EKONOMİ - 22 Aralık 2025 Pazartesi 14:00

Altında yılsonu hareketliliği: Küresel belirsizlikler ve jeopolitik riskler fiyatları yükseltiyor

A
A
A
Altında yılsonu hareketliliği: Küresel belirsizlikler ve jeopolitik riskler fiyatları yükseltiyor

Altın piyasası, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel belirsizlikler ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini sürdürüyor. Uzmanlar, fiyat artışının yalnızca dönemsel dalgalanma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, yatırımcıların güvenli liman arayışının altını öne çıkardığını vurguluyor.


Küresel ekonomide güvenin yeniden tanımlandığı, siyasi risklerin finansal kararları etkilediği bu dönemde; para politikalarındaki belirsizlikler, jeopolitik tansiyon ve artan küresel borçluluk yatırımcıları somut ve evrensel değeri olan varlıklara yönlendiriyor. Altın, bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, yılsonuna yaklaşılırken altın piyasasında yaşanan hareketliliğin yalnızca fiyat artışı olarak okunmaması gerektiğine dikkat çekiyor. DEMAŞ bünyesinde yapılan değerlendirmeler de, altının bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıktığını gösteriyor. Altın, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel piyasalardaki belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini korumaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası (FED) başta olmak üzere büyük merkez bankalarının faiz indirimlerine ilişkin net bir takvim açıklayamaması, yatırımcıları yeniden güvenli limanlara yönlendirirken; altın bu süreçte öne çıkan en güçlü varlık olmayı sürdürüyor. Uluslararası finans kuruluşlarının son değerlendirmelerinde; küresel büyümenin yavaşlaması, yüksek kamu borçluluğu ve artan jeopolitik tansiyonun 2026’ya sarkan bir belirsizlik dönemi oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Özellikle Orta Doğu’daki çatışma riski, Rusya-Ukrayna hattındaki kırılgan denge ve Asya-Pasifik’te ABD-Çin rekabetinin yeniden sertleşmesi, altının yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda sistemik risklere karşı bir koruma enstrümanı olarak görülmesine sebep oluyor. Merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi de bu tabloyu destekliyor. Küresel ölçekte rezerv çeşitlendirme politikalarının hız kazanması, doların mutlak güvenli liman olma konumunun sorgulanmasına yol açarken; altın, para sistemleri açısından yeniden stratejik bir varlık olarak konumlanıyor. Bu durum, ons altın fiyatlarının geri çekilmelerde dahi güçlü kalmasını sağlıyor.



Türkiye cephesinde altın: TL bazlı fiyatlamada yapısal yükseliş


Türkiye’de ise altın fiyatları yalnızca küresel ons hareketlerinden değil, aynı zamanda ülkenin makroekonomik dinamiklerinden de doğrudan etkileniyor. Yüksek enflasyonla mücadele süreci, sıkı para politikası adımları ve iç talepteki dengelenme çabalarına rağmen; Türk Lirası’nın reel değerine ilişkin soru işaretleri altının TL bazında güçlü seyrini destekliyor. Cari denge, rezerv yönetimi ve finansman ihtiyacı gibi başlıklar, yılsonuna yaklaşırken piyasaların yakından takip ettiği temel göstergeler arasında yer alıyor. Bu çerçevede altın, Türkiye’de hem tasarruf aracı hem de değer koruma refleksinin en somut karşılığı olmaya devam ediyor. Fiziki altına olan talep, düğün sezonu etkisi zayıflamış olsa dahi yatırım gayesiyle alımlarla canlılığını koruyor.



"Altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor"


DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Altın fiyatlarındaki yükseliş yalnızca dönemsel bir dalgalanma değil; küresel sistemin yeniden şekillendiği bir sürecin yansımasıdır. Hem dünyada hem de Türkiye’de yatırımcılar artık kısa vadeli kazançtan ziyade, uzun vadeli güven arayışına yöneliyor. Bu tabloda altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor. Gümüş, yalnızca altının alternatifi olarak değil; sanayi ve yatırım talebinin kesişim noktasında yer alan stratejik bir varlık olarak öne çıkıyor. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, elektrikli araç üretimi, savunma sanayi ve yüksek teknoloji alanlarında gümüş kullanımının artması, bu metalin küresel ölçekte yapısal bir talep artışı yaşamasına neden oluyor. Uluslararası piyasalarda gümüş fiyatları yıl boyunca zaman zaman sert dalgalanmalar gösterse de, bu oynaklık uzun vadeli potansiyelin zayıfladığı anlamına gelmiyor. Aksine, küresel büyümenin sınırlı seyrettiği ancak teknolojik dönüşümün hız kazandığı mevcut konjonktürde, gümüşün orta ve uzun vadede dengeli ve yukarı yönlü bir fiyat arayışı içinde olması bekleniyor. Türkiye özelinde ise döviz kuru etkisiyle birlikte gümüş, TL bazında erişilebilirliği yüksek, altını tamamlayıcı ve portföy çeşitlendirmesinde önemli bir rol üstlenen yatırım aracı olarak öne çıkıyor" dedi.



Altın ve gümüş 2025’i güçlü bir zeminle kapatıyor


Altın’ın güvenli liman özelliğiyle ön plana çıktığını belirten Kitiş, "Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik riskler, merkez bankalarının temkinli duruşu ve Türkiye’nin kendine özgü ekonomik dinamikleri birlikte değerlendirildiğinde; altın ve gümüşün yılsonuna doğru güçlü seyrini koruması sürpriz olarak görülmüyor. Altın, güvenli liman özelliğiyle öne çıkarken; gümüş, hem sanayi talebi hem de yatırım potansiyeliyle bu tabloyu tamamlıyor. 2025 yılı, kıymetli metaller açısından yalnızca fiyatların değil, stratejik farkındalığın da yükseldiği bir dönem olarak kayıtlara geçerken; yatırımcılar için altın ve gümüş, belirsizlik çağında denge ve güvenin en somut karşılığı olmaya devam ediyor" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yenişehir’de doğa yürüyüşü büyük ilgi gördü Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, 140 doğaseverle birlikte 12 kilometrelik doğa yürüyüşü gerçekleştirdi. Doğa tutkunlarına çağrıda bulunan Başkan Ercan Özel, Yenişehir’de keşfedilecek çok yer olduğuna dikkat çekerek, "Yenişehir’i doğa sporları ve alternatif turizm alanında daha güçlü bir noktaya taşımak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. Yenişehir’in doğal güzelliklerini tanıtmak, doğa turizmini canlandırmak ve ilçeyi yeni yürüyüş rotalarıyla daha cazip hale getirmek amacıyla organize edilen etkinlik, Bilecik’in Osmaneli ilçesine bağlı Avdan Köyü’nden başladı. Yürüyüş, Gölcük Yaylası’nda verilen mola ile devam ederken, katılımcılara burada ateş başında öğle yemeği ikram edildi. Doğanın eşsiz manzaraları eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş, Kızılhisar Mahallesi’nde sona erdi. 12 kilometrelik parkur boyunca katılımcılar hem temiz havanın tadını çıkardı hem de birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirdi. Etkinliğe Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel ve Garnizon Komutanı Albay İbrahim Feyzi Büğdüz’ün yanı sıra YENDAK, ANDA ve YAK ekipleri ile İbrahim Orhan Meslek Yüksekokulu öğrencileri, öğretmenler ve çok sayıda doğa tutkunu katılım sağladı. Etkinlik sonrası değerlendirmelerde bulunan Başkan Ercan Özel, Yenişehir’in doğal yapısının bu tür organizasyonlar için önemli bir avantaj sunduğunu belirterek, "Doğayla iç içe etkinlikler sayesinde hem sağlıklı yaşamı teşvik ediyor hem de ilçemizin sahip olduğu değerleri daha geniş kitlelere tanıtıyoruz. Bu çalışmalarımızı önümüzdeki süreçte artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz" dedi. Yenişehir’in keşfedilmeyi bekleyen pek çok doğal alana sahip olduğunun altını çizen Başkan Özel, "Yaylaları, ormanları ve yürüyüş rotalarıyla ilçemiz adeta açık hava parkuru niteliğinde. Bu zenginliği sürdürülebilir turizm anlayışıyla değerlendirmek istiyoruz. Yenişehir’i doğa sporları ve alternatif turizmde güçlü bir marka haline getirmek için çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Konya NEÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nin yeni birimleri açıldı Konya’da Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dijital Simülasyon Merkezi, Mikroskop Destekli Eğitim Salonu Genel Anestezi Ünitesi Açılış Töreni düzenlendi. NEÜ Diş Hekimliği Fakültesinde düzenlenen törende konuşan Necmettin Erbakan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Tunçdemir, "Bugün açılışımızı yapacağımız mikroskop destekli eğitim salonunda gerek öğrencilerimize gerek asistanlarımıza gerek dışarıda özelde muayenehanesi olan meslektaşlarımıza buraya davet ederek burada nitelikli güzel eğitimler vermeyi hedefliyoruz. Alanında uzman hocalarımızı eğitim salonuna davet ederek burada yine nitelikli eğitimler vermeyi hedefliyoruz. Bu anlamda zaten biliyorsunuz ki çok küçük bir alanda çalışıyoruz. Ağız ortamı çok küçük bir alanda çalışıyoruz. Bu mikroskoplar yaklaşık 12,5 kat dokuyu büyüterek çok daha başarılı çok daha uzun soluklu restorasyonlar yapmamıza vesile kılıyor. Yine birinci katta yapacağımız simülasyon laboratuvarında üçüncü sınıf öğrencilerimizle birebir hastayı simüle eden cihazlarımızla eğitim verdikten sonra dördüncü sınıfta kliniğe alarak bizzat dokuları simüle eden eğitim laboratuvarında eğitim aldıkları için daha özgüvenli daha başarılı bir şekilde kliniğe çıkıyorlar ve orada uygulamaların yapıyorlar" dedi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu da, "Simülasyon merkezi öğrencilerimizin bizzat hastayla karşılaşmadan önce pratiğini daha hazır hale getirmesi bakımından önemli. Çünkü hastayla karşılaştığındaki heyecanını o esnada daha temkinli ve tecrübeli olarak rahatlıkla kontrol edebilecek, daha faydalı sonuçlar elde edebilecek. İkincisi piyasada para kazanacak. Bu da çok önemli. Üçüncüsü belki manevi açıdan çok daha önemli. Çünkü özel hastalarımıza hizmet edecek. Bu Türkiye’de çok az. Simülasyon merkezi Türkiye’de ilk. Bu açıdan da önem arz ediyor. Bu üç tane ünitemizin de fakültemize, üniversitemize, Konya’mıza, memleketimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.