan Fidan konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İsrail hükümetinin görevlendirdiği Nagel Komitesi’nin, Türkiye ile muhtemel bir savaş öngördüğünü belirten bir gazetecinin Türkiye’nin İsrail ile yakın tarihte bir çatışma öngörüp görmediğine yönelik bir soru üzerine Bakan Fidan, “İsrail’in bölgedeki yayılmacı, çatışmacı politikaları sadece bölge ülkelerinin değil, uluslararası toplumun, uluslararası adaletin bir sorunu haline gelmiştir. Bu sorun tek başına Türkiye’nin sorunu değildir. İsrail’in ortaya koyduğu küresel ve bölgesel çaptaki problemi bölge müttefikleriyle, küresel aktörlerle, ortaklarımızla hep beraber karşılayacağız ve üstesinden geleceğiz” dedi.


Yunanistan’la kıta sahanlığı meselesi ve Kıbrıs konusu üzerine konuşan Bakan Fidan, “Türkiye Yunanistan arasındaki olumlu ilişki özellikle liderler düzeyinde başlatılan olumlu ilişki bizim yakın ve uzakta dönemde aldığımız sorunları çözmede gerçekten iyi ortam sağlıyor. Ve bunu da devam ettirmeye çalışıyoruz. Sorunun iki tabiatı bulunmakta birincisi sorunun kendisi. İç politik dış politik herhangi bir etkinin olmadığı bir yerde iki rasyonel akıl bir araya geldiğinde Ege’deki soruna ve diğer konulara Batı Trakya’daki konulara nasıl bakar meselesi mevcut. Burada yoğunlaşmalarımız var. Diğer taraftan kuşatıcı çevresel faktörler başta iç politika alanları devreye girdiği zaman ortaya çıkan tablo. Yunanistan tarafından iç politik baskının mevcut sorunları yönetmede daha farklı bir zemin oluşturduğunu görüyoruz. İç politik baskı sadece menfaati esas alan bir noktada olsa aynı Türkiye’de olduğu gibi daha rasyonel bir zeminin bulunarak iletileceğini düşünüyorum. Bu çerçevede muhataplarımızın içinde bulunduğu durumu da anlıyoruz. Bu hayatın bir gerçeği. Biz odağımızı yetirmediğimiz sürece kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. Önemli olan lider cesaretidir. Bu konuda kamuoylarının kendilerine verdiği siyasal desteği ve onayı büyük bir liderlikle sorun çözmede kim gösterecek. İnşallah iki ülke de seçim menziline girmeden önemli adımlar atar diye düşünüyorum” diye konuştu.


"Bir terörist örgütü hapiste tutmak için başka bir terörist örgütü kullanma politikası yanlış"


Amerika Birleşik Devletlerinin terör örgütü PKK/YPG’ye destek verdiğine yönelik bir soru üzerine Bakan Fidan, “Bir terörist örgütü hapiste tutmak için başka bir terörist örgütü kullanma politikasının yanlış olduğunu söyledik. Kendileri de biliyor. Kendilerinden önce başlatılan bir süreç. Müttefiklik ruhunu öldürdüğünü söyledik. Her türlü dayanışma ruhunu aykırı olduğunu söyledik. Amerikalı ortaklarımız biz askeri operasyon düzenlediğimiz zaman yani kendilerini hedef almadığımız sürece bir sıkıntımız olmadı. Bundan sonra da olacağını düşünmüyorum” dedi.


Bakan Fidan ABD ile ilişkilerin olumlu olduğunu, Amerika ile Türkiye birbirine ihtiyaç duyan iki ülke olduğunu belirterek yeni ABD yönetimiyle yapıcı ve açık diyaloğa devam edeceklerini ifade etti.


"Amerika’nın gücünü kullanarak onun arkasına saklanarak kendi menfaatleri için söz söyleyen ülkeleri açıkçası dikkate almıyoruz"


ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Fransa’ya düzenlediği ziyaret ve terör örgütü YPG’nin Fransa’ya asker çağrısı üzerine bir soru üzerine Bakan Fidan, “Terörle mücadele Suriye’nin birliği ve bütünlüğüyle ilgili konular karşısında duruşumuz net. Avrupa’daki bazı küçük ülkelerin Amerika’nın şemsiyesi altında belirli operasyonlara katılıp oradan söz söylemeye dönük politikalarının ne bölgeye ne de kendilerine hiçbir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Amerika’nın olmadığı bir yerde kendileri bölgeye gelip askeri güç bulundurabiliyorlarsa görelim. Ama bunun böyle olmadığını biliyoruz. Amerika’nın gücünü kullanarak onun arkasına saklanarak kendi menfaatleri için söz söyleyen ülkeleri açıkçası dikkate almıyoruz. Bizim muhatabımız ABD’dir. Diğerlerini muhatap almıyoruz. Fransa’nın yapacağı bir şey varsa, Anayasa ile kendi vatandaşı olarak tanımladığı insanları hapishanelerden alıp kendi ülkesine getirip kendi hapishanesine koyup kendi mahkemesinde yargılamasıdır. Orda onu YPG’liye başka bir teröriste hapishane hizmetleri verdirip daha sonra ben onu destekleyeceğim demek değildir. Sen kendi tutuklunu kabul etmeyip bunu hapiste tutan teröristi destekliyorsun. Bunun izahı yok” diye konuştu.


Şam’da artık halkın sahiplendiği bir yönetim olduğunu söyleyen Bakan Fidan, “Bu yönetim Suriye’nin tamamını kucaklayan halkın çektiği sıkıntılara zulme son veren bir yönetim olacak. Yönetimin kendi milli bütünlüğünü, birliği ve beraberliğini, siyasal bütünlüğünü, toprak bütünlüğü sağlamak için atacağı adımlarda YPG’nin bölgede oluşturduğu işgali ve terörü son erdirecek bir ajanda olduğunu görüyoruz. Bunu hayata geçirmeleri için kendilerine fırsat verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu bekliyoruz şu anda” diye konuştu.


“Filistin’de görmek istediğimiz ateşkesin bir an önce sağlanıp zulmün gözyaşının ve kanın durmasıdır”


İsrail’in Filistin’de uyguladığı katliama ilişkin bir soru üzerine ise Bakan Fidan, “İki devletli çözüm perspektifine gidilmeden hedefine ulaşılmadan bölgede kalıcı barışın mümkün olmayacağının altını çiziyoruz. Bu realitenin bu gerçekliğin bir ifadesi. Şu anda ateşkesle ilgili devam eden arabuluculuk faaliyetleri var. Ciddi telkinlerde ve tavsiyelerde bulunmaktayız. Günün sonunda bizim görmek istediğimiz ateşkesin bir an önce sağlanıp zulmün gözyaşının ve kanın durmasıdır. Şu ana kadar bu mümkün olmadı. Bunun belki ayrıca tartışılması gerekir. Bir takım uluslararası aktörlerin aslında anlaşmayı sağlamaktan ziyade İsrail’e zaman kazandırmak için diplomatik süreç işlettiğini de biz bu süreçte gördük” ifadelerini kullandı.


"Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını yeniden gözden geçirmek düşünmek durumundayız"


Bir gazetecinin yeni dönemde Türkiye’nin Suriye’deki askeri birliklerini tutma konusundaki fikrinin ne olduğunu sorması üzerine Bakan Fidan, “Yeni gerçeklik ışığında biz de oradaki varlığımızı yeniden gözden geçirmek düşünmek durumundayız. Bu şuanda yapılıyor. Yeni hükümetin attığı adımlara paralel olarak Türkiye de Suriye olan ilişkilerini gözden geçiriyor. Şu anda geldiğim noktada temel önceliğimiz Suriye’nin muhaliflerin kontrolü altında yaşayan bölgelerdeki yaklaşık 5 milyon Suriyeli kardeşimizin hayatını sürdürmesini sağlayacak temel hizmetlerin verilmesi. Şimdi bu Suriye’nin tamamı için temel bir sorumluluk haline geldi. Sadece bizim değil o bölge devletleri için. Çok yeni bir süreçteyiz. Daha bir ay oldu. Bunu gözden geçiriyoruz. Oradaki varlığımızın artık farklı bir boyuta evrilmesi gerekecek. Her şey yolunda giderse” dedi.


Avrupa Birliği ile ilişkiler sorusu üzerine ise Bakan Fidan, "Biz tarihsel yolculuğumuzda da tam üyelik perspektifine destek verildi. AB tarafında biz bunu maalesef göremedik. Zaman zaman yaptığımız görüşmelerde dile getiriyoruz. Türkiye 2008-2009-2010 yıllarında AB’ye üye olsaydı bugün nasıl bir jeostratejik manzarayla karşı karşıya kalırdı. Tarih bu şekilde devam etmedi. Bundan ders çıkarılır mı ? Bence ders çıkartılmalı. Siyasimizi dilimizi bu yönde günceleyebilecek miyiz? Türkiye bunun mücadelesini 20 yılda verdi. Tarihin hazin bir tecellisi ki Avrupa Birliği’nde de tam tersi bir mücadele oldu. Türkiye olmasın diye. Bu da onların meşru siyasal hakları. Bu siyasal denklem değişmediği sürece bizim daha farklı işbirliği modellerini mevcut halinden daha da ileri götürme şansımızın olmadığı gözüküyor. Sorduğunuz vize işbirliği meselesi bu siyasal bir bütünleşme gerektirmeyen bir konu olduğu için biraz daha teknik bir konu. Bunun çok rahat hayata geçmesi mümkün olabilir. 27 ülkeli bir Avrupa Birliği’nde belli Türkiye ile ilgili konuların rehin alındığını görüyoruz. Bu Avrupa Birliği’ndeki çeşitli mekanizmaların işletilmemesinden dolayı teknik sebeplerle büyük stratejik hedeflere ulaşılmadığını görüyoruz. Türkiye, AB üyeliğinde ortaya koyulan dar başlılıkla, kaybedilen stratejik kazanç neyse bugün üyelik dışı yapılacak işbirliği alanlarında da ortaya çıkartılan küçük engellemelerin aslında yine büyük stratejik çıkarları ve menfaatleri engellediğini görmek gerekiyor. Problem, bunu ne görecek? Ne anlayacak? Ne analiz edecek? İnsan yok ortalıkta. Böyle bir siyasal körlük içerisindeyiz. En büyük sorun bence Avrupa’da bu” ifadelerini kullandı.


“Böyle bir tehditle yaşama şansımız yok”


Suriye yönetiminin Amerika’ya rağmen terör örgütü YPG’ye operasyon yapması hakkında konuşan Bakan Fidan, “Böyle bir tehditle yaşama şansımız yok. Ya başkası açacak ya da biz açacağız” diye konuştu.


“Maalesef savaş durmadı”


Sudan ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki sorunların giderilmesi için Türkiye’nin adımları hakkında Bakan Fidan, “Birleşik Arap Emirliklerine geçtiğimiz hafta yaptığımız ziyarette Birleşik Arap Emirlikleri devlet başkanı Sayın Muhammed bin Zayid ile bir araya geldik. Bölgesel konuları derinlemesine ele alma imkanımız oldu. Bunlardan biri de Sudan’daki durum ve çatışmaların durdurulmasına ilişkin hususlar. Özellikle çatışan taraflardan olan Sudan tarafında Abdülfettah Abdurrahman el-Burhan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki sıkıntının giderilmesi konusu da masaya yatırıldı. Bu Birleşik Arap Emirlikleri ile Sudan’daki tarafların arasında bir arabuluculuğa tabii ihtiyaç duyulmakta. Suudi Arabistan ve Amerika’nın işlettiği mekanizmalar var. Çeşitli çabalar oldu. Maalesef savaş durmadı. Bölgemizdeki diğer savaşlar gibi Sudan’daki savaşta çok sayıda can kaybına sebep olmaktadır. Uluslararası toplum olarak Sudan’ı yakın mercekte ele almak gerekiyor” dedi.


“İnşallah gelecek nesillere büyük bir sorun yumağı bırakmayız”


Yunanistan - Türkiye arasındaki ilişki hakkında Bakan Fidan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaptığım basın toplantısında da ifade ettim; benim görmek istediğim Kıbrıs’taki hem Rum kesiminin hem de Türk kesiminin Yunanistan’ın, Türkiye’nin hep beraber sorunlarını çözdüğü Ege’yi ve Akdeniz’i bir barış, kalınma ve refah bölgesi haline getirdiği dünyayı görmek istiyorum. Bunun olmaması için hiçbir sebep yok. Şu anda aslında var olan hayatlarımızı, duruşlarımızı değiştirmeden, hiçbir şey kaybetmeden biraz cesaretle bu işleri çözebileceğimize ben yürekten inanıyorum. Geçmişten taşıdığımız tarihsel duygular var. O bugüne de etki ediyor. Bugün başka bir gerçeklik oluşmuş durumda. Bu durumlarda siyasal liderliklere ihtiyaç var. Ben iki ülke liderliğinin de şu anda bunu yapmak istediğini görüyorum. İnşallah gelecek nesillere büyük bir sorun yumağı bırakmayız. Biz nasıl sorunu geçmiş nesillerden devraldık, biz onu çözeriz ve gelecek nesle kalmaz. Çalışamaya devam etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.


“Türkiye’nin koordinasyonu ve çabalarıyla devam eden bir insani yardım faaliyeti var”


Suriye’nin tekrar kurulmasında Türkiye’nin izleyeceği rol hakkında bilgi veren Bakan Fidan, “Özellikle kurumlar arası bir koordinasyon mekanizması kurduk. Türkiye’deki bakanlıklarımızın, devlet kurumlarının organize bir şekilde Suriye’deki altyapı sorunlarına ilişkin neler yapılabilir çalışmalarımız son sürat devam ediyor. Diğer taraftan uluslararası partnerlerimiz ve bölgesel partnerlerimiz bunun ön çalışmaları başladı. Şu anda Türkiye’nin koordinasyonu ve çabalarıyla devam eden bir insani yardım faaliyeti var. Özellikle Suriye’nin mahrum kalmış bölgelerinde gıda sorunu yaşayan yerlere belli bir miktar gıdanın iletilmesi konusunda devam eden trafik var. Kalkınmayla ilgili sorunların başında gelen elektrikle ilgili devam eden çalışmalar var. Katar’ın gündem de tuttuğu bazı projeler var. Türkiye’nin bu konuda verdiği destek var. Ürdün’ün bu konu da fikirleri var. Bunlar şu anda bir araya getiriliyorlar. Önümüzdeki günlerde bazı bölgesel toplantılar olacak. Toplantılarda da ana konunun mutlaka bu yardımların bir an önce uyumlaştırılması ve hızlandırılması konusu olacak. Bu bizim için kalıcı bir uğraşı konusu. Körfez İşbirliği Teşkilatı’nın bu konuda bir karar aldığını öğrendik. Diğer taraftan Avrupa Birliği’nin kurumsal çalışmaları başlattığını gördük. Bütün ulus aktörlerin ve uluslararası kurumların bu konuda koordineli bir şekilde çalışmaya başlaması, bu meseleyi kendilerine bir dert edinmesi gerçekten sevindirici bir konu. Suriye’deki yeni yönetimin bu işbirliğini tabii hakkıyla yönetebilmesi, en azından niyet bazında işbirliğine sıcak bakması fevkalade önemli. İnşallah kurumsal kapasiteleri de kendilerine sunulan yardım tekliflerini, işbirliği alanlarını ilerletme konusunda yeterli olur. Bu konuda da gerekli telkinleri yapıyoruz. Kurumsal kapasitenin geliştirilmesi önemli. Finansal araçların tekrar gündeme alınması önemli. Başta Merkez Bankası’nın işleyişi olmak üzere ki içerdeki piyasa işlemeye başlasın” ifadelerini kullandı.


“Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş PKK’lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz”


Suriye’deki Türkiye’deki duruşu hakkında ve terörist başı Abdullah Öcalan için Hakan Fidan, “Yeni yönetim Şam’da bizim daha önce ifade ettiğimiz milli güvenlik hedeflerimize uygun olarak onlarında ifadeleri aynı. Biz yabancı, Suriye dışından gelen aktörlerin Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş PKK’lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz. İflah olmaz PKK’lı kadrolar var. Geri kalanların Suriye’nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz. Suriye’nin milli güvenliği, birliği, bütünlüğü önemli. Parçalanmış bir Suriye gerek siyasal açıdan gerek toprak açısından kesinlikle görmek istemiyoruz. Bu parçalanmışlık hem bölgesel kötü aktörler tarafından kullanılabiliyor ve maalesef bölgemize istikrarsızlık kazandıran uluslararası aktörler için bir müdahale zemini oluşturuyor. Diğer konuda söz konusu şahısla alakalı herhangi bir değişiklik yok. İmralı’da devam ediyor” dedi.


“Tarihi bir fırsat penceresi var”


Karabağ işgalinin son bulmasıyla ilgili Bakan Fidan, “Karabağ işgalinin son bulması gerçekten bölgedeki kalıcı barışın sağlanması için inanılmaz bir aşamaydı. Bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Şehit olanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Burada artık bölgesel barışın kalıcı hale getirilmesi, kurumsallaştırılması gerekmekte. Kafkasların son 100 yıldır gerçekten istikrarsızlık alanı olması hiçbirimizin lehine olmadı. Bunu daha da ileri taşımak mümkün, tarihi bir fırsat penceresi var. Sayın Aliyev’in bu konuda kararlı liderliğini takdir ediyoruz. Hem bölgeyi hem Azerbaycan’ı kalkındırma konusunda atmak istediği adımlar önemli. Sayın Paşinyan’ın da bu konuda olumlu, cesur tavırları var. Onu da Türkiye olarak biz yakından takip ediyoruz. Kalıcı barışın artık imzaların atılması için geri kalan bazı birkaç maddenin de tamamlanması gerekiyor. Umut ediyoruz ki 2025 yılında bu tamamlanır” dedi.


"Rusya esas itibariyle, çok rasyonel bir karar almıştır"


Suriye’ye önceki rejimin talebi üzerine Rusya’nın askeri olarak destek verdiğini hatırlatan Bakan Fidan, "Ancak 2017’den itibaren özellikle Cumhurbaşkanımız ile Putin arasındaki ilişkinin ortaya koyduğu bir ivmeyle de bizler Astana sürecini işletme konusunda önemli adımlar attık. Bu süreç devam ederken Rusya’nın bölgede neyi ne kadar hedeflediği neler yaptığını görme imkanımız da oldu. Günün sonunda Rusya esas itibariyle, çok rasyonel bir karar almıştır. Beşşar Esad’a artık desteklenmesinin ne bölgeye ne Rusya’ya herhangi bir fayda getirmediğini neticesine varmıştır. Ve beni tahmin onlar bu kanaati çok önceden görmüşlerdi. Ama son Halep’in ele geçirilmesinden sonraki süreç bunu biraz daha tetikledi diye düşünüyorum. Yoksa Rusların askeri kabiliyeti vardı. Bu askeri kabiliyeti kullanabilirlerdi. Ama kullanmayı tercih ettiler. Çünkü burada rasyonel akıl modeliyle davrandılar açıkçası. Rus üslerinin Suriye’deki geleceği meselesi, Suriye’deki yeni yönetim ile yapacakları müzakereye bağlı olarak evrileceğini düşünüyorum. Ruslar Şam’ın düşüşü sırasında yapılan mutabakat gereği duruma müdahale etmediler devrimciler de Rus birliklerinin güvenli bir şekilde kendi üslerine geri dönmesini temin ettiler ve bu mutabakat ile Rus üslerine saldırmadılar” ifadelerini kullandı.


"Bizim beklentimiz Trump ve ekibiyle kalıcı barış konularının beraber çalışılarak ilerletilmesi"


Amerika Birleşik Devletleri’nde Trump döneminde Filistin konusunun nasıl şekilleneceğini yönelik bir soru üzerine ise Bakan Fidan, "Şu anda ateşkes görüşmelerinde belirli bir mesafe kat edildiğini de görüyoruz. İfade ettiğim gibi bir an önce ateşkesin olması. Sayın Trump’ın ateşkes arzunu destekliyoruz. Olumlu buluyoruz. Bizim beklentimiz kendisiyle ve ekibiyle başta Türkiye ve Amerika ilişkileri olmak üzere İsrail -Filistin meselesi Rusya Ukrayna barışı Ortadoğu’daki kalıcı barış konularının Balkanlardaki barış konularının en iyi şekilde beraber çalışılarak ilerletilmesi. Pozisyonumuz bir şekilde değişmiyor. Gizli bir gündemimiz de yok. Gayet açık ve şeffafız. Sadece kendi çıkarlarını önceleyen bir durumda da değiliz. Partnerlerimizin çıkarlarını da hesaba katan politikaları ortaya koyuyoruz. Bizim beklentimiz bu yöndeki çalışmaların devam etmesi” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Cumhurbaşkanı Erdoğan; “22 yılda Denizli’ye 385 milyar TL tutarında kamu yatırımı yaptık” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını, eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi. AK Parti Denizli İl teşkilatı 8. Olağan İl Kongresi, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Hasan Güngör Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen kongrede binlerce kişilik coşkulu kalabalığa seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıllık AK Parti iktidarları döneminde kente kazandırılan eserler hakkında bilgiler paylaştı. Son 22 yılda cumhuriyet tarihinin en önemli yatırımlarına imza atıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye hizmet etme tutkumuz hiçbir zaman eskimedi ve eksilmedi. Bize güvenen, bize inanan, en zor günlerimizde bizi yalnız bırakmayan vefakâr milletimize mahcup olmamak için gece gündüz demeden çalıştık. Türkiye’ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını, eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve karşılaştın. Göreceksiniz ki 22 yıl öncesinin Denizli’siyle bugünün Denizli’si arasında dağlar kadar fark var. 22 yıl öncesinin Türkiye’siyle günümüzün Türkiye’si arasında her alanda devasa farklar var” diye konuştu. AK Parti iktidarları döneminde Denizli’ye kazandırılan eser ve yatırımlardan da söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Denizlili kardeşlerim, bizim işimiz laf üretmek değil hizmet ve eser üretmektir. Son 22 yılda Denizli’ye güncel rakamlarla 385 milyar TL tutarında kamu yatırımı yaptık. Adalette 2 milyar, eğitimde 26 milyar, gençlik ve sporda 3 milyar, sosyal yardımlarda 38 milyar, sağlıkta 4 milyar, çevre ve şehircilikte 8 milyar, ulaştırmada 69 milyar, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dahil 66 milyar, sanayi ve teknolojide 2 milyar, enerjide kamu ve özel toplam 86 milyar, kültür ve turizmde 2 milyar, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 11 milyar TL yatırım yaptık. Denizli’ye 69 adet spor tesisi kazandırdık. Toplamda 630 yataklı 14 hastane dahil 39 sağlık tesisi inşa ettik. 400 yataklı Denizli Acil Durum Hastanesini bu yılsonuna kadar tamamlayıp devreye alacağız. Bin yataklı Denizli Şehir Hastanemizi ise 2027 yılı içerisinde hizmete sunacağız. TOKİ vasıtasıyla 14 bin 242 konut projesi başlattık. Bunlardan 12 bin 449 konutu hak sahiplerine teslim ettik. Bin 793 konutun yapımına devam ediyoruz. Denizli’de 8 millet bahçesi projemiz bulunuyor, bunlardan 4 tanesi bitti, birinin yapımı, birinin projesi 2’sinin ise yer seçim çalışmaları sürüyor. 65 Kilometreden devir aldığımız bölünmüş yol uzunluğunu toplam 513 kilometreye ulaştırdık. Bölünmüş sıcak karışım kaplamalı yol ağını ise 18 kilometreden 465 kilometreye yükselttik. Bugün Aydın-Denizli Otoyolunun resmi açılışını yapıyoruz”
Muş Muş’ta besiciler karla mücadeleye devam ediyor Muş’un yüksek kesimlerinde besicilik yapan vatandaşlar, etkili olan kar yağışının ardından zor şartlarda hayvanlarını beslemeye devam ediyor. Merkeze 56 kilometre mesafede bulunan Yukarıyongalı köyünde etkili olan kar yağışı, besicilerin günlük işlerini zorlaştırdı. Belirli saatlerde hayvanlarını kar üzerinde beslemek için çıkaran besiciler, dondurucu soğuk ve tipide sırtlarında ot taşıyarak tek geçim kaynakları olan hayvancılığı sürdürmeye çalışıyor. Yılın 6 ayı kar üzerinde hayvanlarını ot ve samanla beslediklerini söyleyen çiftçilerden Eyüp Omur, “Köyümüz yüksek rakımlı bir köydür, burada çok kar yağar. 5-6 ay kar altında kalıyoruz. Hayvanlarımızı kar üzerinde besliyoruz. Hayvanlarımız doğum yaptıktan sonra işimiz biraz daha zorlaşıyor. Eskiden Mart ve Nisan doğum yapan hayvanlar şimdi ocak ayında doğum yapıyor. Dedemizden ve babamızdan bu şekil gördük devam ediyoruz” dedi. Kar üzerinde hayvanlarını beslediklerini söyleyen besicilerden Talha Yöndem, kış mevsiminde çok zorluk yaşadıklarını anlattı. Besici Yöndem, “Yukarıyongalı köyünde yaşıyorum. Yazın biçtiğimiz otu kış mevsiminde hayvanlarımız veriyoruz. Hayvanlarımız altı ay boyunca kar üzerinde besliyoruz. Otları ve samanları sırtımızda ya da kızaklarla taşıyarak hayvanlarımıza veriyoruz. Hayvancılık işi zordur. Köyümüzde 1-2 metre kar yağıyor. Buna rağmen hayvanlarımızın bakımlarını ihmal etmiyoruz. Bu meslek dedelerimizden kalmadır” şeklinde konuştu.
Denizli Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Halep Kalesine asılan ay yıldızlı sancak CHP’ye niye dokunuyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP’yi Suriye’de yaşaan gelişmelerle ilgili tavır üzerinden eleştirerek; “Fikri akrabalıkları olan Baas’ın düşmesini hazmedemediler. Eski Genel Başkanlarının, Esed sevgisinin ardında farklı nedenler vardı ama yeni Başkanlarının niçin bu kadar rahatsız olduğunu merak ediyoruz. Kendisine soruyorum Halep Kalesine asılan ay yıldızlı sancak CHP’ye niye dokunuyor" dedi.AK Parti Denizli İl teşkilatı 8. Olağan İl Kongresi, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Hasan Güngör Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen kongreye katılan binlerce partili, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sevgi gösterilerinde bulundu.Coşkulu kalabalığa seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine Denizlilileri selamlayarak konuşmasına başladı. Hayatını kaybeden Ahmet İyimaya’yı anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli için kaleme alınmış bir şiiri kalabalığa okudu. Erdoğan, Denizli’yi dünyada tanıtan sanatçılar Özay Gönlüm ve Hayri Dev’i de konuşmasında unutmadı.Eski yönetime teşekkür eden ve yeni yönetime de başarılar dileyen Erdoğan, “Bu kongreden sonra AK Parti Denizli’de daha da güçlenecek, kardeşliğe daha da katkı sunacaktır. Denizli’de AK Parti’yi görkemli günlerine tekrar buluşturacağız. 31 Mart’taki yol kazasını ilk fırsatta telafi edeceğiz. İstiklal harbimizde ve terörle mücadelede istiklalimiz için gül bahçesine girercesine kara toprağa düşen şehitlerimize Allah’tan niyaz ediyorum. 24 sene evvel yola revan olduk. Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece dedik. Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldik diyerek yola revan olduk. Bu kutlu yolda sabırla yürüyoruz. Yola çıkarken istikametimizi millet belirledi, bu rotadan asla sapmadık. Milletimize hizmet etme tutkumuz eskimedi eksilmedi. Türkiye’ye 22 yılda cumhuriyet tarihinin başarılarını eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Hangi alana baksanız 22 yıl öncesine göre ortada muazzam bir başarı ile karşılaşırsınız. Geçen hafta dış ticaret rakamları açılandı, 2024 yılını 262 milyar dolarlık rakam ile kapattık. Bu meblağ geldiğimizde 36 milyar dolardı. 262 milyar dolar yıllık bazda en yüksek tutar. Bu başarıda Denizli’mizin de payı bulunuyor. Denizli’nin ihracatı bir önceki yıla oranla 4,3 oranında arttı. Denizli’nin Birleşik Krallığa 2023’te ihracatı 634 milyon dolarken geçtiğimiz yıl 90 milyon dolar artışla 727 milyon dolar olarak gerçekleşti. Gittiğimiz her ülkede Denizli’de yapılan ürünleri görüyor ve bununla iftihar duyuyoruz. Merkez Banka’mızın rezervlerini göreve geldiğimizde 27.5 milyar dolardan devralmıştık. Aralık ayında 163,5 milyar dolarla rekor kırdı. Milli gelirimiz 1 trilyon 130 milyon dolara çıktı. Bu gelirin 1 trilyon 330 milyon dolara yükselmesini bekliyoruz. Bu başarıdan sevinmek için cumhur İttifakı’na oy vermeye gerek yok. Denizli’nin başarısı diğer 80 vilayetimizin de başarısıdır. Biz her şey Denizli için her şey Türkiye için dediğimizde bunu slogan için söylemiyoruz, tüm kalbimizle inandığımız için ifade ediyoruz. Denizli için olan her şey Türkiye içindir, Türkiye için olan her şey Denizli içindir” diye konuştu.“Muhalefet aşağı çekmeseydi Türkiye daha farklı konumda olurdu”Ana muhalefet partisinin yapılan hizmetlere engel olmaya çalıştığını öne süren Cumhurbaşkanı Edoğan, “Bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık bundan sonra da asla yaşatmayacağız. Güçlenerek, ölçek büyüterek yolumuza devam edeceğiz. Türkiye tüm bu başarılarını müzmin muhalefete rağmen elde etti. Yol yaptık karşı çıktılar, havalimanı yaptık çamur attılar. Tünel köprü yaptık mutlaka bir kulp taktılar. Millete hayrı dokunan işlerin ucundan tutmadılar. Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çeken muhalefet olmasa ülkemiz daha farklı konumda olurdu. Hizmet edeceğimiz enerjiyi muhalefetin sabotajlarını savurmak için harcadık. Muhalefette isimler değişse de zihinler değişmiyor. Ne iş yapma niyetleri var ne de yaptıklarımıza tahammül ediyorlar. Bunlar iş yapmıyor, çünkü bunlar tembel. Konforumuz bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın havasındalar. Şantiye tozu yutmak yerine çilingir sofrasında kadeh tokuşturmak daha çok hoşlarına gidiyor. On dönüm bostan, yan gel yat Osman sözü bunlarda vücut bulmuştur” şeklinde konuştu.“Halep Kalesine asılan ay yıldızlı sancak CHP’ye niye dokunuyor”Ana muhalefet dış politikada takındığı tavrı da eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:“Bu ülkenin iftiharlarına sevinemiyorlar. Askeri diplomatik kazanımlarımızdan dahi mutlu olamıyorlar. Bunun en son örneği Suriye krizidir. 13 yıl süren kanlı katliamlar sonrasında Esed devrildi, muhalifler Şam’ı tekrar fethetti. Aralarında bizim de desteklediğimiz unsurların bulunduğu muhaliflerin 13 yıllık zulme son vermesinden biz de memnuniyet duyduk. Suriye’nin özgürleştirmesi bizi de sevindirdi. Bundan daha doğal bir şey olamazdı. 911 kilometre sınırımızın olduğu Suriye’deki çatışmaları en fazla hisseden ülkelerden biriydik. Pek çok alanda ciddi bedeller ödedik. Bölücü örgütler bu istikrarsızlıktan beslendi. Bölücü örgüte binlerce Tır dolusu silah gönderdiler. Esed, Suriye’yi uyuşturucu üretim çiftliğine dönüştürmüştü. Aile olarak ürettikleri haplar, ölüm ve işkence merkezine çevrilen hapishaneler, evlatları önünde katledilen kadınları burada saymıyorum. Herkesin mutlu olacağı büyük bir halk ihtilali gerçekleşti ama balkıyorsunuz CHP’de matem havası var. Fikri akrabalıkları olan Baas’ın düşmesini hazmedemediler. Eski Genel Başkanlarının, Esed sevgisinin ardında farklı nedenler vardı ama yeni Başkanlarının niçin bu kadar rahatsız olduğunu merak ediyoruz. Kendisine soruyorum Halep Kalesine asılan ay yıldızlı sancak CHP’ye niye dokunuyor. Türkiye için yapılan dualar sizde neden hazımsızlık oluşturuyor. Emevi Camisindeki dualara tepki göstermelerinin asıl sebebi nedir? Mazlum Suriye halkı ile alıp veremediğiniz nedir. Haktan hukuktan bahsederken niçin belediye başkanlarınızın hukuk tanımazlıklarına sesinizi çıkarmıyorsunuz. Açıkça ırkçılık yaptığını hukuku çiğnediğini itiraf eden başkanınızla ilgili bile açıklamanız olacak mı Sayın Özel. Bunlar cevap veremeyecekleri sorulardır. Tek parti faşizminin kodlarından kendilerini kurtaramadılar”“Dünya liderleri Türkiye’nin başarısını teyit ediyor”“İşte böyle bir partiye rağmen Türkiye’yi bu seviyelere taşıdık” diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:“ABD Başkanı Trump dahil dünya liderleri Türkiye’nin başarısını teyit ediyor. Türkiye ayağına vurulan prangaları parçaladıkça gücünü en üst seviyede kullanıyor. Ülkemizdeki muhalefet ne yazık ki bunların hiçbirini görmüyor. Bunlar birer başlangıç, ,inşallah daha iyi yerlerde olacağız. Milli ülkümüz olan Türkiye Yüzyıl’ını mutlaka inşa edeceğiz”
Elazığ Başkan Alan, “Karma OSB benim olmazsa olmazımdır “ Ticaret ve Sanayi Odası olarak Karma OSB kurulması için bütçelerini hazırlayıp kaynaklarını oluşturduklarını ifade eden Başkan İdris Alan, “Çünkü Karma OSB benim olmazsa olmazımdı. Ben buraya geldiğim zaman sizlere söz vermiştim” dedi. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İdris Alan, Kovacılar ilçesini ziyaret etti. Kovancılar, Karakoçan ve Palu ilçelerine hitap edecek Karma OSB hakkında ilçe yöneticileri ve iş insanları ile istişare toplantısında bir araya gelen Başkan Alan, ilçeleri ile birlikte kalkınan bir Elazığ için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdüklerini ifade etti. Başkan Alan, “2015-2018 yılları arasında yürüttüğüm oda başkanlığı görevi esnasında Kovancılar, Karakoçan ve Palu ilçelerine hitap edecek Karma OSB’nin yerini geçtiğimiz aylarda belirlendik. Bu konuda istişare yapmak amacıyla ilçeyi ziyaret ettik. Hatırlayacağınız gibi o dönem ilimiz yöneticileri ile birlikte Kovancılar’da Ticaret ve Sanayi Odamızın irtibat bürosunu açılışında bir araya gelmiştik. Sizler o gün bizlere Karakoçan, Kovancılar ve Palu bölgesinde bir Karma OSB kurulması halinde Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da yatımları olan hemşerilerimizin kendi topraklarına yatırım yapmalarına vesile olacağını dile getirmiştiniz. Sizlerin bu talebinizden sonra belediye başkanı ve Kovancılar İş Adamları Derneği Başkanı Hanifi Bekirgil ile istişaremizi yaptık ve bir heyetle birlikte o dönem valimiz olan Çetin Oktay Kaldırım ile görüştük. Valimiz de bu konunun şehir adına çok önemli olduğunu ve her türlü desteği vereceğini ifade etti. Bu bölgeye kurulacak bir Karma OSB talebi, bizim için ilimizin 6. bölge teşviklerinden istifade etmesi amacıyla dönemim Başbakanı Binali Yıldırım’a kararlı ve yürekli bir sesle seslenip bunu elde etmek kadar önemliydi ve gerekliydi” diye konuştu. Ticaret ve Sanayi Odası olarak Karma OSB kurulması için bütçelerini hazırlayıp kaynaklarını oluşturduklarını ifade eden Başkan Alan, “Çünkü Karma OSB benim olmazsa olmazımdı. Ben buraya geldiğim zaman sizlere söz vermiştim. Kovancılar İş Adamları Derneği Başkanımız Hanifi Bekirgil’in de bu konudaki emek ve gayretlerini unutamayız. Ancak hiç beklemediğimiz bir anda Karma OSB’nin yeri, ilgili kamu kurumlarımızın ön göremediği yasal gerekçeler ileri sürülerek değiştirildi. Bundan dolayı üç yılımızı kaybettik. Bizler talep makamıyız. İcra makamındakiler bu konuyu hazırladılar. Yeni bir yer tespit ettiler. Yeni yeri Bakanlığa gönderdiler. Bakanlık da bu alanı Sanayi alanı olarak belirledi ve kamuoyuna duyurdu” şeklinde konuştu.